ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Empati Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Empati Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Empati

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258171
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Empati I231076_gsli

Empati Empty
MesajKonu: Empati   Empati EmptyÇarş. Haz. 09, 2010 12:14 am

Empatinin Tanımı ve Tarihçesi

Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun
duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Basit gibi
gözüken bu tanımın gerisinde pek çok kuramsal öğe bulunmaktadır ve belki
de bu yüzden sözkonusu tanıma ulaşılması oldukça zaman almıştır.
Günümüzde "empati" denildiğinde akla Carl Rogers ve onun konuya ilişkin
çalışmaları gelir. Psikoterapi alanında empatik iletişim kurma
becerisiyle ünlenmiş Rogers' ın adı ile empati kavramı adeta özdeş hale
gelmiştir. Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak
olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve
düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona
iletmesi sürecine "empati" adı verilir. Yukarıdaki empati tanımı üç
temel öğeden oluşmaktadır. Bir insanın karşısındaki bir kişi ile empati
kurabilmesi için gerekli olan bu öğeleri şöyle sıralayabiliriz:

1) Empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı,
olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Başka bir söyleyişle, empati
kurmak isteyen kişinin karşısındaki kişinin fenomenolojik alanına
girmesi gereklidir. Fenomenolojik alan nedir? Psikolojideki
fenomenolojik yaklaşıma göre her insanın bir fenomenolojik alanı verdır.
Her insan gerek kendisini gerek çevresini, kendisine özgü bir biçimde
algılar; bu algısal yaşantı özneldir (subjektiftir); kişiye özgüdür.
Yani her insan dünyaya, kendine özgü bir bakış tarzıyla bakar. Eğer bir
insanı anlamak istiyorsak, dünyaya onun bakış tarzıyla bakmalı,
gerçekleştirmek için de empati kurmak istediğimiz kişinin rolüne
girmeli, onun yerine geçerek adeta olaylara onun gözlüklerinin
gerisinden bakmalıyız. Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati
kurduğumuzda, o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı, daha sonra da bu
rolden çıkarak kendi rolümüze geçebilmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş
sayılmayız. Karşımızdaki ile özdeşim kurmak (ona benzemek) veya ona
sempati duymak, empatiden farklı şeylerdir.

2) Empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve
düşüncelerini doğru olarak anlamamız gereklidir. Karşımızdakinin
yanlızca duygularını veya yanlızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli
değildir. Empatiyi tanımlarken bu noktayı vurguladığımızda, empatinin
iki temel bileşeninden söz etmiş oluyoruz. Bunlar empatinin bilişsel ve
duygusal bileşenleridir. Karşımızdakinin rolüne girerek onun ne
düşündüğünü anlamamız, bilişsel nitelikli bir etkinlik (bilişsel rol
alma/bilişsel perspektif alma), karşımızdakinin hissettiklerinin
aynısını hissetmemiz ise duygusal nitelikli bir etkinliktir (duygusal
rol alma/duygusal perspektif alma.) Bilişsel rol alma duygusal rol
almanın ön şartı sayılabilir. Empatinin bileşenlerinin ne olduğu
konusunda araştırmacılar arasında, bazı görüş farklılıkları vardır.
Örneğin Hoffman' a (1978) göre empatinin, bilişsel, duygusal ve güdüsel
(motivasyonel) olmak üzere üç bileşeni vardır. Bazı araştırmacılar
empatinin bilişsel yönünü, bazıları ise duygusal yönünü vurgulamaktadır.
Fakat çoğunluğun üzerinde uzlaştığı görüş, empatinin bilişsel ve
duygusal bileşenlerden oluştuğu yolundadır.

3) Empati tanımındaki son öğe ise,empati kuran kişinin zihninde oluşan
empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi davranışıdır.
Karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak
bile eğer anladığımızı ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış
sayılmayız. Araştırmacılar,insanların zihinlerinde kurdukları empatiyle,
karşılarındaki kişiye ilettikleri empati arasında farklılık olduğunu
belirtmektedirler. Karşımızdaki insanlara empatik tepki vermenen iki
yolu vardır: Yüzümüzü/bedenimizi kullanarak onu anladığımızı ifade
etmek. Empatik tepki vermenin en etkili yolu herhalde bu ikisini
birlikte kullanmaktır. Bir sıkıntımız olduğunda, bizimle konuşan kişi,
dostça bir gülümsemeyle kolumuza dokunup sıkıntımızı sözelleştirirse,
örneğin "son günlerde çok bunalmışsın" derse, rahatladığımızı
hissedebiliriz.

Bir Halk Masalında Empati

Göğsü kınalı bir serçe varmış. Gök gürlediği zamanlar tir tir titreyerek
yere yatar, gök yıkılmasın diye de ayaklarını havaya kaldırırmış. Bir
yandan da "korkumdan kırk kantar yağım eridi" dermiş. Birgün birisi
demiş ki "sen kendin beş dirhem gelmezsin; nerden oluyor da kırk kantar
yağın eriyor?"Bunun üzerine serçe şu cevabı vermiş; herkesin kendine
göre dirhemi, kantarı var; siz ne anlarsınız". Yukarıdaki masalda
verilmek istenen mesaj kanımca şudur: Her insanın -hatta her canlının-
olaylara kendine özgü bir bakış açısı (fenomenolojik alanı) vardır.
Dışardan baktığımızda bunu göremeyiz ve bu yüzden de onun bazı
davranışlarına anlam veremeyiz.Kendimizi karşıdakinin yerine koyup
olaylara onun gözüyle bakabilirsek, ancak bu durumda onun duygularını ve
düşüncelerini anlamamız, dolayısıyla da davranışlarına anlam vermemiz
mümkün olur.

Empatinin Sempatiden Farklılığı

Bir insana sempati duymak demek, o insanın sahip olduğu duygu ve
düşüncelerin aynısına sahip olmak demektir. Karşımızdaki kişiye sempati
duyuyorsak, onunla birlikte acı çekeriz yada seviniriz. Empati
kurduğumuzda ise karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak esastır.
Kendimizi sempati kurduğumuz kişinin yerine koymamız ve onu anlamamız
şart değildir; sempatide "yandaş" olmak esastır. Empati kurduğumuzda ise
karşımızdaki kişiyle aynı duyguları ve görüşleri paylaşmamız gerekmez;
sadece onun duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışırız. Bir insanı
anlamak başka şeydir, ona hakvermek başka şey. Empatide anlamak, sempati
de ise anlamış olalım ya da olmayalım, karşımızdakine hak vermek
sözkonusudur.

Empati Kurma ve Yardım Etme Davranışı

Empati kurmanın yardım etme davranışına nasıl dönüştüğü hakkında başlıca
iki kuramsal açıklama vardır: Bunlardan birincisine göre, sıkıntı
içinde bulunan kişi ile empati kuran kişi, karşısındakinin durumunu
anladığı için sıkıntıyı gidermek yani kendisini rahatlatmak için o
kişiye yardımda bulunur. İkinci açıklama ise şöyledir: Sıkıntıda bulunan
kişi ile empati kurarak onun durumundan haberdar olan kişi, diğergam
bir davranışta bulunarak, sıkıntıdaki kişiyi rahatlatmak amacıyla ona
yardım eder. Yukarıdaki açıklamaların birincisine göre, yardım
davranışının temelinde egoist bir güdü, ikincisine göre ise diğergam
(altruıstic) bir güdü bulunmaktadır. Empati sadece kendisiyle empati
kurulana yararı olan bir etkinlik değildir. Empati, empatiyi kuran kişi
için de önemlidir. Empatik becerileri ve eğilimleri yüksek olan, bu
yüzden de diğer insanlara yardım eden kişilerin, çevreleri tarafından
sevilme ihtimalleri artar. Bell ve Hall(1954) yaptıkları araştırmada,
liderlik özelliğine sahip kişilerin empati kurma becerilerinin yüksek
olduğu belirlenmiştir. Bir araştırmada, piyano ve keman çalan gençlerin
empatik becerileri ve kendilerine yönelik saygı düzeyleri, müzikle
uğraşmayan gençlerinkine oranla daha yüksek bulunmuştur. Yine benzeri
bir araştırmada, kedi köpek gibi evcil hayvanların beslendiği evlerdeki
çocukların empatik becerileri (bilişsel ve duygusal rol alma
becerileri), evcil hayvan beslenmeyen evlerdeki çocukların empatik
becerilerinden daha yüksek bulunmuştur.Bu bulgular,kişilerin ilgi
alanları ile empatik becerileri arasında ilişki bulunduğu anlamına
gelmektedir. Müzik, evcil hayvan gibi uğraş edinmek muhtemelen kişilerin
empatik anlayışlarını/becerilerini arttırmaktadır. Bir araştırmaya
göre, meraklarına anne ve babalarından karşılık bulan çocuklar, yetişkin
olduklarında, aynı ortamda yetişmeyenlere oranla daha yüksek empatik
ilgiye sahip olmaktadırlar.

Aşamalı Empati Sınıflaması

Onlar Basamağı

Bu basamakta tepki veren kişi karşısındaki kişinin kendisine anlattığı
sorun üzerine düşünmez, sorun sahibinin duygu ve düşüncelerine dikkat
etmez, bu soruna ilişkin kendi duygu ve düşüncelerinden söz etmez.
Sorunu dinleyen kişi, sorun sahibine öyle bir geri bildirim verir ki, bu
geri bildirim, o ortamda bulunmayan üçüncü şahısların (toplumun)
görüşlerini dile getirmektedir. Bu basamakta tepki veren kişi, birtakım
genellemeler yapar, atasözleri kullanır. Örneğin parasını israf ettiği
için yakınan bir kişiye "ayağını yorganına göre uzat" dersem, Onlar
basamağında bir empatik tepki vermiş olurum. Bu sözlerimle karşımdaki
kişinin ya da benim duygu ya da düşüncelerimiz yer almamakta, yalnızca
toplumun bu konu ile ilişkin görüşü yansıtılmaktadır.



Ben Basamağı

Bu basamakta empatik tepki veren kişi, benmerkezcidir; kendisine
sorununu anlatan kişinin duygu ve düşüncelerine eğilmek yerine, sorunun
sahibini eleştirir, ona akıl verir; bazende kişiyi kendi sorunlarıyla
başbaşa bırakıp kendinden söz etmeye başlar. Örneğin "ben" basamağına
uygun empatik tepki veren bir kişi, dinlediği sorun karşısında "üzüldüm,
aynı dert bende de var" der ve böylece sorun sahibini sorunuyla yüzüstü
bırakıp kendi sorunlarını anlatmaya başlar. Ben basamağında empatik
tepki veren kişi, karşısındaki insanı bir ölçüde rahatlatabilir.

Sen Basamağı

Bu basamakta empatik tepki veren bir kişi, kendisine sorununu ileten
kişini rolüne girer, olaylara o kişinin bakış açısıyla bakar. Yani
kendisine iletilen sorun karşısında, toplumun ya da kendisinin
düşüncelerini dile getirmez, doğrudan doğruya karşısındaki kişinin
duyguları ve düşünceleri üzerinde odaklaşarak, o kişinin ne düşündüğünü
ve hissettiğini anlamaya çalışır. Yukarıda sıralanan üç temel empati
basamağını kapsayacak şekilde on alt Basamak oluşturdum:

1.Senin problemin karşısında başkaları ne düşünür, ne hisseder: Bu
basamakta empati kurmaya çalışan kişi, birtakım genellemeler yapar,
felsefi görüşlere, atasözlerine başvurabilir, dinlediği soruna ilişkin
olarak genelde toplumun neler hissedebileceğini dile getirir; sorununu
anlatan kişiyi toplumun değer yargıları açısından eleştirir.

2.Eleştiri: Dinleyen kişi, sorununu anlatan kişiyi kendi görüşleri
açısından eleştirir,yargılar.

3.Akıl Verme: Karşısındakine akıl verir, ona ne yapması gerektiğini
söyler.

4.Teşhis: Kendisine anlatılan sorunu ya da sorunu anlatan kişiye teşhis
koyar; örneğin "bu durumun sebebi toplumsal baskıdır" ya da "sen bunu
kendine fazla dert ediyorsun" der.

5.Ben de Var: Kendisine anlatılan soruna ya da sorunun benzerinin
kendisinde de bulunduğunu söyler; "aynı benim başımda" diye söze başlar
ve kendi sorununu anlatmaya başlar.

6.Benim Duygularım: Dinlediği sorun karşısında kendi duygularını sözle
ya da davranışla ifade eder; örneğin "üzüldüm" ya da "sevindim" der.

7.Destekleme: Karşısındaki kişinin sözlerini tekrarlamadan, onu
anladığını ve desteklediğini belirtir.

8.Soruna Eğilme: Kendisine anlatılan soruna eğilir, sorunu irdeler,
konuya ilişkin sorular sorar.

9.Tekrarlama: Kendisine iletilen mesajı (sorunu), gerektiğinde mesaj
sahibinin kullandığı bazı kelimelere de yer vererek özetler; yani
dilediği mesajı kaynağına yansıtmış olur.

10.Derin Duyguları Anlama: Bu basamakta empati kuran kişi, kendisini
empati kurduğu kişinin yerine koyarak onun açıkça ifade ettiği ya da
etmediği tüm duygularını ve onlara eşlik eden düşüncelerini farkeder ve
bu durumu ona ifade eder.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Empati
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Felsefe - İnsan İlişkileri-
Buraya geçin: