Samsun'un
Bafra İlçesi'nde yaşayan Kurumahmutoğlu ailesi, dün Başbakan
Recep Tayyip
Erdoğan'ın yaptığı konuşma sırasında, 12 Eylül 1980
darbesinden sonra idam edilen gençlerin ailelerine yazdığı mektupları
okurken, Hüseyin Kurumahmutoğlu'ndan da söz etmesi nedeniyle duygulu
anlar yaşadı. 17 yaşındayken cezaevinde dipçik darbesiyle öldürülen
Hüseyin Kurumahmutoğlu'nun 65 yaşındaki ağabeyi Ali Kurumahmutoğlu,
"Eğer referandumdan 'evet' oyu çıkarsa hakkımızı hukuki yollardan
arayacağız" dedi.
Başbakan
Recep Tayyip
Erdoğan'ın dün meclis grup toplantısında yaptığı konuşmasında
12 Eylül 1980 darbesinde idam edilen gençlerin ailelerine yazdığı
mektupları okuması duygulu anlar yaşattı. Darbe sonrası
Mamak Cezaevi'ne konulan ve 14 Temmuz 1987 tarihinde cezaevinde sabah namazı
kıldığı sırada boynuna aldığı dipçik darbesiyle hayatını kaybeden 17
yaşındaki Hüseyin Kurumahmutoğlu'nun
Samsun'un
Bafra İlçesi'ndeki yakınları, Başbakan'ın yaptığı konuşmanın ardından
acılarının bir kez daha tazelendiğini söyledi. 9 çocuk babası işadamı
Ali Kurumahmutoğlu, "Başbakan Erdoğan dünkü konuşmasında kardeşim
Hüseyin'den de bahsetti. 14 Temmuz 1987'de
Mamak cezaevinde sırtından ensesine vurulan bir dipçikle boyun kemiklerinin
hasar gördüğü ve hasarın tedavisi sırasında ölmesini bize hatırlattı"
dedi.
ARANDIĞINI ÖĞRENİNCE KENDİSİ TESLİM OLDU
12 Eylül'de yapılacak olan referandumdan 'Evet' oyu çıkması halinde
bu yapılan zulmün, haksızlığın muhakeme edilebileceğini söyleyen Ali
Kurumahmutoğlu, bu nedenle Başbakan Erdoğan'a hısım ve akrabalarıyla bin
500 haneyi bulan Kurumahmutoğlu ailesi adına şükranlarını sunduğunu
dile getirdi. Kardeşi Hüseyin Kurumahmutoğlu'nun 17 yaşında liseyi yeni
bitirmişken arandığı bilgisini alır almaz kendiliğinden memleketleri
Trabzon'un
Of İlçesi'nde cumhuriyet savcılığına teslim olduğunu anlatan Ali
Kurumahmutoğlu, "12 Eylül'ün devamında önce
Samsun'da
90 gün sorgulandı. Orada gördüğü işkenceler sonucunda
Mamak Cezaevi'ne gönderildi. 12 Eylül bizlerin kalbinde derin bir yaradır.
Bunun izlerinin silinmesi noktasında bugün başlatılan bu hareketi
destekliyoruz. Kardeşim topluca alınan ülkücü gençler içerisinde
kendisine atfedilen suçları polis zoruyla kabul etmiş, savcılık ve
mahkemede bu iddiaları redetmiştir" diye konuştu.
DOKTOR RAPORUNA GÖRE ÖLÜM NEDENİ DOLAŞIM BOZUKLUĞU
O dönemleri tekrar yaşayarak anlatan Ali Kurumahmutoğlu, kardeşinin
ölümünün ardından davanın tekrar görülmesi ve kardeşini öldürenlerin
yargılanması için Milli Güvenlik Konseyi'ne,
Cumhurbaşkanı Kenan
Evren'e,
Başbakana ve Kuvvet Komutanlarına başvurduklarını belirterek sözlerine
şöyle devam etti:
"Fakat hiçbirinden sonuç çıkmadı. Çünkü ilk doktor raporunda ölüm
nedeni dolaşım yetmezliğiydi. Tekrar mezarının açılmasından sonra verem
hastalığı olarak adli tıptan raporu geldi. Böylece dosya kapandı. Bu
dosyanın yeniden açılabilmesi için referandumdan halkımız evet oyu
verirse bu davanın takipçisi olacağız."
BAŞBAKAN ARAYIP TAZİYELERİNİ BİLDİRDİ
Ali Kurumahmutoğlu, Başbakanın çıkışını çok önemli saydıklarını da
dile getirerek, kendilerini de gözyaşına boğan açıklamalarını samimi ve
içten bulduğunu ifade etti. "Başbakan dün meclis konuşmasından sonra
bizi aradı. Taziyetlerini bildirdi" diyen Kurumahmutoğlu, "Bu
konuşmaların herhangi bir siyasi amacı olmadığını sadece Türkiye'de
karartılmış ve karanlıkta kalmış olayları ve böyle olayların bir daha
yaşanmaması için bu işin takipçisi olacaklarını belirtti. Biz eğer 12
Eylül'de referandumla bu konu millet tarafından benimsenirse ve hukuk
yolu açılır ise Avukatımız Hakime Işıklı ile bu işin hukuki boyutuyla
takipçisi olacağız. Bu davaların açığa çıkmasını devletin bu meselelere
sahip çıkmasını bekliyoruz. Biz bu vatan için herşeyimizi ortaya koyan
insanlarız. Yapmamız gereken her neyse 'evet' oyu çıktığı takdirde
hakkımızı aramaya devam edeceğiz" diye konuştu.
