ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
The Sims 3 Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
The Sims 3 Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 The Sims 3

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Assassin™
No-Post !
Assassin™


Favori Oyuncu : Alex De Souza , Cristiano Ronaldo , Lugano , Messi
Mesaj Sayısı : 8012
Puan : 188123
Rep : 2750
Yer : Efeler Diyarı AYDIN
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 20/08/09
The Sims 3 I231073_fbli

The Sims 3 Empty
MesajKonu: The Sims 3   The Sims 3 EmptyPerş. Şub. 18, 2010 10:07 pm

The Sims 3 I1

Eğer pastel renklerle dolu bir dünyada yaşıyorsanız. Konuştuğunuz
zaman anlamsız sesler çıkartıyorsanız. Başınıza olmadık işler
geliyorsa. Rutin olarak, evinizde yangın çıkıyor, eşyalar bozuluyor,
hırsız giriyor ve uykusuzluktan bayılıyorsanız. Zaman hızla akıp
gidiyorsa. Çocuk yapmak için öpüşmek yetiyorsa. Kafanızın üzerinde
kocaman yeşil bir kristal varsa. Tebrikler siz de bir Sim'siniz. 2000
yılında ilk The Sims piyasaya sürüldüğü zaman, büyük ihtimalle
yapımcılar dahil hiç kimse bu oyunun böylesine büyük bir fenomen
olacağını bilmiyordu. Daha önce bize Sim City ile simüle olarak şehir
yönettiren Will Wright işi bu sefer mikro seviyelere indirmişti. Zaten
onun bu mikro seviyede simülasyon merakı Spor ile son haline ulaşmış
oldu. The Sims'in arkasındaki başarı, Secret tarzı kitaplara konu olacak
cinsten. Ya da ilginç bir film bile çıkabilir. Belki de şu son zamanlar
da adı geçen The Sims filmi bu hikayeyi anlatıyordur. Wright'ın huzurlu
hayatı 91 yılında başına gelen bir felaketle tamamıyla değişti. O yıl
Kaliforniya Oakland�e çıkan büyük yangında birçok insan evlerini ve tüm
mal varlıklarını kaybetmişti. Bunlardan birisi de Will Wright'dı,
anlaşılan The Sims'de bol bol yangın çıkmasının nedeni bu olaydan
kaynaklanıyor. Wright bu trajik durumdan sonra kendine sıfırdan bir
hayat kurup, yeni bir eve taşınmak zorunda kalmıştı. Tüm bunları
yaparken aklında bir fikir belirdi. Bu fikir yaklaşık on yıl sonra The
Sims adını alacaktı ve günümüzün en büyük oyun fenomenlerinden birisi
olacaktı. Tabii o yıllarda düşünülürse, günlük yaşamın simüle edilmiş
hali hiç çekici değil. Özellikle 90�ı yılların başında bilgisayar
oyunları bu kadar popüler değilken ve insanlar makinelere bağlı
yaşamıyorken, gerçek hayatım simülasyonuyla ilgili bir proje duyduğunuzu
düşünün. Hiç heyecanlanır mıydınız? Zaten hepimizin iyi kötü bir hayatı
var ve onunla uğraşıyoruz. Bir de bilgisayar oyunlarında sanal bir
yaşam için vakit harcamak mı? Ancak Wright'ın 2000'li yılların insanıyla
aynı vizyona sahip olduğunu anlıyoruz. İlk önce 93 yılında Maxis ile
birlikte bu oyunu yapmaya çalıştı. Ancak o zaman ki bilgisayar
teknolojisinin yetersizliği böyle karmaşık bir programlamayı
kaldırmıyordu. 95 yılında Wright fikrini EA Games� sattı (bu noktada
zaten EA köşeyi dönüp günümüzdeki halini aldı diyebiliriz). Project X
gibi müthiş yaratıcı ve kinayeden uzak bir isimle yapılmaya başlanan
oyun için Will Wright'da PC Magazine dergisine bu konuda ilk demecini
vermişti. Yaklaşık 5 yıllık bekleyişten sonra ilk Sims piyasaya
çıktı�br>
Bir tüketim toplumu efsanesi

2000 yılı
geldiğinde hepimiz "sanal kıyamet" gerçekleşmediği için çok sevinmiştik.
Bu sevincimizle bilgisayarlara daha çok sarılırken, The Sims adlı oyunu
da keşfettik. O zaman bilgisayar başında vakit geçiren, kadın, erkek,
çocuk, uzaylı, maymun ve türevden varlık bu oyunu en az bir kez denedi.
The Sims gerçekten oyun dünyası için bir efsaneydi. O yıllarda internet
hala lüks sayılıyordu. Bu yüzden The Sims para şifresi sayesinde birçok
dergi müthiş tirajlara ulaştı diyebiliriz. Bir süre sonra bu şifre
oyunla birlikte ufak kağıtlara yazılır ve müşterilerin eline
tutuşturulur hale gelmişti. Herhalde o yılda internet kullanan herkese
bir kez şu şifreye bakması için ricada bulunulmuştur. The Sims kısa bir
sürede müthiş bir satış rakamına ulaşırken, üst üste çıkan 7 tane ek
paketle birlikte giderek büyüyen bir hal aldı. Ek paketler sayesinde,
tatile de çıktık, çapkınlık alemlerine de daldık, süper star olduk
herkesi bizi, çılgınca partiler verdik ve hatta büyük bile yaptık. Peki
neydi The Sims'i böyle büyük bir çılgınlık yapan şey? Bu aslında ironik
şekilde gerçek dünyanın kendisiydi. Hepimizin iyi kötü hayatları var ama
kaçımız gerçekten hayallerimizi yaşayabiliyoruz? Kaç kişi hep
arzuladığı kişiyle birlikte? Kaçımız, istediğimiz kadar zengin?
Kaçımızın evinde hayal ettiği tüm eşyalar var? En önemlisi kaç kişi
hayal ettiği görünüme ve eve sahip? İşte The Sims psikologlar için
araştırma konusu olacak başarısı da buradan kaynaklanıyor. Çünkü belki
uyuşturucu haline gelecek şekilde insanlara hayallerini ve
mutluluklarını veriyor. Oyun bunu yaparken daha eğlenceli ve şirin bir
dünya sunuyor. En önemlisi karakterlerimiz ne yaşlanıyor ne de ölüyordu.
Bu belki de diğer oyunları The Sims kadar efsane olmasını engelleyen en
büyük özellik. Kimse yaşlanmak ya da ölmek istemez. Devam oyunları da
büyük başarılar elde etti ama The Sims kadar büyük bir fenomen olup
bilgisayarla işi olmayanları bile kendini çekme başarısını
yakalayamadı�br>
Özellikle para şifresi sayesinde, herkes
hayalindeki eve kavuşabiliyordu. Herkes az da olsa istediği evi
tasarlayıp mimar olabiliyordu. Havuzdan, bilardo masasına, sanal
gerçeklik cihazından, en lüks eşyalara kadar her şeyi satın almak
mümkündü. Gerçek hayatlarında en kötü evde oturan insanla bile, The Sims
sayesinde lüksün ve paranın gücünü tattılar. Ancak oyunun en büyük
eksikliği bir evin içine tıkalı kalmaktı. Her şeyimiz vardı ama sosyal
hayatımız yoktu. Fanların tabiriyle hamster kafesinin içinde yaşamdı bu.
Bu eleştirileri dikkate alan yapımcılar The Sims 2'yi 2004 yılında
piyasaya sürdü. İlk oyun 2 boyutlu bir grafik motoruna sahipti. Bu sefer
olaya üçüncü boyut katıldı. Simlerimizin artık tiplerini daha iyi
görebiliyorduk. Ancak ikinci oyun çıkmasıyla birlikte fanlar tarafından
pek hoş karşılanmadı. Bu zaten satışlardan da belliydi. 2004 yılında
hala The Sims satış listelerinde ilk ona girebiliyordu.


Üç boyutlu hayat oh ne rahat!

The Sims 2'nin sunduğu en
büyük özellikle üç boyutlu grafik motorunun dışında dışarı çıkıp
dolaşmaktı. Tabii bu da sınırlı şekildeydi. Artık karakterlerimiz
yaşlanıp ölebiliyordu. Çoluk çocuğa karışıyorduk onlar büyüyordu.
Karakterin burcunu doğum tarihini seçmek vardı. Meslekler daha da
çeşitli olmuştu. Bu oyun zaman olarak ilk The Sims'den 25 yıl sonrasında
geçiyordu. Haliyle birçok şey daha da gelişmişti. Oyunda çeşitli
mahalleleri seçme şansımız vardı. Simlerimize artık kişilik
verebiliyorduk. Bu kişilikler onların davranışlarını da etkiliyordu.
Ayrıca sadece insansı karakterler yaratmak zorunda değildik. Renk paleti
çok genişti. İstersek kendimize ürkütücü bir aile yaratabiliyorduk.
Hatta genişleme paketleriyle birlikte bu ürkütücü tipler daha da arttı.
İnsan ilişkileri daha gelişmişti. Oyun insanları sosyal olmaya itiyordu.
En önemlisi artık karakterlerimiz ölüyordu. Yaşlılıktan öldükleri gibi,
doğal felaketler ve kazalarda onları öldürebiliyordu. Çoluk çocuğa
karışıp nesiller boyu yaşıyorlardı. Çevremizdeki insan tipleri daha
genişti. Palyaçosundan, rockçısına, enteline, zengini fakiri birçok
insanı görebiliyorduk. Sosyal çeşitliliği daha da yaşadık Akrabalarımız
bize benziyordu. Kariyer yapma fırsatımız vardı. Ancak The Sims 2'yi
zirveye taşıyanlar ek paketleri ve eşya paketleri oldu. Özellikle
fanatiklerin kendi eşyalarını tasarlayıp internette yaymasını
destekleyen oyun 8 tane ek pakete sahipti. Bu ek paketlerle birlikte
oyun, insanlara üniversiteye gitme, hayvan sahibi olma, tatil yapma,
kendi dükkanını açma, gibi sayısız özellikler verdi. Giderek oyun daha
gerçekçi ve ilgi çekici olmaya başladı. İnatçı The Sims hayranları
böylece yavaş yavaş ikinci oyuna geçiş yapmaya başladı. The Sims 2, EA
için en önemli para kaynaklarından birisi oldu. Herhalde şirket halkla
açılsa bu kadar çok ortak ve kar elde edemezdi�br>

The Sims 3 I3

Bir
yanda serinin fanatikleri boş durmadı tabii. Oyunun verdiği
özelliklerle sadece aile kurup yaşamadılar. Kendilerini filmler ve
diziler çekip bir biriyle paylaştılar. Birçok fan sitesi kuruldu.
Özellikle The Sims 2'nin fantastik karakterler içermesi bu tarz hobileri
olanlar için çok büyük şanstı. İlk biz yaşam hayallerimizi yaşatıyordu.
Şimdi ise her türlü hayalimizi yaşıyorduk. Vampir ya da kurt adam
olmak, palyaço olmak gibi özellikler vardı. Artık bu karakter gibi
yaşamak birçok oyunun ilgisini çekti. The Sims 2'yi bu kadar kısa
anlatmak biraz haksızlık gibi. Ancak bu oyunu derinlemesine işlersem,
yazım Sims 3'ten çok ikinci oyun üzerine kurulacak gibi. The Sims 2'nin
hala popülerliğini korurken EA kendinden bekleneni yaptı ve üçüncü oyun
için kolları sıvadığını söyledi. Ancak fanların endişelendiren bir
haberde ortaya çıkmıştı. Will Wright The Sims serisini bırakıp, devrim
yaratacağını iddia ettiği, Spore'un çalışmalarına başlamıştı. Fanlar
başta olmak üzere birçok eleştirmen ve oyuncu The Sims 3'ün serinin
tadını yakalamayacağını düşündü. Yapımcılar tek bir şey için kesin söz
vermişlerdi. Artık tam anlamıyla bir sosyal yaşantınız olacak. Mega bir
kasabaya sahip olacaksınız. The Sims'in asosyal ortamında devasa
kasabaya fikri herkes için hayran verici bir düşünceydi. Ancak The Sims 3
arda arda gelen, ertelemeler ve sıkıntılı bir yapım sürecine sahip
olması nedeniyle, bazılarına göre dev bir hayal kırıklığı olacaktı.
Özellikle serinin hayranları, bu üst üste gelen erteleme haberlerine çok
sinirlendiler. Öyle ya da böyle en sonunda herkesin beklediği The Sims 3
piyasada yerini aldı. Sanırım herkesin yazıda da beklediği şey başlamak
üzere. Yani The Sims 3 incelemesi�br>
Baştan yarat beni

The
Sims 3 ülkemizde iki versiyon olarak satılıyor. Bunlardan birisi normal
diğeri ise koleksiyon versiyonu. İkisi arasında 20 lira kadar cüzü bir
fark var. Koleksiyon versiyonun avantajı içinden 2 gigabaytlık Sim
kristali şeklinde bir flash bellek çıkması. Onun dışında özellikle
fanları bu versiyon pek memnun etmedi. Normal versiyonda ise en çok ilgi
çekici özellik Türkçe kitapçığa sahip olması. Hemen her oyunda bu
kitapçık çıkıyor. Ancak bazılar sadece özetin özeti şeklinde. The Sims 3
popülerliğinden olsa gerek çok geniş kapsamlı Türkçe bir kullanım
kılavuzu hazırlanmış. Ancak ben her şeyi kendi keşfetmeyi seven bir
oyuncu olduğun için kılavuzla ilgilenmedim diyebilirim. Oyun Simce
konuşmalar eşliğindeki şirket logolarıyla başlıyor. Daha da sonrada The
Sims 3'ün içeriğini gösteren eğlenceli bir video izliyoruz. Ana menü
yerine bir karakter ekranı karşımıza çıkıyor. Buradan ilk önce şehrimizi
seçiyoruz daha sonra ise karakterimizi yaratmaya başlıyoruz. Oyunun ham
hali tek bir şehir seçeneği sunuyor. Ancak orijinal oyun sahipleri
internetten ücretsiz Riverview adlı kasabayı indirebilirler. Karakter
yaratma ekranında ilk önce simimizin temel özelliklerini beliyoruz.
Cinsiyeti, bulunacağı yaş grubu, kilosu ve vücut şekli ayarlanıyor.
Artık simlerin burcunu seçmek gibi bir özellik yok. Daha sonra yüze
geçiyoruz. Genel olarak tüm sim yüzleri bebeksi ve tatlı. Yüzün
genişliği ve şekli, burun yapısı, gözlerin yapısı ve rengi, dudakların
yapısı, yüzde olacak çil ve benler seçilebiliyor. Gözlerin kısık ya da
iri olacağı, aşağıya mı çekik yukarı mı çekik olacağı, şirin mi bakacağı
yoksa hafif alaycı bir bakış mı olacağını ayarlayabiliyoruz. Burunun da
büyüklüğünü ve kemikli yapısını ayarlıyoruz. Ayrıca sim için makyajda
yapmak mümkün. Garip şekilde erkek karakterlere de makyaj yapılabiliyor.
Makyaj gerçekten simin simasını değiştiriyor. Hiç çekici olmayan kadın
sim karakterler bile biraz makyajla daha etkileyici hale geliyor. Şunu
belirteyim ki; simlerin keskin yüz hatları olmadığı için kendinizin bire
bir kopyasını yapmak mümkün değil. Ancak size benzeyen şirin bir
kopyanızı yaratabilirsiniz. Bir nevi maskotunuzu yaptığınızı düşünün.
Saç ve sakal modellerine gelince. Kadınlar için daha çok saç modeli var,
erkekler için biraz az kalmış. Sakallar ise gerçekten az, özellikle
kirli sakal Recep İvedik modelinde olmuş. Pek bir yapay duruyor.
Saçlarda üç renk seçme imkanı var. Tek renkli bir saç modeli
seçebileceğiniz gibi aynı şekilde, bir kısım siyah bir kısım ise açık
renklerde seçilebiliyor

Gelelim kıyafet menüsüne. Günlük kıyafet, resmi kıyafet, uyuma kıyafeti,
spor yapılırken giyilen kıyafet ve yüzme kıyafetleri seçiliyor. Bunlar
içerisinde daha seksi tasarımlar olduğu gibi klasik ve mütevazi şeyler
de var. Yine kadınlar için daha fazla bir seçenek sunulmuş. Erkekler
için daha çok tarza göre ayrılmış kıyafetler. Yani rock modeli, klasik
model, zengin işi şeyler. Pantolonlarda klasik kumaş pantolon olduğu
gibi düşük belli pantolonlarda var. İlginç bir ayrıntı olarak
pantolonlardaki, eskitme izleri ve yırtıklar belli. Hatta düşük belde
boxer iç çamaşırı bile gözüküyor. Kıyafet çeşitliliği çok az duruyor.
Ancak desen sistemiyle bunu biraz olsun azaltmışlar. Kıyafetleri,
onlarca farklı desen ve renkte tekrar tasarlayabiliyoruz. Mesela
istersek bir ceketin yakalarını farklı renkle, kollarını farklı renkte
ve gövdeyi farklı renkte yapabiliyoruz. Ya da geniş desen çeşidiyle çok
ilginç bir ceket ortaya çıkabiliyor. Alevli uçuk bir tasarımdan, çizgili
klasik tasarıma kadar geniş bir seçenek var. Yine geniş sayılabilecek
bir ayakkabı seçeneğimiz var. Sanırım artık söylememe gerek yok tabii ki
kadınların seçeneği daha fazla. Açık ayakkabılardan daha sert botlara
hata tüm bacağı kaplayan çizmelere kadar birçok çeşitleri var. Erkekler
ise klasik, spor, bot, terlik ve sanırım oyunun gizli sponsoru
Converse'in (reklam yapmayalım lütfen - Emre Acar)
ünlü bez ayakkabı modellerine sahip. Özellikle bez ayakkabılar daha
fazla. Aksesuar menüsünden, gözlük çeşitleri, saat, bileklik, kolye,
küpe gibi şeyler seçmek mümkün. Bunlar da tarz tarz olarak ayarlanmış.
Anlaşılan The Sims 3 günümüz tüketim toplumuna en iyi uyumu sağlamış.
Erkeklerde küpe takabiliyorlar. Küpe seçenekleri ise sokakta insanlarda
gördüğümüzle aynı diyebiliriz. Erkekler daha sert metalci küpeleri
taktığı gibi, renkli punkçı küpeleri ya da con con takımının taşlı
parlak küpelerinden takabiliyor�br>

The Sims 3 I2

Şimdi
sırada oyunu bir nevi RPG havasına sokan Trait ve Lifewish özelliğinde.
The Sims 2 de buna benzer şeyler vardı. Ancak yapımcılar işi iyice
abartmış olayı biraz RPG'ye çevirmişler. Karakterimizin dünyadaki
duruşunu ve karakterini belirleyen geniş bir trait (kişisel özellikler)
havuzuna sahibiz. Buradan istediğimizi seçebiliyoruz. Temel olarak,
akıl, güç, sosyal ve yaşam tarzı olarak bu traitleri seçebiliyoruz. Bu
traitler The Sims 3'te çok önemli. Karakterinizin davranışları ve oyunda
yapacakları bu traitlere göre belirleniyor. Kısacası seçtiğimiz bu
kişisel özelliklere göre oyun kendini geliştiriyor. Aynı şekilde
mesleklerde başarılı olmamızda bunlara bağlı. Mesela cesur karakterler,
polislik mesleğinde daha başarılı oluyorlar. Eve hırsız girdi mi ya da
bir felaket oldu mu bundan etkilenmiyorlar. Karizmatik insanlar,
diğerlerini daha çabuk etkiliyor. Parti manyakları evde durmaktan
sıkılıyor sürekli yeni partiler peşinde. Bu tarz temel kişisel
özelliklerin dışında, bir de komedi unsuru şeyler de oyuna eklenmiş.
Mesela iyi ya da kötü kişiliğe sahip olabiliyoruz. İyi insanlar sürekli
huşu içinde, başkalarına yardım edip onlara telkinlerde bulunurken, kötü
kişilikli simler başkalarının acılarınızı gördükçe mutlu oluyorlar.
Sürekli bir şeytani kahkaha içinde dolaşan bu kötü karakterler, diğer
simlerin aralarını bozmak ve onları şeytani komplolarına dahil etmek
için telkinde bulunuyor. En komiği ise, uyumak banyo yapmak gibi şeyler
tamamıyla değişiyor. Şeytani şekilde uyu, şeytani banyo yap gibi
seçenekler çıkıyor. Ama beni gülme krizine sokan olay ise şeytani sim
karakterimizi bilgisayar başına oturtunca çıkan, forumlarda trollük yap
seçeneği oldu. Kısacası bu traitler sayesinde onlarca bir birinden
farklı karakterli sim yaratmak mümkün. Life Wish yani hayat dileği olayı
ise oyunun en önemli özelliklerinden birisi. Seçtiğimiz kişisel
özelliklere göre hayatta bir amaç belirliyoruz. Mesela şeytani karakter
için çıkan bu seçeneklerden bir tanesi suç imparatoru olmaktı. Aynı
şekilde simin karakteristik özelliklerine göre, süper star, politikacı,
müthiş bir fiziğe sahip olma, hem çok zeki hem de süper bir fiziğe sahip
olmak gibi oyuna daha önem katan amaçlarda bulunuyor.

Bu
şehrin taşı toprağı altın


Karakter yaratma menüsünden bir
aile için istediğimiz kadar sim yaratabiliyoruz. Ekranda karakteri
yazarken verdiğimiz soyadı taşıyan bir tablo gözüküyor. Burada
yarattığımız simleri, aile bireyleri, akraba ya da ev arkadaşı
yapabiliyoruz. Daha sonra ise şehirden istediğimiz evi seçiyoruz. Oyuna
yeni eklenen bir özellik olarak evlerin zorluk seviyeleri var. Evin
büyüklüğü ve ihtiyacına göre bu zorluk seviyesi artıyor. Kısacası oyun
bize baştan bir hayat standarttı koyuyor. Bu evi seçersen en az bu kadar
kazanman lazım diye. Anlayacağınız geçim sıkıntısı bizi Sims dünyasında
bile buldu. Evleri eşyalı ya da eşyasız seçme imkanımız var. Oyunun
bize verdiği başlangıç parasının birçoğu zaten seçtiğimiz ev için
gidiyor. En fazla 5 bin sim parası cebimiz kalıyor. The Sims 3'e nihayet
adımımızı atıyoruz ve bir anda her şeyin bir farklı olduğunu görüyoruz.
Her şey hem eski Sims tarzında hem de daha bir farklı. Birçok oyuncu,
oyuna alışmak için ilk önce tek bir karakter yaratmanız gerektiğini
söylüyor. Ancak benim tavsiyem ev arkadaşı, akraba ya da sevgili iki
kişi yaratın. Çünkü oyun zaten sizi iş bulmak için zorluyor. Ancak The
Sims 3 de gerçekten yaşayan bir ortam olduğu için, evde kimse yokken de
yaşam gidiyor. Tek kişi olursanız tüm gün boş boş ekrana bakarsınız. Ya
da röntgenci gibi şehirde yaşayanları izlersiniz. İki kişi olunca en
azından ev içinde yaşama devam etmek mümkün. Oyunda psikolojik bir alt
yapıya sahip kendimize verdiğimiz sözler kısmı var. Bir nevi oyun bizi
bir şeylere yapmak için zorluyor. Bu sözler daha önce seçtiğimiz kişisel
özelliklere göre değişiyor. Bu özellikler sayesinde ilk başta kendimize
en uygun işi bulmamız isteniyor. İş bulmak için internet ya da gazeteyi
kullanabiliriz. Ya da direk şehirde istediğimiz işin binasına gidip
buradan başvuru yapabiliriz. Artık hangi mesleğe girersek girelim, işin
mutfağından başlıyoruz. Bilim kariyeri için ilk önce, gidip kobay olmak
lazım. Suç imparatoru olmak için işe hırsızlıkla başlamak lazım. Uluslar
arası ajan olmak için, polis olmak gerekiyor. Bu şekilde uzuyor liste.
Artık iş yeriyle tamamıyla bağlantısız değiliz. Ekranın sol üst
köşesinde çıkan menü sayesinde iş yerinde yaptığımız şeyleri
yönlendiriyoruz. Ancak bunlar görmeyip hayal ediyoruz. Bir de sağ
tarafta çıkan bilgiler sayesinde neler olduğunu öğrenebiliyoruz. Sıkı
çalışma, işi boşlama, arkadaşlarla geyik yapma ve patrona yaltaklanma
gibi özellikler var. Aynı şekilde bağımsız çalışıp yükselmeyi de hayal
edebiliyoruz. Terfi almak için en iyi yöntem patrona yaltaklanmak. Bazen
sevgili patronlarımız kendisi için çok önemli olan kitapları bize
veriyor. Gel oku bununla ilgili sohbet edelim diyorlar. Eğer bunu
yaparsak simimiz hızlı bir terfi alıyor. Patronla arkadaş olup onunla
bol iş dışında da görüşerek ilişkinizi geliştirebilirsiniz. Bu da
kariyer için iyi bir yöntem. Kısacası The Sims 3'ün kariyer yollar
tamamıyla size kalmış. Aynı şekilde ünlü para şifresinde kariyer için
iyi bir yöntem. Ancak bu kadar yaşayan bir şehirde para şifresi oyunu
sıkıcı bir hale getirebilir

Oyunun en büyük yeniliği olan şehir gerçekten yaşıyor. Hem de bizden
bağımsız olarak. İnsanlar bir biriyle tanışıyor, eğlence için piknik
yapıyorlar, kavga ediyorlar. Sırf öylesine konulmuş trafik dışında şehir
çok gerçekçi. Trafikte ise sorun var arabalar içinizden filan
geçebiliyor. Lokantası, sineması, müzesi, okulu ve mezarlığıyla
karşımızda gerçek bir şehir var. Peki, bu şehirde neler yapabiliyoruz?
Aklımıza gelebilecek her şeyi yapmak mümkün. Canımız mı sıkıldı, şehrin
parkına giden etrafı izleyin
yeni insanlarla tanışın. Oturun
tanımadığınız insanlarla satranç oynadın. Sanki offline bir MMPORG gibi
bir sürü yeni insanla tanışma imkanınız var. Yalnız kalmak istiyorsanız
gidip, bir gölde balık tutabiliyorsunuz. Balık tutarken arada simler
ilginç eşyalar da buluyorlar. Bunlar değerli ya da komik eşyalar oluyor
genelde. Tüm gün kitap okuyup kendinizi eğitecek vaktiniz mi yok? Gidin
bir kursa yazılın ve yetenekleriniz gelişsin. Tabii, tüm bunlar bayağı
pahalı bir ücret karşılığında. Acıkınca pahalı ya da lüks restoranda
yeme şansınız var. Yemek yerken bazen komik şeyler yaşanabiliyor. Mesela
yemeğin içinden saç filan çıkıyor. Bu durumda ekrana olayı anlatan ve
ne yapmamız gerektiğini soran bir ekran geliyor. Buna göre şef garsonda
tavrınız beğenip, fazladan yemek ısmarlayacağı gibi sizi kovabiliyor da.
Şehirde artık koşmak da mümkün olmuş. Siminiz seçtiğiniz yollarda
koşarak spor yapabiliyor. Canınız sıkıldı mı, deniz kenarına gidip,
güneşin batışını izleyebiliyorsunuz. Orada mangal yapan diğer şehir
sakinlerinin etlerinden araklayıp hayatın keyfini çıkartabiliyorsunuz.
Bunların hepsini tek başına yapak da zorunda değilsiniz. Her bina için
biriyle birlikte git seçeneği var. Spor salonuna yazılıp vücudunuza
şekle sokabileceğiniz gibi, siminiz ağrı çektiğinde masaj salonuna da
gidebiliyorsunuz. Bu masaj salonları pahalı olsa da siminiz kendini iyi
hissediyor. Ayrıca artık araba ve bisiklet alabildiğimiz için, şehir
içinde onlarla dolaşmakta mümkün. Şehir sadece yaşamak için değil
eğlenip, ilginç şeyler yapmak için de uygun. Mesela sinemaya
gideceksiniz ama filmin başlamasına daha çok var. Şehrin gerçekçi
tasarımı sayesinde, hemen biraz üsteki kitapçıya gidip yeni kitaplara
bakarak vakit geçirebiliyorsunuz. Ya da markete gidip alışveriş
yapabiliyorsunuz. Aynı şekilde biraz uzaktaki müzeye gidip vakit
geçirmek de mümkün. Kitap kurtlar için şehrin kütüphanesi etkileyici bir
yer. Burada her çeşit kitap var. Çocuklar için özel bölüm bile var.
Şehrin kütüphanesi ve müzesi içleri görülen az sayıda binadan birisi.
Artık komşularının evlerinin içini görebiliyoruz. Ancak iş yerlerinin ve
kamu binalarının içlerini göremiyoruz. Bu oyunun en büyük
eksikliklerinden birisi olmuş. Tüm gün iş yerindeyiz tamam komutları
yönetiyoruz ama içeride neler yaptığımızı görebilirdik. Bu kadar detaylı
bir oyunda zor olmasa gerek. Umarım genişleme paketleriyle bu
özellikler gelir. İlginç olarak ise, şehirde dolaşırken, meteor taşları
gibi şeyler bulmak mümkün. Ya da çeşitli taşlar bulabiliyoruz. Bunlara
değer biçtirip iyi bir fiyata satabileceğimiz gibi. Anı olsun diye de
saklayabiliyoruz. Mezarlığa girip dolaşma şansımız var. Mezarlığın
içinde yine ilginç ve ürkütücü olaylarla karşılaşıyoruz�br>

The Sims 3 I4

İlişkiler
ve yaşam tarzı


The Sims 3'ün RPG unsurları olduğunu
söylemiştim. Temelde Sims serisi, gerçek hayatın simülasyonu olarak
tasarlandı. Rol yapma unsurlarının da bu oyuna eklenmesi aslında,
simülasyon özelliklerini daha da güçlendirmiş. Simsin klasik haline
gelmiş ihtiyaç menüleri bu oyunda da var. Ancak The Sims 3 de simler
sanal bebek olmaktan çıkartılmış. Düşünceleri ve duyguları olan yaşayan
bireyler haline gelmiş. İhtiyaçlarımız artık öyle, zırt pırt azalıp bizi
sinir etmiyor. Yani oyundaki tek yaptığımız, simin karnını doyurmak onu
eğlendirmek ya da banyoya girmesini sağlamak değil. Oyunda yaptığımız
şeylere göre bu özellikler değişiyor. Mesela spor yaparsak yorgunluk ve
hijyen düşüyor. Ancak aynı şekilde kendini iyi hissetme özelliği de
artıyor. İş yerinde kötü bir gün geçirirsek, simimiz çok yorgun hale
geliyor ve tüm neşesini kaybediyor. Neşesini kaybetmesi davranışlarını
da etkiliyor. En basit işleri bile yapmayarak, insanları kalbini kıran
ve isyankar bir hal alıyor. Eşiyle öpüşmüyor bile. Klasik başım ağrıyor
diyaloglarına giriyor. Oyunda simin ruh halini etkileyen özellikler
bulunuyor. Bunlar için özel bir menü yapmışlar. Simin çok uykusuz ya da
aç olması onun ruh halini kötü halde etkiliyor. Aynı şekilde evden hiç
çıkmazsak, sim bir süre sonra saçma sapan hareketler yapıp hafiften
delirmeye başlıyor. Mesela çok fazla oyun oynarsak ya da karakteri
eğlendirirsek, sim kendini gereğinden fazla iyi hissediyor. Bu halde
rahat rahat suç işleyecek hale geliyor. Oyunda başımıza gelen her şey bu
ruh hali için bir etken olmuş. Güzel biriyle görüşüp onunla arkadaş mı
olduk, hemen
simimizin ruh hali artmaya başlıyor. Aynı şekilde ruh hali menüsünde
birkaç sim saati sürecek bir bonus beliriyor. Eğer simler iş yerine iyi
bir ruh haliyle giderse, daha başarılı oluyorlar ve çabucak terfi almaya
başlıyorlar. Kötü ruh haliyle giderse işleri başaramıyor ve patronu
kızdırıyorlar. Aynı şekilde bir birlerine davranışları da değişiyor.
Kısacası artık siminizi yaşayan bir birey gibi düşünüp ona göre
psikolojisini iyi tut zorundasınız. Oyunun grafikleri diğer iki oyuna
göre çok daha gelişmiş halde. Özellikler zoomlayınca mekanı daha iyi
görebiliyoruz. Mesela buzdolabına zoomlayınca içindeki ürünleri
gördüğümüz gibi, etrafa yayılan soğuk buğu da gözüküyor. Bilgisayarda
oyun oynarken ekranı zoomlarsanız, oyunu görebiliyorsunuz. Ekranda ufak
bir video var ve karakterler hareket ediyorlar. Sim chat yaparken ya da
yazı yazarken aynı şekilde, ekranda yazılan yazıları görüyoruz.
Televizyonda ise eğitici ve eğlendirici kanallar var
Eşya grubu diğer iki oyuna kıyasla çok az. Sadece temel ihtiyaçlar
karşılanmış. Tüketim toplumunun alışkanları oyuna da yansımış. Daha
öncede cep telefonumuz vardı ama bu sefer cep telefonuyla fotoğrafın
çekebiliyoruz. Bunu yaparken simlerin gözünden görüyoruz. Çektiğimiz
fotoları duvara asma şansımız var. Herkesin zevkine göre kullanacağı
eşyalar değişiyor. Ancak tek ortak nokta zeki ya da değil tüm simler bir
şeyler satın almak istiyor. Kesinlikle tüketim toplumu haline
gelmişler. Artık oyun konsolu bile satın alabiliyoruz. Zeki simler
sürekli yeni kitap, teleskop gibi şeyler isterken. Daha süslü simler ise
sürekli yeni kıyafet yaratmak istiyor. Oyunda aynaya tıklayıp kendimizi
yeni kıyafet saç ve sakal modeli verebiliyoruz. Aynı şekilde makyaj da
yapmak mümkün oluyor. Simler artık bol bol kıyafet değiştirebiliyorlar.
Tüketim toplumunun bir sonucu olarak oyunda her şey pahalı olmuş. Ama
yapımcılar alternatif para kazanma yollarıyla, bunu bir nebze de olsa
halletmişler. Mesela kitap yazıp satabiliyoruz, ya da uzayda yeni
nesneler keşfedip buna istediğimiz adı veriyoruz bu şekilde de para
kazanabiliyoruz. Ayrıca, tutuğumuz balıkları ya da yaptığımız resimleri
de satabiliyoruz. Bunun dışında para kazanmanın en tatlı yolu ise oyunun
sosyal sisteminden geçiyor. Oyunda arada çeşitli yarışmalar ve meydan
okuma olayları yaşanıyor. Mesela bunlar, amatör olimpiyatları, yemek
yapma ya da en çok kim yiyecek yarışmaları gibi şeyler. Bu tarz
yarışmalara katıldığımızda, fırsatlar menüsünde beliriyor. Bazıları için
özel şeyler yapmamız gerekiyor. Şu kurabiye yapıp getir tarzı şeyler.
Ayrıca devir ekonomi devri mantığıyla oyuna indirim kuponları da
eklenmiş. Bunları gazeteden ya da internetten takip edebiliyorsunuz.
Bazen çok cazip olabiliyorlar. Mesela markette yüzde 30 indirim,
kütüphane de şu tarz kitaplarda yüze 10 indirim gibi�br>

The Sims 3 I5

Gelelim
ilişkilere, The Sims 3'ün neredeyse MMPORG gibi olduğunu söylemiştim.
Artık yaşayan şehrimizde kendi zevklerimizle ilgilenirken oradan en
uygun insanlarla tanışabiliyoruz. Mesela benim karakterim kütüphane de
dişi bir sim ile tanışmıştı. Onunla başladıkları kitap muhabbeti sonucu
çok fazla ortak yönleri ortaya çıktı. Artık simlerle sohbet etmek
öylesine değil. Sim dilini anlamadığımız için yapımcılar ekranın sağ ve
sol köşelerine konuşmaları özetleyen baloncukları koymuş. Her karakterin
özel traitleri olduğu için sohbetle bunları çözmeye çalışıyoruz.
Sonuçta çok fazla benzer traiti olan simler bir biriyle sıkı dost ya da
sevgili olabiliyorlar. Yeni eklenen özellikler menüsü bu konuda bize çok
yardımcı oluyor. Biriyle konuşurken bu özellikler kısmına tıklayınca,
sahip olduğumuz kişisel özelliklere uygun konuşma seçenekler çıkıyor.
Mesela karakter müzisyense, müzikle ilgili özel sohbetler ediyor. Bu
şekilde insanlara kendimize hayran bıraktığımız gibi düşman hale de
getirebiliyoruz. İster bir havuz partisinde, isterse chat odasında
tanışın iyi anlaştığınız simler peşinizi bırakmıyorlar. Sizi sürekli
arayıp bir yerlere davet ediyorlar. Sizde onları eve çağırabiliyorsunuz.
Eve çağırdınız simlerle arkadaşça takıldığınız gibi, onunla tek gecelik
ilişki yaşama şansınız da var. Ancak eğer sim evliyse ya da gönlü yoksa
bunu taciz sayıyorlar ve durumlar değişiyor. Yapımcılar oyuna eşcinsel
ilişkilerde eklemişler. Anlaşılan EA bayağı ileri görüşlü çünkü oyunda
eşcinsel evlilikler de var. Hatta bazı eşcinsel karakterler
heteroseksüellerden daha bir aşkla bir birlerine bağlılar. Partiler
simlerin vazgeçilmezlerinden birisi. Karakterlerimiz genellikle parti
istiyorum diye tutuyorlar. Artık parti planlama sistemi sayesinde,
partinin gününü saatini ve partiye gelinirken ne giyilmesi gerektiğini
ayarlayabiliyoruz. Eğer parti güzel giderse simin morali tavan yapıyor.
Kötü giderse tüm konuklar size hakaret ediyor ve simimiz bunalıma
giriyor. Oyunda geniş çaplı bir spor faaliyetimiz de var. Radyoyla,
televizyonla, sokakta koşarak ya da aletle çalışarak spor yapabiliyoruz.
Spor yaparken de bunun koşullarını biz ayarlıyoruz. İstersek hafif
şekilde öylesine spor yaparken istersek onların canlarını çıkartacak
sert antrenmanlar da yaptırabiliyoruz. Ayrıca sporda belirli seviyeye
gelmiş simler bir birlerine antrenmanda yaptırabiliyorlar. Bu şekilde
spor yapmak çok daha hızlı oluyor�br>
The Sims: İbret Edition

Sırada
oyunun en ilginç yönlerinden birisi var. Yani doğum ve ölüm döngüsü.
Karakterlerimiz doğduğu gibi ölebiliyorlar da. Yapımcılar oyuna ilginç
bir ayar eklemişler. Ayarlar menüsünden karakterimizin yaşamını The Sims
1 deki gibi ölümsüz de yapabiliyoruz The Sims 2'deki gibi ölümlü de
yapabiliyoruz. Ancak simlerin yaşlanmasını kapatırsak, çocuklar da
doğmuyor. Oyunda üç tane zaman bölümü var bunlardan birisi hızlı normal
ve uzun oynama süresi. Hiç bir ayar yapmazsak oyun otomatik olarak
normal oynama süresiyle başlıyor. Ancak bir sorun var, simler bu şekilde
çok çabuk yaşlanıyorlar. Aşağı yukarı bir haftalık gerçek zaman
sürecinde simleriniz bir bakmışınız yaşlanmışlar. Daha hayat ki
amacınızı gerçekleştirmeden bir bakıyorsunuz simler ömürlerinin sonuna
gelmişler. Yaşlanınca emekli olma şansımızda var. Günlük olarak belirli
bir miktar ödeniyor bize. Yaşlıların hareketleri çok gerçekçi olmuş. Bir
anda giydikleri kıyafet bile değişiyor. Oyunun başında yarattığımız yüz
çok başarılı şekilde yaşlanıyor. Yaşlanan simler daha yavaş yürüyor ve
biraz daha dayanıksız hale geliyor. Size tavsiyem oyunu ya bir süre
yaşlanma kapalı oynayın ya da en uzun süreli hale getirin. Aksi takdirde
oyun The Sims: İbret Edition haline geliyor. Bir anda gençlik gidiyor,
ne çocuk yapabiliyorsunuz ne de tam anlamıyla gezip dolaşmış
oluyorsunuz. Sadece biz değil tüm şehir yaşlanıyor. Arkadaşlarımız
sırasıyla ölüyorlar. Ölüm döşeğindeyken şu sime git ölmek üzere diye
oyun bize haber veriyor. Bir süre sonra bakmışınız ki, tüm arkadaşlarız
ölmüş onların çocukları etrafta dolaşıyor. Hamilelik aşağı yukarı üç sim
günü sürüyor. Artık dişi simleri hamile bırakmak için öpmek yetmiyor.
Biraz daha gerçeğe yakın işlemler uyguluyoruz. Anne simlerin doğum
boyunca yaptıkları şeyler ve içinde bulundukları ruh hali bebek simleri
de etkiliyor. Bu ruh haline göre simin kişiliği ve özellikleri oyun
tarafından beliriyor. Doğumu hastanede yaptığımız gibi, evde de
yapabiliyoruz. Doğuma anne simler eşleriyle birlikte gidebiliyorlar. Ama
hiç kimse yok yanlarında ve evin arabası yoksa hamile simler doğuma
koşarak ya da bisikletle gidebiliyorlar. Oyuna hamilelik sürecindeki
ortamın bebek simlerin kişiliğini etkilemesi gibi yaratıcı bir detay
etkileyen yapımcılar ne düşünüp de böyle bir şey yapmışlar bilemiyorum.
Artık bebek simler de ailenin bir parçası. Onları da aile penceresinden
kontrol edebiliyoruz. Çocuklar simler okula gidiyor ama okulda oyunun
önemli bir parçası. Yaramaz simler okuldan ceza yiyebiliyorlar

Bir de sakın faturaları ödemeyi unutmayın yoksa evinize garip vakum
makineli sapık icra memurları geliyor. Sırf bu görüntü bile insanı
çileden çıkartmaya yeter. Eşyaların parasında göre zırt pırt bozulma
durumları devam ediyor. Ancak artık eli tamire yatkın insanlar sadece bu
bozuk aletleri düzeltmiyorlar, onları geliştirebiliyorlar da. Eşyalar
kırılmaz ya da kendi kendine tamir edilebilir hale getirebiliyor. Daha
önce bahsettiğim kendimize verdiğimiz sözler kısmı da oyunun yeni bir
özelliğiyle bağlantılı. En iyisini sona sakladım. Kendimizi verdiğimiz
sözleri tutukça, karakterimiz hayat puanları kazanıyor. Bunları bir
nevi, tecrübe puanı da diyebiliriz. Daha sonra özel bir menüden bu puana
göre yeni özellikler seçebiliyoruz. Bu oynanışı çok etkiliyor. Mesela
daha hızlı iyileşme özelliği ya da partilerde herkesi memnun etme
özelliği alabiliyoruz. Aynı şekilde iş yerinde çok daha başarılı olma
özelliğinden istediğiniz yere teleport olmaya kadar çeşit çeşit yeni
özellik kazanabiliyoruz. Eğer hayatta ki amacımızı yerine getirirsek 30
bin hayat puanı kazanıyoruz ve rahat rahat istediğimizi yapabiliyoruz.
The Sims 3'ü yapay zekası diğer iki oyuna göre çok gelişmiş. Gerçi arada
sapıtıp çok komik buglara neden olsalar da genelde simlerimizin
yaşaması için bize pek ihtiyaçları yok. Karakterlerine göre gidip,
aynada kendilerini izliyorlar ya da kitap okuyorlar. Yemek yapıyorlar
tabakları yıkayıp temizlik bile yapıyorlar�br>
World of
Simcraft


Oyunda az eşya olduğunu söylemiştim. Hemen herkesin
şikayet ettiği durum da bu zaten. Bunun iki nedeni olduğu çok belli
birincisi, gelecek olan genişleme paketler için oyuncuları aç bırakmak.
İkincisi ise oyuna yerleştirilen, yaratıp paylaşma özelliğini
tetiklemek. Artık oyunun ana menüsünde, eşya ve sim download ya da
upload etmek için ayrı bir menü var. Buradan başka oyuncular tarafından
tasarlanmış eşyaları yükleyebiliyoruz. Aynı şekilde kendi tasarladığımız
ve yaratığımız simleri de paylaşıyor. Bunun dışında sim para diye yeni
eklenen bir özellik sayesinde oyunun resmi sitesinden, kasabalar ve yeni
eşyalar satın almak mümkün. Orijinal oyun 10 euro değerinde sim parası
hediye ediyor. Peki, nereden geliyor bu sim paraların kaynağı? Tabii ki
sevgili oyuncuların kredi kartlarından geliyor (neyse ki Türkiye EA
tarafından desteklenmiyor, o yüzden bizim de ceplerimizden para
eksilmiyor - Emre Acar
. Daha önceleri de oyuna internetten
bir şeyler yüklemek ya da satın almak mümkündü. Ancak bu sefer MMPORG ya
da Pet Society gibi oyunlarda bulunan sistem uygulanmış. Belirli bir
şey ücretsiz veriliyor ama evi döşemek için cebinizden de para
harcıyorsunuz. EA en büyük para kaynağını daha da ilginç bir şekilde
kullanmaya karar vermiş. Free to play mantıklı oyunlar zaten, ürünlerini
satmıyorlar. Bunun yerine eşya filan satıp para kazanıyorlar. Çoğu da
ufak firmalar büyümek için böyle yapıyor. Ancak en zengin oyun
firmalarından birisinin böyle bir şey yapmasını pek hoş karşılamadım.
Özellikle bu oyunu kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere normalde pek
bilgisayarla haşır neşir olmayan insanlar oynadığına göre, onları
bağımlı yapıp para kazanmanın en iyi yolu olmuş�br>

The Sims 3 I6

Oyunun
yapısı ve bu yeni para kazanma sisteminden anladığımız kadarıyla EA bir
Sims MMPORG'u üzerinde çalışacak gibi duruyor. Bu oyunda, bir nevi bu
fikirlerini test etmişler. Kısacası bu sefer The Sims 3 gerçekten, bir
yaşam simülasyonu olmuş. Eksiklileri olsa da bunun firma tarafından
bilerek yapıldığını düşünüyorum. Ne de olsa daha çok para kazanacaklar
bu oyun üzerinden. Yazımı bitirirken sizlere, serinin Türklere ait
fanatik sitelerinin adreslerini vermek istiyorum. Buradaki üyeler, özel
eşyalar ve karakterler satıp bir birleriyle paylaşıyorlar. Oyunda
çektikleri videoları dizi haline getirip yayınlıyorlar. Eğer Sims ile
fazla ilgili olacaksanız buralara girmeniz de fayda var. Son olarak
uyarmak istiyorum, oyuna fazla takılmayın hayatı simüle etmek yerine
gerçeğini yaşayın. Aksi takdirde zamanın su gibi akıp gittiğini
göreceksiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
The Sims 3
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» The Sims 3
» The Sims 3
» The Sims 3 2
» The Sims 3'e Late Night

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Oyun Dünyası :: Oyun İncelemeleri-
Buraya geçin: