Hakan! Kutlu olsun!
Ankaragücü'nün eski hocası Hakan Kutlu Denizli'ye yeni hoca oldu. Oldu ama yaptığı olmadı.
İnsan hep bir şeyler yaparak ‘büyürse’ de bunun tersi de doğrudur. İnsanı büyütenler arasında yaptıklarımız kadar yapmadıklarımız da önemli yer tutar. Bazen bir şeyi yapmazsın, hayatın makası orada değişir. Sen yapmazsın, başkası sana bakıp yapmaz, bu yapmama hali çoğalır, itiraz büyür ve hayat o itiraz üzerinden düzelir, güzelleşir.
Tanımam ama televizyon gördüğüm Nurullah Sağlam, gayet ‘sağlam’ birine benziyor. Yan mahallenin abilerinden biri gibi benim için... Kalecileri Özden’in, ki hayatta hepimiz zaman zaman formsuz olabiliriz, olmadık işler yapması sonucu 2-3 yenildikleri Bursa maçının ardından soyunma odasına giren Denizlispor Kulüp Başkanı Ali İpek, hocayı da oyuncuları da baştan ayağı ‘boyamıştı’ hatırlarsanız. Maçın ardından her onurlu adamın yapabileceği işi yapan Sağlam, ayrıntıya girmeden istifasını açıklamıştı.
Ve ben beklemeye koyuldum... Bundan sonra ne olacak?
Şu oldu, Ankaragücü’nün eski hocası Hakan Kutlu Denizli’ye yeni hoca oldu. Oldu ama yaptığı olmadı.
Bir kere meslektaşına karşı olmadı, şık durmadı.
İkincisi eğer Ali İpek, Denizli’ye hoca bulamasaydı, Hakan Kutlu ya da o teklifi kabul etmeyen ber başka hocanın yapmadığı bir şeyle belki de bu ülkede futbolun makası değişecekti.
Üçüncüsü... Sağlam’la birlikte o soyunma odasında bulunan ve o sözleri yemek zorunda kalan genç futbolcuların Hakan Kutlu’nun tutumunu nasıl değerlendirdiklerini merak ediyorum. Ve bundan sonra Kutlu’ya olan saygı seviyelerini!
Futbolcular sözleşmeleri gereği takımı bırakamayabilirler ya da buna cesaret gösteremeyebilirler. Onlara ufak itirazlarla hayatın değişebileceği umudunu vermek hocaların işidir. Kötü giden bir maçı döndürebilme umudu neyse, bu da odur.
Antep’i uzatmada 4-1 yendikleri maçtan sonra sadece bir idman yaptırdığı Denizlispor için, “Bu takım böyle oynarsa çok can yakar” dediğini okudum Kutlu’nun. Ve bir kere daha şaşırmadım... Ne yardımcı hocaları Özcan Bizati’nin demecinde ne Kutlu’nun o bir kaç kelimesi içinde Nurullah Sağlam’a çakılmış bir selam vardı.
Ali İpek tipi yöneticilerin altında çalışmak, Nurullah Sağlam’a yapılana rıza göstermek anlamına da gelir. Eğer kendimize bu tip bir muameleyi uygun görüyorsak zaten konu kapanmıştır. Bunun ‘eve ekmek götürmekle’ uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Eve ekmekle birlikte saygınlığında götürüleceğini unutursak, hatırlamak istemezsek futbol hayatımıza sandığımız kadar çok şey katmıyor demektir.
Bir de Denizlispor taraftarı olsaydım, “Hep böyle adamlar mı yönetecek hayatımızı?” sorusunu aklımda mıh gibi tutar, bu soruya yanıt arardım her maça gidişimde...