Fikret Ünsal, Bülent Uygun'a neden sallıyor olabilir?

Sivasspor basın sözcüsü Fikret Ünsal'ın Bülent Uygun ile ilgili yaptığı
açıklamaların altında neler yatıyor olabilir?

Diplomatik olarak değerlendirelim önce. Fikret
Ünsal, Sivas'ta çok sevilen ve başta Başkan Mecnun
Odyakmaz olmak üzere yönetimle arası çok iyi olan Bülent
Uygun'a sallıyorsa...

A.Zaten yönetimle uzun süredir fikir ayrılıkları vardır (Örneğin
Bilica'nın gönderilmesi konusunda!), yarın istifa edecektir. Gitmeden içini
dökmektedir.

B. Odyakmaz ve tüm yönetimi de aynen Ünsal
gibi düşünmektedir. Düşünmeseler bile üzerlerindeki baskıyı biraz azaltmak için
taraftara hedef göstermektedirler. (Bu bana pek inandırıcı gelmiyor açıkçası.)


C. Ünsal, kulübün Basın Sözcüsü olarak değil, kendi
adına konuşmaktadır. Bu durum da kabul edilebilir değildir kanımca. Kendi istifa
etmese bile görevden alınmasıyla sonuçlanır vaka.




D.
Belki kendisi aslında yönetimin en kuvvetli ismi de, bizim haberimiz yok, onun
için korkusuzca ağzına geleni söyleyebiliyor.

Ünsal'ın yeni teknik
adamları ve transferleriyle ilgili söylediklerinin diplomatik değerlendirmesi
neticesinde ise ortaya daha kötü bir tablo çıkıyor. Kulübün basın sözcüsü
halihazırdaki hocaya ve oyunculara güvensizliğini açıkça beyan ediyor. Sebebin
ne olabileceği ile ilgili sizi yine yukarıdaki şıklara davet
ediyorum.

Fikret Ünsal'ın açıklamalarının teknik yönden ele alalım şimdi.
Ünsal'ın bu açıklamaları çok avantajlı bir durumda yaptığının altını çizelim
önce. Sivasspor şu anda çok kötü durumda olduğu için kimse onun haksız olduğunu
iddia edemez. Daha da önemlisi söyledikleri gerçekten çoğunlukla doğru. Ama
testi kırıldıktan sonra yol gösten çok olur hesabı, iş işten geçtikten sonra
sonuca bakarak yapılmış, çok da futbol zekası gerektirmeden yapılabilecek
saptamalar bunlar.


Evet, Sivaspor'un çöküşünde iki büyük etkenden
biridir Bilica'nın satılması. Evet, Uygun'un transferleri doku
uyuşmazlığı yaşadılar Sivasspor'la. Ama tüm bunların baştan hesap edilebilmesi
çok zordu. Bülent Uygun'un hatası Bilica'nın önemini olduğundan biraz düşük
hesaplamasıydı. Üstüne Mehmet Yılmaz'ın sakatlığı (ikinci büyük
etmen buydu) eklenince, Sivasspor kangalsız kalmış koyun sürüsü gibi dağılıp,
kurtlara yem oldular.

Ama Sivasspor'un başına gelen her Anadolu takımını
başına geldi zamanında. Bizzat Bülent Uygun, Bilica'nın yaşadıklarını yaşadı
Kocaelispor'da. Anadolu takımının gerçeği yeterli kâr varsa her
futbolcunun satılabileceğidir. Çünkü satmasa bile o futbolcudan artık eskisi
gibi verim alamayacağı da bir başka acı gerçektir. Yani Bilica satılmalıydı ve
satıldı. Ama yerine libero değil, stoper (FB'den Yasin) alındı. Uygun
Murat'a ve Sedat'a güvendi.
Uğur'un Antalyaspor'daki milli takımlık performansına güvendi.
Hesabı tutmadı.

Tum, Sylla,
Mohammed Ali, Balili gibi futbolcuların
gönderilmesinde de bir hata görmüyorum ben. Futbol kariyerlerinin sonlarına
gelmiş bu oyuncular Sivasspor'un geleceğini düşünerek gönderdi Uygun. Yerlerine
de kötü oyuncular almadı. İBB'den Erman Kılıç'ı aldı ki, geçen
sezonun Süper lig Altın 11'ini zorlayacak bir oyuncuydu.

Teknik Direktör
Muhsin Ertuğral ile ilgili olarak da yaptığı değerlendirmeyi
acımasız ve üstüne düşünülmemiş buluyorum. Rijkaard Türk
futbolunu tanıyor mu? Zico geldiğinde tanıyor muydu? Onlarla
kıyaslayınca Türk olan ve zorlu coğrafyalarda çalışan Ertuğral, Süper Lig'e çok
daha çabuk uyum sağlayacak bir isim. Ama kendisinin klişenin tam anlamıyla,
"enkaz" devraldığını da unutmayalım.