Kocaman yalan

Bu savunmanın Beşiktaş defansı olduğuna inanmak istemiyorum. Hatta orta sahayı da forveti de istemiyorum. İlk yarının sonuna kadar köşe vuruşu bile kullanmamış bir forveti kim ister ki? İsteksiz, bilinçsiz oynanan futbol, insanın yazı yazmasını bile engelliyor. Hani 3 büyüklerin sahasına gelen Anadolu takımları vardır ya kendi yarı sahasına çekilir ve maçın sonuna kadar bir veya iki atak yapar. İşte dün Beşiktaş da
aynı sistem ile oynadı. Kimsenin umurunda değil sanki mağlubiyet veya
kaçan 3 puan. Saha içinde öyle bir mücadele edersiniz ki maç sonunda
rakip takım taraftarları bile mağlubiyetinize rağmen, sizi alkışlar.
Böyle oynamak zorundasınız. Çünkü burası Beşiktaş. Tribünlerin bir
klişesi vardır ya; "O forma kutsaldır, nasip olmaz herkese!" işte bu yüzden. Ücretler konusunda
sıkıntı yaşadığınızda gazetecilere nasıl birer birer sorunlarınızı
anlatıyorsanız, neden kötü oynadığınızı da anlatacaksınız. Maç sonunda
üzülerek soyunma odasından çıkıp, mikrofon uzatıldığında telefonla konuşuyormuş gibi yapmayacaksınız.

Kurtuluş döner mi?
Savunma ile başladım, devam edeyim. Bir takımın savunması deplasmanda oynarken sürekli iki kişi ile yakalanır mı yahu! Pas yüzdelerine baktığınızda Beşiktaş'ın ağırlığını görüyoruz ama kocaman bir yalan. Kendi sahanda yaptığın veya orta alanda yaptığın yan paslarla ancak pas sayını artırırsın,
skor tabelasındaki sıfırı değil. Etkisiz savunma çıkışları ile hiçbir
yere varamayacağını anlaman gerek. Ayrıca Gaziantesporlu futbolcuları
da kutlamak lazım. Nasıl olsa karşınızdaki kulübün başkanı her sezon
bir Gaziantep transferi yapıyor. Gelecek sezon başkan Yıldırım Demirören, gönderdiği
Serdar Kurtuluş'u 8 milyon euro karşılığında Beşiktaş'a geri alırsa şaşırmayın. Olcan'ın performansı da korkuttu beni. Onun içinde şimdiden 10 milyon euro'luk bütçe hazırlığı yapmalı bence Ertunç Soğancıoğlu...