Her şey bitti mi?

F.Bahçe ligimizin ağababası gibi. Böylesine hovardaca dağıtılan puanlardan sonra herhalde en uygun lakap bu olsa gerek. Gene de her şeye rağmen takım da hâlâ potada. İki maçtan (G.Antep ve G.Saray) 6 puan çıkarıldığı takdirde şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacak. İmkansız mı, elbette değil. Ama şu anda camiada bir umutsuzluk havası hakim durumda. Bursa, G.Saray ve Beşiktaş'ta moraller en üst seviyede iken F.Bahçeli futbolcularda moralsizlik ve güvensizlik had safhada. Yani yapılacak ilk iş bu havanın dağıtılması olmalı. G.Birliği kesin kazanılması gereken bir maçtı. Rakibe belki fazla pozisyon verilmedi ama önemli olan senin pozisyon bulmandı. Kaçırılan goller olmasına rağmen girilen pozisyon sayısı çok azdı. Bakın geçen hafta G.Saray daha 4. dakikada ilk defa geldiği rakip kalede Jo ile golü buldu ve rahatladı. F.Bahçe ise 5. dakikada 30 metreden nefis gollerini izlediğimiz Deivid'in iki metreden topu dışarı atmasıyla işi zora sokan takım oldu. Gol olsaydı ne olurdu, elbette çok şey değişirdi. Şu bir gerçek ki Alex takımın
olmazsa olmazlarından. En kötü gününde bile yaptığı asistleri, attığı
şutları ve ölü vuruşlarda attırdığı golleri izliyorduk. Ankara'da o
bölgede sırasıyla Mehmet Topuz, Deivid, Semih ve Özer görev yaptılar
ama ne bir asist ne bir şut ne de ölü vuruşlardaki ustalıkları gördük. "Güiza oynamasın, F.Bahçe her maç 3-4 atar" diyenlerin de nasıl yanıldıklarını gördük. Demek ki sorun Güiza'da
değilmiş. İkinci devre oynamadığı maçlarda -ki hepsi 3 puanlıktı-
(Diyarbakır, Manisa, G.Birliği) tek galibiyet yok. Hadi onu geçtik,
doğru dürüst pozisyon bile yok. Söylemek istediğim takımın bu saatten
sonra Alex'e, Güiza'ya, Özer'e, Semih'e
vs. herkese ihtiyacı var. Ama en önemli ihtiyaç da taraftara. Taraftar
görevini yaptı, yapıyor ve yapmaya da devam etmeli. Yukarıda yazdığım
gibi iki maçtan alınacak 6 puandan sonra neler olacağını kimse
kestiremez. Bu yüzden şimdi tam "Her şey gerçekten bitti mi acaba" sorusunun yanıtını aramak zamanı değil mi?