Daum’la Rijkaard başka yerde tartışsın!
Christoph Daum, Fenerbahçe’nin Avrupa’daki zaferleriyle kişisel kariyerini zenginleştirebilir.
Fenerbahçe’nin, Süper Lig şampiyonluğu ile hem Almanya’daki hem Türkiye’deki karizmasını süsleyip püsleyebilir. Fenerbahçe her derbiyi Galatasaray’a dar ettikçe keyiflenebilir, coşabilir.
Anasının ak sütü gibi helaldir.
Ama arkasına derbi skorunu ve Fenerbahçe’yi alarak Rijkaard’dan daha iyi olduğunu kanıtlamaya kalkarsa, bunun adı “yetkiyi kötüye kullanma” olur.
Fenerbahçe’nin birinci vazifesi Daum’u parlatmak değildir ki!
Hele işi “Rijkaard mı büyük, ben mi”ye kadar taşıyorsa, Hollandalı meslektaşının kişisel tarihini silemez, ama bilgisi ve birikimini kullanımına kiralamak için anlaştığı ve karşılığında yüklüce bir para aldığı Fenerbahçe’yi zora sokmak olur bu.
Aklıma estikçe “Ben şundan daha iyi yazarım” diye bu köşeyi meşgul edemem mesela ben. Hem ayıp olur, hem tutup kolumdan atarlar. Kaldı ki, polemik de bizim konumuzdur.
Teknik direktörler arasında yarışma, çalıştırdığı kulüpler ve aldığı sonuçlar üzerinden yapılır; laf sokarak değil.
Ne demek “Mağlubiyetten sonra büyüklük göstermenin zor olduğunu biliyorum” cümlesi?..
Aynı ifadeyi Ahmet Çakar “Yerim senin karizmanı” diye kurabilirdi Rijkaard için... Üstelik Daum’dan çok daha dürüst davranmış olurdu.
Bakınız, bir belgedeki imzanın aylardır “yaş mı, kuru mu” diye tartışıldığı, “yaş’ın bile taklidinin mümkün olduğunu Milliyet’teki “İşte yaş imza makinesi” haberiyle öğrendiğimiz bir coğrafyada, Fenerbahçe taraftarlığını açık açık deklare eden bir internet sitesinin servise koyduğu fotoğraftan yola çıkarak konuşmamalı Daum.
Bunu kullanarak Rijkaard’la dalgasını geçmemeli.
Yaparsa ne mi olur?
Önce Fenerbahçe’nin resmi internet sitesinde bile yer bulamaz kendisine anlayın ne kadar saçma olduğunu.
Daha önemlisi, Fenerbahçe’ye yeni bir cephe açar. Emeğini kiralamak için geldiği Fenerbahçe’nin sırtına kendi yükünü koyar.
Gitsinler başka yerde tartışsınlar.
Sezar’ın hakkı Sezar’a... Daum boşboğazlık etti ise Rijkaard’ın katkısı yok mu bu işte?
Sonuna kadar...
Rijkaard’a göre, maç öncesi gerginlik Fenerbahçe’nin stratejisiymiş. Keita, tribünden atılan cisim yüzünden kırmızı kart görmüş...
Yani?.. Özetle derbiyi tribün kazanmış!..
Adama sorarlar be Rijkaard usta... Sen niye oradasın?
Bizim Avrupa’dan “biraz” farklı olduğumuzu ne zaman anlayacaksın?
“Maçtan önce kamp yapalım mı” diye futbolculara sorarsan, onlar da sahada ne yapacaklarını sana sormaz işte. Sen yaratacaksın hiçbir gerilim stratejisine kurban olmayacak disiplinini. Futbolcun sahada aylaklık ediyorsa da yumruk atıyorsa da derbi gidiyorsa da sorumlusu sensin.
En azından Türkiye’de öyle.
Lütfen sayın Daum, lütfen sayın Rijkaard; bizim tartışma ve bölünme kontenjanımız çoktan doldu. Bir de sizin kendinizi kurtarma veya kariyerinizin üzerine kaymak koyma girişimleriniz yüzünden başımız ağrımasın.