Geçmişteki örnekleriyle, doğruluğu çoğu kez yaşanmış bir söz vardır:
"Nasıl başlarsan öyle gider."
Gerçi
Vikingur; kolay, tam bir köy takımı gibiydi ama bir şey fark etmezdi. Çünkü teknik direktörü ve
Q7-Guti gibi dünya yıldızlarıyla güçlenmiş Beşiktaş, bu yıl çok farklıydı.
Bu farklılığı ve özellikle
'taktiksel değişim'e kolaylıkla uyum
sağlayacak kadrosuyla Kartal, Schuster'in işini kolaylaştıracaktır.
Özellikle, yıllardır hantallaşan orta saha, Guti ile en heyecan,
en keyif veren pozisyonların üretim merkezi olur.
Alman teknik direktör, işinin zor olmayacağını ilk günden sezinledi.
Her sistem ve taktiğe uyum sağlayabilecek kaliteli, deneyimli bir futbolcu grubuyla tanışmanın rahatlığını yaşadı.
Yabancılarla aynı dili (Almanca, İspanyolca) konuşması da önemli avantajı.
Nihat Kahveci'nin, şanssızlık yaşadığı geçen
yılın tersine bu sezona müthiş başlaması, Beşiktaş ve Schuster için bir başka
avantaj.
Geçen sezon hazırlık kampına katılamamasının zararını yaşayan milli yıldız, bu yıl aynı şansızlıkla karşılaşmadı.
Yine hırslı, yine
mücadeleci futbolu ve golcülüğüyle bu sezon Beşiktaş'ın
kurtarıcılarından olacağını gösterdi.
ÇOK BİLMEK Başta dedik ki "Nasıl başlarsan öyle gidersin."
Beşiktaş, yakaladığı bu şansı; olağanüstü olumsuz gelişmeler olmazsa sezon sonuna dek sürdürür. Bu yarışta elbette
yıldızların donattığı kadro ve başındaki Schuster önemli faktörler.
Ancak Schuster'in de önemli şansı
Tayfur Havutçu gibi, aynı dili (Almanca) konuştuğu, takımı ve rakipleri çok iyi bilen eski kaptanı, kendine 'yardımcı antrenör' yapması.
Vicente Del Bosque, kendine bir Türk hocayı "yardımcı" olarak inatla istemedi. "Benim omuzlarımda Real Madrid'in
İspanya ve Avrupa şampiyonluğu apoletleri var" dedi. Sezonu bitiremeden gönderildi!
Başarı için unvan sahibi olmak,
çok bilmek, kendine çok güvenmek yetmiyor!