ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Zeki Çol: Şampiyonluğun yüzü hâlâ Bursaspor'a dönük Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Zeki Çol: Şampiyonluğun yüzü hâlâ Bursaspor'a dönük Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Zeki Çol: Şampiyonluğun yüzü hâlâ Bursaspor'a dönük

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258090
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Zeki Çol: Şampiyonluğun yüzü hâlâ Bursaspor'a dönük I231076_gsli

Zeki Çol: Şampiyonluğun yüzü hâlâ Bursaspor'a dönük Empty
MesajKonu: Zeki Çol: Şampiyonluğun yüzü hâlâ Bursaspor'a dönük   Zeki Çol: Şampiyonluğun yüzü hâlâ Bursaspor'a dönük EmptyÇarş. Mart 31, 2010 5:04 pm

İklim değişiklikleri, çoğu kere vücut kimyanızı bozar. Bursaspor, hak ettiği ama hiç de alışık olmadığı bir konum yakaladı.

Alışageldiğinin ötesinde, çok farklı bir iklime taşındı. Doğal olarak etkilendi. Lider olmak, şampiyonluk yarışında bir anda çok büyük avantajla buluşmak, dahası ligin bitimine haftalar kala "şampiyon" diye anılmak, her şeyden önce psikolojisini değiştirdi. Taraftar ilgisi farklılaştı. Medya desteği görülmemiş ölçüde arttı. Ve zirvede durmanın dayanılmaz baskısı, giderek ağırlaştı.


Manisaspor ve hele Denizlispor maçlarında, Bursaspor'un bilindik oyun temposu, kalitesi, anlayışında hissedilir gerilemeler vardı. Buna bir de sistem değişikliği eklenince, iş büsbütün zorlaştı. Çünkü takımın ezberi bozuldu ve hücum organizasyonunda sorun yaşanmaya başlandı.


Sercan, sürati, çabukluğu, dar alandaki etkili oyunuyla rakip
savunmaların ürktüğü, çekindiği, yetenekli ve profesyonel yaşamı
benimsediği takdirde gelecekte adından çok söz ettirecek bir oyuncu.
Uzun süreli bir sakatlık dönemi yaşadı. İyileşti, takımına katıldı.
Ancak Ertuğrul Sağlam'ın da kafasını karıştırdı. Sağlam, kendisince
haklı nedenlerle Sercan gibi bir silahı, başlangıç kadrosunda oynatmak
istedi. Sercan'ın takımdan ayrı kaldığı süreçte takımın santrforu
Turgay'dı ve çok da faydalı oynamaktaydı. Volkan Şen Honduras milli
maçından sakat dönünce, Sağlam, iki hücumcusunu aynı kadroda, farklı
mevkilerde kullanmayı denedi. Turgay'ı sağ kanada çekti. Sercan'ı
santrfor oynattı. Bana göre, her ikisinden de beklenilen verimi
alamadı. Ardından yapılan sistem değişikliği ve 4-3-3'ten 4-4-2'ye
dönüş de pek yarar sağlamadı. Bu defa Turgay-Sercan ikilisi yan
yanaydı. Ama Batalla kenardaydı. Denizlispor maçında, sırf sistem
değişikliği yüzünden Batalla 80. dakikaya kadar kulübede kaldı. Benzer
durum, kaybedilen İBB maçında da yaşandı.

Oysa Turgay, Sercan'ın oynatılmadığı süreçte, yani 4-3-3 tercihlerinde
son derece verimli olmuştu. Pivot özelliğini çok iyi kullanıyor,
kenardan çapraz koşularla hücuma destek veren Volkan ile Ozan'a hamle
yapacakları, şut atacakları pozisyonları hazırlıyor, arkasında oynayan
Batalla'nın, hatta bazı kereler Ivan Ergic'in de katılımlarıyla
Bursaspor hücum organizasyonlarını başarıyla gerçekleştiriyordu.
Batalla, yalnızca top kullanmakla kalmıyor, ikinci topları iyi takip
ediyor, duran top dâhil çok etkili dış şut atıyor ve hücumda farklı
alternatiflerin oluşmasını da sağlıyordu.

Öte yandan Bursaspor, kanat organizasyonlarının en becerikli
takımlarının başında geliyordu. Sağdan Ali Tandoğan-Volkan Şen, soldan
Mustafa Keçeli-Ozan İpek ikilileri, kanatları tıkır tıkır işletiyor,
kenar ortalarla yoğun bir şekilde rakip savunma yıpratılıyordu. Gerek
fizik avantajı, gerekse yüksek top becerisiyle bu tarz oyunun zaten
istediği santrfor tipi Turgay'dı. Hele de rakibin çok adamla kapandığı
maçlarda.

Sercan, evet Turgay'dan daha çabuk, daha süratliydi ama kapalı
savunmalar karşısındaki etkisi, Turgay'ın gerisindeydi. Çünkü Sercan,
öncelikle geniş alan oyuncusuydu. Takım skor avantajını yakaladığında,
rakip önde oynamaya koyulup savunma güvenliğini azalttığında, bilindik
yeterliliklerini daha verimli bir şekilde oyuna yansıtabiliyordu. Yani,
kapalı savunmalar karşısında başlangıç değil, bitirme onbiri oyuncusu
olarak tercih edilmesi daha doğruydu.

O kafa karışıklığı, o sistem değişikliği, alışılagelmişin dışındaki bir
iklime taşınmanın psikolojisi ve liderliğin baskısıyla birleşip,
savunmada bireysel hatalar da yapılınca, Bursaspor, İBB karşısında
özellikle de Denizlispor maçından sonra "Geliyorum" diyen bir yol
arızası yaşadı.

Şimdi Sağlam, sistemi değiştirir ve doğru tercihlerle doğru takımı
kurarsa Antalyaspor maçında bu tablo değişebilir. Bursaspor, bildiği
oyunu oynamanın verimliliğine yeniden dönebilir.

Ama liderliğin getirdiği o baskıyla baş edecek bir mental çalışmayı yapmak koşuluyla.


İBB maçında Bursaspor, kendi yanlışları yüzünden kaybetti. Beşiktaş'ın
kazandığı, Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı yendiği, ligin şu ana kadarki
en kritik haftasında çok önemli bir avantajı yitirdi. Kazanabilse,
Galatasaray'ın 8, Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın 6'şar puan önünde olacak
ve fikstür kolaylığı da dikkate alınırsa yoluna daha moralli, daha
güvenli, daha rahat devam edecekti. Kaybetti, çok büyük bir şansı
tepti.

Fakat şu da unutulmamalı... Bursaspor sadece bir maçı kaybetti.
Şampiyonluğu değil. Artık oraya takılmaması ve popüler yaşamdan uzak
durup, kendi doğal ortamında, eski alışkanlıklarıyla şu son 1,5 ayı
tamamlaması lâzım. Yani, taraftar ve medya ilgisinin yoğunluğunu da
biraz hafifletip, dengede tutarak çalışmalarını sürdürmesi lâzım.

Şampiyonluğun yüzü, hâlâ Bursaspor'a dönük.


Takipçilerini, lig bitiminde de dikiz aynasından izlemek istiyorsa, Bursaspor'un önce kendi gölgesinden ürkmemesi lâzım!



Futbolun lezzet durağı

Hani bazen farklı bir lezzeti arar da ismi, popülaritesi, ambiyansıyla
gözde olmuş pahalı mekânlar dışında, mütevazı ama keyifli, hatta salaş
bir yerde lezzetli bir şeyler atıştırmak istersiniz ya... Eğer futbolda
da öyle bir keyfi yaşamak, gol lezzetiyle buluşmak istiyorsanız, bu
ligde izleyeceğiniz tek takım var: Kasımpaşa.

Neden mi Kasımpaşa?

Sadece 1'i dışında her maçında gol olduğu için Kasımpaşa.


Attığı, yediği gol toplamı -iki Ankaraspor maçı hariç- 87'yi bulduğu için Kasımpaşa.


Maç başına ortalama 3,48 gol izlettirdiği için Kasımpaşa.


Kayserispor (0-0), Gençlerbirliği (2-0), Gaziantepspor (3-0), haricindeki tüm maçlarında gol yediği için Kasımpaşa.


Kayserispor (0-0), Antalyaspor (0-2), Gençlerbirliği (0-4),
Gaziantepspor (0-1), Bursaspor (0-2) dışındaki tüm maçlarında gol
attığı için Kasımpaşa.

Bursaspor (54), Galatasaray (51), Fenerbahçe'nin (48) ardından en fazla gol atan (46) takım olduğu için Kasımpaşa.


Sivasspor'un (49) ardından en fazla gol yiyen (47) takım olduğu için Kasımpaşa.


Kazanırken de kaybederken de oyunu çirkinleştirmediği, izleyenleri futbolla eğlendirdiği için Kasımpaşa.


Ve bu ligin en renkli takımı olduğu için Kasımpaşa.


Demem o ki...


Salaş ama sıcak... Mütevazı ama lezzetli ve halk tipi bir mekân
arayışındaysanız... Ve de eğrisine doğrusuna bakmadan futbol keyfi, gol
zevki yaşamak istiyorsanız... Tavsiyem budur... Rakip kim olursa olsun,
Kasımpaşa maçlarına gidin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Zeki Çol: Şampiyonluğun yüzü hâlâ Bursaspor'a dönük
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» hala düşmedi
» 17 Mayıs - Bir Şampiyonluğun Hikayesi Belgesel
» Vermaelen şampiyonluğun sırrını verdi
» Toraman şampiyonluğun şifresini verdi..
» O travma hala atlatılamadı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Özel :: Blog Dünyası :: Sizden Gelen Yazılar-
Buraya geçin: