ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
İkinci El Kısa Film Festivali Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
İkinci El Kısa Film Festivali Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İkinci El Kısa Film Festivali

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
WinchesteR
Moderatör
WinchesteR


Favori Oyuncu : Wayne Rooney Ji Sung Park
Mesaj Sayısı : 837
Puan : 7590
Rep : 85
Yer : Eskişehir
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 04/09/09
İkinci El Kısa Film Festivali I231076_gsli

İkinci El Kısa Film Festivali Empty
MesajKonu: İkinci El Kısa Film Festivali   İkinci El Kısa Film Festivali EmptyPaz Mart 14, 2010 6:40 am

İkinci El Kısa Film Festivali


Selim Demirdelen (Yönetmen)

Merhaba, İkinci El Kısa Film Festivali jüri üyelerinden birisiniz. Sizin de kısa filmleriniz olduğunu biliyoruz. İnternetten öğrendiğim bir bilgiye göre kısa filmlerinizden bir tanesi fazla kısa olmasıyla ünlüymüş?


94 senesinde İFSAK’ın yarışmasına katılmıştım, bir tanesi 49
saniye sürüyordu. Hilmi Etikan ödülü almıştım, sahneye çağırırken Selim
Demirdelen bize bir kısa filmin ne kadar kısa olabileceğini gösterdi
demişti.

Peki kısa filmler hakkında ne düşünüyorsunuz? Kısa film çekmek nasıl bir yolculuk?

Özgür bir alan olması güzel çünkü para işin içine girdiğinde dengeler değişiyor, o anlamda çok heyecan
verici. Türkiye’de son dönemde ben bayağı bir kısa film jüri üyeliği
yaptım, Antalya Film Festivali’nde, Akbank Kısa Film Festivalinde,
İstanbul Erkek Lisesi’nin yedinci kez düzenlemiş olduğu festivalde vs..
Lise dönemindeki çocukların yaptıkları işleri daha heyecan verici
buldum. Daha naif, daha doğal, şaşırtıcı şekilde büyük şehirlerden
değil Anadolu’dan çok fazla işler çıktı son dönemde, Amasya’dan,
Isparta’dan filmlere birincilik verdik. Üniversite öğrencilerinde veya
mezun olanların yaptıkları işlerde ister istemez bir etkilenme oluyor.

Eğitimin verdiği bir etkilenme mi bu?
Eğitimin verdiği olabilir, son dönemde başarı
kazanmış yönetmenlerin üsluplarını görüyoruz, o da olabiliyor. Bu
yüzden daha özgün şeyler seyretmek daha heyecan verici oluyor tabii.
Demin de izledik birkaç film, İspanyol filmleri izledik mesela, ben
daha önce de yabancı kısa filmler izlemiştim, onların mesajları daha
net oluyor, onlar daha eğlenceli oluyorlar, bizde hep bir anlaşılmazlık
durumu oluyor. Halbuki bir rahatlasa kısa filmci çocuklar, mesaj
kaygısı gütmeseler, daha basit hikayeleri daha anlaşılır şekilde
çekseler galiba daha iyi olacak. Bir de uzun kısa filmleri sevmiyorum.

Sizin o çok kısa filminizin ismi neydi?

“Çevre” diye bir filmdi. Tek plan çekilmişti film.

Sizin son zamanlarda ne gibi projeleriniz var?

Reklam filmi çekmeye devam ediyorum. Onun dışında “Kavşak” isimli
bir projem var gerçekleştireceğimiz. Başrollerinde Güven Kıraç, Sezin
Akbaşoğulları, Umut Kurt, Cengiz Bozkurt, Mete Horozoğlu, Başar Okay,
Yücel Erten gibi oyuncular var. Bir İstanbul hikayesi. Fazla da ipucu
vermeyelim.




İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-39-04_ankara27b


Daha önceki bir röportajınızda "bir aşk üçgeni çekeceğim" demişsiniz bu o mu?
Öyle
mi demişim? Aaa evet öyle bir projem de var aslında. Bir Kadını Sevmek
diye bir projem vardı, onu biraz erteledim, bu öne geçti. Onun dışında
bir de doğaçlama projem var. 12 oyuncuyla tek bir mekanda 90 dakikada
çekmek istediğim, tek seferde. Ama onun için bir ön hazırlık, bir prova
dönemi gerekiyor. Türkiye’de de malum oyuncuları yakalamak zor. Hepsi
ya dizilerde, ya başka biryerlerde, meşguller hep. Onun kadrosu
oluştuktan sonra bir prova dönemi olacak, daha sonra o işi yapmak
istiyorum, çok heyecanlandırıyor beni. Kavşak projesi de inşallah
Ekim’de vizyona girecek.

Son zamanlarda çok fazla Türk filmi giriyor vizyona. Bunu iyi bulanlar, eleştirenler oluyor. Sizin yaklaşımınız nasıl?
Bazı
filmlerin vizyon şansı bulamaması üzücü sadece. Bu da biraz
dağıtımcılarla ilgili zannediyorum. Bu sektöre herkesin bir şekilde
destek olması lazım. Kısa bir süre de olsa vizyon şansı bulsalar ne
güzel olur. Onun dışında bu senenin en önemli özelliği bence iyi
niyetle, sadece sinema sevgisiyle yapılmış filmlerin karşılığını bulmuş
olması, m esela İki Dil Bir Bavul çok beğendiğim bir projeydi ve gişede
karşılığını buldu. Keza Başka Dilde Aşk bayağı bir seyredildi. Bunlar
ümit verici, samimiyetin karşılığını bulması güzel. Birilerine de
inşallah bir mesaj gidiyordur.

Bu Pazar Oscar ödülleri veriliyor. Aday gösterilen filmlerden hangilerini izlediniz, neler düşünüyorsunuz?
İzlediklerim
var, Avatar çok enteresan ve özel bir iş tabii. Ama Oscar’lık bir iş mi
bilmiyorum. The Hurt Locker’ı seyretmedim ama herkes çok iyi olduğunu
söylüyor. Aklı Havada’yı seyrettim, Up In The Air, o çok enteresan
geldi bana. George Clooney çok iyi bir oyuncudur tabii Oscar’lık mıdır
bilemiyorum. Fakat filmin üslubu çok enteresandı, çok light bir film
gibi giderken çok ağır bir finalle bitmesi, yönetmenin o şaşırtmacası
çok hoştu. Filmden üzülerek ayrıldım. Siz Hurt Locker’ı izlediniz mi?

Evet, bir kadın yönetmenden bu kadar sert bir film, beni şaşırttı.
Ben kadın yönetmenleri çok başarılı
bulmuyorum açıkçası. Özellikle aksiyon filmlerine giriştikleri zaman
nedense olmuyor hiçbir şekilde. Bu filmi merak ediyorum ve umutluyum
söylenenlerden dolayı.

Evet, umarım o alır Oscar’ı. Neyse, festivale dönersek…
Evet, ikinci el film festivali için buradayız. Destek olmaya çalışıyoruz. Ödül meselesi garip tabii herkes emek veriyor ama ödül
alanlar sadece duyuluyor veya izlenme şansı buluyor. Burada ikinci elin
öyle bir özelliği var, başka bir festivalden geri dönmüş filmlere
ikinci bir şans veriyor. Aralarında da çok iyi filmler var gördüğümüz
gibi. Umarım daha da gelişir. Biraz daha fazla duyurulması lazım
sanırım. Önümüzdeki senelerde umarım daha çok başvuru olur.

Biz de beyazperde.com olarak bu festivalin sponsorlarından biriyiz, destekliyoruz sonuna kadar.
Çok
güzel. İstanbul Erkek Lisesi’nin festivalini de tavsiye ederim. Çok
enteresan filmler çıkıyor. 15-16 yaşında çocuklar. Eğitimi zaten doğal
yoldan, çok fazla film izlemekten vs kapmışlar, tekniğini vs. Onun
ötesinde, anlatımları çok net, güzel yani.

Aklıma
Bıçak Sırtı dizisi geldi bu arada, çok beğenerek izlemiştik. Bittiği
için üzüldüğüm, bir açıdan da tadında bittiği için takdir ettiğim bir
yapımdı.

Biz
39 bölüm planlıyorduk sonra biraz hızlanmak zorunda kaldık, 30 bölümde
bitirdik. Bitmiş olmasından ben de çok memnunum fakat final hızlandığı
için biraz insanların tadı damağında kaldı sanırım. 39 bölüm olsa iyi
olacaktı. O işi yapmış olmaktan ben de mutluyum. Her ne kadar bir daha
bu koşullarda dizi çekmeyeceğimi söylesem de her yerde. Saçmasapan bir
sistem var şu anda çünkü. 90 dakikalık dizileri 6 günde insanlara
çektiriyorlar. Bıçak Sırtı’ndan sonra bana gelen dizi tekliflerini
reddettim. Bir bölüm 40-45 derece olmadığı müddetçe, medeni koşullarda
çalışılmadığı sürece ben yokum. Tabii ben bunu söylerken şöyle bir
rahatlığım var, reklam filmi çektiğim için maddi anlamda bir gelirim
var, bu işi yapmak zorunda olanlar da var elbette ama gene de bu kadar
da olmamalı. Ancak ölümler veya başka problemler olunca bu gündeme
geliyor, yoksa kimse bunu konuşmuyor, oyuncular röportaj verip, aile
gibiyiz çok mutluyuz filan diyorlar, yalan söylüyor çoğu. Gen oyuncular
daha rahat, teknik ekip perişan oluyor asıl. Ayılanlar bayılanlar
hastaneye kaldırılanlar boşananlar ölenler.. Bu bir tek bizim
memlekette olan bir şey. İnşallah düzelecek diye ummaktan başka
yapılacak çok bir şey yok. Ben kendi adıma tepkimi koyup çekmem
diyebiliyorum sadece.


İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-40-27_ankara27a

Güven Kıraç ve Sezin Akbaşoğulları (Oyuncu)

Kısa filmler ve festivallar hakkında ne düşünüyorsunuz? Daha önce hiçbir kısa filmde oynadınız mı?

Güven Kıraç:
Oynadım. Cemil Ağacıkoğlu’nun kısa filminde oynadım. İp isimli.
Olabildiğince, vaktim el verdiğince kısa film çekmek isteyen
arkadaşlara destek olmaya, onların hayal ettiği şeylerin içinde yer
almaya çalışıyorum. Ama her zaman elverişli olmuyor zamanımız. Kısa
filmi önemsiyorum ama.

İkinci El Kısa Film festivali jüri üyelerindensiniz. Bu festival orijinal bir festival, siz nedüşünüyorsuuz?

Güven Kıraç:
İkinci el olması çok ilginç geldi, benim buradaki varlık sebebim ikinci
el olması birazcık da, gerçekten enteresan geldi. Buradaki
arkadaşlarımızın da heyecanı ve samimiyetleri o kadar ayan ki, ona biz
de icabet ediyoruz o heyecana, söz konusu sinema olunca, kısa uzun
farketmiyor bizim için. Yer almaya çalışıyoruz mümkün mertebe.

Festivalde izlediğiniz filmler nasıldı?

Güven Kıraç:
Güzel işler vardı, hem yabancı katılımcılardan hem Türk katılımcılardan
güzel işler gelmiş. Yarın bir toplantı yapıp sonuçlara karar vericez.

Selim Bey bir projeden bahsetti.

Güven Kıraç: Evet, Karadeniz otobanından Samsun’a kadar biz aldık. Yeni projemiz bu.

(Gülüşmeler)

İhaleyi biz kazandık. Ankara’ya da onun için geldik aslen...

Bir film projesi de varmış galiba diye araya gireyim...

Güven Kıraç: Bir film projesi de var bunun yanısıra evet. O da gene yolla ilgili, adı Kavşak. Çekimler başlamak üzere.

Başka yaptığınız işler var mı şu an, diziler mesela?

Güven Kıraç:
En son Türk Max’ta yayınlanan bir dizi çektik. Sit-com’du o, Demet
Akbağ ve Ragıp Savaş’la birlikte oynadığımız. Çekimleri bitti ama
yayını devam ediyor. Mayıs’a kadar devam eder herhalde. Biz çok fazla
çalışıp önceden verdik kasetleri çünkü kanala.

Çok keyifli o dizi.

Güven Kıraç: Evet sit-com benim sevdiğim bir iş.
İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-50-28_ankara27c

Sezin Hanım, sizin Kavşak filmi dışında bir projeniz var mı?

Sezin Akbaşoğulları: Devam eden tiyatro çalışmam
var. Duru Tiyatro’da Ay Tedirginliği isimli Özen Yula’nun yazıp
yönettiği. Dizi olarak da Mart sonu başlayacak bir iş var ama henüz
başlamadı.

Teşekkür ederiz.
Biz teşekkür ederiz.






İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-52-03_ceylan1

Ebru Ceylan (Fotoğrafçı, Yönetmen, Senarist)

Merhaba,
ikinci el kısa film festivali için buradayız. Jüri üyelerinden
birisiniz. Siz de bir kısa filmcisiniz. Kıyıda adlı kısa filminiz
ödüller almış bildiğim kadarıyla. Kısa filmci olmak nasıl bir şey, kısa
film hakkında neler söylemek istersiniz?


Kısa film aslında süre dışında bana film üretimi aşaması anlamında
çok farklı gelmiyor uzun metraj filmlerden. Bazıları uzun film daha
zor, bazıları kısa film daha zor diyorlar, böyle küçük bir tartışma var
ama ben kısa filmin daha zor olduğuna inananlardan değilim. Uzun
metrajlı film hem bütçe anlamında hem teknik anlamda, hem anlatım
anlamında çok daha meşakkatli bir süreç gerektiriyor.. Uzun metraj
çekebilme olanağı olan hiçbir insanın kısa film tercih edeceğini ben
zannetmiyorum. Biraz olanaklarla ilgili, biraz deneyimle ilgili, en
azından benim için kısa film böyle bir şey.

Ama bir deneyim kazandırıyor belki de değil mi, bu işe başlayanlar için, önce bir kısa film çekip, o süreci yaşamak…

Tabii ki. Sadece başı sonu olan, dramatik yapısı olan bir film
çekmek değil, gördüğün herşeyi çekmek belki de, her anı, iki kişinin
konuşmasını, ufacık birşeyi, hayattan bir anı canlandırmaya çalışmak,
uzun metraj film çekme öncesi hazırlıklardan biri olabilir. Ama dünyada
sadece kısa film yapan insanlar var, bunu tercih eden insanlar var.
Onun nedenleri hakkında ben bir şey söyleyemeyeceğim. Benim uzun metraj
film yapmama sebeplerim bunlar.

Proje olarak var mı aklınızda bir uzun metraj?

Şu an için çeşitli nedenlerle yok, ama kısa metrajlı film projem var. Önümüzdeki kış başlayacağım sanırım.

Bunun dışında fotoğrafçılık devam ediyor?

Evet devam ediyor. Her zaman vardı o zaten, sinemadan önce de
vardı benim için fotoğraf. Benim önceliğim o. Araya sinema girdi, bir
süre sadece sinemaya konsantre oldum ama şimdi tekrar fotoğrafa döndüm
ve çok memnunum çünkü fotoğrafın üretim aşamasının yalnızlığını çok
seviyorum. Sinemada insan ilişkisi, teknik sebebiyle bir takım kalabalıklar, bunlar bana biraz zor geliyor.


İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-43-36_ceylan2

Peki fotoğrafla ilgili şu an ne yapıyorsunuz, özel bir şey var mı bir proje veya? Proje olarak mı devam eder, nasıldır o süreç?

Hayır bende proje proje değil, proje bazlı çalışan insanlar da
var, ben de bazen belirli tarzda konseptler belirleyip o tarz şeyler
yaratıyorum ama sadece öyle yapmıyorum. Ben hayatta bana anlamlı gelen
her anın, her ifadenin, her yüzün, her mekanın, her nesnenin
fotoğrafını çekiyorum.

Fotoğraf makineniz hep yanınızda mı?

Mümkün olduğunca yanımda taşımaya gayret ediyorum. Her zaman
mümkün olmuyor tabii biraz ağır olduğu için ama sık sık bana anlamlı
gelen herşeyin fotoğrafını çekiyorum. Web sitemde bağımsız bir sürü
fotoğraf da görürsünüz ama başlığı olan fotoğraf çalışmaları da
görebilirsiniz.

Portre seviyorsunuz anladığım kadarıyla.

Porte çok seviyorum. İnsan manzarasını çok seviyorum.

İkinci el kısa film festivali hakkında ne düşünüyorsunuz? Çok ilginç değil mi?

Evet ilginç, daha önce duymadığım bir konsept. Herkesin ikinci bir
şansa ihtiyacı var gerçekten de, o yüzden anlamlı buluyorum. Bu
festivalde izlediğim kısa filmlerin arasında beni çok heyecanlandıran
ve çok özgün çalışmalara pek rastlamadım. Ama içlerinden en iyilerini
değerlendirmeye çalışacağız.


Nilüfer Açıkalın (Oyuncu)

İkinci
El Kısa Film festivali jüri üyelerinden birisiniz. Daha önce hiç bir
kısa filmde rol aldınız mı? Kısa filmler hakkında genel düşünceniz
nedir?

Daha önce birkaç kez kısa filmde rol aldım. Kısa filmi de uzun
filmi sevdiğim kadar çok severim. Uzun filmler roman, kısa filmler öykü
tadı veriyor bana. Film demek fikir demek. Fikri olmayan bir film
olamaz. Bir fikri en kısa zamanda toparlayıp anlatmak büyük bir beceri
istiyor. Kısa filmlerin de uzun filmlerde olduğu gibi bel kemiği
senaryo bana göre.



İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-44-09_nilufer1

İkinci
El Kısa Film festivali ilginç bir konsept, bu konudaki düşünceleriniz
neler? Festivalde izlediğiniz filmler hakkında ne düşünüyorsunuz??
Genel anlamda festival nasıl geçiyor?

Bu festivali çok
önemsiyorum çünkü bir ilk. Buradaki hepsi öğrenci olan arkadaşların
büyük özveriyle canla başla kotardıkları bir iş ve dördüncü yıldır
başarıyla sürdürülüyor. Konsept olarak da ilginç buluyorum. Çeşitli
festivallerde birçok kez jüri görevi yaptığım için jürinin son
toplantılarda zaman zaman ne kadar zorlandığını biliyorum. Bazen
birinciliği hak eden iki hatta üç film olabiliyor ama ne çare ki birini
seçmek zorundasınız. Bu durumda elenen filmlerin böyle bir yarışmayla yeniden
göz önüne çıkması, değerlendirmeye katılması en azından seyirciye
yeniden ulaşması hem izleyenleri hem de filme emek verenleri
yüreklendiriyor. Festival her sene yeni tecrübeler kazanarak adım adım
ilerliyor. Herşey yolunda ve filmler çok güzel. Hepsi değil ama
bazıları gerçekten çarpıcı.


Siz hep değişik film projelerinde yer aldınız, seçici
ve tarzı olan bir oyuncu olduğunuzu düşünüyorum. Aklıma ilk gelen
filmleriniz Harem Suare, Kara Kentin Çocukları, Bekleme Odası ve son
dönemde Meleğin Sırları ile rahmetli Ersin Pertan’ın filmi Mazi Yarası
vs.. Hepsi de değişik filmlerdi, özgün filmlerdi, popülerliğe oynayan
filmler değildi ve önemli yönetmenlerin imzaları vardı hepsinde. Siz
neler söylemek istersiniz oyunculuk üzerine, kendinizi koyduğunuz yer
ve seçiciliğiniz üzerine?


Sadece
sezgilerim doğrultusunda hareket ediyorum. Kendimi koyduğum özel bir
yer yok. İşimi iyi yapmak en büyük takıntım. Kendimce geliştirdiğim
bazı yöntemler var çalışmak için. Gözlem, karakter analizleri ve alt
metinler. Çalışmayı çok severim çünkü bir sonu yoktur.

Oyunculuk
dışında yazarsınız. Yanlış bilmiyorsam yedi adet basılmış kitabınız
var. Yazmak nasıl bir süreç, ne zaman ben yazmalıyım diyip bunu
içinizde hissettiniz, neler sizi besledi, neler söyleyebilirsiniz?

Yazarlığım
oyunculuğumdan çok daha eskidir ve bence daha ileridir. Yazmaya
başlamam okumaya başlamamla aynı zamana denk düşüyor aşağı yukarı. On
sene öncesine kadar bir yazar olarak anılacağımın hayalini bile
kurmamıştım. Sadece görevini yapan biri zihniyetiyle yazdım durdum.
Hala da bu psikolojiye sahibim aslında. Çünkü bir takım öyküler var
zihnimde ve tarafımdan yazılmayı bekliyorlar, hatta bazen rahatsız
edici bir şekilde ısrarlılar yazılmak için. Bazen seslenip, bazen
fısıldayıp, bazen haykırıp duruyorlar. Ben de bu seslere kulak
veriyorum. Hepsi bu.



İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-45-33_nilufer2

Yazma kabiliyetinizi bir senaryoda da kullanmayı
düşünmediniz mi? Uzun ya da kısa metrajlı bir film senaryosu yazmak
gibi bir düşünceniz var mı?


On Yönetmen İki Film projesinde ‘Yerçekimli Aşklar’ filmindeki
kısa filmlerden biri, benim aynı zamanda oyunculuk da yaptığım
‘Şövalye, Pamuk Prenses ve Hain’in senaryosu ilk çalışmam. Uzun zaman
senaryo yazmadım. Canım hiç senaryo yazmak istemedi. Ama geçen ay
yazmaya başladığım bir senaryo var ki... Üstelik kendi öykümden yola
çıkarak yazmaya başladım. Çok ilginç şekilde gelişiyor bu da
heyecanlıymış epeyce.

Yeni bir film veya kitap projeniz var mı?

Her zaman. Yeni film Temmuzda çekilecek. Tabii her şey yolunda
giderse. Umarım gider. Kitabımsa çoktan hazır. Yakında kitapçılarda
olacak.








Bessy Adut (Kısa Film Yönetmeni)

İkinci El Kısa Film Festivali kapsamında, özel seçki olarak kısa filmlerini izledik. Öncelikle kendini tanıtır mısın?
Tabii ki. Öncelikle Beyazperde'nin
en sevdiğim sinemayla alakalı internet sitesi olduğunu belirtmek ve
teşekkür etmek istiyorum. İstanbul doğumluyum, 27 yaşındayım ve son 7
senemi sanatın 7. dalı olan sinemaya adamış durumdayım. Çocukluğumdan
beri her zaman filmlerin içine giren ve büyülenen bir yapım oldu. Bunun
yanısıra kamerayı çok küçük yaşta elime alıp çekimler yapmaya başlama
fırsatım oldu. Zaten sanatçı bir tarafım olduğu ailem tarafından fark
edilmişti, tek tek her bir sanatı denedikten sonra hepsini de içine
aldığı için sinemayı seçtim ve ona bağlandım. Sanırım en büyük aşkım
sinema oldu ve bu evlilik sonsuza kadar sürecek gibi görünüyor. Ayrıca
geriye dönüp baktığımda yönetmenliğin ve liderlik tarafımın her zaman
olduğunu ve bunun bende doğuştan bir yetenek olduğunu düşünüyorum.
Fakat yetenek kendi başına yetersiz, o yüzden bu konuda eğitim aldım ve
setlerde halen tecrübemi arttırmaya devam etmek istiyorum kendi uzun
metraj filmlerimi çekmeden önce. İstanbul Bilgi Üniversitesi
Sinema&Televizyon'un altın yıllarında okudum çok sevdiğim ve bana
çok fazla şey katan hocalarım oldu: Tuna Erdem, İlker Canikligil, Selim
Eyüboğlu ve Barış Pirhasan şu anda aklıma gelen hocalarımdan bazıları.
Daha sonra bölüm birincisi ve onur öğrencisi olarak mezun oldum ve
kafama taktığım gibi Fulbright Üstün Başarı bursunu kazanarak
Amerika'ya, mezunlarının arasında Tim Burton, Sophia Coppola ve pekçok
Pixar, Disney yaratıcısının bulunduğu ve zamanında Walt Disney'in
kurmuş olduğu California Institute of the Arts'ta film yönetmenliği ve
oyunculuk üzerinde 3 sene boyunca master eğitimi aldım. Los Angeles,
Hollywood'ta bulunmak tabii ki beni ister istemez film endüstrisinin
içine soktu ve orada bu işlerin nasıl yürüdüğüne dair çok fazla şey
öğrendim. Gitmeden önce çektiğim kısa filmlerden Red ve Yasak Kapı
(Derya Alabora, Yetkin Dikinciler) başarı kazanmış ve festivallerde
ödül almıştı. Son çekmiş olduğum kısa film Strange Little Girl isimli
film de Los Angeles'ta pek çok film festivalinde gösterildi, övgüler ve
ödüller aldı. Şu an çekmiş olduğum 20 küsür kısa filmden sonra artık
kendimi uzun metraj bir film çekmeye daha hazır hissediyorum.

Sinemayla
ilgilenmeye ne zaman karar verdin? Neler seni etkiledi, neler seni
besledi, hem hayatından hem de seni besleyen yönetmen ve filmlerden
bahsedebilir misin?


Sinemayla çocuk yaşta ilgilenmeye başladım. Oldum olası çok
geniş bir hayal gücüm vardı ve hikayeler yazıp arkadaşlarımı yönetirdim
küçükken. Gençliğimde geçirdiğim sorunlu zamanlarımda ise sinema benim
için her zaman bir hayaller alemine kaçış oldu, zaten en sevdiğim film
türlerine "kaçış türleri" adı veriliyor. Benim sevdiğim filmlerin pek
çoğu bilimkurgu, korku, fantastik ya da film noir türüne girse de yine
de iyi yapıldığı sürece her türlü filmi izlerim, bu türde filmler
yapmayı tercih etsem de çok net ayrımlarım yok bu konuda. Beni en fazla
etkileyen yönetmenlerden ilki Alfred Hitchcock'tur. Bunun yanısıra
Stanley Kubrick, Alex Proyas, Terry Gilliam, Quentin Tarantino, David
Lynch ve tüm filmlerinin hayranı olduğum Tim Burton beni besleyen
yönetmenler. Korku filmleri ise beni kendimi bildim bileli beslemiştir
ve beni korkularımla yüzleştirip katarsise yol açtığı için ayrı bir
bağım var. Yeni idolum olan yönetmense Hurtlocker'dan önce Strange Days
filmini sevdiğim ve ilk kadın yönetmen oscar'ını alan Kathyrn
Bigelow'dur. Kendisinin pek çok kadın yönetmene yol açacağını
düşünmekteyim. Sinema tarihinde 82 yıldan sonra bir ilktir. Kadınların
da iyi bir film yapabileceğini tüm dünyaya ispatlamıştır.

İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-46-27_bessy47a

Hedeflerin
neler, iyi bir kısa filmci olmak mı, uzun metraja dönmek mi,
televizyonda birşeyler yapmak mı, oyunculuk mu, kendini en çok
hangisini yaparken tatmin olmuş hissediyorsun?


En
büyük hedefim uzun metraj filmler çekmek ve bu filmlerin evrensel olup
tüm dünya tarafından izlenmesi. Zaman, mekan kavramlarını tanımadan tüm
dünyaya ulaşmanın en güzel yollarından biri bence sinema, müziğin
yanısıra. Ama itiraf etmeliyim ki yönetmenlikten önce ilk göz ağrım
oyunculuk olmuştur, daha sonra yeterince güzel olmadığımı düşünüp
vazgeçmiştim oyunculuktan, çocuksu bir nedenden ötürü. Fakat Amerika'ya
yönetmenlik okumaya gittiğimde aldığım oyunculuk dersleri ve oynadığım
oyunlar, filmlerle oyunculuk tutkumu da yeniden keşfettim. Ve
Amerika'da da bu konuda pek çok güvendiğim kişi tarafından takdir
edildim ve devam etmem gerektiği söylendi. Ben de kendi kendime dedim
ki pekala yönetmenlik ve oyunculuk yapabilirim. Sonuçta Charlie
Chaplin, Woody Allen, Clint Eastwood, Türkiye'den Uğur Yücel gibi pek
çok yönetmen aynı zamanda oyunculuk yapmıştır, bu o kadar da olamayacak
bir şey değildir. Dolayısıyla önceliğim yönetmenlik olmak üzere hem
oynamak, hem de yönetmek istiyorum. Şu anda çalıştığım şirket de bir
takım televizyon projeleri yazdım, ilk amacım onları hayata geçirmek ve
sunuculuğunu kendim yapmak. İkinci adımsa içinde kendimin de ufak bir
rol alacağı uzun metraj olacak.

Kısa film festivalleri hakkında ne düşünüyorsun, takip edebiliyor musun? İkinci el nasıldı, izlenimlerini öğrenebilir miyim?

Kısa film festivallerini elimden geldiğince takip ediyorum.
İkinci el bence çok başarılı, çok güzel bir festivaldi. Benim için
unutulmaz bir festival deneyimiydi. Çok teşekkür ederim kendilerine
benim filmlerime ve söyleşime yer verdikleri için. Dürüst olmak
gerekirse beklediğimden çok daha başarılı bir organizasyondu ve
festival çalışanlarının tümünü tebrik ediyor, başarılarının devamını
diliyorum. Ayrıca festival mottolarına sonuna kadar katılıyorum "Asla
Pes Etme!" Kısa filmleri tabii ki seviyorum ama ben şahsen artık kısa
film çekmekten biraz sıkıldım. Artık ya reklam ya da sinema filmi
çekmek istiyorum. Yine de film yapmak isteyen herkese kısa film yapıp
festivallere yollamalarını tavsiye ediyorum. Çünkü kısa film çekmek çok
fazla şey öğrettiği gibi, festivaller de çok fazla kapı açıyor.

İkinci El Kısa Film Festivali 4346_10-46-59_besy47b


Genç kısa filmcilere önerilerin, senin başından geçenler, deneyimlerin ve tavsiyelerin nelerdir?

En büyük önerim şu: Derin nefes al, ver, nefes al, ver...Evet.
Sinirlenmeyin. Üzülmeyin. Sabırlı olun. Bu zor bir iş, meşakkatli bir
iş. Destek verenden çok, sizi kösteklemeye çalışanlar olacaktır. Ne
yapın edin, insanlarla aranızı iyi tutun, köprüler yakmayın. Film
setlerinde olaylara kişisel yaklaşmayın, bunun bir ekip işi olduğunu
unutmayın. Deneyimlerime dayanarak söyleyeceğim çok önemli iki şey
olacak: insan ilişkilerinize çok dikkat edin ve fazla tevazu
göstermeyin. Başarılarınızdan bahsetmekten çekinmeyin ve interneti
sonuna dek kullanın. Bu konuda kendinizi eğitmeye hayat boyu devam
edin. Özverili olmaya hazırlıklı olun. Kimsenin hakkını yemeyin,
başkalarına da hakkınızı asla yedirmeyin. Sevgi dolu olun ve
projeksiyonun ışığından bu sihirli aynaya sadece güzellikler ve pozitif
bir enerji akıtın, ne olursa olsun karanlık tarafa kaymayın. En
sevdiğim filmlerden birinde dendiği gibi "Güç sizinle olsun!"

Alıntıdır...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İkinci El Kısa Film Festivali
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 8. Berlin Film Festivali başladı!
» Tribeca Film Festivali'ne damgamızı vurduk!
» Altın Koza Film Festivali ertelendi!
» İDDAA DA PAZAR MAÇ YORUMLARI (İSPANYA KISA KISA)
» 5. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Sinema Kuşağı :: Sinema Haberleri-
Buraya geçin: