"Aşk, kedi-köpek ilişkisi gibidir. Bir bakarsın birbirlerini yerler,
bir bakarsın çok iyi anlaşırlar." diyen Bülent Uygun çarpıcı konuştu..
Bazı sözler başıma iş açtı, ama ben hiç yalan söylemedim. Mesela, ‘5
yeriz’ dedim, 5 yedik! Herkes kızdı, fakat ben, bir kentin
motivasyonunu yüksek tutmak için bunları söylemeliydim. Hepsi
stratejiydi...
Aşk, kedi-köpek ilişkisi gibidir. Bir bakarsın birbirlerini
yerler, bir bakarsın çok iyi anlaşırlar. Böyle bakılırsa şu çok net
ortaya çıkar: Fenerbahçe ile Galatasaray büyük aşk yaşıyorlar!
Laila’dan da konuştuk, 5’lik maçlardan da... Futboldan da
konuştuk, bilimden de... Söz sözü açtı, konu konuyu... Biraz uzun oldu
belki ama içimize sindi! Çünkü söyledikleri, herkesin söyleyebileceği
sözler değildi. Okuduğunuzda göreceksiniz, sevseniz de sevmeseniz de
cesur bir adamın konuştuğunu farkedeceksiniz. Bu satırlarla sizleri
tutmanın anlamı yok, sözü Bülent Uygun’a bırakıyoruz.
* Sivasspor’u bu hale siz mi getirdiniz?
- 6-7 yıl önce, değerli başkanım Mecnun Odyakmaz’la birlikte
geldiğimizde, kayyuma bırakılmış bir yönetim ve aşk içinde çalışmaya
gayret eden 2-3 yöneticinin dışında kim vardı? Bizim emeğimizle,
alınterimizle kurduğumuz bir başarı atmosferini, tarihin kaydettiği
zafer fotoğrafını yine benim yok ettiğim gibi akıl dışı bir iddiada
bulunmak, kimsenin haddi değil. Benim alnım açık, başım dik. Hz.
Mevlana’nın dediği gibi, “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler
söylemek lazım!”
Suçu üzerime aldım, ayrıldım
* Peki Sivasspor nasıl bu hale geldi?
- Engin Baytar, Burak Yılmaz’ı alacaktık. Le Havre’den Davidas,
Fulham’dan Buazza, Panathinaikos’tan Cleyton, Metz’den Omotoyossi,
Rubin’den Thomas listemizdeydi. “Alınmaları imkânsız” diyerek transferi
engelleyen, Devler Ligi takımı kurmak yerine “Ligde 40 puan toplayalım,
yeter” diyen kişiye diyecek çok şey var aslında ama... Başkanla
birlikte engelleri aşamadık. Taraftarımız 3 haftada geçmişi unuttu,
istifa istedi. Suçu, birisi üzerine almalıydı. Biz aldık, bıraktık.
Yendik, antipatik olduk!
* Sevimsiz bir adam mısınız?
- Bazı
çevrelerbizi hep antipatik göstermeye çalıştı. Oysa biz, Sivas’a geleni de
gideni de karanfillerle karşıladık, uğurladık. Hâlâ böyle
düşünülmesinin nedeni, herhalde sadece tuttukları takımı yenmemizdir!
Çünkü bütçemiz yoktu, ama rekabete girdik. Kendilerinden başkasının
onlara rakip olabileceğini düşünmediler. Bu nedenle bizim her
söylediğimizi eleştirdiler, yaptıklarımızı görmemezlikten geldiler.
* Yıldızlardan iyi antrenör çıkmaz, derler.
- Ben, futbol oynarken çalıştığım her hocanın iyi taraflarını not
aldım. 18 yaşındayken bile bir antrenör gibi düşünürdüm bir futbolcu
olarak uygulardım. Benim antrenörlük kariyerim 20 yıldır! Son yıllarda
Avrupa’daki gelişmeleri ve Türkiye’de federasyonun açtığı kurslardaki
bilgileri derledim. Sonra Avrupa’daki maçları izleyerek portföyümü
genişlettim. İşin içine bilimi de kattım. Analiz programları
hazırladık, görsel sunumlar yaptık. Kendimize özgü bir antrenman metodu
geliştirdik. Elde ettiğimiz sonuçlar, doğru yaptığımızın işareti.
Tarih değişirdi...
* Unutamadığınız maçlar?
- Anderlehct’i 3-1 yendiğimiz ve Galatasaray’a yenildiğimiz maçları
unutamam. Skor 3-3’tü, Mehmet Yıldız vurdu, top direği sıyırıp auta
çıktı. O top döndü, Ayhan 35 metreden soluyla attı, şampiyon oldular.
* Şampiyon olsanız ne değişirdi?
- Tarih değişirdi. Futbol literatüründe yeni bir sayfa
açılırdı. Sivasspor, şampiyon olmadan bile bir çok şeyi değiştirdi.
Artık Anadolu ‘şampiyonluk’ diyebiliyor. 5 yıl içinde de olacak.
* Trabzonspor, Anadolu takımı değil mi?
- Onlar 4 büyükler.
- Bülent Uygun’un idolü kim?
- Futbol hayatım boyunca deney yapan bilim adamı gibiydim. Parreira’dan
Osieck’e, Terim’den Güvenç Kurtar, Yılmaz Vural’a kadar, hepsinin
artılarını kariyer haneme yazdım, eksileri çıkarttım.
* Bilimden ne kadar faydalandınız?
- Bilimden faydalandık. Ama mantalite farkınızı da
katmalısınız. Çünkü orijininde insan var futbolun ve bu nedenle her şey
bilim değil. Öyle olsa, bilgisayar uzmanları dünyanın en iyi teknik
direktörleri olurdu!
300 TL maaşla Avrupalı olunmaz
* Geçelim şampiyonluk yarışına...
- Türkiye’de şampiyonluk yarışları 31. haftada biter. Fenerbahçe,
kupayı kazanacaktır. Ligdeki şampiyonluğu ise Türk oyuncular belirler.
Çünkü şampiyonluk; yeteneklerin yanı sıra dayanışma, saygı,
motivasyonla gelir.
* Futbolda ne zaman Avrupalı oluruz?
- Avrupa takımları önemli paralar harcayarak görsel antrenman
metodları geliştiriyor. Bizde ise altyapı hocaları 300 TL-500TL maaş
alıyor. Takımların iki tane bilgisayarı yok. Sahası yok. Avrupalı olmak
zor!
* Futbolda ne zaman bir ekol oluruz?
- Herşeyimiz var, ama marketing alanında yokuz. Bakın, bugün
dünyada 12 bini aşkın futbolcusu oynuyor Brezilya’nın, bizim ise iki
elin parmaklarını geçmez. Bu işin sırrı, pazarlamadır ve biz
beceremiyoruz. Ertuğrul ve Vural ne yapmalı?
* Menacerlik sistemi de gelişmeli belki de!
- Elbette. Maalesef şu an çantacılar da menacerlik yapıyor!
* 2010’da yokuz, ya 2012...
- Avrupa Şampiyonası’nda mutlaka olmalıyız.
* Olamazsak...
- Yerliyle Dünya Kupası’na gidemedik yabancı getirdiler!
Hiddink’le de bu işi başaramazsak, benim önerim kısa ve net: Yabancı
bir Futbol Federasyonu getirelim!
* Hiddink’in yanında kim olmalı yerlilerden?
- Teknik menacer olarak Rıdvan Dilmen veya Hakan Şükür’den biri görevlendirilmeli.
* Hiddink başarılı olur mu?
- Kariyerini tartışacak değiliz. Fakat ben başarılı olacağına
inanmıyorum. Bir de şu var: Ertuğrul Sağlam’ın aldığı sonuçlar ortada.
Yılmaz Vural akademileri bitirdi. 30 yıllık tecrübesi var. Daha ne
yapmalılar? En azından altyapı için düşünülmezler mi?
Parayla, kavgayla marka olunmaz!
* Havuz doldu! Markamız değerlendi mi?
- Ne parayla ne de kavgayla marka değerini yükseltemezsiniz.
Önce altyapıyı planlayacaksınız. Pro-Lisanslı hocalarla hizmet
vereceksin. Artık gönül adamları bitti. Gündüz Tekin Onay, Serpil Hamdi
Tüzün, Hasan Bora, Ekrem Karaberber gibi isimler yok. Altyapı
konusundaki tüm suç TFF’nin. Sistemi, parayı, yönlendirmeleri onlar
yapmalı. Altyapıdan tam anlamıyla yetişmemiş hiç bir futbolcu Avrupa’da
başarılı olamaz. Bir de yabancı dil bilmiyorlar, bu büyük eksik. Stat
konusunda atılım var. Bu sevindirici. Türk sporunun havuz sistemini
kuran Haluk Ulusoy’a bir teşekkür borcu var.
* Pro-Lisans çok mu önemli?
- Elbette... Sizin en üst seviyede olduğunuzu, kriterlerinizi gösterir.
* Milli Takım’da da Pro-Lisans tercihi vardır, değil mi?
- Tabii ki! Bunun üzerinde çok duruyorlar!
Hiç yalan söylemedim...5 yeriz dedim 5 yedik!
* Çok başarılı oldunuz, çok eleştirildiniz. Neden?
- Yaptıklarımdan çok, ne söylediğim, ne giydiğim konuşuldu.
Güvenç Kurtar, “Yaptığını kimse başaramadı”; Rıdvan Dilmen, “Değerini
bil” dedi. Ben, “Değer bilmek Türk insanına hizmet etmektir. Biz de
hizmetindeyiz” karşılığını verdim.
* Neden karşı daha kalabalık gibi?
- Bazı sözler başıma iş açtı. Hayallerimize ulaşmak,
motivasyonu yüksek tutmak için bunları yapmalıydım. Hayat felsefem şu:
İnsanları bir yerlere getiren yetenekleri, orada tutacak olan
karakteri, başarıları destekleyecek olan ise söylemleridir. Söylediğim
her sözün arkasındayım. Hiç yalan söylemedim. “5 yeriz” dedik, 5 yedik!
“Mehmet’i alan şampiyon olur” dedik, özgüvenini yükselttik. “Şampiyon
biziz, birinci kim?” dedik, futbolcuların üzerine binecek baskıyı
kaldırdık. Hepsi bilinçli ve düşünülerek söylenmiş sözlerdi. Stratejik
hamlelerdi. Onlara geleceğine, bana gelsin dedim. Çünkü ben bunları
yaşamıştım. Gelecek her tepkiyi kaldırabilirdim.
Sakarya gerçeği şudur: Fabrika iflas etti
* Oğuz, Aykut, Engin, siz ve daha birçokları. Sakarya’da ne oldu?
- Fabrika iflas etti! Kırılma noktası, Ekrem Karaberberoğlu’nun
işine son verilmesi. En son Tuncay çıktı, başka kimse yok. Altyapıya
önem vereceksin, vermezsen illa ki sürünürsün.
* Ne yapılabilir sizce?
- Federasyon kulüplere verdiği paradan 100’er milyon kessin, bu
paraları altyapılara versin, yeter! Her kulüp 5 sene içinde 5’er yıldız
yetiştirir. Bu oyuncuların her biri de en az 1 trilyon eder. Hâlâ bunun
farkına varamadık. Yazık...
Yıldırım ya da Süren Federasyon Başkanı olmalı
* Şöyle geçmişe bir yolculuk yapsanız, aklınızda kalan başkanlar kimler?
- Ali Şen’le çalışmak keyifti. Futbolcusuna verdiği özgüven
süperdi. Bizi hem korurdu hem de uyarırdı. Bir de İlhan Cavcav var.
Keşke 20 yaş genç olsa da Federasyon Başkanı seçilse. Şu an isterim ki,
Aziz Yıldırım, Federasyon Başkanı olsun. Faruk Süren, Federasyon
Başkanı olsun. Çünkü onlar gelirse, tesisleşme üst seviyede olur,
birikimlerini aktarırlar. Artık Futbol Federasyonu Başkanı, futbolun
içinden gelmeli. Fatih Terim olmalı ya da Hakan Şükür. Çünkü onlar bu
dünyadaki sorunları iyi biliyorlar. Bakın dünyaya, Beckenbauer, Platini
örnek değil mi?
İşte kanayan yaramız: Lig Tv iş bulma kurumu
* Görevi bırakan hocaları, hemen ekranda görürüz biz. Sizi göremedik, teklif mi yok!
- Ne diyorlar; Lig TV İş Bulma Kurumu! Bir yorumcu, x bir
takımın futbolcusunu veya yönetimini övüyorsa, bilin ki kısa süre sonra
o takımın başına geçme ihtimali vardır. Çünkü yönetim kurulunda şu
konuşulur: “Bakın, x hoca bizim takımı övdü, onu getirelim...” Bu,
Türkiye’nin kanayan yarasıdır.
Allah'a şükür Fenerbahçe’yi yendik
* Yenemediğiniz takım var mı?
- Yok. Fenerbahçe maçlarında istediğimiz sonuçları alamıyorduk,
bu nedenle çok çirkin şeyler yakıştırdılar bize. Allah’a şükürler olsun
ki, Fenerbahçe’yi de yendik. Bu sıradan bir galibiyet değildi,
hakkımızda mesnetsiz yazılar yazanlara cevap verdik. Ama ne yaparsan
yap, yine bir şeyler yakıştırıyorlar.
İddaa yorumcuları hocalardan bile iyi!
* Türkiye bir ‘yabancı futbolcu cenneti’ mi?
- Türk antrenörleri ülke ülke gezip futbolcu izleyemiyor.
Şartlar müsait değil. Bu nedenle transferler genelde menacerlerin
önerdiği isimler üzerinden gerçekleşiyor. Samimiyetle söylüyorum; İddaa
yorumcuları, bir çok antrenörden daha fazla futbolcu tanıyor! Bence
onların önerdiği isimlere yönelsek, daha başarılı oluruz! Bu bir ironi
ve aslına bakarsanız, Arsenal gibi ‘scout sistemi’ne geçiş şart.
Maliyeti 100-200 bin Euro olur. Ama hangi kulübe, ‘bu sistemi kuralım’
deseniz, ‘Ne gerek var, hoca halleder’ der. Hoca transfere girince de
‘ne kadar götürdü’ dedikoduları yapılır. O sisteme geçmediğiniz sürece
bu kaos böylece sürer gider.
Sercan Yıldırım Dünya çapında yıldız olur
* Bu sezon en başarılı takım?
- Bursaspor.
* En başarılı oyuncular?
- Yerlilerden Arda ve Sercan, yabancılardan ise Alex ve Makukula...
* Arda’yı Dünya biliyor, peki Sercan Yıldırım için bir parantez açalım mı?
- Sercan benim son zamanlarda seyrettiğim en iyi futbolcu.
Bireysel gelişimini sağlayacak antrenör ve menacerlerle, iyi
profesyonelerle çalışırsa, dünya çapında bir yıldız olur.
Fenerbahçe ile Galatasaray büyük aşk yaşıyor
* Futbol dışına çıkalım biraz. Aşk nedir?
- Aşk, kedi köpek ilişkisi gibidir. Bir bakarsın çok iyi
anlaşıyorlar, bir bakarsın birbirlerini yiyorlar. Aşk o kadar zor
birşeydir işte.
* Fenerbahçe ile Galatasaray büyük aşk mı yaşıyor o halde!
- Evet, kesinlikle. Rekabet ortamında birbirlerini korurlar, ancak
birbirlerini geçmek için de herşeyi yaparlar. Yöneticinin de seyircinin
de en iyisi, aşkı en güzel yaşayandır.
600 dönüm arazi bağışlattım, gittik baktık... Hala bakıyoruz!
* En büyük hedefiniz nedir?
- Kişisel başarı hırsım yok. Yapmak istediklerim madde madde aklımda:
1-Sendikalaşmak... Her futbolcu başına yıllık 2 bin dolar sigorta primi yatırılsın ve emekli maaşı olarak ödensin.
2-Tam teşekküllü bir sporcu hastanesi ve rehabilitasyon merkezi kurmak...
3- Huzur evi gibi bir tatil köyü kurmak.
4- Hakemlerin yarı profesyonel olmasını sağlamak...
5- Alt yapı hocaları maaşa bağlansın ve ‘gerçek Türkiye ekolü’nü yaratmak için eğitilsinler.
6- Ampute Milli Takım’ın yararlanacağı tesisler kurmak...
Hariçte tek bir hayalim var: Bir Anadolu takımının başında şampiyon olmak.
* Antalya’da bir arazi vardı galiba?
- Evet, Belek’te 600 dönümlük bir arazi bağışlattım. Oraya gittik, baktık. Bakış o bakış, hâlâ bakıyoruz!
Laptop iyi, ama bilgisayara virüs girmişse format atacaksın
* Ersun Yanal, milli takımlar altyapı koordinatörlüğüne
getirildi. Spor Bakanı ise teşvik primi konusunda açıklamalar yaptı. Bu
konudaki düşünceleriniz neler?
- Faruk Özak, Trabzonspor Efsanesi’ni yaratan isim. Müthiş bir
spor adamı. Bakan’ın açıklamalarına karşın, Yanal’ın getirilmesi, bu
sözlerin bir anlam taşımadığı şeklinde yorumlanır. Burada yanlışlık
var.
* Ne yapılmalıydı?
- Federasyon ‘3 T’ prensibiyle hareket etmeliydi: Tespit,
teşhis, tedavi... Fakat sezon bitmeden Hami’yi, Ogün’ü, Soner’i
yolladılar. Yeni yapılanmaya böyle başlanmaz. İyi planlamacı, iyi hoca
olabilirsin, iyi bir ‘laptop’un da olabilir, ama yıllarca bu ülkeye
hizmet etmiş insanları hiçe sayıp kapının önüne koyamazsın. Bazen virüs
girer bilgisayarınıza, format atmak gerekir! Milli takıma hoca olunca
ülkenin en popüler yıldızını yemek mantalitesiyle hareket eden
zihniyet, Türkiye’nin yarını olacak gençlere gözdağı mı vermek istiyor
şimdi de?