ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Anıtkabir ve Özellikleri Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Anıtkabir ve Özellikleri Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Anıtkabir ve Özellikleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258171
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Anıtkabir ve Özellikleri I231076_gsli

Anıtkabir ve Özellikleri Empty
MesajKonu: Anıtkabir ve Özellikleri   Anıtkabir ve Özellikleri EmptyPaz Haz. 06, 2010 4:44 am

Türk Kurtuluş Savaşı'nın ve Türk İnkılâplarının büyük önderi Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk vatanının
bağımsızlığını kazanması için giriştiği savaş ve Türk milletini çağdaş
uygarlık seviyesine ulaştırmak amacıyla gerçekleştirdiği inkılâplarla
geçen yaşamı 57 yıl sürmüş ve Büyük Önder 10 Kasım 1938'de ebediyete
intikal etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'yi bütün kurumları ile çağdaş uygarlığın
bir üyesi yapan, insanlık tarihine mal olmuş büyük bir önderdir. O'nun
yüceliğini her yönüyle temsil edecek, ilke ve inkılâpları ile
çağdaşlaşmaya yönelik düşüncelerini yansıtacak bir anıtmezar yapma
fikri, Atatürk'ü kaybetmenin derin hüznü içindeki Türk milletinin ortak
isteği olarak belirmiş ve yapımına karar verilmiştir.

RASATTEPE (ANITTEPE)
Anıtkabir yapılmadan önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla
Anıttepe'nin ismi Rasattepe idi.
Bu tepede, M.Ö 12. yüzyılda Anadolu'da devlet kuran Frig uygarlığına ait
tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı. Anıtkabir'in Rasattepe'de
yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için
arkeolojik kazılar yapıldı. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu
Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.

ANITKABİR'İN İNŞAASI
Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi
için ilk aşamada kamulaştırılma çalışmalarına başlandı. Anıtkabir'in
inşaatı ise 9 Ekim 1944'de görkemli bir temel atma töreni ile başladı.
Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak
yapılmıştır.
Birinci Kısım İnşaat: 1944-1945
Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan
birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944'te başlamış ve 1945'te tamamlanmıştır.

İkinci Kısım İnşaat: 1945-1950
Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını
kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945'te başlamış, 8 Ağustos
1950'de tamamlanmıştır. Bu aşamada inşaatın kâgir ve betonarme yapı
sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz önünde tutularak, anıt
kütlesinin "temel projesinin" hazırlanması kararlaştırılmıştır. 1947
yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlanmış ve
her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme
temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir.
Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi,
ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü
tamamlanmıştır.
Üçüncü Kısım İnşaat: 1950
Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol, tören
meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının
yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin
yapılmasını kapsıyordu.
Dördüncü Kısım İnşaat: 1950-1953
Anıtkabir'in 4. kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt
döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin
yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım 1950'de başlamış
ve 1 Eylül 1953'te bitirilmiştir.
"Anıtkabir Projesi"nde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir
bölüm vardı. 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, şeref holünün 28 m.lik
yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün
olup olmadığını mimarlara sordu.
Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz
yerine, bir betonarme tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler.
Böylece tonoz yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik
mahzurlar da ortadan kalkıyordu.
Anıtkabir yapımında beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay
işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi
kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır.
Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan
beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı İlçesi'nden, kulenin iç
duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy'den
getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı
travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı
Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü
dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında
kullanılmıştır.
Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler
Çanakkale, Hatay ve Adana'dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan
kaplan postu Afyon'dan, yeşil renk mermer Bilecik'ten getirilmiştir. 40
ton ağırlığındaki yekpare lahit taşı Adana'nın Osmaniye İlçesi'nden,
lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyon'dan
getirilmiştir.

ANITKABİR'İN MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, "II. Ulusal Mimarlık Dönemi"
olarak adlandırılır. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan,
simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar
yapılmıştır. Anıtkabir bu dönemin özelliklerini taşımaktadır.
Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabir'de Selçuklu ve Osmanlı
mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır.
Örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri
dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak
adlandırılan bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir'in bazı yerlerinde
(Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet
denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze
çarpmaktadır.
Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan
Anıtkabir yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış
Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır.

A- BARIŞ PARKI
Anıtkabir; Atatürk'ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" özdeyişinden ilham
alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye'nin bazı bölgelerinden
getirilen fidanlarla oluşturulan Barış Parkı içinde yükselmektedir.
Afganistan, A.B.D., Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka,
Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İsveç,
İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve
Yunanistan'dan çeşitli ağaç ve fidanlar getirilmiştir. Bugün Barış
Parkı'nda 104 ayrı türden yaklaşık 48.500 adet süs ağacı, ağaççık ve süs
bitkisi bulunmaktadır.

B- ANIT BLOKU
Anıtkabir Anıt Bloku üç bölümden oluşmaktadır.
1- Aslanlı Yol
2- Tören Meydanı
3- Mozole
Anıtkabir'e Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde
uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere
ulaşılır. Merdivenin hemen başında karşılıklı olarak istiklal ve
hürriyet kuleleri yer alır.
Anıtkabir yapı topluluğu içinde, simetri gözetilerek yerleştirilmiş olan
on adet kule vardır. Bu kulelere ulusumuzun ve devletimizin oluşumunda
büyük tesirleri olan yüce kavramları temsil eden isimler verilmiştir.
Kuleler, plan ve yapı bakımından birbirinin benzeridir. Kareye yakın 12
x14 x7,20 m. boyutlarında dikdörtgen plan üzerine kurulmuş olan
kulelerin üzeri piramit biçiminde çatılarla örtülüdür. Çatıların
tepelerinde, eski Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu vardır. Eski
Türk kilim desenlerinden alınmış geometrik süslemeler, fresk tekniğinde
uygulanmıştır.
Ayrıca kulelerin iç duvarlarında, o kulenin ismiyle ilgili bir
kompozisyon ve Atatürk'ün özlü sözleri bulunmaktadır.

İSTİKLAL KULESİ
Aslanlı yolun sağ başındaki İstiklal Kulesi'nin iç duvarlarında bulunan
kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında
bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide
ve Selçuklu sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak
tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini
temsil etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.
Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk'ün istiklalle
ilgili şu sözleri yer almaktadır:
"Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak
edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi,
kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı'na çağırdı."
(1921)
"Hayat demek savaşma, çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle
savaşta başarı kazanmakla mümkündür." (1927)
"Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için
hayatımızı hiçe sayarız." (1921)
"İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu,
Türkiye'nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan
çıkarmamalıdırlar." (1927)
"Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve
yaşamıyacaktır, ya istiklal ya ölüm." (1919)
Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir'i tanıtıcı ışıklı
panolar bulunmaktadır.

HÜRRİYET KULESİ
Aslanlı Yol'un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada;
elinde kağıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at
tasvir edilmiştir. Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki
kağıt "Hürriyet Beyannamesi"ni sembolize etmektedir. At figürü ise
hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun
eseridir.
Kule duvarlarında Atatürk'ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.
"Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu
esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin
ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar
insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak
kazanamaz." (1927)
"Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak
bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip
olabilmesiyle mümkündür."
"Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal
egemenliktir."
"Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir
ulusuz."
Kule içinde Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi
ve inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır.

KADIN HEYKEL GRUBU
İstiklal kulesinin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından oluşan bir
heykel grubu vardır. Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar
uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Başak demetlerinin meydana
getirdiği çelenk bereketli yurdumuzu temsil etmektedir. Soldaki kadın,
ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk'e tanrıdan rahmet dilemekte,
ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır.
Bu üçlü grup, Türk kadınlarının Atatürk'ün ölümünün derin acısı içinde
bile gururlu, ağırbaşlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir. Heykel
grubu Hüseyin Özkan'ın eseridir.

ERKEK HEYKEL GRUBU
Hürriyet Kulesi'nin önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır.
Sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerini temsil
ederken, onun yanında elinde kitabı ile Türk gençliğini ve aydın insanı,
biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle Türk köylüsü temsil edilmiştir.
Her üç heykelin yüzünde derin acı ile Türk milletinin kendine özgü
ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirilmiştir. Heykel grubu,
Hüseyin Özkan'ın eseridir.

ASLANLI YOL
Ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262
m. uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli
bulunmaktadır. Atatürk'ün Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem
sebebiyle, Anadolu'da uygarlık kuran Hititlerin sanat üslubu ile yapılan
aslan heykelleri kuvvet ve sükuneti temsil etmektedir. Heykeller
Hüseyin Özkan'ın eseridir.

TÖREN MEYDANI
Aslanlı yolun sonunda yer alan tören meydanı 129 x84,25 m.
boyutlarındadır. 15.000 kişi kapasiteli bu alanın zemini; siyah,
kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı
ve kilim deseniyle bezenmiştir.

MEHMETÇİK KULESİ
Aslanlı yolun bitiminde sağda Mehmetçik Kulesi yer almaktadır. Kulenin
dış yüzeyinde yer alan kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin
evinden ayrılışı ifade edilmektedir. Bu komposizyonda, elini asker
oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat
gururlu anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında
söylediği özlü sözler yer almaktadır:
"Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke
ile savaşmıştır." (1921)
"Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde
kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur." (1923)
"Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi
bulunamaz."
Kulenin içinde; Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve
hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmaktadır.

ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ KÜTÜPHANESİ
Mehmetçik ve Zafer kuleleri arasında yer alan; müze, kitaplık ve
Kültürel Faaliyetler Müdürlüğü'nün içindeki birimde "Atatürk ve Türk
Devrimi Kütüphanesi" bulunmaktadır. Atatürk, milli mücadele ve
inkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların bulunduğu bir
"İhtisas Kütüphanesi" olarak, her kesimden araştırmacı ve okuyucuya
hafta içi 09.00-12.30 / 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet
vermektedir.

ZAFER KULESİ
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle
ilgili özlü sözleri yazılıdır.
Kule içinde Atatürk'ün naaşını 19 Kasım 1938'de İstanbul Dolmabahçe
Sarayı'ndan alarak Sarayburnu'nda donanmaya teslim eden top arabası
sergilenmektedir.

İSMET İNÖNÜ'NÜN LAHTİ
Barış ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık sütunların oluşturduğu
galerinin ortasında 25 Aralık 1973 yılında vefat eden Atatürk'ün en
yakın silah arkadaşı, Türk Milli Mücadelesinin Batı Cephesi komutanı ve
ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün sembolik lahdi bulunmaktadır. Mezar
odası alt kattadır.
İsmet İnönü, Anıtkabir'e 28 Aralık 1973'te Bakanlar Kurulu Kararı ile
defnedilmiştir.

BARIŞ KULESİ
Kulenin iç duvarında Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini
dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada
çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan
bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli
kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Bu şekilde insanlar
Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam
ettirmektedirler. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir.
Kule duvarlarında Atatürk'ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır.

"Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde
terbiye edilmelidir." (1935)
"Yurtta Barış, Cihanda Barış."
"Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir
cinayettir." (1923)
Kulenin içinde ise Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı
Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.

23 NİSAN KULESİ
Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada, ayakta
duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının
diğer elinde Millet Meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar
bulunmaktadır. Kabartma, Hakkı Atamulu'nun eseridir.
Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk'ün özlü sözleri yer
almaktadır:
"Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı
olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak." (1919)
"Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye
Büyük Millet Meclisi'dir."
"Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan
doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır."
Kulede Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka
özel otomobili sergilenmektedir.

BAYRAK DİREĞİ
Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş
merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk
bayrağı dalgalanır. Amerika'da özel olarak yaptırılan 33.53 m.
yüksekliğindeki bu direk, Avrupa'daki tek parça çelik bayrak
direklerinin en yükseğidir. Direğin 4 metresi kaidenin altında
kalmaktadır. Amerika'da yaşayan Türk asıllı Amerika vatandaşı Nazmi
Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946
yılında Anıtkabir'e hediye edilmiştir. Bayrak direğinin kaidesinde yer
alan kabartmada; meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer
savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı
simgelemektedir. Türk bayrağı, ulusumuzun yurdunu savunma, zafer
kazanma, barışı koruma ve uygarlık kurma gibi yüce değerleri üzerinde
dalgalanmaktadır. Kabartma Kenan Yontuç'un eseridir.

MİSAK-I MİLLİ KULESİ
Müzenin girişindeki bu kulenin içinde bulunan kabartma, tek vücut olarak
kenetlenmemizi sembolize etmektedir. Kabartma, bir kılıç kabzası
üzerinde üst üste konmuş dört elden ibarettir. Bu komposizyon Türk
vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir.
Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Milli Misak ile ilgili şu sözleri
yazılıdır:
"Kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan
ulusun demir elidir." (1923)
"Ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz." (1921)

"Ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır." (1923)
Kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin
özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır. Müzenin
girişi olan bu kulede bulunan aktüalite panolarında Anıtkabir'de yapılan
önemli törenlere ait fotoğraflar da sergilenmektedir.

ANITKABİR ATATÜRK MÜZESİ
Anıtkabir Proje Yarışması şartlarına uygun olarak, Misak-ı Milli ve
İnkılâp kuleleri arasındaki bölüm müze olarak belirlenmiştir. Bu amaçla
21 Haziran 1960'ta Anıtkabir Atatürk Müzesi açılmıştır. Burada
Atatürk'ün kullandığı eşyalar ve kendisine hediye edilen armağanlar ve
giysileri teşhir edilmektedir.
Müzede ayrıca Atatürk'ün madalya ve nişanları ile manevi evlatlarından
A. Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen'in müzeye armağan ettikleri
Atatürk'e ait eşyalar sergilenmektedir.

İNKILÂP KULESİ
Müzenin devamı olan bu kulede Atatürk'ün giydiği elbiseler
sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz
bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşale, çökmekte olan Osmanlı
İmparatorluğu'nu simgelemektedir. Güçlü bir elin göklere doğru
kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, yeni Türkiye Cumhuriyeti
ve Atatürk'ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için
yaptığı inkılâpları simgelemektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.
Kule duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:
"Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse
ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur."
"Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya
hayattan almış bulunuyoruz."
Müzenin giysi bölümü olarak kullanılan bu kulede; Anadolu Üniversitesi
eski rektörü Prof. Dr.Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı Atatürk'ün gerçek
boyutlarında balmumu heykeli bulunmaktadır.

CUMHURİYET KULESİ
Sanat Galerisi'nin girişi olan bu kulenin duvarlarında Atatürk'ün
Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır.
"En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi
kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde
tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur."
Kulenin içinde, Atatürk'ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile
Sivas ve Erzurum Kongre binaları ve I. T.B.M.M. binalarının maketleri ve
o dönemlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.

SANAT GALERİSİ
Cumhuriyet Kulesi ve Müdafaa-i Hukuk Kuleleri arasında yer alan bu
bölümde Atatürk'ün özel kitaplığı teşhir edilmektedir.
Duvarlarda Atatürk'ü ziyaret etmiş olan yabancı devlet adamları ile
Atatürk'ü birlikte tasvir eden yağlı boya tablolar bulunmaktadır. Bu
tablolar, ressam Rahmi Pehlivanlı'nın eseridir.
Galeride ayrıca, Atatürk, Milli Mücadele ve Anıtkabir konulu belgesel
filmlerin gösterildiği sinevizyon bölümü yer almaktadır.

KURTULUŞ MÜZESİ
MÜDAFAA-İ HUKUK KULESİ
Bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş
Savaşımızda ulusal birliğimizin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile
getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri
uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana "Dur!" diyen bir erkek figür tasvir
edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç yurdumuzu, onu
koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milletimizi
temsil etmektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği
sözler yer almaktadır:
"Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." (1919)
"Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen
kendisi sahip çıkacaktır." (1923)
"Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr
edemez." (1919)
"Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en
esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş." (1927)
Kulenin içinde "Atatürk ve Milli Mücadele" konulu periyodik sergiler
düzenlenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün öğrenim gördüğü Harbiye Mektebi'nin
maketi bulunmaktadır.

SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA
Komposizyonun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek
bulunmaktadır.Bunlar, savaşın ilk döneminde düşman saldırıları
karşısında evlerini bırakıp yurt savunması için yollara düşmüştür.
Sağdaki delikanlı arkaya dönmüş, sol elini kaldırıp yumruğunu sıkarak
düşmanlara; "Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız" demektedir.
Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar,
tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit
ve ona bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır. Bu grup figürleri,
Sakarya Muharebesi başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir. Bu grubun
solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk, düşman istilası altında,
Türk ordusunu bekleyen halkımızı simgelemektedir. Bu halkın üzerinden
uçarak Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır.
Komposizyonun sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç
Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazanan Türk ordusunu, meşe ağacı ise
zaferi simgelemektedir. Vatan ana, Türk ordusunun zaferinin simgesi olan
meşe ağacını göstermektedir. Kabartma İlhan Koman'ın eseridir.

BAŞKOMUTAN MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA
Komposizyonun solunda yer alan ve bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve
bir attan oluşan grup milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil
etmektedir. Sonraki bölümde; Atatürk bir elini ileri uzatmış ve "Ordular
ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" diyerek ordularımıza hedefi
göstermektedir. Öndeki melek, Ata'nın emrini borusu ile uzak ufuklara
iletmektedir. Bundan sonraki bölümüde, Atatürk'ün emrini yerine getiren
Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden
kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit
ile siperde ellerinde kalkan ve kılıçlı bir asker Türk ordusunun
taarruzunu sembolize etmektedir. Önde ise elinde Türk bayrağı ile Türk
ordusunu çağıran zafer meleği bulunmaktadır. Kabartma Zühtü
Müridoğlu'nun eseridir.

MOZOLE
Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı
merdivenlerin ortasında "hitabet kürsüsü" yer almaktadır. Mermer
kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup,
ortasında Atatürk'ün "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözü
yazılıdır. Kürsü Kenan Yontuç'un eseridir.
Mozole 72x52x17 m. boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine
kurulmuş olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m. yüksekliğinde
ondört kolonatla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün
Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet'in kuruluşunun 10.
yıldönümünde söylediği nutku yer almaktadır. Harfler taş kabartma
üzerine altın yaldızlarla yazılmıştır.

ŞEREF HOLÜ
Şeref holüne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk'ün 29 Ekim
1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet
İnönü'nün Atatürk'ün ölümü üzerine yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli
Türk milletine taziye mesajı yer almaktadır. Bu iki yazıt Atatürk'ün
doğumunun 100. yılı olan 1981'de yazılmıştır.
Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde,
Atatürk'ün sembolik lahdi bulunmaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı
mermer olup 40 ton ağırlığındadır. Lahit taşının yer aldığı bölüm ise
beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır. Şeref holünün zemini Adana ve
Hatay'dan, yan duvarları ise Afyon ve Bilecik'ten getirilen kırmızı,
siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır.
Şeref holünün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları mozaik
ile süslenmiştir. Şeref holünün yüksekliği 17 m. olup, yan duvarlarında
altışardan 12 adet bronz meşale bulunmaktadır. Mozole yapısının üstü,
düz kurşun çatı ile örtülüdür.

MEZAR ODASI
Atatürk'ün aziz naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan doğruya toprağa
kazılmış bir mezarda bulunmaktadır. Mozolenin birinci katı olan şeref
holündeki sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası
Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinde sekizgen planlı olup, piramidal
külahlı, tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir. Zemin ve
duvarlar siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının
ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Mermer
sandukanın çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar
bulunmaktadır.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Anıtkabir ve Özellikleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dram Özellikleri
» Tüm Karakterler ve Özellikleri
» Komedi Özellikleri
» Madde Ve Özellikleri
» Canlıların Ortak Özellikleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Tarih-
Buraya geçin: