Bahçeli'den Habur muhtırası

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümetin
Habur'da PKK’lıların karşılanması konularında gizlediklerinin yakında
belgeleri ile ortaya çıkacağını ileri sürdü. “Gizlediklerinizi açıklayın” diye Başbakan ve İçişleri Bakanına çağrı yaptı.Katsayı sorunun Meclis'te çözülmesini isteyen Bahçeli, bu konuda eşit katsayı önerdiklerini açıkladı.Bahçeli, EMASYA VE MGSB değişikliklerini de hatırlatarak, “Başbakan bu kafayla yakında TSK’nın da kaldırılmasını ister” iddiasında da bulundu.

SEL FELAKETİ

Bir an için Sayın Bahçeli’nin eleştirilerinin hepsinin doğru olduğunu düşünelim… Söylediklerine yediden yetmişe hepimiz hak verelim… İyi ama bu söylediklerinin doğru olması, geleceğimizle ilgili hiçbir şey söylemediği gerçeğini ortadan kaldırır mı?.. Meselâ, iktidar olurlarsa terörü nasıl bitireceklerine dair ellerinde sihirli bir değnek mi var?.. Eğer o sihirli değnek varsa ne?.. Özelleştirmeler yanlış ise, iktidar olursa bütün o şirketleri yeniden kamulaştıracak mı?.. Deyin ki Habur’da bir hukuk cinayeti işlendi… Deyin ki bugünkü İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı’nı yargıladık ve içeri tıktık… Peki de; o zaman terör bitecek mi?.. Diyelim ki ekonomide işsizlik krizi halen çözülemedi… Peki… MHP iktidar olduğunda bu krizi nasıl çözecek?.. İşsizler bütün kamu kurum ve kuruluşlarına doldurulacak ve karşılıksız para basılarak maaşları mı ödenecek?.. Öyle yapılmayacaksa… Bir gecede, 3.5 milyon kişiye iş imkânı yaratacak fabrikalar mı bitecek ot gibi ülkenin her bir yanından?.. Ben şahsen, Sayın Bahçeli’nin yaptığı eleştirilerin çoğuna katılıyorum… Tamam ama alternatif uygulamalar ne onu bir türlü öğrenemiyorum… Yoksa kopya vermek mi istemiyor, (merhum) Erdal İnönü gibi… Hatırlayacaksınız… “SHP iktidar olursa ne yapacak?” diye sorulduğunda Erdal Bey (merhum), sağ parmağı ile sağ göz kapağını çekiştirip, “pışşşııkkk!” dedikten sonra, “söyleyelim de ANAP kopya mı çeksin?” diye sormuştu… Adnan Berk Okan

MHP
Lideri Devlet Bahçeli konuşmasına yaşanan sel felaketine değinerek
başladı. Sel yaşanan bölgelerde önlemlerin yetersiz olduğunu ileri
süren Bahçeli, yöredeki insanların kayıpları acilen giderilmesi
gerektiğini söyledi.

YEDİ YILDA YAŞANALAR

“7 yıl boyunca, adeta savaş mağlubu bir ülkenin çaresizliği içinde
taviz üstüne taviz vererek içte ve dışta milletimizin bütün
birikimlerini tahrip eden AKP zihniyeti yolun sonuna dayanmıştır” diyen
Bahçeli, “İktidar siyasetinde üslup kirliliği ve seviye kaybı nedeniyle
aşağılanmayan, hakarete uğramayan, hor görülmeyen, taviz verilmeyen
hiçbir milli, manevi değer kalmamıştır” dedi.

DAHA FAZLA TAHRİBAT VERMESİN
Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aradan
geçen yıllardan sonra hükümetin sürüklendiği yer; ABD'den ürken,
Avrupa'dan çekinen buna karşılık işçi ve memurdan kaçan bir yönetim
çürümüşlüğüdür. Hükümetin bu aşamadan sonra kazandıracağı bir şey
yoktur. Yeter ki, ilk seçim gününe kadar tahribatı daha fazla
katlamasın.

AKP'NİN BAAS REJİMİ ARAYIŞI
AKP'nin
TBMM'deki sayısal çokluğu demokratik güç ve imkan olmaktan çıkmakta,
sivil siyasetin otokrat arayışlarının zemini haline gelmektedir. Bunun
devam halinde Başbakanın hırçın, öfkeli, itici, kavgacı ve dışlayıcı
müflis politikalardan, Başbakanlığı seçilmiş hükümdarlık zanneden sakat
demokrasi anlayışından, milletin yarısına düşman, oy vermemişleri hasım
gören sorunlu milli irade zihniyetinden ve hazımsızlıktan beslenerek,
muhaliflerin sindirilmek, basının susturulmak istendiği tek parti
diktası veya AKP'ye mahsus bir Baas rejimi arayışının işaretleri
alınmaya başlanmıştır.”

HABUR'DA SİS PERDESİ ARALANIYOR
“Üniformalı
teröristlerin zafer çığlıkları ile omuzlar üstünde karşılandığı, bu
alçalmaya nezaret eden güvenlik ve kamu güçlerinin eliyle devlet
otoritesinin ayaklar altına alındığı, devlete açıkça meydan okunduğu,
hükümet memurlarının PKK'lıları aklamak için birbiriyle yarıştığı,
Anayasa ve Kanunların çöpe atıldığı görüntüler hafızamızda” diyen
Bahçeli, “Şimdi Habur'da yaşananlarla ilgili olarak sis perdesi
aralanmaya, bizce malum ama kamuoyu tarafından yeterince
anlamlandırılamayan ihanet projesinin hesap verecek aktörleri ortaya
çıkmaya başlamıştır” dedi. Bahçeli şunları söyledi:

BAŞBAKAN'IN ROLÜ DE ORTAYA ÇIKACAK
“Bölücülükle
yargılanan bir eski milletvekili yaptığı açıklama ile PKK'lıların
törenle kucaklanması, serbest kalmaları için hakimlerin ayarlanması,
eli kanlı canilerin gönlünün alınmasında, bütün tezgahı hazırlayanın
İçişleri Bakanı olduğunu açıklamıştır. Yaşanan rezaletlerle,
yaşananların sorumlusu ve yetkilisi arasında ilk andan itibaren zaten
kurulmuş bulunan bu illiyet bağının şimdi ortaya çıkması şaşırtıcı
değildir. Yıkım sürecinde ve terörist kabul töreninde İçişleri
Bakanının gerisinde, hükümetin başının rolünün de belgeleriyle
açıklanması yakındır.

GÖRÜŞMEYİ AÇIKLAYIN
Başta
Başbakan olmak üzere İçişleri Bakanı ile olaya müdahil idari, adli,
güvenlik makamlarının ve memurların bu zan altında ve töhmetten bir
nebzede olsa kurtulmaları ve haklarında verilecek hükmü
hafifletmelerinin yolu yaptıkları yanlışları itiraf etmekten pişman
olduklarını söylemekten ve milletimizden özür dilemekten geçmekte.
Bizim bu aşamada hesap sorma hakkımızı saklı tutarak İçişleri
Bakanından, PKK aracılarından beklentimiz; 15 Ekim 2009 tarihinde
yapılan görüşmenin kamuoyuna açıklanmasıdır.”

BAHÇELİ, BAŞBAKANI NEDEN 'TSK'YI DA KALDIRMAYI DÜŞÜNÜR' DİYE SUÇLADI?




SANATÇILARA TUZAĞA DÜŞMEYİN ÇAĞRISI
PKK'yı
aklama ve siyasete çekme arayışı olan yıkım projesine toplumsal destek
için sanatçılara yönelik kampanya başlatıldığını ileri süren Bahçeli,
tüm sanatçılara, “tuzağa düşmeyin “ çağrısı yaptı.

ELÇİLERLE YEMEĞE ELEŞTİRİ
Başbakanın
Avrupa elçilerine "Kör müsünüz" suçlamasının fiiliyatta hiçbir
karşılığı bulunmadığını da iddia eden Bahçeli, ”Zaten kendisini
muhattap alacak Avrupalı da olmamıştır. Bu yanlış bir siyasetin ve
anlamsız bir hayalin peşinde koşanların düştüğü aczin birinci ağızdan
itirafıdır” dedi.

KURU TEHDİT YERİNE ADIM ATSIN
“Hava
fişekli gündüz gösterileri rehaveti içinde ülkeye döndü’ diye
nitelendirdiği Başbakan Erdoğan’ın, bu konuda yapılan uyarıları
dinlemekten uzak olduğunu da belirten Bahçeli, “Mademki, aradan geçen
sürede veriler sözler yerine gelmedi. Başbakan bu durumda kuru
tehditler yerine siyasi adım atmalıdır. İlişkileri durdurmalıdır. Ancak
Başbakan ülkemizin temel meselelerini Avrupa ülkelerinin merhametine
bırakmıştır” dedi. Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

HÜKÜMETE ŞAMARIN SESİ
“Hani
artık masaya yumruğunu vurduğunda ses getiren bir ülke haline
gelmiştik. Bu ülke nerededir? Bir ses çıktığı doğrudur. Ne var ki, bu
ses hükümetin onurlu siyaset adına masalara vurduğu yumruğun sesi
değil. Maalesef bu ses yabancıların asırlardır Türk milletinden intikam
almak için buldukları fırsat sonucunda AKP hükümetine ardı ardına
indirdiği şamarların sesidir.”

KATSAYI'YI MECLİS'TE ÇÖZELİM
Katsayı
konusuna da değinen Bahçeli, "MHP bu kapsamda olmak üzere, eşit
katsayıyı önermektedir. Eğer AKP bunu destekliyorsa, CHP de bunu
istiyorsa, Meclis iradesinde bu meselenin çözüleceğine inanıyorum" diye
konuştu. Sorunun Meclis zemininde çözümü için kanun teklifi
hazırladıklarını ancak AKP hükümetinin harekete geçmeyip, topu YÖK'e
attığını anlattı. Bahçeli sözlerini şöyle tamamladı:

MGSB'NİN ALTINDA İMZA BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN
“EMASYA'nın
kaldırılması, TBMM koruma görevinden Mehmetçik'in çekilmesi, MGSB'nin
iptali gibi tartışmalar gündemde. Bunlar bu kadar rahatsızlık
veriyorsa, geçen hafta yürürlükten kalkan EMASYA 7 yılda AKP
iktidarında neden kaldırılmadı? MGSB'nde yapılan tartışmalar, yeni
istismarlara kapı açıyor. Erdoğan'ın MGSB'de iç tehdit bölünün
kaldırılacağını açıklaması "Müflis siyasetçi kurnazlığı"dır. İçeriğini
muhalefet partisi olarak bilemeyiz. Ancak bu gizli belge karanlık ve
bilinmeyen kurumlarca ve gizli odaklarca hazırlanmamıştır. Hükümetlerin
onayları ile bugüne kadar uygulanmıştır. Hal böyle iken bu resmi
dokümanla ilgili şaibeler oluşturmak, içeriğinden habersizmiş gibi
açıklamalar yapmak, Başbakan Erdoğan mantığıdır. Bugün eleştirdiği
belgenin altında ilk imza Başbakan Erdoğan'ındır. 2005 yılında imza
attığı bu belgede kimi iç tehditler görüyorsa ona onay vermiştir. O gün
kimi dost kimi düşman görüyorsa ona kendisi onay vermiştir. Şimdi
kalkıp bu gelişmeler kendisinden habersizmiş gibi yorumlar yapması
sığındığı yeni istismar ve çarpıtma ürünüdür.

TSK'YI KALDIRALIM DEMESİ SÜRPRİZ OLMAZ
Erdoğan'ın
mantığınca vizelerin bile kalktığı bu sözde güven ve istikrar ortamında
milli güvenliğe de ihtiyaç kalmamış, bunu düzenleyen siyaset belgesinin
ise hükmü ortadan kalkmıştır. Hatta böylesi rehavet ve ruh hali
içindeki Başbakanın bundan sonra Türk Silahlı Kuvvetlerine bile gerek
olmayacağını yakında açıklaması beklenmelidir. Bu kafanın bunu da
söylemesi sürpriz değildir. İstismarının sonu ve sınırı kalmamıştır.
Sadece bir zaman ve kendi tabiri ile hazmettirme meselesidir.”

TOPLUMSAL ÇÖKÜŞ VE ÇÖZÜLÜŞ YAŞANIYOR
Bahçeli sözlerini şöyle tamamladı:

“Başbakan
Erdoğan'ın mutlu azınlık zenginleşen yandaşlar işbirlikçi çıkarcılar,
yağmacı mihraklar dışında kalan milyonlarca mağdurun inançlarıyla
ahlakıyla ve vicdanıyla ağır bir imtihandan geçirildiği, açlıkla suç
arasında sabırların zorlandığı toplumsal çöküş ve çözülüş
karşımızdadır. Bundan kurtuluşun yolu da AKP'dan kurtuluş çarelerinin
içinde aranmalıdır.

MHP GÖREVE HAZIR
İşsizliğin
boyutu korkutucu hale geldi. Resmi işsizlik rakamlarına iş aramayanları
eklediğimizde AKP iktidarı ve Başbakanın ülkeyi ne hale getirdiği
ortadadır. Böyle bir ülkenin huzurlu olması sorularının üstesinden
gelmesi mümkün değildir. AKP iktidarları boyunca ve Erdoğan'ın
iktidarında bu dar ve çıkmaz alanın dibine kadar inmiştir. Şimdi sıra
siyasette haysiyet ve ahlaktan sınıfta kalmışların ve sürülen kara
lekelerden dolayı alınlarında yer kalmayanların ülkemizin gündeminden
bir an önce gönderilmesine gelmiştir. Bunun için yaklaşın seçimler
fırsat olacak MHP bu göreve layıkıyla yerine getirecektir."