ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Derdimiz derbi! Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Derdimiz derbi! Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Derdimiz derbi!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
eakin
Admin
eakin


Favori Oyuncu : Neeskens
Mesaj Sayısı : 2967
Puan : 21860
Rep : 515
Yer : İstanbul
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 25/07/09
Derdimiz derbi! I231076_gsli

Derdimiz derbi! Empty
MesajKonu: Derdimiz derbi!   Derdimiz derbi! EmptyPaz Kas. 01, 2009 8:03 pm

Derdimiz derbi!

Fenerbahçe Galatasaray derbisi, futbolumuzun en gergin, en heyecanlı, en yoğun, en kavgalı, en olaylı maçlar listesinin başındaki seçkin yerini koruyor.

Bu derbiyi dünya derbileri arasında üst sıralara yerleştirmek için yarışanlar var...
Medyadaki bir kısım dostlar... Spor pazarlaması ile uğraşıp endüstriyel futboldan biraz daha pay almak isteyenler... Şampiyonluk yarışını sadece iki kulüp arasındaki rekabetle sınırlayıp derbide yoğunlaşarak diğerlerini yok sayanlar vb...

Maalesef bu bir dünya derbisi değil... Bütün yatırımlara, gayretlere rağmen, dış pazarda, futbol dünyasında kendisine yakışan yeri bulamıyor.

Televizyon yayınları örneğin... Sadece Brezilya ve İspanya’da canlı yayın müşterisi var... Oradaki ölçümlemelerle ne kadar izleyiciye ulaştığını bilemiyoruz. Almanya, özet yayına yeni müşteri oldu. Ama maç orada yayınlanmadı.

İngiltere, Fransa, İtalya’ya giremedi derbimiz... Hollanda, Avusturya, İsveç, Norveç, Danimarka’dan talep görmedi. Yunanistan, Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Azerbaycan ve İran’da da izlenmiyor.

Kore, Japonya, Çin gibi uzak Asya ülkelerinin futbolu seven, hevesli ve para ödeyen izleyicileriyle henüz tanışmadı.

Glasgow Rangers, Celtic, River Plate, Boca Juniors, Real Madrid, Barcelona, Arsenal, Chelsea, Liverpool, Everton, İnter, Milan derbilerinin arasında bizim derbimize özellikler, zenginlikler katarak ön sıralarda yer bulmak isteyenler, maalesef “Türk’ün Türk’e propagandası”ndan başka bir şey yapmıyor.

Haber kanallarından ulusal televizyonlara, spor kanallarına kadar tüm ekranlarda günlerce, saatlerce süren tartışmalar, polemikler, analizler, içerideki kamuoyunu gerip gaza getirmekten başka ne işe yaradı, söyler misiniz ?

Kolon kolon, sayfalarca yazılar da öyle! Bir bardak suda fırtına koparmaktan başka ne yaptığımızı bir düşünsek, fena mı olur ? Kimse bana Fenerium satış rakamlarıyla gelmesin... Başarının ertesi günü özel dizaynlı tişörtleri pazara sunmak elbette güzel... Ama futbol dünyasına sunacağınız başka şeyler de olmalı. Bu derbinin içi dolmalı!

Ocak ayında Federasyon ve Kulüpler Birliği, “marka değeri” konusunda bir toplantı düzenleyerek Turkcell Super Lig’in korunması ve geliştirilmesi konusundaki kararlılıklarını dile getirdiler.

Hedef olarak seçtikleri kitle, medya idi. Yayıncı kuruluş, televizyon kanalları ve gazeteler... Biraz da “buyurgan” bir hava ile marka değerlerine saygı gösterilmesini talep ettiler.

Lig topal kaldı
Ama ne oldu ? Ligimiz, 17 takımlı topal bir sürece girdi. Ankaraspor küme düştü... Sportif gelenekler, kurallar, yönetmelikler hemen her olayda sürekli olarak tartışıldı. Gündem malzemesi haline getirilip çatışma ortamına taşındı.

Derbimiz de günlerdir, öncesinde/esnasında/sonrasında alınan alınmayan kararlarla, yaşanan olaylarla tartışılıyor.

Fenerbahçe’nin beklenmedik biçimde disiplinli ve başarılı takım oyunu maalesef yine gölgede kalmış durumda... Alex’in, Kazım’ın başarı öykülerinden çok hakemin kararlarını tartışıyoruz. Küfre karşı en başarılı tribün ilan edilen Saracoğlu’nda sahaya atılan yabancı maddeleri (!) konuşuyoruz. Arda, Christian kapışmasını yorumluyoruz. Emre’nin Baros’a geçmiş olsun telefonu, küçücük bir ayrıntı olarak geçiştiriliyor. Rijkaard’a eleştiri sınırlarını zorlayarak kariyer yoklaması çekiyoruz.
Yöneticiler atışmadı

Derbide yaşanan olayların eskiye göre tek olumlu yönü, öfkeli yönetici demeçlerinin yavaş yavaş gündemden kalkmasıdır. Galatasaray Başkanı Adnan Polat’ın “Bize beş maç ceza vermişlerdi, bakalım şimdi ne olacak?” biçimindeki açıklamasına rağmen, karşılıklı suçlama ve çatışma yok.
Ama yetmez...

Bu derbiyi, gerçekten dünya derbileri arasından seçkin bir yere yerleştirmek istiyorsak, öncelikle Turkcell Super Lig’i tümüyle geliştirmek, değerini artırmak, dengeli ve dürüst bir rekabet ortamı oluşturmak zorundayız.

Sonra da saha dışında uygarlaşırken, saha içinde zengin, derin ve renkli futbol güzelliklerini yaratmalıyız.

Maç öncesi yapılan güvenlik toplantılarının hiç de yeterli ve verimli olmadığı anlaşıldı. O toplantılar devam ededursun, kulüp yöneticilerinin birlikte uzlaşarak- anlaşarak bu ortamı temizlemek konusunda bir kararlılık göstermesi gerekiyor.
Futbolu gerçekten sevenler, “vukuatsız” derbiler bekliyor!

Metin Kurt ve Gladyatör
70’li yılların lider futbolcusuydu Metin Kurt... Her şeyden önce emekçi olduklarının bilinciyle mücadele etti. Galatasaray ve Milli Takım’daki başarılarının yanı sıra, hak arama ve arkadaşlarını örgütleme konusunda da sivrildi.

Dik ve onurlu bir duruş sergiledi. Bedelini acı biçimde ödedi. Galatasaray’daki üst düzey kariyeri, bu direniş maceralarından sonra kırılma noktasına dayandı. Sürgüne gönderilir gibi Kayseri’ye gitmek zorunda kaldı.

Teknik direktörlük kariyeri de düzene karşı duruşu ve tavrı yüzünden sık sık arıza yaptı.
Metin Kurt’un kitabı “Gladyatör”ü Vecdi Çıracıoğlu yazmış... Bizzat tanık olduğum, yaşadığım olayları okudukça yeniden anımsıyor ve bugünkü rahat ve elit futbolcu kuşağıyla o günküleri karşılaştırıyorum...

Örneğin Hasan Şaş’ın sendikalaşmak konusundaki bir yazısını geçenlerde ayırıp bir yere koydum...
Metin Kurt’tan Hasan Şaş’a uzanan 40 yılı dikkatle değerlendimeye hazırlanıyorum.

Kitapta yer yer beni rahatsız eden dinmemiş öfke satırları da var. İbret verici yaşanmış gerçeklikler de. Futbolla ilgilenenler Gladyatör’ü mutlaka okumalı!

Seba’nın ısrarı
Yerini kimsenin dolduramadığı ve dolduramayacağı Süleyman Seba, Beşiktaş başkanlığı için biçtiği kaftanı ille de Hikmet Çetin’e giydirmek konusunda ısrarlı.
Onun bu ısrarına saygı duyuyorum ama...
Hikmet Çetin, iki kez, uzun uzun düşündükten sonra “hayır” dedi.
Bu ısrar, Onursal Başkan’a ne kadar yakışıyor ?

Malum, kongrede şimdilik en azından iki aday Demirören ve Aksu mücadele edecek. Ama Seba, çok adaylı kongrenin üzücü olacağını söyleyerek Çetin’i tek aday olarak öneriyor.

Bence dürüst koşullarda saygı ortamında gerçekleşecek bir kongre üzücü olmaz, sevindirici olur. Bekleyelim, Beşiktaş için yarışsınlar.

Ayrıca, günün koşullarına bakacak olursanız, Hikmet Çetin Beşiktaş’ın sorunlarını çözümleyecek aday değildir. Sakin ve temiz kişiliğine, çelebiliğine rağmen, böyle!

Bir de şunu merak ediyorum : Başkanlığının son yıllarında hep “veliahtını” merak ettik, aynı yanıtı aldık : “Benim veliahtım yok!”

Hikmet Çetin’i o zaman niye önermedi acaba?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://arenafutbol.org
 
Derdimiz derbi!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İlk derbi, ilk kriz
» İlk Derbi Aslan'ın !
» A2'de derbi heyecanı..
» A2'de derbi heyecanı
» Mansimov'dan derbi primi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Özel :: Blog Dünyası :: Sizden Gelen Yazılar-
Buraya geçin: