ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Harry Potter and the Half-Blood Prince Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Harry Potter and the Half-Blood Prince Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Harry Potter and the Half-Blood Prince

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Assassin™
No-Post !
Assassin™


Favori Oyuncu : Alex De Souza , Cristiano Ronaldo , Lugano , Messi
Mesaj Sayısı : 8012
Puan : 188262
Rep : 2750
Yer : Efeler Diyarı AYDIN
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 20/08/09
Harry Potter and the Half-Blood Prince I231073_fbli

Harry Potter and the Half-Blood Prince Empty
MesajKonu: Harry Potter and the Half-Blood Prince   Harry Potter and the Half-Blood Prince EmptyPerş. Şub. 18, 2010 10:03 pm

Harry Potter and the Half-Blood Prince I1 Çok az çocuk
okulların açılmasına sevinir. Büyük çoğunluğa eğlenceli yaz tatilini
bırakıp sıkıcı okullara dönmek zor gelir. Ancak Hogwards'da okusalardı
eminim hepsi, tatili değil de okulun açılmasını bekleyeceklerdi. Harry
Potter kendine fantastik edebiyat ve sinemada özel bir yer edindi. Bunda
Hogwards'ın çok büyük payı olduğunu düşünüyorum. Her birimiz belki
kahramanca işler yapmadık, büyük stres altına girmedik ancak
herkes okul
sıralarından bir kez geçti. Hogwards'ın büyülü ve uçuk yapısı derslerden
sıkılan her öğrencinin hayali. Kitabın hayranları sinemadaki Hogwards'ı
hiçbir zaman yeterli bulmadılar. Onlar hayal ettikleri Hogwards'da
dolaşmak istiyorlardı. Bu sıkıntılı sesleri oyun dünyası duydu ve
fanları mutlu edecek Harry Potter oyunları yaptı. Filmlerin aksine,
Harry Potter oyunları giderek daha iyi olan ve hatalarından ders alan
bir seriye sahip. Tek kötü yanları sadece filmlerle birlikte ortaya
çıkıyorlar, çoğu zaman ise filmler gösterimden kalktığında onlarda
ortadan kayboluyorlar. Genelde film oyunlarına karşı oyun severlerin
büyük bir tepkisi vardı. Ön yargıyla yaklaşırlar, ancak Harry Potter
oyunları bunu hep tersine çevirmeye başladı. İlk başta daha çok
çocuklara yönelik, içeriği bulmaca dolu basit oyunlar olarak başlayan
seri giderek daha karanlık tonlara sahip olmaya başladı. Ana hikayenin
de her kitapta pastel tonlarından kurtulmasıyla oyunlar giderek kendini
aşmaya başladılar. İlk üç oyun, çocukların hoşça vakit geçireceği
eğlenceli oyunlardı. Serinin yaşları daha büyük oyuncular üzerindeki
potansiyelini gören yapımcılar, yavaş yavaş onları da mutlu etmenin
yolunu bulmaya çalıştılar...

Ateş Kadehi'nin oyunuyla
birlikte, Harry Potter oyunlarının da imajı değişti. Daha ciddi, daha
aksiyonlu ve bulmacılı bir hal aldı. Özellikle Ateş Kadehi'nin iki
kişiyle oynanabilmesi ona ayrı bir zevk katıyordu. Oyunda Hogwards'ın
içinde dolaşabilmek ayrı bir zevkti. Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın
oyunuyla birlikte serinin takipçileri hayal ettikleri ortama biraz daha
yaklaşmış oldu. Oyunda özgür büyü yapma sistemi ve Hogwards'ın içinde
sınırsız dolaşma gibi özellikler bulunuyordu. Ancak bunun da kendi
içerisinde bazı sorunları vardı. Artık oyunda sadece Harry'i kontrol
etmek zorundaydık. Co-op özellikleri oyundan kaldırılmıştı. Gelişmiş
grafikler göz boyuyordu ama aynı zamanda hatalar da yaratıyordu. Büyü
sistemi müthiş olmasına rağmen, kontrol sorunları yaşatıyordu. Dev
Hogwards'ın içinde dolaşmak birçok oyuncu için kafa karıştırıcı
gelmişti. Acemi oyuncular görevlerin yerlerini bulamıyordu. Böyle geniş
bir oyunda hata olması normaldir. Ancak Order of the Phoenix'in oyununda
oynanışı etkileyen çok ciddi hatalar da vardı. Artı ve eksi yanlarının
aynı derecede büyük olduğu az sayıdaki oyundan biriydi. Bu yüzden oyun
hak ettiği değere ulaşamadığı gibi, aynı şekilde müthiş bir beğeni de
topladı. Kısacası, olumlu yanını görmek isteyen bu tarafa olumsuzları
görmek isteyenler ise öbür tarafa yönlendi. Yine bir Harry Potter filmi
gösterimde ve yine bir film oyunuyla karşınızdayız. Harry Potter and the
Half Blood Prince (Melez Prens) oyunu acaba kendinden önce gelenlerin
mirasını iyi şekilde taşıyabilecek mi? Yoksa adına güvenip sadece satış
amaçlı için boş bir oyun mu olmuş?

Oyun yapmak büyü yapmaya
benzemez


Serinin bir önceki oyunu kendine has özelliklere
sahipti. Hogwards'da derslere girip, etrafta dolaşıyorduk. Ünlü
karakterleri günlük işlerini yaparken izliyorduk. Sağda solda dolaşan
öğrencilerle sohbet etme ve onlara yardım etme gibi aktiviteler de
yapılabiliyordu. Melez Prens'in oyunu Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın
neredeyse aynısı olmuş. Bazı eklemeler ve çıkartmalar var. Klasik bir
"EA bunu her zaman yapıyor" vakasıyla karşı karşıyayız. Order of the
Phoenix oyunu müthiş bir serbestlik sunduğu gibi aynı zamanda müthiş
hatalar da barındırıyordu. Dövüşler zordu, kamera açıları çok kötüydü.
Serbest büyü yapma sistemi müthişti ama hatalar yüzünden fare ile yanlış
büyüler yapmak çok olağandı. Harry sürekli sağa sola takılıyordu.
Bunlar bir önceki oyunun başlıca sorunlarıydı. Anlaşılan yapımcılar da
bu sorunları fark
etmiş ve yeni oyunlarında durumu çözmeye çalışmışlar. Önceki oyuna
kıyasla birçok sorun çözülmüş ama hepsinin de bir bedeli var�


Harry Potter and the Half-Blood Prince I2

Half-Blood Prince ilk olarak elimizden
serbestlik hissini almış. Zümrüdüanka'da kitaplardan ve filmlerden
hatırlayacağımız büyülü bir haritaya sahiptik. Bu büyülü harita belirli
sözlerle açılıyordu. Özelliği ise Hogwards'da bulunan her odayı ve
yaşayan herkesi göstermesiydi. Oyuna bu sistem çok iyi şekilde
oturtulmuştu. Haritadan istediğimiz yeri seçiyorduk ve yerde beliren
ayak izlerini takip edip istediğimiz yere gidebiliyorduk. Melez Prens'de
bu sistem kaldırılmış. Onun yerine level (bölüm) bazlı bir sistem
gelmiş. Kocaman bir okul içerisindeyiz ama yapacaklarımız sınırlı.
Birileri Harry'e ne yapması gerektiğini söylüyor, biz oraya gidip o
görevi yapıyoruz. Koca okulun tek faydası bu bölümler arasında dolaşıp
etrafı izlemek. Anlaşılan bir önceki oyunda, hayatlarında sadece Harry
Potter oynayan kişiler özgürlük konusunda bayağı sorun yaşamışlar.
Etrafta bol bol kaybolup yapımcıların başını şişirmişler ki, onlar da bu
sistemden vazgeçmiş. Yerine bizi gideceğimiz yere kadar götüren bir
hayalet koymuşlar. Görevimizin olduğu yere gitmek için bu hayaleti
çağırıyoruz. Hayalet gerekli yerlere bizi götürüyor. Hayaletin
animasyonu hoş olmuş, yolda yaptığı muhabbetler komik ve Harry Potter
sevenlerin hoşuna gidecek cinsten. Bir önceki oyunda, Hogwards'ın her
yerinde gizli odalar ve eşyalar vardı. Onları bularak bonuslar
açabiliyorduk. Ne yazık ki bu sistem de kaldırılmış. Yine etraftan bir
şeyler topluyoruz ama çok basit bir şekilde. Sağda solda parlayan
eşyalar var onların yanından geçerken farenin sol tuşuna basarsak
bizlere mini kalkanlar veriyor. Bir de okulda gizli büyük kalkanlar var.
Bunlar duvarlarda asılı ya da bir şeyin arkasında saklı. Çok basit
büyülerle onları alıp biriktirebiliyoruz. Peki, karşılığında ne
alıyoruz? Sadece Harry biraz daha güçleniyor. Oysaki bir önceki oyunda,
bu tarz gizli eşyaları bulunca, film ve oyunla ilgili birçok video
açılıyordu�

Neden sürekli bir önceki oyunla kıyasladığımı sorabilirsiniz, bunun en
büyük nedeni eski oyunun ısıtılıp tekrar sunulması. Tabii yapımcılar,
bunu yaparken içine
farklı soslar ve baharatlar katmayı ihmal
etmemiş. İşte Melez Prens'i oynanmaya değer yapanlar da bunlar.
Öncellikle kamera açıları değiştirilmiş. İlk oyundaki gibi her şey bir
birine girmiyor. Bu yenilik oynanış kalitesini fazlasıyla artırmış.
Harry bir önceki oyuna kıyasla sağa sola daha az takılıyor. Büyüler ve
görevler de daha düzenli bir hale getirilmiş.

Melez oyun

Büyücü
bir karakteri baz alan ve büyücülük okulunda geçen bir oyun için en
önemli şey büyü sistemidir. Bir önceki oyunda Black & White'dan
hatırlayacağımız bir büyü sistemi vardı. Yani büyü yapmak için tuşlara
basmak yerine, fare ile asamızı sallıyorduk. Sağa sola sallayınca ayrı
büyü, yukarı aşağıya yapınca ayrı büyü gibi bu liste uzayıp gidiyor.
Kısacası, Harry Potter hayranları hep o hayal ettikleri büyüleri artık
kendileri yapabiliyordu. Ancak bu sisteminde bazı sorunları vardı. Büyü
listesinin uzayıp gitmesi, sistemin en büyük sorunuydu. Bir dövüş
sırasında hızlıca büyü yapmak isterken başka büyü yapıyorduk. Bazı
kombinasyonları hatırlamak zordu. Büyülü eşyaları kontrol etmek de aynı
derecede zordu. Yapımcılar Melez Prens'de bu sorunları çözmüşler. Ancak
sorunları çözerken sistemi geliştirmek yerine geriletmişler. İlk oyunla
hemen hemen aynı olan büyü çeşitlerimiz aynı zamanda biraz da azalma
göstermiş. Büyü yapmak için uzun uzun hareketler yapmak yerine birkaç
basit hareketle bu işi halledebiliyoruz. Etrafta bulunacak fazla gizli
eşya olmadığı için, yapabileceğimiz büyüler de zaten sınırlı. Ancak
Melez Prens büyü sisteminde gerilerken düello sisteminde ilerlemiş.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nda büyü yaparken, kütük gibi durup gelen giden
tüm büyüleri yiyorduk. Battalgazi Misali tüm büyülere göğsümüzü siper
ediyorduk. Ancak bu oyunda, savunma büyüleri dışında, rakibin
büyülerinden kaçmak için yeni hareketler geliştirilmiş. Bu şekilde oyun
çok daha zevkli bir hal almış. Düello yaparken, rakibin hareketlerini
izlemek, onun açıklarını kovalamak ve büyü yaptığı zaman kaçmak oyunu
daha gerçekçi bir hale getiriyor. Melez Prens'in büyü sistemi oyunun en
büyük artılarından birisi�

Diğer artı ise, artık iksir
yapabilmemiz. İksir Harry Potter dünyasında en az büyü kadar önemli bir
yer tutuyor. Hatta bazı zamanlarda, büyüden bile daha etkililer. Zaten
esere adını veren Melez Prens bir iksir kitabının adı. İçindeki tarifler
sayesinde Harry birçok farklı büyü ve iksir yapabiliyor. İksir için
oyunda özel bir sistem geliştirilmiş. Karşımızda kocaman bir kazan ve
çeşitli şişeler var. Bu şişeleri döktükçe iksirin rengi değişiyor.
Ekranın sağ tarafında, iksiri hangi renge getirmemiz gerektiğini
söyleyen talimatlar bulunuyor. Bir şişeye fareyle tıkladığımız zaman,
onu elimize almış gibi şişe havaya kalkıyor. Klavye ve fare yardımıyla
bu şişeleri istediğimiz gibi kullanabiliyoruz. Ancak ilk başlarda,
şişeleri kazanın içine dökmek bayağı zor. İksir yapmak için sadece
şişeleri döküp durmuyoruz. Onlaır çalkalamak da gerekebiliyor. Bunun
dışında, etraftaki, böcek, solucan gibi canlıları da kazanın içine
atıyoruz. Bazen kazanın ısısını ayarlamak gerekiyor ya da içindeki
iksiri belirli renge gelene kadar karıştırmak. İksir sistemi bir iki
hata dışında gayet başarılı ve eğlenceli olmuş. Hogwards'ın ünlü spor
oyunu Quidditch de oyundaki yerini almış. En son bu sporu Ateş
Kadehin'de yapmıştık. Melez Prens'de bol bol Quidditch maçlarına
çıkıyoruz ve antrenman yapabiliyoruz. Sadece fare ile kontrol edilen
Quidditch ile uçmak gerçekten çok zevkli. Ancak maçlarda sadece
amacımız, sırasıyla havadaki dev yıldız şekillerinin içinden geçmek
olduğu için sistem gerçek bir maç havası bırakmıyor. Arada rakip takımın
oyuncularına vurmasak çekişme bile olmayacak. Buna rağmen, yükseklik ve
hızla gitme duygusu oyunda çok iyi yansıtılmış. Özellikle hızlı
giderken, ani hareketlerle yıldızların içinden geçmeye çalışmak çok
zevkli�br>

Harry Potter and the Half-Blood Prince I3

Oyuna bir de kulüp sistemi eklenmiş.
Hogwards'ın Düello, Quidditch ve İksir kulüplerine üye olabiliyoruz.
Buralarda amacımız, ilgili aktiviteyi yapıp puan toplamak. Bu puanlar
hiçbir işe yaramasa da, düello kulüplerinin şampiyonu olmak için
uğraşmak çok zevkli. Aynı şekilde Quidditch antrenmanları da Harry
Potter severlerin ilgisini çekecek. Bazı iksirler Harry'in güçlenmesine
de yarıyor. Bu yüzden bol bol iksir kulübüne gitmekte fayda var.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın en güzel yanı yaşayan okul ortamının
gerçekten verilmesiydi. Bazen öğrenciler amaçsızca sağa sola yürüyüp
bizi sinir etse de yine de okul tadını alıyorduk. Melez Prens'te etrafta
çok az öğrenci var. Arada bir okulun kabadayıları bize saldırıyor, biz
de onların ağızlarının payını veriyoruz. Düellolar bir önceki oyuna
kıyasla burada daha fazla ve akıllıca kullanılmış. Etrafta dolaşırken,
bazı öğrenciler bizden yardım istiyor. Eğer onlara yardım edersek,
etrafta bulunan aslan heykelleri Harry'e ödül veriyorlar. Bir önceki
oyunda bir yandan ana görevleri yaparken öte yandan Hogwards'ın içinde maceralara
çıkıyorduk. Melez Prens'de bu sistem yok. Yaklaşık 9 saat süren ana
görevleri istediğimiz zaman yapıyoruz. Ana görevler biraz daldan dala
atlıyorlar. Oyunu bitirdikten sonra, etraftaki ekstraları toplamak için
tekrar okulda dolaşabiliyoruz�br>
Melez Prens'in grafikleri bir
önceki oyunla neredeyse aynı olmuş. Sadece bir iki ufak değişiklik var o
kadar. Bir iki yeni karakter eklenmiş ve modellemeler değişmiş. Harry,
farklı kostümler giyebiliyor. Bir önceki oyunda, gizli odaları bulmak
için tabloların şifresini bulmak için uğraşıyorduk. Ne yazık ki bu
eğlenceli sistemde Melez Prens'ten çıkartılmış. Seslendirmeler ise
oyunun en zayıf halkası. Harry Potter'ı bile başka birisi seslendirmiş.
Ancak yapılan başarılı dublajla bunu fark etmiyoruz bile. Melez Prens
artı ve eksileriyle Harry Potter hayranlarına hitap eden bir oyun.
Serinin hayranı olmayanlar eğer bir önceki oyunu denedilerse bunu
oynamalarına gerek yok. Ancak Harry Potter fanatikleri bu oyundan büyük
zevk alacaklar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Harry Potter and the Half-Blood Prince
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Harry Potter ve Ölüm Yadigarları Fragmanı - Harry Potter and Deathly Hallows Teaser
» GaLaTaSaRaY MARŞI (YeNi) MüthiŞ TempO HaRRy HaRRy KeWeLL
» MüthiŞ TempO HaRRy HaRRy KeWeLL
» Call of Juarez: Bound in Blood
» Half-Life 2

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Oyun Dünyası :: Oyun İncelemeleri-
Buraya geçin: