ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258171
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular I231076_gsli

Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular Empty
MesajKonu: Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular   Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular EmptyÇarş. Tem. 14, 2010 5:35 am

Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular B_7330_b

Galatasaraylı futbolcular Sabri
Sarıoğlu, Gökhan Zan ve yeni transfer Çağlar Birinci Galatasaray
Televizyonu’nda yayınlanan Kamp Günlüğü programının canlı yayınına
katıldı.


Sabri ilk olarak
senden başlayalım. Nisan ayında bir evlilik geçirdin ve tatil dönemi
var. Güzel bir tatil geçirdin mi?


Sabri: Lig bitmeden evlendiğim için
balayı lig sonuna kaldı. Tabii lig bitti ardından Milli Takım kampı
vardı. Kampın sonuna eşim geldi, biraz Amerika’da tatil yaptık daha
sonra Türkiye’de de biraz zaman geçirdik. Güzel bir tatil oldu.
Üzerimizdeki o yorgunluğu stresi attık. Yeni sezona tamamen sıfırlanmış
bir şekilde başladık. Gayet güzeldi tatil bizim için hoş oldu.

Futbolcu dinlendiğinde kampa geldiğinde
fiziksel durumu nasıl oluyor. Kampın ilk günü futbolcu için nasıl
geçiyor?


Sabri:
Tabii ilk bıraktığı ana göre biraz geride oluyor. Tatildede her zaman
ilk bir hafta on gün dinlenme süresi vardı. Ondan sonra yavaş yavaş spor
aktivitelerine başlıyorsun. Bunun haricinde verilmiş özel antrenman
programı var. Onu uyguluyorsunuz. Yeni sezondaki o ağır tempoya bir anda
geçemiyorsunuz. Antrenman temposunu yavaş yavaş arttırmanız gerekiyor.
Tatilde de eğlenceli sporlar yaptık ve elimizden geldiğince formda
kalmaya çalıştık. Kampa ilk geldiğimizde çok zorlanıyoruz ama bunlar
bizim için ilerisi için faydalı antrenmanlar. En iyi şekilde sakatlık
yaşamadan bunu atlatmak istiyoruz.

Gökhan sende tatilde futbolu düşündün mü, nasıl bir tatil
geçirdin?


Gökhan:
Milli Takım kampı için Sabri ile birlikte Amerika’ya gittik. Orada 15
günlük bir kampımız vardı. Daha sonra bende Kanada’ya eşimin yanına
gittim. Amerika’da biraz kaldıktan sonra Kanada’da kaldım genelde. Pek
fazla tatil yaptığımız söylenemez. Çünkü çok yakın bir zamanda eşimin
babasını kaybetmiştik. O yüzden genelde Kanada’daydım eşime daha fazla
moral vermek açısından. Verilen programa ayak uydurmaya çalıştık. Bence
bütün arkadaşlarımız o program dahilinde iyi bir çalışma yaptılar.
Tatilde kimsenin boş durduğunu düşünmüyorum. Bir haftalık süre
içerisinde çalışmalarada herkes iyi başladı. Uyum sorununu herkes
atlatmaya çalıştı. Yeni transferlerle birlikte çok iyi bir kaynaşma
dönemimiz var. İnşallah hem kamp döneminde hemde bu güzel arkadaşlık
çerçevesinde Galatasaray’a faydalı bir yıl geçiririz.

Çağlar dürüst olabilirsin iyi karşıladılar mı
seni?


Çağlar:
Tabii ki. Takımın bir çoğunu zaten Milli Takım’dan tanıyorum. O yüzden
pek bir sıkıntı çekmedim. Onlarda sağolsunlar bana ellerinden geldiğince
yardımcı olmaya çalışıyorlar. O yüzden pek bir sıkıntı çekmedim.

Peki Çağlar ilk antrenmana çıktığın zaman
neler hissettin? Her futbolcu Galatasaray’a geldiğinde “büyük bir
camiaya geldim der” sen o büyüklük kavramını hissettin mi?


Çağlar: Tabiiki hissediyorsunuz.
Hissetmemeniz zaten anormal olur. Gerçekten büyük takım demek sadece
sözde değil bunu malzemecisinde futbolcusuna antrenöründe herşeyiyle
hissediyorsunuz. Bende ilk geldiğimde onurlu ve gururluydum.
Arkadaşlarım sayesinde de ilk günlerim gayet hoş geçti. Şimdi de yavaş
yavaş alışmaya çalışıyorum.

Peki
Gökhan kamp ortamları nasıldır? Antrenmanlar haricindeki boş zamanlar
sıkar mı futbolcuyu?


Gökhan:
Aslında yok ama belli bir yerden sonra sıkılmaya başlarsınız ama
bizim öyle bir arkadaşlık ortamımız varki kesinlikle sıkılmıyoruz. O
aralarda genelde dinlemeye çalışıyoruz. Takım arkadaşlarımızla birlikte
birçok aktivite yapabiliyoruz. Gündüz genelde dinleniyoruz ama akşamları
sürekli hep birlikteyiz. Kamp dönemi genelde ağır olduğu için herkes
ilk olarak dinlenmeye çalışır.

Kalabalık
bir basın mensubu sizi takip ettiği için rahat edebiliyor musunuz?


Sabri: Biz kendi imkanlarımızla
birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Çünkü dediğiniz gibi yoğun bir tempo var
ama bizler aktivitelerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Kamp dönemi
sürekli yatmakla, televizyon izlemekle geçmiyor. Değişik aktivitelerle
zamanı geçirmek daha kolay oluyor. Dediğim gibi böyle aktiviteler
olmazsa kamp sıkıcı geçiyor.

Bu
arkadaşlık ve bu ortam saha içerisindeki performansa da yansıyor mu?


Sabri: Tabiiki şimdi öyle bir noktaya
geliyorsunuz ki Gökhan’ın nereye pas atacağını yada ne söyleyeceğini
biliyorsunuz. Çok iyi bir birliktelik oluştu. Daha önceden de
tanıştığımız için bu da saha içerisine olumlu yansır diye düşünüyorum.

Çağlar, bir poziyon olsa ve takım
arkadaşların sana hafiften bağırsa sen bunu yanlış anlamazsın her halde.
Bu anlamda arkadaşlık çok önemli değil mi takım içerisinde?


Çağlar: Kesinlikle öyle. Zaten bunun
her zaman böyle olması gerekiyor. Bir büyüğünüz bir şey diyorsa mutlaka
dinlemeniz gerekiyor. Dönüp gideceksiniz ve büyüğünüze cevap
vermeyeceksiniz ki bir yerde saygıyı koruduktan sonra orada başarı da
olur.

Antrenmanlar yordu mu
seni?


Çağlar:
Hızlı başadık. Bayağı tempolu geçiyor. Yorulmadım desem yalan olur yani.

Yeni teknik ekiple artık ikinci yılınız.
Rijkaard’ın oyun mantalitesini biraz daha yakından tanıdınız artık. Bu
yeni sezona nasıl yansır?


Gökhan:
Bence artık geçmişe bakmamak gerekir diye düşünüyorum. En azından bir
kez geriye bakabilirsiniz biz nerede hata yaptık demek için. Bunu
düşünmeniz gerekiyor. Ama orada kalmamak gerekiyor. Çünkü yeni bir sayfa
başladı artık. Yeni takım arkadaşlarımızla birlikte nerede hata
yaptığımıza bakıp, elimizi taşın altına koyup, biraz daha fedakarlık
göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Şuanda çalışmalara yeni başladık
ama bunun meyvelerini toplamaya çalışıyoruz. Herşey olumlu ve pozitif
ilerliyor. Zaten Rijkaard’ı geçen sezondan Sabri ile iyi tanıyoruz. En
fazla bize görev düştüğünü düşünüyorum. Önemli olan futbolcunun sahada
neler yapacağıdır. Teknik direktör taktiğini verir, çalıştırır ama
önemli olan bizlerin neler yapabileceğidir. O yüzden bu sezon tüm takım
arkadaşlarımla beraber Galatasarayımız için herşeyi yapmaya çalışacağız,
Galatasaray formasına, armasına layık olmaya çalışacağız. Hocamızın
taktiklerini en iyi şekilde sahaya yansıtmamız gerektiğini düşünüyorum.

Peki Sabri geçen sezon nerede hata yaptı
Galatasaray?


Sabri:
Bunun birçok nedeni olabilir ama aktörler bizleriz. Sahada bizler
oynuyoruz. Mücadeleyi iyi yapamadığımız zaman, bir anlık hatalardan çok
önemli puanlar kaybettik. Geçmişe bakıp ders çıkartmak güzel birşeydir
ama geçmişe takılıp kalmakta kötüdür. Bizde geçen yıldan dersler
çıkardık. Tabiiki bizim içinde üzücü bir sezon geçti. Rijkaard içinde bu
böyleydi. Türkiye’de futbol zordur. Türkiye ligi kesinlikle kolay
değildir. Saha içerisinde inanılmaz psikolojik bir savaş var.
Etkilenmemeye çalışıyoruz ama ister istemez bu da bize yansıyor.
Hocamızda geçen yıl bu zorluğu gördü ve artık daha tecrübeli. Rijkaard
artık Türkiye’de ki herşeyi daha iyi tanıyor. Bence bu yıl herşey daha
iyi olacak.

Nasıl
korunuyorsunuz peki. Gazete mi okumuyorsunuz, televizyon mu
izlemiyorsunuz?


Sabri:
Ben genelde gazete okumuyorum televizyonu da arada bir açıyorum. Maç
görüntülerini izliyorum ama ülkemizde öyle birşey ki maç bitiyor 20 tane
televizyonda program yapılıyorsa 15’i aynı oluyor. Bir kanal gol derken
öteki değil diyor. Değişik yorumlar oluyor. Biz izlemesek dahi bir
sonraki gün birileri bize bunları söylüyor. Çok zor bir meslekteyiz. Hiç
kimse demesinki futbolcular yan gelip yatıyor. O kadar para alıyorlar
demesinler. Ben bu lafı diyenlere çok kızıyorum. Dediğim gibi Türkiye’de
futbol oynamak çok zor. Bizde bu zorluk içinde işimizi yapmaya
çalışıyoruz. Biz isteriz ki her zaman iyi yapalım ama işte her zamanda o
şekilde olmayabiliyor. Herkes şunu bilsinki biz kötü bir sonuç alsak
bile savaşarak, elimizden geldiğince mücadele etmeye çalışıyoruz.

Peki Çağlar sen Denizlispor’dan geldin.
Şimdi büyük bir kulüptesin. Sabri ve Gökhan’ın bahsettiği baskılarla
karşılaşacaksın. Bu baskılara nasıl göğüs gereceksin?


Çağlar: Dünyanın en iyisi dediğimiz
futbolcularda yeri geliyor kötü maçlar çıkartıyorlar. Örneklerini Dünya
Kupası’nda gördük. İniş çıkışlar mutlaka olacak. Bu arkadaşlarım benden
daha tecrübeliler. Bende artık yavaş yavaş alışacağım. Bende bir şekilde
bu yorumlara kulağımı kapatmaya çalışıcağım.

Sabri: Değerli yorumcu ağabeylerimizde
var. Biz onlara kızmıyoruz. Biz eleştirilerden ders almasını bilen
insanlarız. Ama bazen öyle eleştiriler oluyorki tabiri caizse belden
aşağıya eleştiriler oluyor. Biz sadece bunlara kızıyoruz. Eleştiyi
olumlu yöne doğru çevirmek zorundayız. Eleştirileden ders almak
zorundayız. Ama art niyetli yorumlar olduğu zaman biz çok üzülüyoruz.
Yorumculardan ricam tabiiki bizleri eleştirsinler ama futbolcunun
karekterine yapısına dokunmasınlar.

Peki Gökhan yaşadığın omuz sakatlığı kronik mi yoksa şanssız bir
şekilde üst üste mi yaşadın bu talihsizliği?


Gökhan: Her iki omuzumda çıkmıştı. Hem
Beşiktaş’ta hem burada ameliyat olma şansım hiç olmadı. Biz fedakarlık
yaparken bunlar konuşulmuyor. Biz ne zamanki sakatlık yaşadık bunlar su
üstüne çıkıyor. Ama biz her zaman işimize bakmaya çalışıyoruz. Çok fazla
eleştirilere rağmen ben 7 yıldır üst düzey takımlarda ve Milli Takım’da
forma giyiyorum. Kalitem ve kapasitem belli. Elimden gelenin en iyisini
yapmaya çalışıyorum. Milli Takım’da ve takımımda oynadığım maç sayısı
belli. Bunlar görülmüyor, negatif ve olumsuz yanlarımız görülüyor.
Yinede biz herkese karşı saygı duyuyoruz. Panathinakos maçında talihsiz
bir şekilde sakatlandım ve 6-7 ay önce omuz ameliyatı oldum. Şuanda
gayet sağlıklıyım ve antrenmanlarımı yapıyorum. Her hangi bir sıkıntım
yok diyebilirim. Galatasaray camiasında şampiyonluk yaşamak istiyorum
çünkü taraftara ve camiaya borcum olduğunu düşünüyorum. Yeni sezonda
elimden gelenin en iyisini yapacağım. Önemli olan Galatasaray’ın Türkiye
ve Avrupa’da en iyi şekilde temsil edilmesidir.

Futbolcu bazen sıkıntılar yaşayabiliyor
sakatlıklarla ilgili sen neler söyleceksin?


Çağlar: Ben de geçen yıl fıtık
ameliyatı geçirdim ama bunu da nedense çok büyüttüler. Kendi adıma
konuşacak olursam ben 3 yılda yaklaşık 90’a yakın maç oynadım. Yani maç
bile neredeyse çok az kaçırdım. Sakatlıkta geçirmedim. Yani ufak tefek
her futbolcunun sakatlıları oluyor bende onları yaşadım. Büyük sakatlık
geçirmedim. Geçen sezon Süper Lig’in en çok oynayan futbolcusuydum. 4
maç sakatlıktan dolayı kaçırdım ondan sonra tüm maçlarda oynadım.

Peki futbolcu o sakatlık evresinde ne yapar,
neler yaşar?


Çağlar: Yani yaşanan en büyük sıkıntı
futbolu özlemesidir. Futbolu aşırı özler. İkincisi de vücudunuz formsuz
kaldığı için o eski formuna kavuşabilmesi için normal oyunculardan daha
çok çalışıyoruzsunuz.

Peki
Sabri transferleri nasıl yorumluyorsun?


Sabri: Çağlar’ı anlatmaya gerek yok
zaten. Onunla hep görüşüyorduk. Kendisi zaten burada olmakla kalitesini
gösteriyor. Bence kendisi ülkemizin en iyi sol beklerinden biri. Bizim
takımımızında ihtiyacı olan bir mevkiinin futbolcusu. Bize mutlaka katkı
sağlayacaktır. Uzun yıllar Galatasaray’a hizmet edeceğiniz düşünüyorum.
Diğer transferlerde hepsi birbirinden kaliteli oyuncular. Lorik zaten
kendisini ispatlamış bir oyuncu. Hepimiz sahada savaşırsak kendide bunun
takım için çok iyi olacağını söyledi. Galatasaray’da böyle bir huy
vardır; yeni gelenler hemen kaynaşır. O da geldi ve hemen aramıza dahil
oldu. Yabancılık çekmedi. Şuan herşey çok güzel tamamen bir takım
halindeyiz. Yeni transferlerde camiamıza hayırlı olsun. İnşallah en iyi
şekilde Galatasaray’a hizmet ederler.

Gökhan, sen neler söylersin yeni transferlerle ilgili? Çağlar’dan
başlarsak?


Gökhan: Çağlar arkadaşımızın liderlik
vasfı var, Denizlispor’da hem kaptanlık yapmış bir oyuncu, istikrarlı
bir oyuncu, A Milli Takım’a kadar yükselmiş bir futbolcu. İnşallah
Galatasaray’ımıza uzun yıllar hizmet eder ve faydalı olur diye
düşünüyorum. Mehmet Batdal keza fiziğiyle ve gol vuruşlarıyla öne çıkan
bir oyuncu. Çok beğendiğim bir oyuncu ben bir defans oyuncusu olarak
söylüyorum. Ben Mehmet Batdal’ın geleceğinin çok parlak olduğunu, çok
iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. İnşallah o da Galatasarayımıza çok
faydalı olur. Musa Çağıran keza çok genç bir oyuncu. O da uzun yıllar
hizmet edecektir diye düşünüyorum. Yabancı oyuncu Lorik Cana, onunda
kalitesi tartışılmaz, üst düzey liglerde, ülkelerde oynamış bir oyuncu.
İnşallah bütün yeni gelecek arkadaşlarımızla beraber herkesin
Galatasaray’ımıza faydası olur diye düşünüyorum. Yeni yabancılar hepsini
baştacı etmeye hazırız. Zaten yerliler hepsi bizden birileri. Hepimiz
beraber iyi bir arkadaşlık ortamı kurup, Galatasaraylılık ruhunu
pekiştirip, bunu kendi içimizde hissedip, daha sonra bunu pozitif bir
şekilde sahaya yansıtmak istiyoruz.

Arkadaşlık ortamı etkisini gösterdi, kampın ilk günüydü Dünya
Kupası finalini pek çok futbolcu birlikte izlediler. Carlos Cuadrat ve
Albert Roca Puyol yine takımı ihmal etmediler, ama İspanya kazandı,
şöyle bir Dünya Kupası değerlendirmesini yaparsak neler söylersiniz?


Sabri: Güzel bir turnuva, güzel bir
final oldu. Güzel bir maçtı, iki takımda her an gol atabilirdi. Maç
uzatmalara gitti. Gayet güzel bir maçtı. Orada da izledik keyifli bir
maçtı. İspanya kazandı. İspanya zaten şu anda Dünya’nın en pozitif
futbol oynayan takımı. Futbolu güzelleştiren bir oyun sistemine
sahipler. Çok da kaliteli oyuncular var, zaten bunu söylemeye bile gerek
yok. Tabii İspanya Milli Takımı’nı izlerken her oyuncu veya her
taraftar keyif alıyordur benim gibi. Güzel bir maç oldu.

Layığını buldu mu kupa?

Sabri: Ben bulduğuna inanıyorum. Kötü
başladı İspanya. Gruplara hiç beklenilen gibi başlamadı. İyi mücadele
etmedi ama ilerleyen turlarda oyun sistemini, rakibin üzerine baskı
kuran, oyunu rakip sahaya yayan, topun kontrolünü %70‘e %30 sahip olma
oranıyla inanılmaz tekniğe sahip oyunculardan oluşan bir takım.
Hakettiğine inanıyorum ben çünkü İspanya’ya sempati duyan bir
futbolcuyum. Çünkü onları izlerken oyun sistemleri olsun, futbolcuları
olsun, oyun kapasiteleri olsun çok keyif alıyorum.

Çağlar bir yanda Albert Roca Puyol ve Carlos
Cuadrat’lı İspanya, diğer yanda Rijkaard ve Neeskens’li Hollanda. Sen
hangisini tuttun final maçında?


Çağlar: Kupayı kimin alacağı az çok belli oluyordu.
İspanya kupaya kötü başladı dendi ama şu anda Dünya’nın en iyi futbolunu
oynayan takım. Bu maçta Hollanda onların karşısında çok iyi mücadele
etti. Maçın çok erken bittiğini düşünüyorum. Ben penaltılara kalmasını
istiyordum. Dünya Kupası’nı İspanya’nın hakederek aldığını düşünüyorum.

Gökhan Zan, sen final maçı sırasında
hocalarla en çok uğraşan isimlerden biriydin.


Gökhan: Dünya Kupası’ndan önce dört
favori takımım vardı. İspanya, Arjantin, Brezilya ve Hollanda. Hollanda
Brezilya’yla, Almanya’da Arjantin’le eşleşti. Ama iki takım kaldı
dediklerim arasından. Hollanda’nın kazanması zor gibi gözükse de
Robben’le yakaladıkları pozisyonları vardı. İki tane çok net pozisyon
yakaladı. Kötü başlayan ama iyi bitiren bir İspanya oldu. Kötü başlayan
bir Dünya Kupası vardı ama son 16’da iyi bir turnuva izledik.
İspanya’nın çok iyi bir jenerasyon yakaladığını düşünüyorum. Daha çok
can yakacaklarını düşünüyorum. Ama şunu da belirtmek istiyorum Milli
Takımı’mız orada olmalıydı ve olsaydık çok iyi işler yapabilirdik diye
düşünüyorum.

2014 Dünya
Kupası’nı biz alamaz mıyız? Bu kupayı izlediğinizde biz şuralara
giderdik zaten dediğiniz oldu mu?


Sabri: Biz zaten kalitemizi 2008
Avrupa Futbol Şampiyonası’nda gösterdik. Çok kaliteli bir ekibe sahibiz.
Yeni gelen arkadaşlar da katılıyor. Öyle keyif veren maçlar oynadık ki o
turnuvada taraflı tarafsız herkesin sevgisini kazandık. Gökhan’ın
dediği gibi bu Dünya Kupası’nda olsaydık ileri gidebilirdik. En az yarı
final oynayacağımızı düşünüyorum. İnanılmaz bir arkadaşlık var. Çok iyi
oyunculardan kurulu bir takımız. Neden olmasın. Önümüzde 2012 ve
2014’teki turnuvalar var. Biz yeter ki en iyi şekilde mücadele edelim.
Oyun sistemimizi ve mantalitemizi sahaya yansıtırsak bu iki turnuvada da
iyi neticeler alacağımıza inanıyorum.

Çağlar, sen ne söylemek istersin?

Çağlar: Gerçekten
Türkiye, Dünya Kupası’na yakışırdı. Orada olmalıydık. 2008’de ben
yoktum ama izlerken, yerimde duramıyordum. Çok keyifli futbol
oynuyorduk. Ben inanıyorum ki yarı final oynayacak kadar kaliteli bir
takımız. Orada olmamız gerekirdi.

Gökhan Zan, 2014’e bakarsak?

Gökhan: Oraya yakışırdık. Önce 2012’ye
bakmamız lazım. Hatta onun öncesindeki elemelere de bakmalıyız.
Elemelerden çıkıp Avrupa Şampiyonası’na katılmalıyız. Takım olmalıyız.
Bireysel oyunculardan kurulu takımlar var. Ancak takım olamıyorlar.
Bizim hem bireysel hem de takım olarak iyi bir ekip olduğumuzu
düşünüyorum. Bunu daha fazla pekiştirip, yeni hocamızla beraber takım
halinde elemelerde başarılı olup 2008’de bıraktığımız yerden devam etmek
istiyoruz.

Yeni sezonki
Galatasaray’a değinelim. 14 günlük kampın sonunda nasıl bir Galatasaray
izleyeceğiz? Fizik gücü çok yüksek bir takım olacağını ilk günden
gördük. Yeni sezonda beklentiler neler?


Sabri: Bu sene geçen seneye göre daha
tempoluyuz. İdmanlar daha ağırlaştı. Hocamızın bize oynatmak istediği
taktiğe daha rahat alışacağız. Hocamız daha tam bir taktik belirlemedi.
Şu ana kadarki idmanlarda bunu göremedik.

4-3-3 Türkiye’de fazla denenmedi. O sizi
zorladı mı?


Sabri: Sistemler
fazla zorlamaz. Hocanın verdiği taktiği disiplinli bir şekilde yerine
getirdikten sonra sistemlerin bir önemi yok. Daha taktik antrenmanı
yapmadık. Genelde kondisyon idmanlarımız oldu. Hazırlık maçımız var.
Hocamız bu maçta nasıl bir taktikle oynacağını belli eder. Bizde onun
verdiği görevleri en iyi şekilde yapacağız. Bu kampın sonunda ayın
25’inde döneceğiz. 29’unda da ön eleme maçımız olacak. Ona kadar en iyi
şekilde hazırlanmak istiyoruz. Önümüzde 15 günlük bir süreç var. Yeni
sezonda taraftarın izlerken keyif alacağı, maçı son dakikasına kadar
bırakmayan, canını dişine takan bir Galatasaray izleteceğimize
inanıyorum. Son iki sezondur elde ettiğimiz başarısızlıklar hem
taraftarımızı hem bizi üzdü. Onlara karşı bir borcumuz var. Kendimizi
affettirmek istiyoruz. Onları mutlu etmek için elimizden geleni
yapacağız. Galatasaray’da başarı demek şampiyonluktur. İkincilik,
üçüncülük başarı değildir. Biz de onların bu isteğini, arzusunu en iyi
şekilde karşılamak istiyoruz. Keyifli, zevk veren, her maçı kazanmak
için varını yoğunu veren bir Galatasaray geliyor. Bizi izlemeye
hazırlansınlar.

Çağlar,
hazırlık maçları çok sıkıntılı olur aslında, izleyici futbolcu üzerinde
düşünür, dikkatleri üzerine çekeceğin için soruyorum. İlk hazırlık
karşılaşmasına çıkacağınız için haliyle tam olarak da hazır değilsiniz,
sen hem fiziksel durumundan bahsedersen iyi olur, hem de yeni sezon
beklentilerini duyalım.


Çağlar:
Sezon başı hazırlık kampında kondisyon yüklemelerinde futbolcu ister
istemez idmanların vermiş olduğu yorgunluktan dolayı tamamen fizik
kuvvetini ve koordinasyonunu kullanamaz. O yüzden de sezon başı oynanan
hazırlık maçlarında futbolcu sıkıntı yaşar. İlla ki birçoğumuz sıkıntı
yaşayabilir, bunu bilemeyiz. Ben buradan ne söylesem yalan olur,
herkesin kendi performansı ve fikirleri var. Bir futbolcu bir maçla
yargılanıp, yorumlanamaz. Ama yorumlayıp, yargılayanlar da olacaktır.
Ben kendi adıma taraftarın biraz sabırlı olmasını diliyorum.

Gökhan, aslında Çağlar’a çok fazla da
tavsiyelerde bulunmaya gerek yok sanırım, çok olgun ve kendini bilen bir
futbolcu karakteri çiziyor.


Gökhan: Çağlar’ın zaten karakteri ve kapasitesi belli,
kendini ispatlamaya ihtiyacı yok. Zaten Çağlar antrenmanlarda hocanın
istediklerini sahaya yansıttıktan sonra kalitesi ve kapasitesi ortada
zaten. Herkesin belli bir kapasitesi var, herkes onu aşmaya çalışacak.
Çağlar’da bunu aşacaktır. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya
çalışıyoruz. Bu 14 günlük süreç içerisinde çalışacağız ve Kleve’yle bir
hazırlık maçımız var. Rakibimize karşı ciddi bir oyun oynamalıyız, çünkü
bu da 90 dakikalık bir maç. Herkes elinden gelenin en iyisini
yapacaktır. Ama bu sadece adaptasyonu ve kondisyonu geliştirmek adına
yapılan bir maç. Buradaki maçları en azından ayın 29’una kadar hazır
olmak amacıyla yapacağız. Tabii ki herkes yorgun ve daha yorulacak,
başta koordinasyon eksiliği olacaktır. Zaten maçlar bunları
atlatabilmemiz için yapılıyor. Fenerbahçe maçına kadar herkes
sıkıntılarını atlatır, o karşılaşmada da en ciddi mücadelemizi
vereceğiz. Bütün aklımız, fikrimiz o maçta diye düşünüyorum. Hazırlık
maçı olmasına rağmen yine rekabet olacaktır.

Sabri: Zaten dostluğumuz hiçbir zaman
bitmiyor.

Gökhan: Zaten
dostluk her zaman ön plandadır. Her zaman ilk sırada varolan birşeydir.
Fenebahçe ezeli rakibimizdir, tabi hazırlık maçı da olsa onları yenmeye
çalışacağız. Amatör takıma karşı da öyle oynamak zorundayız, ama
Fenerbahçe maçının daha farklı olacağını düşünüyorum. Çünkü
Galatasaray’a geldiğimde bunu hissettim, zaman geçtikçe daha fazla
hissediyorum. Dediğim gibi ayın 29’una kadar, bu 3 haftalık süreç
içerisinde hazır hale geleceğimizi düşünüyorum. Ayın 29’u itibariyle
oynayacağımız UEFA Avrupa Ligi maçlarına kadar Galatasaray’a yakışır bir
oyun oynayacak duruma geleceğimizi düşünüyorum.

Kendi fiziksel durumun nasıl?

Gökhan: Biliyorsunuz 6-7 ay önce
ameliyat oldum ve takımdan uzak kaldım. Arada, tatil döneminde çalışmaya
başladım. 1 haftadır arkadaşlarımla beraberim ve herkesin aynı seviyede
olduğunu düşünüyorum. Kendimizi ve kapasitemizi zorlamaya çalışıyoruz.
Dediğim gibi bu 3 haftalık süreç içerisinde ayın 29’una kadar özellikle
ilk 2 hafta sakatsız bir şekilde, hocamızın vereceği taktikleri,
oynayacağımız maçlara en iyi şekilde yansıtmak istiyoruz. Ama en
önemlisi Galatasaray ruhunu ortaya koyan bir takım olmak istiyoruz. Bu
sezon hem camiamızı, hem de taraftarımızı, Galatasaray’ımızı en iyi
şekilde temsil edeceğimize inanıyorum.

Sabri derler ki ‘’Sezon başı yapılan yüklemeler, bütün sezonki
performansı tamamen etkiler’’ Bu doğru mu? Ne kadar etkiler? Yani şimdi
geçtiğimiz sezon da olumsuz yansımaları olduğu da söylendi. O üçünü
bağdaştırırsak nasıl bir cevap verirsin?


Sabri: Tabii sezon başlarında yapılan
idmanlar, sağlık kontrolleri ve testler, futbolcunun maksimum seviyesini
ölçüp ona göre antrenman programı hazırlamaya yarar. Buradaki
antrenmanlarda bayağı ağır yüklemeler oluyor. Tabi bunların faydalarını
ilerleyen zamanlarda hissedeceğiz. Şu an ister istemez şikayet etsek,
yorulduğumuzu söylesek de bunlar bizim için yapılan faydalı
antrenmanlar. Tabi lige iyi bir şekilde hazırlanmak için bu evreyi
geçirmemiz gerekiyor. Zaten ligin başında da çoğu takım hazır olmuyor,
üçüncü dördüncü hafta takımdaki sistem oturmaya başlıyor. Çünkü ne kadar
ağır idmanlar yapsak da maçtaki tempo çok daha farklı, idmanın önüne
geçmiyor. Çünkü maç içindeki kondisyon, stres, psikolojik savaş hiçbir
yerde yok. Sabahtan akşama kadar burada istediğimiz kadar koşalım,
gerektiği kadar yorulmuyoruz. Maç kondisyonu bence çok önemli. Burada
ağır idmanların yanısıra, yapacağımız 5 hazırlık maçı var. Onlar da maç
temposunu yakalarsak hem elemelere, hem de lige iyi bir başlangıç
yaparız. Dediğim gibi antrenmanlarımız çok iyi ve keyifli geçiyor.
Yorucu geçiyor ama hiçbir zaman şikayet etmiyoruz. Bunun faydalarını
ilerleyen haftalarda, lige başlarken hissedeceğiz.

O gücü depolamak tabi ki çok önemli?

Sabri: Depoyu doldurduktan sonra onu
bütün sezona yayıyorsunuz. O maç temposu da oturduktan sonra zaten
hiçbir sıkıntı yaşamıyorsunuz. Tabi arada ufak tefek ağrılar, sızılar
olacak ama dediğim gibi önemli olan sezon başını iyi bir şekilde
geçirmek.

O zaman sen geçtiğimiz sezonu çok iyi geçirdin,
Rijkaard’ın açıklamasını hatırlıyorum ‘’Sabri çift motor takılmış
gibiydi’’ diye. Bu sezon başı çalışmalarının etkisi değil mi?

Sabri: Sezon başı elimden gelenin en
iyisini yapar, en iyi şekilde çalışırım. Yapımda da sürat olsun, koşu
temposu olsun, zaten kendi özelliğim olarak var. Bir de üzerine bu
antrenman programı da eklenince kendimi daha iyi hissediyorum. Bu sene
de iyi bir performans sergilemek istiyorum.

Çağlar, sana da bir iki özel soru soralım,
seni biraz tanıtmak açısından. Galatasaray’a geldin, burada önüne ilk
koyduğun hedef nedir?


Çağlar:
Sabri’nin dediği gibi Galatasaray her zaman şampiyonluğa oynar,
yani ben de burada şampiyonluk yaşamak istiyorum. Birincisi bu.
İkincisi, bu takımda sürekli oynayıp camiaya sürekli hizmet etmek
istiyorum. Türkiye’nin bence en büyük takımı, başarı anlamında, camia
anlamında Galatasaray’ın en büyük olduğunu düşünüyorum. O yüzden böyle
bir takıma geldiğimdem dolayı çok mutluyum ve ben bu takımın formasını
uzun süre giyebilmek için elimden gelen herşeyi hem sahada, hem de saha
dışında vereceğim.

Kendi
mevkiinde bir idolün var mı?


Çağlar: Çocukluğumdan bu yana beğendiğim iki tane çok iyi
sol bek vardı. Birisi Hakan Ünsal, diğeri de Abdullah Ercan. İkisini de
sol bek olarak izlemeyi çok severdim. Onlarla, onların futbolunu
izleyerek büyüdüm. İkisini çok beğenirdim.

Sabri senin mevkinde en iyi kimdir, Maicon ya
da Daniel Alves diyebilir miyiz?


Sabri: Ben Maicon’u tercih ederim,
daha kuvvetli, ofansif olarak daha da önemli katkılar verebilen bir
futbolcu.

Peki Gökhan senin var
mı? Terry, Ricardo Carvalho ve Rio Ferdinand gibi isimler var.


Gökhan: Tabii ki kaliteli oyuncular
var, bir tane seçemezsiniz. Çok kaliteli oyuncular var. Bunların
kapasite ve kalitesi belli, çok fazla tartışmaya gerek yok. Onlar şu
anda layık oldukları yerde, farklı bir mertebedeler. Biz de layık
olduğumuz yerdeyiz. Mutlaka ‘’bu futbolcu gibi olayım’’ diye bir
düşüncem, hiç kimse için olmadı. Bir sürü iyi defans oyuncusu var,
Dünya’da çok kaliteli takımlar ve bu takımların savunmasını yapan çok
iyi isimler var.

Çağlar’ın
aslında tek alternatifi var gibi: Ashley Cole. Başka var mı?


Çağlar: Düşünüyorum ama bulamıyorum.

Ashley Cole’ü nasıl buluyorsun?

Çağlar: Çok kötü futbolcu deme şansım
yok, çünkü çok kaliteki bir futbolcu ve Dünya’nın en kuvvetli
takımlarından birinde oynuyor.

Sabri:
Ben Evra’yla, Ashley Cole arasında bir karar verebilirim sol bek
konusunda.

Gökhan: Benim
mevkim içinde çok genç yaşında büyük başarılar elde eden Barcelonalı
Pique’yi söyleyebilirim. Çok kaliteli, çok da genç bir oyuncu.
Yakaladığı başarılara belki de bir daha hiç kimse ulaşamayacak.
Barcelona’daki başarılarını Dünya Kupası zaferiyle tamamladı.

Çağlar: Sağ bek bakımından çok iyi
iki tane var. biri Sergio Ramos, diğeri Sabri Sarıoğlu.

Çağlar, özel hayatında hobilerin neler?
Nelerden keyif alırsın?


Çağlar:
Özel hayatımda daha çok arkadaşlarımla zaman geçirmeyi çok
severim. Takım arkadaşlarımla ya da çocukluk arkadaşlarımla zaman
geçiririm. Ailemle çok zaman geçirmeyi severim. Fazla zaman
bulamadığımız için sinemaya gitmek, izin günlerinde havuza girmek, yazın
denize girmek diyebilirim. Trabzon’dan çocukluk arkadaşlarım var.
İstanbul’a döndükten sonra onlar ziyaretime gelecek. Bu şekilde zaman
geçiriyorum.

Gökhan Zan, yeni
sezonla ilgili bireysel hedefin nedir? Taraftara bir mesajın var mı?


Gökhan: Hepimiz için inşallah hayırlı
bir sezon olur. İyi şekilde başlayıp, herkese zevk veren bir
Galatasaray izlettirmek istiyoruz. Bunu başarabilecek bir takım
olduğumuzu düşünüyorum. Bu kapasiteye ve potansiyele sahibiz. Yaptığımız
hatalardan ders çıkarıp bu sene ona göre hareket etmeliyiz. Bütün
arkadaşlarımızla, yeni gelenler, yeni gelecekler ve gençlerle takım
olup, Galatasaray gibi oynayıp, Galatasaray ruhunu sahaya yansıtarak
şampiyonluk yaşatmak istiyoruz. İnşallah hem Avrupa Ligi’nde hem de
Türkiye’de üst düzey başarılar elde eden bir takımın oyuncusu olurum. En
büyük hedeflerimden biri bu.

Çağlar
eklemek istediğin bir şey var mı?


Çağlar: Gerekenleri Sabri ve Gökhan
söyledi. Yeni sezonda nasıl bir Galatasaray olacağından az çok
bahsettik. Bu dediklerimizi yerine getirmek için de çalışıyoruz. Bunu
bizi destekleyen herkese göstermek istiyoruz.

Sabri: Öncelikle bütün takımlara yeni
sezon hayırlı olsun. Bütün takımların kampları başladı. Herkese kolay
gelsin diyorum. Ben kendi kapasitemin de üstüne çıkarak varımı yoğumu
sahaya yansıtarak, takımıma en üst düzeyde faydalı olmak istiyorum.
Galatasaray’a yakışır bir şekilde mücadele edip, hiçbir zaman
savaşmaktan kaçmayan, mücadeleden korkmayan, kazanmak için varını yoğunu
ortaya koyan bir takım izlettireceğimize inanıyorum. Galatasaray
camiasına bu yakışır. Bu camianın buna ihtiyacı var. Yeni sezona en iyi
şekilde başlayıp, en iyi şekilde hazırlanıp, Galatasaray camiasına zevk
veren ve camiamızı gururlandıran bir futbol oynayıp büyük başarılara
imza atmak istiyoruz. Önümüzde üç hedef var. Turkcell Süper Lig, Ziraat
Türkiye Kupası ve Avrupa Ligi. Hepsinde iddialıyız. Hepsini kazanmak
için elimizden geleni yapacağız. Bunları kazanacak güce ve kaliteye
sahibiz. Bizden başarı bekleyen taraftarımıza ve camiamıza en iyi
şekilde karşılık vereceğiz. Onları mutlu etmek için her şeyi yapacağız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Sabri, Gökhan ve Çağlar Kamp Günlüğü'ne Konuştular
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gökhan Ünal: ''İkinci yarıda daha farklı bir Gökhan izleyeceksiniz''
» Kamp.
» Galatasaray'da Çağlar operasyonu!
» Çağlar, Trabzon yolunda
» Sola son aday Çağlar..

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: Futbol :: Spor Toto Süper Lig-
Buraya geçin: