ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Yıldız Mahkemesi Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Yıldız Mahkemesi Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yıldız Mahkemesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258172
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Yıldız Mahkemesi I231076_gsli

Yıldız Mahkemesi Empty
MesajKonu: Yıldız Mahkemesi   Yıldız Mahkemesi EmptyPaz Haz. 06, 2010 5:52 am

Otuz ikinci Osmanlı Pâdişâhı Abdülazîz Hanın tahttan indirilerek şehit
edilmesine sebep olanları yargılamak için kurulan mahkeme. Yıldız Sarayı
yakınındaki Malta Karakolunun yanında kurulan bir çadırda görüldüğü
için bu ad verilmiştir.
Sultan Abdülazîz Han; Sadrâzam Mütercim Rüşdî Paşa, Serasker Hüseyin
Avni Paşa, Şeyhülislâm HayrullahEfendi ve Midhat Paşanın gizli
çalışmaları neticesinde 30 Mayıs 1876’da tahttan indirildi. Hüseyin Avni
Paşanın ayda yüz altın lira maaşla Fer’iyye Sarayına bahçıvan adıyla
aldığı Cezayirli Mustafa, Yozgatlı Mustafa Çavuş ve Boyabatlı Hacı
Mehmed adlı pehlivanlar tarafından 4 Haziran 1876’da şehit edildi. Fakat
intihar süsü verilerek olayın üzerine gidilmedi.

Sultan Beşinci Murâd Hanın kısa saltanatından sonra pâdişâh olan Sultan
İkinci Abdülhamîd Han, amcası Abdülazîz Hanın şehit edilmesiyle ilgili
olarak el altından soruşturmaya başladı. Bizzat veya vâsıtalı olarak
yaptığı soruşturma neticesinde amcasının iddia edildiği gibi intihar
etmeyip, sûikastle öldürüldüğü kanaatine vardı. Olayın resmî olarak
soruşturulmasını istedi. Savcı olarak vazifelendirilen Fındıklılı Mehmed
Efendi 1 Nisan 1881’de soruşturmaya başladı. Soruşturma komisyonunda
Şûray-ı Devlet Tanzimat Dâiresi başkanı Çorluluzâde Mahmûd Celâleddîn
Beyle mâbeynci Râgıb Bey de vazifelendirildiler. Yapılan soruşturma
sırasında sanıklar ve şâhitler dinlendi. Soruşturma neticesinde;
bahçıvan ve uşak olarak üç kişinin yüzer altın lira aylıkla Abdülazîz
Hanın hizmetine tâyin olundukları, Abdülazîz Hanın icâbında kendisini
savunabileceği palasının bir tertiple alındığı, üzerinde daha hayat
eseri varken doktorlara odasında muâyene ettirilmeden bir pencere
perdesine sarılarak alelacele Fer’iyye Karakoluna indirildiği, ölümü
hakkında on dokuz doktor tarafından verilmiş raporun yazılı ve açık
olmadığı ve bileklerini keserek intihar ettiği söylenen makasın bu
yaraları meydana getirilebileceği kaydıyla yetinilerek kapalı ifâdede
bulunulduğu, Hüseyin Avni Paşanın; “Bu avam cenâzesi değildir. Size her
tarafını muâyene ettirmem.” demek sûretiyle tam muâyeneye mâni olduğu,
cenâze görülmeden yalnız Fahri Beyin sözüyle yetinilmek sûretiyle şer’î
(dînî) îlam yazıldığı, Abdülazîz Hanın hizmetine tâyin edilen pehlivan
Mustafalar ve Hacı Mehmed’in olaydan sonra cüzi bir maaşla emekliye
ayrıldıkları halde “Yüksek maaşla memleketlerine gönderilmiştir” diye
halka îlân edildiği, Abdülazîz Hana büyük kin besleyen Hüseyin Avni
Paşanın olay günü Kuzguncuk’taki yalısından ilk olarak Fer’iyye’ye
gelmiş olduğu, Dâmâd Mahmûd Celâleddîn ve DâmâdNûri paşaların Beşinci
Murâd’ın annesinin isteğiyle Abdülazîz Hanı öldürmek üzere emir
verdiklerini beyan ettikleri ortaya çıktı. Soruşturma neticesinde
hazırlanan raporda Abdülazîz Hanın ölümünün intihar olmayıp suikast
sebebiyle olduğu belirtildi.

Sultan İkinci Abdülhamîd Han bu raporu Şeyhülislâm UryânizâdeAhmed Esad
Efendi, Dâhiliye Nâzırı Mahmûd Nedim Paşa, Tunuslu HayreddînPaşa ve
Şûray-ı Devlet Tanzimat Dâiresi başkanı Mahmûd Celâleddîn Beyden meydana
gelen bir komisyona ve Sadrâzam, Şeyhülislâm, Dâhiliye Nâzırı ve
Hâriciye nâzırından meydana gelen ikinci bir üst heyete inceletti.
Bakanların tam kanaat getirmesi için sanıkların ve şâhitlerin Bakanlar
Kurulu huzûrunda ifâdelerinin dinlenmesini de uygun gören Sultan İkinci
Abdülhamîd Han, bu görüşünü heyete bildirdi. Ayrıca bu işle ilgili
görülen Mütercim Rüşdî ve Midhat paşaların da tutuklanarak muhâkeme
edilmeleri için olağanüstü bir Soruşturma Meclisinin kurulmasını
Bakanlar Kurulu (Vekiller Heyeti) üyelerine bildirdi. Bunun için sarayda
toplanarak bir karar vermelerini istedi. Sadrâzam Saîd Paşanın
başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu (Vekiller Heyeti) meseleyi
görüştü. İfâdeleri tespit edilmiş olan sanıklar hakkındaki iddianâme
okundu, fâillerden bir kısmı getirtilip Bakanlar Kurulu huzûrunda
konuşturuldu. Durumu tekrar değerlendiren Bakanlar Kurulu, sanıkların
cezâlandırılmak üzere evraklarıyla birlikte mahkemeye sevk edilmelerini,
Yıldız Sarayı yakınında Malta Karakolunun yanındaki bir çadırda mahkeme
kurulmasını, mahkemenin alenî (açık) olması ve seyircilerin Adliye
Nâzırlığından alınacak dâvetiye ile mahkeme salonuna girmeleri gibi
hususları kararlaştırdı.

Mahkemeye Adliye Nâzırlığından alınan dâvetiye ile girildiği için
yabancı muhâbirlerin ve kordiplomatiğin hepsine ve sanıkların âilelerine
dâvetiyeler verildi. Türk gazetecileri de mahkemeyi tâkip ediyorlardı.
Sanıkların duruşma ve muhâkemeleri temyize bağlı İstinaf Mahkemesinin
Cinayet Mahkemesi tarafından yürütülecekti. Bu mahkemenin reisi Ali
Sürûrî Efendi, ikinci reisi de Hristo Forides idi. Mahkeme heyetinin
diğer üyeleri, Emin Bey, Hüseyin Hâmid Bey, Emin Efendi, Gadban Efendi
ve savcı, Latif Bey yardımcıları ise Reşid ve Raif beylerdi. Ayrıca
soruşturmayı yapmış olan Fındıklılı Mehmed Efendi ile Hüseyin Şükrü
Efendi de bu heyette yer almıştı.

27 Haziran 1881 Pazartesi günü saat 10.00’da başlayan mahkemeye başta
Midhat Paşa olmak üzere on bir sanık getirildi. Kalabalık bir dinleyici
kitlesinin tâkip ettiği sabah oturumunda savcının iddianamesi okundu.
Sanıklar veya avukatları ile şâhitler dinlendi.

Reis Sürûrî Efendi şâhitlere sanıkların itirazlarını dinlettikten sonra,
sanık avukatlarının savunmaları ve sanıkların savunmaları dinlendi. 29
Haziran Çarşamba günü saat 11.00’de reis Sürûrî Efendi; “Bugün mahkeme,
müdde-i umûmî (savcı) beyle müdâfileri dinledikten ve yeniden müşâverede
bulunduktan sonra hak edilen cezâların miktarını açıklayan hükmünü
beyân edecektir. Söz savcınındır” dedikten sonra duruşmayı açtı. Savcı
sanıklar hakkında Cezâ Kânununun ilgili maddelerinin tatbikini taleb
etti. Sonra söz alan sanık avukatları müvekkillerini savundular. Bundan
sonra hâkimler yarım saat çekildiler. Bu müddet sonunda reis Sürûrî
Efendi verilen cezâları bizzat okumaya başladı.

Karara göre; Abdülazîz Han tahttan indirildikten sonra kaldığı Fer’iyye
Sarayının bahçıvan ve bekçileri Pehlivan Mustafa, Cezayirli Pehlivan
Mustafa ve Boyabatlı Pehlivan Hacı Mehmed ile Mâbeynci Fahri Bey, Ali
Bey, Necib Bey, Dâmâd Mahmûd Celâleddîn Paşa ve Dâmâd Nûri Paşa îdâma,
Seyyid Bey ve İzzet Bey onar sene hapse mahkûm edildiler. Cinâyete ortak
olduğu anlaşılan, fakat cezâsı tespit edilmemiş olan Midhat Paşa da
kendisini savundu. Mahkeme heyeti karar için çekildi. İkinci reis Hristo
Forides tekrar celseyi açarak, Midhat Paşanın da îdâma mahkûm
edildiğini, temyiz yolunun açık olduğunu, îtiraz için sekiz gün mühlet
verildiğini açıkladı.

Abdülazîz Hanın öldürülmesinde eli bulunanlardan Hüseyin Avni ve
Kayserili Ahmed Paşalar mahkemeden önce öldükleri için haklarında işlem
yapılmadı. Midhat Paşa 6 Temmuz 1881’de temyize başvurdu. Temyiz
Mahkemesi Midhat Paşanın îtirâzını görüşerek taleplerinin reddine karar
verdi. Mahmûd Celâleddîn ve Nûri Paşaların cezâlarının hafifletilmesinin
kararı ile Temyiz Cezâ Dâiresinin tasdikine âit iki îlâm Adliye
Nezâretine gönderildi. Adliye Nâzırı Ahmed Cevdet Paşa ve başvekil
ünvânıyla Sadrazam olan Küçük Saîd Paşa da îlâmları göndererek Vekiller
Heyetinde görüşülmesini istedi. Vekiller Heyeti toplanarak felâketlerin
kaynağının Abdülazîz Hanın tahttan indirilmesi olduğunu, ayrıca mahkeme
kararlarını değiştirmeye selâhiyet ve lüzum olmadığını, cezâların affı
veya hafifletilmesinin Kânûn-i Esâsîye göre pâdişâhın yetkisi dâhilinde
olduğunu belirtti. Sultan İkinci Abdülhamîd Han, bakanlar dışında birçok
devlet adamının katılmasıyla bir heyet toplayarak mahkeme kararlarının
aynen tatbiki veya değiştirilmesi hakkında tek tek tekliflerinin
bildirilmesini istedi. 9 Temmuz günü Yıldız Sarayında eski
sadrâzamlardan Safvet Paşanın başkanlığında toplanan 25 kişilik heyetten
15 kişi kararların aynen uygulanmasını, 10 kişi ise cezâların
hafifletilmesini istedi. Sultan İkinci Abdülhamîd Han, heyet üyelerinin
yazılı mütâlaalarını tek tek inceledikten sonra kendi yetkisine
dayanarak îdâm cezâlarının hepsini ömür boyu hapse çevirdi. Sivil ve
askerî rütbelerini, nişanlarını ve madalyalarını kaybeden mahkûmların on
birinin de cezâlarını Hicaz eyâletindeki Taif Kalesinde çekmeleri
kararlaştarıldı. Mahkûmlar cezâlarını çekmek üzere Taif’e gönderildi.
Böylece Osmanlı târihinde karanlıkta bırakılmak istenen bir cinâyet de
aydınlığa kavuşturuldu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Yıldız Mahkemesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İki yıldız ile ayrılık!
» 3 yıldız as takımda!
» 3. yıldız yolda
» Çizgideki yıldız
» O yıldız Hazard mı!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Tarih-
Buraya geçin: