TEKEL işçisi Hüseyin Arslan talasemi hastası kızı Mizgin’i kaybetti. Memleketi Batman’da taziyeleri kabul eden Arslan, eyleme geri
döndü. Selman Yaycı ise TEKEL işçisi kızı Bayram’ın televizyondaki
röportajını izledikten bir gün sonra kalp krizi geçirerek öldü
1 - Küçük
çocuğunu kalbine gömdü, eyleme döndüDirenişlerinde
47. güne giren TEKEL işçileri, 14 yaşındaki Mizgin’in
acısını yaşıyor. Doğuştan Akdeniz anemisi olan kızı Mizgin’i 4
Ocak’ta kaybeden TEKEL işçisi Hüseyin Arslan, memleketi Batman’da taziyeleri kabul ettikten sonra Ankara’ya dönerek Türk-İş Genel Merkezi önündeki oturma eylemine devam
etti. TEKEL işçisinin çözüm konusundaki umutlu bekleyişi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk-İş
yöneticilerine verdiği olumlu mesajların ardından Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın “Kaynak sınırlı, ihtiyaçlar sonsuz”
sözleriyle yerini yeniden tedirginliğe bıraktı.
Türk-İş binası önündeki çadırlarda 47 gündür
oturma eylemi yapan TEKEL işçileri, Batmanlı Arslan’ın dramına ağlıyor.
Yüksel (19), Vedat (18), Kamile (16), Veysi (12), Osman (7) ve Oğuz
Baran (3) adlı 6 çocuğu daha bulunan Arslan, 14 yaşındaki kızı Mizgin’i
kaybetti. 7 yıl önce Arslan ailesinin, doğuştan talasemi hastası olan kızları Mizgin için başlayan ilik
arama çalışmaları, kardeşi Veysi’nin iliğinin uyum göstermesiyle umuda
dönüştü. Ancak İstanbul’da hastanenin “İlik nakli
bölümümüzde sadece 3 yatak, sırada bekleyen çok hasta var. Nakil
seviyesine geldiği zaman ameliyat için buraya gelin” demesi üzerine aile
Batman’a geri döndü. Kızının rahatsızlandığı haberini Ankara’da eşi
Şadiye’den alan Arslan, bir hafta Batman’da taziyeleri kabul ettikten
sonra eyleme geri döndü. Arslan, eşinden aldığı acı haberi de şöyle
anlattı:
Son kez göğsüne yasladı...“Kızım
okulda rahatsızlanmış. Hastaneye kaldırmışlar. Haberi alır almaz koştum.
3 gün hastanede yattı. Son gece tekrar rahatsızlandı. Akciğerinde
iltihap varmış. Yatakta yanına oturdum. Mizgin’i kendime yasladım,
başını öptüm. Su istedi. Eşim su vermek için döndü ki, ölmüştü. Kızımın
kalbini bir daha çalıştıramadılar. Mizgin sıkıntıdan böyle oldu.
Televizyonda bizi izlerken ağlıyormuş. Acım büyük ama burada olmalıyım.
Bizi bu hale düşürenler utansın.”
Oğlu da hastaKozluk
ilçesine bağlı Ulaşlı köyü Kale mezrasında yaşayan Arslan’ın evinde ilk
yas değil bu. Arslan daha önce iki kızını yine talasemi sonucu
kaybetti; 6 yaşındaki oğlu Osman da aynı hastalıkla mücadele ediyor.
Anne Sadiye Arslan, tek geçim kaynaklarının eşinin işi olduğunu
belirterek “Eşimin çalıştığı kurumun kapanmasıyla zor günler yaşadık.
Maddi sıkıntı nedeniyle tedaviyi sürdüremedik. Mizgin bu yıl ilköğretimi
bitirecekti. Yarıyıl karnesini getiremeden aramızdan ayrıldı” dedi.
Kozluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu 8. sınıf öğrencisi Kamile Arslan da
(15) “Mizgin’in testlerini almak için arkadaşlarım arasında para
topladık. Ancak kurtaramadık. Şimdi Osman’ın hayatta kalması için destek
bekliyoruz” diye konuştu.
‘Hangisine yetişelim?’Hüseyin
Arslan, kızının durumundan Türk-İş yönetiminin haberi olmadığını
belirterek “Bizde adettir, böyle şeyler söylenmez” dedi. Tek Gıda İş
Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel ise Arslan’ın
yaşadıklarından geç haberdar olduklarını ve para yardımında
bulunamadıklarını kaydetti. Türkel, “Buradaki sefaleti görüyorsunuz.
Hangisine yetişelim” dedi.
2- Kızını izleyince
kalbi dayanamadıİzmirli TEKEL işçileri Hüsniye
Bayram (45) ve Yasemin Çelenk (37) adlı kardeşler, Ankara’daki
direnişlerinin 45. gününde, kalp krizi geçiren babalarının vefat haberiyle yıkıldı. İzmir Balatçık Tütün İşletmesi’nde çalışan kardeşler, acı haberi önceki
gün saat 14.00 sıralarında oturma eylemi sırasında öğrendi. Eylemdeki
işçilere memleketten ilk telefon, Bayram’n kızı Gizem’den geldi.
Gizem
annesine “Dedem hastalandı sağlık ocağındayız” dedi. 15 dakika sonra da
eşi Adnan Bayram aradı ve eşine, memur emeklisi olan babası Selman Yaycı’nın (70)
yaşamını yitirdiği haberini verdi.
Acı haber üzerine sinir krizi
geçiren kardeşlere Türk-İş binasındaki revirde bulunan gönüllü doktorlar
müdahale etti. Günlerdir direnişte olan kardeşler, ancak sakinleştirici
iğnelerle ayakta tutulabildi. Baba Yaycı’nın, bir gün önce Hüsniye’nin
bir televizyon kanalına verdiği röportajı izlediği ve kızının durumuna
çok üzüldüğü için rahatsızlandığı öğrenildi. Baba Yaycı’nın, bir gün
sonra götürüldüğü sağlık ocağında da kalp krizi geçirdiği belirtildi.
Kardeşler, babalarının vefat haberinin ardından dün saat 19.30 uçağı ile
cenaze törenine katılmak için İzmir’e gitti. Uçak bileti masraflarını
Türk-İş karşıladı. Üzüntüden bitkin düşen kardeşlere, eylemdeki işçi
arkadaşları da havaalanına kadar eşlik etti.
