Çok yönlü olarak fark yaratmaktır "Büyük Kulüp" olmak. Dolayısıyla sportif başarının yanına imrendiren, gururlandıran başka şeyler de koyacaksınız. Söz gelimi kaynak ve yeteneği öğüten uygulamalarla
aranıza duvarlar öreceksiniz. Yapacağınız işi ve yatırımı,
belirlediğiniz hedefleri tanımlayarak adımlarınızı atacaksınız. Ama
(tesisleşme konusu hariç) Fenerbahçe'nin bu prensiplerin
tamamını uyguladığını söylemek mümkün değil. Bunun en tartışılmaz
kanıtı da futbol takımının kadrosunu oluştururken, izlenen ehvenişer
politikadır. Evrensel başarılara ulaşmak isteyen bir kulüp
öncelikle (vizyon sahibi) teknik direktörü tayin edip, sonra da hocanın
görüş ve önerileri doğrultusunda kadrosunu oluşturur. Bu da yetmez,
kulübün amaç ve sorumluluklarını kavrayacak, o formanın ağırlığını
taşıyabilecek karakterdeki futbolculara (ciddi bir araştırmadan sonra)
imza attırır. Daha net bir ifadeyle söylersek, büyük kulüpler, sıradan futbolcuya formasını
teslim etmezler. Herkes çok iyi bilir ki, marketten sirke alarak evin
yolunu tutuyorsanız, evde yemek masasına oturduğunuzda aldığınız sirke şaraba dönüşmez, dönüşemez.
Hak eden giyebilmeli
Dolayısıyla iyi futbol beklentiniz ve önemli hedefleriniz varsa, iyi
futbolculardan oluşturmak zorundasınız kadronuzu. Altyapısı eksik, yeteneği sınırlı, taktik zekası vasat oyuncularla önemli başarıların altına imza atmak, hele de başarıyı sürekli hale getirmek düş değilse, gaflettir bence. Vederson benzeri
futbolculara Fenerbahçe formasını büyük umutlarla giydirmek hem
Fenerbahçe'ye hem de Brezilya asıllı Gökçek'i cebinden çıkaracak
yerlilerimize ayıp etmektir. Vederson'a tanınan şansı gencecik Onur Karabacak'a tanısanız, Fenerbahçe'nin ve Türk Milli Takımı'nın yıldızlarından Gökhan Gönül'ün
soldaki versiyonunu yaratmış olacaktınız belki de. Fener'de
başardıklarına ve Kulüpler Birliği'ndeki katkılarına baktığımızda nasıl
bir vizyona sahip olduğu anlaşılıyor Aziz Yıldırım'ın. Dolayısıyla
kulüp yöneticiliği ve başkanlığında haylice deneyim kazanan Aziz
Bey'in, bir futbol takımının başarılarında futbolcu yeteneği ve
karakterinin ne denli önemli pay sahibi olabileceğini de hesaba katması ve Fenerbahçe formasının ancak hak eden oyuncuya giydirilmesi gerektiğini yerleşik hale getirmesi gerekir artık.