ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Terminator Salvation Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Terminator Salvation Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Terminator Salvation

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Assassin™
No-Post !
Assassin™


Favori Oyuncu : Alex De Souza , Cristiano Ronaldo , Lugano , Messi
Mesaj Sayısı : 8012
Puan : 188124
Rep : 2750
Yer : Efeler Diyarı AYDIN
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 20/08/09
Terminator Salvation I231073_fbli

Terminator Salvation Empty
MesajKonu: Terminator Salvation   Terminator Salvation EmptyPerş. Şub. 18, 2010 10:08 pm

Terminator Salvation I1

Bir dünya düşünün ki, en büyük dostumuz sandığımız makineler bize
ihanet etmiş. İnsanlığı koruması gereken savunma sistemi Skynet, insan
türünü kendine rakip olarak görmüş. Bunun sonucunda ise, Nükleer savaş
çıkartıp, dünyayı felaketin eşiğine getirmiş. Bildiğiniz ve yaşadığınız
dünya artık yok. Her yer yıkıntı, tüketim çılgını toplumlar için en
büyük kabus. Sevdikleriniz, komşularınız, aileniz hepsi ölmüş.
İnsanlıktan sağ kalan çok az kişi var. Yemek yok, içecek temiz su çok
az, hiçbir üretim yok. Tüm dünya Nükleer bir çöl haline gelmiş. Şehirler
yıkılmış yaşamak çok zor. Bildiğimiz tüm yaşam Kıyamet Günü'nde
(Judgment Day) yok olup gitmiş. Bundan kurtulduğunuz için kendinizi
şanslı mı sanıyorsunuz? En büyük yardımcımız olan makineler artık
insanlığın en büyük düşmanı. Terminator kod adlı bu siborglar (Cyborg)
Skynet'in kontrolü altında insanlığı soy kırıma uğratmaya çalışıyor.
Nükleer kabus bitti ama artık daha kötüsü de başladı. Teknolojik bir
kabus. Kendi yarattıklarımız bize isyan edip bizi yok etmeye çalışıyor.
Makineler bizden daha güçlü ve daha yetenekli. Bizden daha zekiler,
onlara karşı durmak imkansız. Ancak bir kişi onları yenecek yeteneğe
sahip, bir kişi onlardan korkmuyor. Bir kişi geleceği daha önceden
biliyor. İnsanlığı organize edip türümüzü zafere ulaştıracak. O son
umudun adı John Connor�br>
James Cameron'un modern kıyamet
senaryosu olan The Terminator, 1984 yılında sinemalarda gösterildiği
zaman, sinema tarihini ve insanlığın bakış açısını sonsuza dek
değiştirdi. Film zamanı için müthiş efektlere ve ileri bir sinema
teknolojisine sahipti. Ancak bununla birlikte, yeni bir paranoya da
yaratıyordu. Daha önce İsaac Asimov'un ve Frank Herbert'ın kitaplarında
fazla üstünde durmadan bahsettiği bir paranoya. 80'li yıllarda
insanların en büyük korkusu ve paranoyası Nükleer savaştı. Sovetler
Birliği ve ABD�in süper güç savaşı nedeniyle geliştirdiği bu silahlar
olası bir savaşta insanlığın sonunu getirebilirdi. Tüm dünyada bu korku
varken, bir yandan bilgisayarlar büyüleyici şekilde hızla bir gelişim
içindeydi. Belki bizim için bilgisayarlar ve teknolojik ortamlar çok
normal. Ancak, o zamanın insanları için, bilgisayarlar düşünme hızları
ve yapabildikleriyle bir mucize gibiydiler. Bazı komplo teorisyenleri
ise makinelerin yeterince gelişip bizi işsiz bırakacağını düşünüyordu.
Yine de makineler bizim mucizevi evlatlarımızdı. Hayatı
kolaylaştıracaklardı. Ancak James Cameron bu paranoyayı bir adım öteye
taşıdı. Zamanı gelince hayatlarımızı emanet edeceğimiz makineler, evrim
sürecinde niye bizim kölelerimiz olsunlar ki?


Terminator Salvation I2

Cameron bu kara gelecek senaryosunu iki
Terminator filmiyle anlattı. Özellikle ilk Terminator filmi hem
gelecekte hem de 84 yılında geçerek, başımıza gelebilecekleri en iyi
şekilde yansıtıyordu. Robotlar da tıpkı insanlar gibi bir evrime sahip.
Basit tasarımlardan giderek en gelişmiş hale geldiler. T-800 adlı
modeller insanları yok etmek için kusursuzdu. Derileri ve dış dokuları
canlıydı. Saçları vardı, derileri gerçekti, kanıyorlardı, terliyorlardı
bu şekilde insanların arasına sızıp yok etmek çok kolaydı. Ancak John
Connor liderliğindeki Direniş, Skynet'e ağır kayıplar verdirmeye
başladı. Tabii ki her lider gibi Skynet de düşmanını suikast ile ortadan
kaldırmak istedi. Ancak makinelerin düşüneceği bir planla, T-101
(Arnold Schwarzenegger ) deri modelli bir cyborg geçmişe yollanır. Amacı
John Connor'ın annesi, Sarah'ı öldürüp John'un doğumunu engellemektir.
Ancak bunun farkında olan John geçmişe Kyle Reese adlı direniş askerini
yollar. Filmin sonunda Terminator çeşitli zorluklarla yok edilirken,
Sarah'da Kyle'dan hamile kalmıştır. Böylece zaman paradoksu adı verilen
olayla, John'un babası Kyle olur

John Connor insanlığın son umudu mu?

Sen ve ben daha var
olmadan önce bile savaştayız. Annemi öldürmeye çalıştın, Sarah Connor.
Babamı öldürdün Kyle Reese. Beni öldüremeyeceksin�br>
John
Connor



Yıllarca John Connor isminin insanlık için ne
kadar önemli olduğunu duyduk. Gelecekten gelen haberciler ondan bir
Mesih gibi bahsediyorlardı. Her ne kadar James Cameron aklındaki
hikayesini Terminator 2: Judgment Day filmiyle bitirmiş olsa da,
Hollywood yapımcıları rahat durmayacak ve Terminator 3: Rise of the
Machines filmiyle seriyi devam ettirme çalışmalarına gireceklerdir.
Terminator 3'ün sonunda Skynet kendi iradesine sahip olur ve insanlığa
Nükleer Savaş açar. En sonunda kaçınılmaz olan gerçekleşmiştir, John
Connor ise hayatı boyunca olması için eğitildiği rolünü üstlenmek
zorundadır. Tüm bunlar 2003 yılında oldu. T3'ün sonuna göre bir T4'ün
gelmesi şarttı. Ancak bir sürü kavga dövüş ve dava nedeniyle olay uzadı
da uzadı. En sonunda Terminator 4 Salvation adıyla gösterime girdi.
Klasik olarak Terminator: Salvation oyunu da piyasaya sürüldü. Herhalde
Terminator sevip de bu oyunu beklemeyen birileri yoktu. Terminator gibi
oyun yapılmaya bu kadar uygun bir konunun yıllardır hiçbir oyunu
yapılmıyor. Oyuncular artık İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi öldürmekten
bıktı. Şimdi biraz makine öldürme zamanı.

Salvation oyunu konu
olarak filmden iki yıl önce geçiyor. Yıl 2016 efsanevi John Connor
direnişte sadece bir asker. Ancak kendi geleceğini bildiği için kafasına
buyruk bir şekilde davranıyor. Terminator Salvation oyunu geçtiğimiz
aylarda yine bir film uyarlaması olan Wanted'ı yapan firma tarafından
hazırlandı. Wanted'ın kendine has özellikleri ve zevkli oynanışı
sayesinde, herkes de Salvation oyununa karşı bir sempati ve umut
oluşmaya başlamıştı. Malum film firmaları genelde oyunları, tişört,
poster ve oyuncak gibi görür. Kısacası onların gözünde oyunlar sadece
film ile birlikte tüketilecek bir promosyon malzemesidir. Warner Bross
geçtiğimiz yıl Wanted oyunuyla bu görüşü değiştirmişti. Filmin gösterime
girmesinden 6-7 ay sonra oyun piyasaya sürüldü. Böylece oyun aceleye
getirilmemiş ve düzgünce tasarlanmıştı. Her ne kadar Wanted kısa olsa
da, yaratıcı özellikleri sayesinde çok zevkliydi. Peki neden Terminator
oyununda Wanted'dan bahsediyorum çünkü iki oyun oynanış olarak bir
birine çok benziyor�br>

Terminator Salvation I3

Salvation oyununa çok iyi tasarlanmış bir
ana menü ve müthiş bir giriş videosuyla başlıyoruz. Bu insanda büyük bir
umut yaratıyor. Oyun direk savaşın ortasında başlıyor. Kıyamet sonrası
ortam oyunda çok iyi yansıtılmış. Yıkılmış evler, parçalanmış arabalar,
etraftaki insan cesetleri ve yer yer karşımıza çıkan kuru kafalar.
Kıyamet sonrası ortam en az Fallout 3 kadar iyi tasarlanmış. Hatta
ortamın filmdekinden bile daha iç karartıcı ve gerçekçi olduğunu
söyleyebilirim. Yönettiğimiz karakter John Connor. Ancak yüzü hiç de
Christian Bale'e benzemiyor. Oyunda sürekli bizi John diye çağırmasalar,
bu kişinin Connor olduğunu anlamaya imkan yok. Ancak filmin oyuncakları
ve çizgi romanında da Christian Bale'in yüzünün olmaması nedeniyle bu
modelleme işinin yapımcıların suçu olmadığını düşünüyorum. Anlaşılan,
Christian Bale ile promosyon ürünleri konusunda bir anlaşmaya
varılmamış. Oynanış Wanted'daki gibi. Bir şeylerin arkasına saklanıp,
oradan oraya zıplayarak düşmanları öldürmeye çalışıyoruz. Wanted'a
kıyasla, bu siper alıp ateş etmek ve siperden sipere atlama sistemi daha
geliştirilmiş. Oyuncular daha rahat kontrol etsin diye ekranın üstünde
bir panel beliriyor. Burada zıplayacağımız yönü seçebiliyoruz. Ancak
Wanted'daki zamanı yavaşlatma gibi özellikler olmadığı için, siper alıp
ateş etme özellikleri pek zevkli değil.


Makinelerin seferi

Oyunun grafikleri fena değil.
Wanted'dakinden biraz daha iyi. Ancak günümüz oyunlarına kıyasla biraz
geri kalmış. Kontrol olarak ise Wanted'daki fare (mouse) problemi
çözülmüş. Ancak, John siper almadığı sürece, hiç çevik değil. Bu da
makinelerle dövüşlerde sorun yaratıyor. Ayrıca Wanted'a kıyasla
gizlenecek yer daha az. Kısacası, bu siper al ve ateş et tarzına alışık
olmayan oyuncular oyunda bol bol eziyet çekecekler. John biraz daha
çevik olabilirdi. En azından koşabilirdi. Bu yüzden makineler, ani
baskın yaptığında, sağa sola kaçıp siper bulmaya çalışırken ölüyoruz.
Oyunun çok kısa olduğunu eminim duymuşunuzdur. Yapımcılar bu nedenle,
kayıt (save) noktalarını az tutmuşlar. Mesela 5-10 dakika dövüşüp
ilerlediniz bir yere geldiniz öldünüz. Tekrar 5-10 dakikalık mesafelere
dönüyoruz. Oyunda en çok görünen şey yükleme ekranı olduğu için
yapımcılar bu konuda yaratıcı bir şey yapmışlar. Yükleme ekranında
karşımıza bir Terminator yüzü çıkıyor. Bu yüzü fare yardımıyla yavaş
yavaş oynatabiliyoruz. En azından yükleme ekranında, oyalanacak bir şey
var�

Oyunun senaryosuna gelecek olursak, aslında bir senaryo yok.
Salvation oyunu demek yerine buna John Connor'ın bir günü diye isim
bile koyabilirlerdi. Oyuna başladığımızda savaşın ortasındayız ve
aldığımız emirle bulunduğumuz yeri tahliye etmeye çalışıyoruz. Sonunda
başarıyoruz, tam tahliye edilecekken, telsizden bir yardım çağırısı
geliyor. Bir grup insan Skynet'in çalışma kampına düşmüş. John onları
kurtarmamız gerektiğini söylüyor, ancak üstleri dinlemiyor. John da
sinirlenip helikopterden iniyor. Son anda filmde de göreceğimiz Blair
karakteri de John ile gitmeye karar veriyor. Bu onurlu davranış sonucu
ikisinin de hayatı kurtuluyor. Çünkü helikopter havalanır havalanmaz bir
roket atar sayesinde patlıyor. Buradan sonraki senaryo ise John ve
Blair'ın bulundukları noktadan Skynet çalışma kampına doğru alacakları
yol. Masalları andıran bu basit senaryoda, yolda karşımıza başka
insanlarda çıkıyor. Onlarla sırt sırta çarpışıyoruz. Eski dünyayı
unutamayan ve sürekli bunalım takılan Angie ile filmde göreceğimiz
Barnes karakteri de yolculuğumuz sırasında bize katılıyor. Aslında
oyunun film ile tek bağlantısı, Barnes karakterinin John ile nasıl
tanışıp Direniş'e katıldığı. Kısacası oyun iddia ettiği gibi Salvation
filminin öncesini anlatmıyor. Sadece önceki bir zamanda geçiyor. John
yanında iki tane silah ve iki çeşit de bomba taşıyabiliyor. Etrafta
geniş bir silah yelpazesi yok. Taramalı tüfek, ağır makineli tüfek,
pompalı tüfek, roket atar ve bomba atarımız var. Ayrıca el bombası ve
boru bombalarına da sahibiz.


Terminator Salvation I4

Oyunda karşılaştığımız fazla bir robot
çeşidi yok. Onlardan kısaca bahsedeyim. Wasp'lar uçan robot birimleri.
Oyunda bol bol karşımıza çıkıyorlar, havalanıp sağa sola uçmak dışında
pek bir etkileri yok. Sabit durmadıkları için vurması çok zor. Ancak
onların da ilacı pompalı tüfekler. Genelde, daha güçlü makinelerle
savaşırken, karşımıza çıkıp sadece sinir bozuyorlar. Etkili bir yer
birimi olan Spider da oyunda karşımıza bol bol çıkıyor. Adı gibi kendisi
örümceğe benziyor. Ön taraftan öldürmek imkansız. Bu yüzden, birisi
oyalarken, arkasına geçip arkadaki enerji yuvalarını vurmak gerekiyor.
Bomba ve füzeyle hemen yok oluyorlar. Ancak bomba ve roket atar bulmak
da zor. Ne de olsa Post Apocalyptic bir ortamdayız. Yapımcılar, millet
bol bol aksiyona girsin demek yerine olması gerektiği gibi, oyuna az
mermi ve silah koymuşlar. Bu yüzden makinelerle savaşırken,
kurşunlarınızı sayarak ateş edin. T-600'lerle karşılaştığımız zaman oyun
bayağı değişiyor. Daha önceki makineleri rahat rahat öldürürken, bu
ilkel Terminator modelleri bizi bayağı uğraştırıyor. T-600'leri direk
öldürmek mümkün değil. Yenilmez şekilde üstünüze doğru geliyorlar.
Ellerinde tutukları mini gun sayesinde çok ölümcüller. Ayrıca bir yere
siper alıp ateş etseniz dahi durmuyorlar. Bir de siperde çok sabit
kalırsanız karakterimizi boğazından tutukları gibi havaya kaldırıyorlar
ve direk öldürüyorlar. Onları yenmek için, önce el bombası ya da roket
atıp, hasar almalarını sağlamak lazım. Daha sonra göğüslerinde kısa
devre oluyor ve oradaki hasarlı parçayı vurarak öldürebiliyoruz. Ancak
T-600'lerle karşılaştığımız zaman bayağı uğraşıyoruz ve gerilimli
dakikalar yaşıyoruz. Oyunun en büyük artısı da bu makineler için özel
tasarlanmış bölümler. Ayrıca bir de T-600'lerin insan derisiyle
kaplanmış versiyonları var. Skinjob adı verilen bu modellerle de
karşılaşıyoruz. Arada bir karşımıza uçan Hunter Killer'lar çıkıyor.
Onları yok etmek için ise roket atar şart. Aslında oyunda roket atarlar
altın değerinde, onları gördüğünüz an mutlaka alın ve saklayın. Boşa da
kullanmayın. Çünkü her zaman bulunduğunuzdan daha tehlikeli durumlara
düşüyorsunuz

Oyun boyunca etrafımızda bir sürü insan var ancak bunların varlığıyla
yokluğu belli değil. Bunlar güya bizim takımımızdaki adamlar. Ancak pek
bir faydaları yok. Bazen düşmanı oyalayıp, siperden sipere geçerek
onların arkasını geçmemiz için fırsat tanıyorlar. Bazen de biz düşmanı
oyalarken onlar vuruyor. Yine de çoğunlukla her şeyi biz yapıyoruz.
Üstelik John daha lider olmadığı için, genelde emir alıp duruyoruz.
Yapımcılar makineleri tek başımıza öldüremeyeceğimizi bunu ancak takım
çalışmasıyla yapabileceğimizi söylemişti. Bir bakıma bu doğru,
çatışmalarda sözde bir takım çalışması var. Ancak bunun bize pek bir
faydası yok. İyi ki bölümler çok iyi tasarlanmış. Yoksa bu müthiş takım
arkadaşlarıyla dövüşler saatler sürebilirdi. Oyunda her şey açıyla
ilgili olduğu için, karşımıza çıkan düşmanları doğru açıya gelerek yok
edebiliyoruz. Eğer çatışma çıkmazdaysa, sağa sola iyi bakın. Çünkü
yapımcılar gizli siper yerleri koymuşlar. Mesela bir binanın tepesine
çıkıp, oradaki roket atar ve bombalar sayesinde, makineleri çok daha
kolay yok etmek mümkün. Bu da oyunun artı bir özelliği olmuş. Ancak
yapay zeka, biraz geri zekalı. Güya bu makineler, dünyayı ele geçiren
çok gelişmiş yapay zekalar. Ancak yaptıkları tek şey, sağa sola kaçıp,
ateş etmek ve John Connor'ı gördükleri zaman sadece onu vurmaya
çalışmak. Tabii bunda, Connor'ın Skynet'in ölüm listesinde olmasının da
payı var. Hard zorlukta makineler biraz daha zorluyor. Sipere
saklandığımız zaman, nişan almadan da ateş edebiliyoruz. Ancak eğer
doğru açıda değilseniz bunun pek bir faydası yok. Doğru açıda olunca
makineleri öyle öldürebiliyoruz. Genellikle çatışma anında görmeden
bomba atmak gerekebiliyor. Çatışma anı çok iyi yansıtılmış. Gerçekten o
anın stresi ve heyecanını yaşamak mümkün. Ayrıca siperden sipere atlama
ve şarjör değiştirme animasyonları da çok gerçekçi yapılmış. Çatışmanın
dinamikliğini en iyi şekilde hissediyoruz. Bir yerde sıkışıp kalsak ve
ağır atış altında olsak bile takım arkadaşları gelip bizi
kurtarmıyorlar. En azından takım arkadaşlarına komutlar vermemiz
gerekirdi. Oyunda çeşitli araçlar kullanıyoruz. Araçlı bölümler kusursuz
tasarlanmış. Bu bölümler çok zevkli ve adrenalini hat safhaya
ulaştırıyor. Üstelik filmlerde gördüğümüz Hunter Killer tanklardan da
bir tane kullanabiliyoruz.


Terminator Salvation I5

Seslendirmeler genelde başarılı. Ancak
Connor'ı Christian Bale seslendirmiyor. Replikler iyi seçilmiş.
Özellikle, çaresiz insanların John Connor'ı görünce sevinmesi ya da
sesini telsizde duydukları zaman şükür etmeleri, ortamı iyi yansıtmış.
Sonuçta öyle böyle derken, oyuna tam alışırken hikaye bitiveriyor. Ancak
çeşitli zorluklarla oyunu tekrar tekrar oynayıp, farklı yöntem ve
silahlarla bitirmek de mümkün. Bilgisayarınıza bağlı bir Joypadiniz
varsa, oyun ekranını ikiye bölüp arkadaşlarınızla Co-Op
yapabiliyorsunuz. En azından takım arkadaşlarından birisinin
düşünebildiğini görmek iyi bir duygu oluyor. Gelelim herkesin merak
ettiği sorunun cevabına. Ne yazık ki oyunda Terminator olamıyoruz. Ancak
Hunter Killer tankı kullandığımız bölümde, kırmızı Terminator bakış
açısını kullanıyoruz bu da iyi bir tat olmuş. Seslere gelirsek,
seslendirmeler başarılı. Makinelerin sesleri ve müzikler insanın ortamı
hissetmesini sağlıyor. Özellikle klasik Terminator ana temasının,
yeniden düzenlenmiş hali müthiş olmuş. Oyunun temel olarak eksiklikleri,
anlamsız senaryo ve yapay zeka. Ayrıca oyunun çok kısa sürmesi de eksi
yönlerinden birisi. Ancak bunda yapımcıların pek suçu yok, Warner Bross
anlaşılan bu oyunu gözden çıkartmış ve yapımcılara pek bir esneklik
sağlamamış. Oyunun atmosferi müthiş olmuş, kesinlikle geliştirilmiş
devam oyunlarının gelmesi lazım. Eğer bir sonraki oyunda daha iyi bir
yapay zeka ve takımımıza emir verme gibi özellikler gelirse, bunlara da
daha uzun ve elle tutulur bir senaryo eklenirse ortaya bir baş yapıtın
çıkacağı kesin. Ancak Salvation oyunu bu haliyle sadece size 4-5 saatlik
unutulmaz bir aksiyon vaat ediyor. X-Men Origins: Wolverine gibi
kaliteli bir film oyunun piyasada olduğu bu günlerde Salvation sadece
Terminator hayranlarının tercihi olabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Terminator Salvation
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Terminatör 4: Kurtuluş

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Oyun Dünyası :: Oyun İncelemeleri-
Buraya geçin: