ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
"Bırak kardeşim artık yeter.." Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
"Bırak kardeşim artık yeter.." Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 "Bırak kardeşim artık yeter.."

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258036
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
"Bırak kardeşim artık yeter.." I231076_gsli

"Bırak kardeşim artık yeter.." Empty
MesajKonu: "Bırak kardeşim artık yeter.."   "Bırak kardeşim artık yeter.." EmptyPerş. Ocak 14, 2010 4:14 am

"Bırak kardeşim artık yeter.." Mustafasarp_gsforma



Galatasaray’ın başarılı futbolcusu Mustafa Sarp, Galatasaray
Televizyonu’nda yayınlanan AVEA Kamp Günlüğü programının konuğu oldu


Tatilin nasıl geçti?

Tatil çok güzel geçti. Ben genel olarak güneşe, denize çok düşkün bir
insan olduğum için bu dönemde biraz uzaklara gitmek zorunda kaldım. Ama
çok güzel, çok keyifli, ilk yarının bütün yorgunluğunu bir kenara
bırakıp ikinci yarıya hazır bir şekilde gelebileceğim bir tatil yaptım
diyebilirim. Emre Ağabey’le birlikte gittik herkesin bildiği gibi...
Son derece keyifli, son derece güzeldi. Yeterince dinlendik, enerjimizi
topladık ve geldik.


Ligin ilk yarısında çok yoruldunuz değil mi?

Tabi ki çok yorulduk. Anadolu takımından gelmiş bir oyuncu olarak
büyük takım forması giymek dışardan göründüğü gibi değil. Tempo çok
yüksek, çok önemli maçlar oynuyorsunuz, oynadığınız önemli maç ertesi
gün unutuluyor, çünkü üç gün sonra bir karşılaşma daha sizi bekliyor.
Bursaspor forması altında geçen sene sakatlığımdan dolayı 27 maç
oynamıştım. Bir sene önce kupa maçlarıyla birlikte 31 maç oynamıştım.
Bu maçları bir sezon içinde oynamıştım. Galatasaray forması altında, 26
maçta ilk onbirde sahaya çıkıp 90 dakika oynadım. Bursaspor’da forma
giydiğim dönemde oynadığım sürenin ortalamaya vurulduğu zaman ne kadar
dar olduğu ve maçların yoğunluğunun arttığı Galatasaray’da çıktığım
karşılaşmalardaki sahada yer alma oranım ortada... Bunun için gerçekten
ilk yarı benim için çok yorucu geçti diyebilirim.


Antalya kampı nasıl gidiyor? Herhalde o dinlenme döneminin ardından çalışmaları bir hayli yoğun hissettiniz?

Evet. Öncelikle her şeyden çalışmalar önce çok keyifli geçiyor.
Tabi çalışmaların böyle tempolu olacağını biliyorduk. Bu tempolu
antrenmanlardan öncelikle keyif almaya bakıyoruz. Biliyoruz ki mırın
kırın yaparsak bu antremanlar hiçbir şekilde bitmez. Antrenmanlarda
kameralara nasıl yansıyor bilmiyorum ama, her çalışmamız oldukça
keyifli anlara sahne oluyor. Bunun yanında oldukça yoruluyoruz. Kupa
maçı dolayısıyla yaptığımız Ordu yolculuğu oldukça yorucuydu. Bu kadar
yoğun antrenmanların arasında ciddi bir müsabaka oynamak, ister istemez
takımı biraz daha fazla yoruyor. Ama her şey gayet güzel gidiyor. Hafta
sonu pazar günü oynayacağımız bir maç daha var. Ondan sonra da zaten
herkesin ve bizim dört gözle beklediğimiz lig mücalesi başlayacak.


Kampı da baz alırsak Galatasaray’ı nasıl bir ikinci yarı bekliyor, gerekli yüklemeler yapılıyor mu?

İşin teknik konusuna yorum yapma gibi bir durumumuz olamaz.
Hocalarımızın ne kadar kaliteli olduğunu tekrar tekrar söylemenin bir
anlamı yok. Neyin ne zaman yapılacağını çok iyi biliyorlar. Özellikle
kondüsyon yüklemeleri için Carlos ve Alberto gibi iki tane inanılmaz
hocamız var. Antremanların yoğun geçmesinden hiçbir sıkıntı duymuyoruz.
Çünkü ligin ikinci yarısı dediğim gibi hem anormal derecede zor
geçecek, hem de hava şartları nedeniyle ağır sahalarda oynayacağız.
Kondisyonumuzun yüksekliği bizim için en önemli kozlardan biri, olmazsa
olmazımız. Burada yaptığımız bu antrenmanlar bizi ikinci yarı o zor
dönemeçte bizi ayakta tutacak. Onun için en ufak yakınma söz konusu
değil. Sürekli söylerim bu aradaki uçurumu görmek için Anadolu
takımında futbol oynamış olmak gerçekten önemli. Çünkü Anadolu’da
ikinci yarı kötü giden şeyler ikinci yarı bertaraf edilecekmiş
havasındadır. İlk yarı birileri bir şeyleri yakalamaya çalışır, ama
yakalayamasa bile "nasıl olsa önümüzde ikinci yarı var" denilir ve
ikinci yarı herkes elinden gelenin fazlasını sahaya yansıtır. Bu
anlamda da biz büyük takım olduğumuz için Anadolu ekiplerinin bize
karşı ekstra bir motivasyonu var. Bizden alabildikleri tek puan bile
onlar için çok değerli. Bir de onların kendi durumlarını işin içine
katacak olursak ikini yarının ne kadar zor geçeceğini rahatlıkla
kestirebiliriz. Bunun yanında UEFA Avrupa Ligi’nde çok önemli bir
rakiple eşleştik. Ben bu eşleşmeyi kupanın en önemli favorilerinden
ikisinin karşı karşıya geleceği bir eşleşme olarak yorumluyorum. Bundan
dolayı o maçlar bizim için çok önemli. Onun dışında Ziraat Türkiye
Kupası’nda iki maçta 6 puan topladık. Barbekü organizasyonunda yemek
yerken bile çok küçük hesaplar yapıyoruz. Şubat, Mart, bizim için 40-45
günlük dönem çok kritik. Tabi ki şu anda yaptığımı hesaplar sadece
kağıt üstünde geçerli, futbolda hiçbir şeyin sonucu elbette ki
yaşamadan belli olmaz. Neden belli olmaz diyecek olursanız, ben bir
Galatasaray taraftarı olarak geçen sene ligin son altı haftasına
girildiğinde "Galatasaray şampiyon olacak" diye seviniyordum ama
Galatasaray takımı ligi beşinci bitirdi. Ben Bursa’dayken az kalsın
Bursaspor ligi Galatasaray’ın önünde bitiriyordu. Kağıt üstünde bizi
çok zor bir fikstürün beklediği görünüyor. Her maçı birbirinden
bağımsız olarak düşünüp, her maça ayrı konsantre olursak, o yoğunluğu
atlattığımız zaman çok daha rahat edeceğimizi düşünüyoruz.

Ligin ilk yarısında sen kendinden böyle bir performans bekliyor
muydun? 26 karşılaşma oynadın ve takımın en önemli, en istikrarlı
futbolcularından biri oldun.


Ben kendimle ilgili çok fazla yorum yapan biri değilim. Onun için son
söylediğin cümleyle ilgili yorumu başta hocam olmak üzere, takım
arkadaşlarım, taraftarlarımız, yöneticilerimiz ve bu konuda otorite
olan insanlar yapsın. Ben kendimle ilgili sadece bir şey
söyleyebilirim. Galatasaray’a ilk geldiğim gün de söyledim, kendime
güvenim olmasa orta sahada böylesine mücadele eden çok sayıda oyuncu
varken, bu rekabetin içine girmezdim. Birgün mutlaka formanın
geleceğini, çok istekli, bir şekilde çalıştıktan sonra, ilk düşüncem
formanın bir şekilde bana gelmesini beklemekti. Forma biraz erken
geldi, Mehmet Topal’ın ve Tobias Linderoth’un şanssızlıkları benim
şansım oldu. Ben de bunu iyi kullandığımı düşünüyorum. Ondan sonra da
zaten ilerleyen maçlarda hoca tercihini benden yana kullandı. Ben de
başta hocanın bu tercihini ve bu formayı layıkıyla terletmek için
kapasitem elverdiği kadar mücadele ettim.

İlk yarıdaki performansınla gösterdiğin bu hırsın ve bu azmin nereden geliyor?

Benim karakterim, yapım bu. Kaybetmeye tahammül gösteren biri değilim.
Play Station oynamaya başladığım ilk günden beri arkadaşlarımla kavga
eden bir yapım var, oyunda bile kaybetmeye tahammülüm yok. Çok
sinirlendiğim olmuştur, kolu fırlattığım olmuştur, konuşmadığım
olmuştur. Bu tamamen insanın yapısıyla ilgili bir şey. Bu halimden son
derece memnunum. Birçok zaman eleştiriliyorum, bazen olmaması gereken
profillerin, karelerin içinde kötü bir şekilde görünüyorum. Bunların
hepsini kabul ediyorum ve sinirim geçtikten sonra da özür diliyorum ama
genel olarak benim yapım bu... Belki böyle bir yapım olmasaydı Mustafa
Sarp olmayabilirdi. İnşallah da böyle devam eder.


Takım içinde Play Station oynanıyor mu?

Hayır. Takım içerisinde Play Station oynayan kimse yok, bir de biz
kamp yapmadığımız için sezon başı ve devre arası kampından
bahsetmiyorum. Bundan dolayı sosyal hayatta bir araya çok fazla
gelemiyoruz. Gerçi üç günde bir maçlarımız var ama takım içinde Play
Station organizasyonları yapacak vakit bulamıyoruz.


Arda’yı hala kadroya alıyor musun? Bir dönem senin Play Station kadronda bildiğim kadarıyla Arda yer alıyordu.

Tabi ki. Arda onu hiç tanımadığım dönemde bile benim favori oyuncularımdandı.


Azminden bahsetmeye devam edecek olursak, ilerleyen dönemde hedeflerin nedir?

Futbol yaşantımın ilk gününden itibaren, kendi ayaklarımın üstünde
durup, kendi hür irademle karar vermeye başladığımdan beri, geleceğimle
ilgili plan yapmadım. Çünkü ilk zamanlar plan yapıp, planlarınız
gerçekleşmeyince bir hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Çalışarak gelen
fırsatları değerlendirmek prensibim oldu belli bir yaştan sonra..
Birilerine göre bir şeyleri geç yakaladım diyebilirim. Artık bu saatten
sonra pek bir şeyin planını yapmıyorum. Amacım tabi ki sevdiğim ve
hizmet ettiğim kulüpte futbolu bırakmak, ama futbol yarın neyi getirir,
neyi götürür hiç bilmiyoruz. Hayırlısı neyse o olsun diyelim.


Galatasaraylılığın'la ilgili neler söylemek istersin?

Babamdan gelen bir Galatasaraylılığım var. Futbola başladığım
yaşlarda da hasta Galatasaraylı’ydım. Bugün hizmet ediyorum yine
Galatasaraylı’yım. Ama bunu sürekli dile getiren bir yapım yok. Mümkün
olduğunca da getirmemeye çalışıyorum. İşin hizmet bölümü ayrı,
gönüldeki bölümü ayrı. Ama ikisi bir arada olduğu zaman daha güzel
oluyor, çünkü çok daha istekli oluyorsunuz. Ben de bunun gururunu
yaşıyorum. Bugün buradayım Galatasaraylı’yım, dün burada değildim
Galatasaraylı’ydım, yarın burada olmazsam yine Galatasaraylı olacaktım.
Bu bambaşka bir şey ama işin hizmet bölümüyle bir alakası yok. Sevgi ve
hizmet etme şansı birleştiği zaman tabi ki daha güzel oluyor.
Galatasaraylı’sınız ve bu formayı üstünüzde taşıyorsunuz, daha şevkle,
daha aşkla oynamanız kadar doğal bir şey yok.

İlk yarıda kaybedilen puanları neye bağlıyorsun?

Yüzde doksanını şanssızlığa bağlıyorum. Çok iyi oynadığımız, daha
doğrusu çok gol pozisyonu ürettiğimiz maçlarda bile inanılmaz puanlar
kaybettik. İnşallah ikinci yarıda bu yaptığımız hataları tekrar etmeden
kaybettiğimiz puanları telafi ederiz.


Bülent Korkmaz senin için neyi ifade ediyor?

Ağabeyim gibi severim diyeyim, bu şekilde bütün her şeyi içine alıyor.


Takım içindeki arkaşlık ruhu 2000 yılındaki gelen başarıda önemli
bir rol oynayan o ruhu hatırlatıyor. Takım UEFA Avrupa Ligi hakkında
neler düşünüyor?


UEFA Avrupa Ligi kesinlike yakın hedeftir, geçen seneki talihsizlik ve
elendikten sonra yapılan eşleşmeler, takımımızın ne kadar talihsiz bir
zamanda elendiğini gösteriyor. Ama geçen sene hedefe ulaşılamamış
olması bu sene de aynı şeyin olacağı anlamına gelmiyor. Takım içindeki
arkadaşlığa gelince, inanılmaz bir dostluk var, en önemlisi bu camiaya
geldiğimde daha ilk günlerimde gördüğüm o sıcak arkadaşlık ilişkileri
buradaki o arkadaşlık ruhunun ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. İlk
geldiğimde sanki 3-5 yıldır bu takımın oyuncusuymuşum gibi bir his
vardı üzerimde, o kadar yakınlardı anlayacağınız. Tabi bundan sonra
gelecek arkadaşların da aynı yakınlığı göreceklerine hiç şüphe
duymuyorum, çünkü burası Galatasaray Kulübü’dür, Galatasaray’ı diğer
kulüplerden ayıran en büyük özellik burada yaşanan dostluk, bütünlük ve
aile bağıdır.


Burada Arda Turan’ın da kaptanlığı çok önemli, bu arkadaşlığın
oluşmasında Arda Turan’ın da büyük katkılarının olduğunu düşünüyorum
hakkını vermek gerekir.


Arda Turan kesinlikle Galatasaray için çok önemli bir değer, birçok
zaman eleştiriliyor ama kimse şunu unutmasın ki Arda Turan Türk
futbolunun ve Galatasaray’ın çok önemli bir yıldızıdır. Ayrıca bu kadar
küçük bir yaşta bu sorumluluğu alabilmek onun ne kadar kaliteli bir
oyuncu olduğunun göstergesi... Nasıl bir Galatasaraylı olduğu da çok
önemli, onunla tanışıklığım yokken bile onu çok severdim ve takımına
bağlılığından dolayı çok takdir ederdim. Onun Galatasaraylılığı'nı
görmemek kör olmak demektir.

Peki senin için ilk yarıdaki en zor maç hangisiydi?

İlk oynadığım Tobol maçıydı. Ne kadar profesyonel olursam olayım
Galatasaray Kulübü’ndeki ilk resmi maçımdı ve iyi izlenim vermem
lazımdı. Bu yüzden ilkler her zaman zordur.


İlk maçın ardından Frank Rijkaard’la aranızda iyi bir diyalog oluştu. Kendisi de bunu dile getirdi zaten...

Ben yönetimin transferiydim, bir önceki sezon düşünülmüş bir
oyuncuydum, Rijkaard’sa geldiğinde bütün futbolculara eşit gözle baktı.
Benim sadece bir dezavantajım vardı, o da bir önceki sezon maçlarını
videodan izlerken benim takımda olmamamdı. Bu durum biraz daha işimi
zorlaştırıyordu, ben de ilk resmi maçımda bana görev verildiğinde,
çıktım topumu oynadım. Söylemem belki çok güzel olmayacak ama iyi de
top oynadım. Bu şekilde Rijkaard’ın sistemine de uyum sağladım.

İkinci yarıda şampiyonluğun en büyük adayı Galatasaray diyebiliriz.
Zaten tabloya baktığımızda liderle aranızdaki bir puanlık fark fazla
önemsenmiyor. Sizler için de öyle değil mi?


Kesinlikle öyle. Zaten en başında dediğim gibi ikinci yarı biraz zorlu geçecek ama, Mayıs ayında gülen taraf biz olacağız.


Kaç yaşında futbolu bırakmayı düşünüyorsun?

‘’Bırak kardeşim artık yeter’’ dedikleri zaman futbolu bırakmayı düşünüyorum.


Genelde üç büyükler Anadolu’dan transfer yaparken, alınacak
oyuncuların genç olmalarına dikkat ederler. Ama sen bu duruma ters de
olsa müthiş bir örneksin. Bu konuda ne düşünüyorsun?


Bu durum özellikle ilk geldiğim zamanlar çok konuşuluyordu. Tabi ki ben
de 22-23 yaşımda gelmek isterdim, ama bu yaşta gelmenin de çok büyük
bir avantajı olduğunu düşünüyorum. Anadolu takımında görülmesi gereken,
küme düşme, kümede kalma savaşı gibi handikapları gördüm. Bu da ister
istemez sizin ayaklarınızı yere biraz daha sağlam basmanızı sağlıyor.

İlerleyen dönemlerde Galatasaray Televizyonu ekranlarında olma gibi bir düşüncen var mı?

Geleceğimle ilgili pek bir şey düşünmüyorum, normalde futbol sonrasında
futbol camiasında yer almayı da pek istemiyorum. Ama futbol bir
tutku... "Olmam" derim, ama "Oldunuz" derler. Televizyonculukla ilgili
bir planım, programım yok. Galatasaraylı olup da Galatasaray
Televizyonu’nda çalışmak kadar güzel bir duygu olabilir mi? Madem öyle
buradan yetkililere böyle bir mesaj göndermiş olalım. Röportajlarımda
genelde patır kütür devam ediyorum, ama bunu "Mustafa çok güzel
konuşuyor, çok ağırbaşlı konuşuyor" gibi övünme mesajları almak için
değil, olduğum gibi hareket ettiğim için yapıyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
"Bırak kardeşim artık yeter.."
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kazım: "Bana artık Türkiye demeyin"
» Wenger: "Campbell, Rooney'ye yeter"
» "Bu para herkese yeter"
» "Yeter Haldun Üstünel"
» "Yeter sizinle uğraşamam"

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: Futbol :: Spor Toto Süper Lig-
Buraya geçin: