ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Oğuzlar, Oğuz Boyu Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Oğuzlar, Oğuz Boyu Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Oğuzlar, Oğuz Boyu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258172
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Oğuzlar, Oğuz Boyu I231076_gsli

Oğuzlar, Oğuz Boyu Empty
MesajKonu: Oğuzlar, Oğuz Boyu   Oğuzlar, Oğuz Boyu EmptyPtsi Haz. 07, 2010 4:02 am

Bugün; Türkiye, Balkanlar, Âzerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan’da
yaşayan Türklerin ataları olan büyük bir Türk boyu. Oğuzlara, Türkmenler
de denir.
Oğuz kelimesinin türeyişiyle ilgili çeşitli fikirler ileri sürülmüştür.
Kelimenin boy, kabile mânâsına gelen “Ok” ve çokluk eki olan “z”nin
birleşmesinden “Ok-uz” (oklar, koylar) anlamında olduğu ileri sürüldüğü
gibi, oyrat (haşarı, yaramaz) kelimesinin eş anlamlısı olduğunu iddiâ
edenler de vardır. Ancak kelime, Anadolu ağızlarında “halim selim,
ağırbaşlı” mânâlarına da kullanılmaktadır. Arap kaynaklarında ise “guz”
veya “uz” şeklinde geçmektedir.

İlk zamanlar Üçok ve Bozok adlarıyla iki ana kola ayrılmış olan Oğuzlar,
daha sonraki devirlerde, Dokuz Oğuz, Altı Oğuz, Üç Oğuz adlarında
boylara da ayrıldılar. Oğuzlar, yirmi dört boydan meydana gelmişti.
Bunlardan on ikisi Bozok, on ikisi Üçok koluna bağlıydı. Tarihçiler,
hazırladıkları cetvellerde Oğuz boylarının adlarını, sembollerini ve
ongunlarını (armalarını) göstermişlerdir. Buna göre, Bozoklar; Kayı,
Bayat, Alka Evli, Kara Evli, Yazır, Dodurga, Döğer, Yaparlu, Afşar,
Begdili, Kızık, Kargın; Üçoklar ise; Bayındır, Peçenek, Çavuldur, Çepnî,
Salur, Eymur, Ala Yundlu, Yüreğir, İğdir, Büğdüz, Yıva, Kınık boylarına
ayrılmışlardı. Bugün Türkiye’de yirmi dört Oğuz boyuna ait işaret ve
yer adlarına çok rastlanmaktadır.

Oğuz adına ilk defa Yenisey Kitabelerinde rastlanmaktadır. Barlık Irmağı
yöresinde bulunan bu kitabelerde; “Altı Oğuz budunda” sözü yer
almaktadır. Öz Yiğen Alp Turan adlı bir beye ait olan bu kitabelerin
yazıldığı devirde, Oğuzlar, Göktürkler'in hakimiyeti altında altı boy
hâlinde Barlık Irmağı kıyılarında yaşamakta idiler.

Altıncı yüzyıldan itibaren Göktürklerin idaresinde toplanan Türk
kabilelerinden bir kısmı gibi Oğuzlar da kendi aralarında birlik kurarak
Tula-Selenga ırmakları bölgesinde Dokuz-Oğuz Kağanlığını meydana
getirdiler. Göktürk kağanlığının, Kutlug Şad (İlteriş Kağan) tarafından
682’de ikinci defa kurulmasından sonra, Göktürkler, hâkimiyetlerini
kabul etmeyen Oğuzlar üzerine yürüdüler. Tula Irmağı kıyısında yapılan
kanlı bir savaşta, Oğuzlar yenildiler. Fakat, Göktürklerin hâkimiyetini
kabul etmediler. İlteriş Kağan, Oğuzlar üzerine birçok sefer düzenledi
ve Baz Kağanı öldürdü. Oğuzların merkezi Ötüken ve çevresini ele
geçirdi. Bu yenilgi karşısında İlteriş Kağan’ın hâkimiyetini kabul etmek
zorunda kalan Oğuzlar, Göktürklerin Kırgız seferine katıldılar. Göktürk
hakanlarından Bilge Kağan zamanında isyan ettiler. Bir sene içinde bir
kaç defa harbe giren Oğuzlar; yenilerek, geri çekildiler. Daha sonra
Dokuz-Tatarlar ile ittifak kurarak Göktürklerle mücadele ettilerse de
yine bozguna uğrayarak, Çin taraflarına göç ettiler. Bir müddet sonra
tekrar eski yurtlarına döndüler. Bu mücadelelerde zayıflayan Göktürkler,
745’te Uygurlar tarafından yıkıldı. Bu esnada Uygurlara yardım eden
Oğuzlar, Uygur Devletinin dayandığı başlıca boylardan biri oldu.
Uygurlarla birlikte Basmıl ve Karluklar'a karşı savaştılar. Fakat zaman
zaman Uygurlara karşı da isyan etmekten geri durmadılar. Eski
müttefikleri Dokuz-Tatarlar ile birleşerek Uygur Kağanı Moyunçur’a karşı
cephe aldılar. Zaman zaman Çin’e gittiler. Daha sonra Çin’den çıkarak
eski yurtlarına döndüler. Uygur Devletinin yıkılması üzerine batıya
göçerek Sir Derya (Seyhun) kıyılarına ve onun kuzeyindeki bozkırlara
yerleştiler. Onuncu yüzyılda, göçebe hayatı yanında, yerleşik bir hayat
sürmeye de başladılar. Göçebe Oğuzlar, daha ziyade koyun, at, deve,
sığır yetiştiriciliği ve ticaretle uğraşıyorlardı. Yerleşik Oğuzlar ise,
Sabran (Karacuk), Suğnak, Karnak, Sütkent gibi şehirlerde
oturuyorlardı. Onuncu asırda henüz Müslüman olmamış olan Oğuzlar,
inanışları gereği bir takım ibadet ve âyinleri yerine getiriyorlardı.
Ancak yaşayış bakımından İslâmiyet'e uygun tarafları vardı. Soy
temizliğine ehemmiyet verirlerdi. Bilhassa zina gibi suçların cezası
ölümdü.

Onuncu asrın başlarında Oğuzlar, Mâverâünnehir çevresinde yerleşip,
Yabgu denilen hükümdarın idare ettiği bir devlet kurdular. Devlet ve
millet işlerinin bir mecliste istişare edildiği ve subaşı denilen ordu
kumandanı, Yabgu’nun vekili ve nâibi olan tegin, İnal ve Tarkan
unvanlarını taşıyan memurlar vardı. Oğuzların bu sıradaki başşehirleri,
Sir Derya kıyısındaki Yeni Kent idi. Yabgu Devleti zamanında Oğuzlar,
Üçok ve Bozok diye iki kısma ayrılmışlardı.

Onuncu asrın sonlarında İslâm dînini kabul ederek iyice güçlenen
Oğuzlar, komşuları Peçenekler ve Hazarlar ile savaşlar yaparak onları
yendiler. Fakat 11. yüzyılın ortalarında, Oğuzların İslâm dînini kabul
etmemiş olan bir kısmı, Kıpçaklar'ın baskısıyla yurtlarını terk ederek
Karadeniz’in kuzeyinden Tuna boylarına, oradan da Balkanlara indiler.
İslâm dînine girmedikleri için etraflarını saran Hıristiyan devletlerin
baskısıyla kısa zamanda benliklerini kaybederek, örf, an’ane ve
geleneklerini unuttular. Eriyip, yok oldular. Geri kalanları da Bizans
hizmetine girdiler. 1071’de yapılan Malazgirt Meydan Muharebesi'ne
Bizanslıların yanında katıldılar. Fakat çok geçmeden Selçuklular
tarafına geçtiler.

İslâm dînini kabul eden Selçuk Bey’in idaresindeki Oğuz boyları ise,
Oğuz Yabgu Devleti hükümdarının, kendilerine kötülük yapacağından
çekinerek, yurtlarından ayrılıp İslâm diyarı olan Horasan taraflarına
gittiler. Mâverâünnehir’de kalan diğer Oğuz boyları da, Kıpçakların
hücum ve baskıları sonunda dağıldılar. Böylece Oğuzlar Devleti yıkıldı.
Yerlerinde kalan Oğuzlar ise Karaçuk dağları bölgesinde, Mangışlak’da ve
Seyhun Nehri kıyılarında yerleştiler. Daha sonra Karahıtayların ve
Karlukların baskısı netîcesinde, Horasan’a gelip Selçuklulara tâbi
oldular.

Selçuk’un büyük oğlu Arslan İsrâil, Horasan’da hâkimiyet kurup, diğer
Oğuz boylarını idaresi altında topladı. Daha sonraları, Tuğrul ve Çağrı
Beyler idaresindeki Selçuklular, Sâmânoğulları ile ittifak kurarak,
Karahanlılar'a ve Gazneliler'e karşı mücadele ettiler. Selçukluların
başarılı idareleri sebebiyle pekçok Oğuz boyu onların hâkimiyetinde
toplandı. Birçokları yerleşik hayata geçti.

Selçuklu Devletinin kurulmasında esas rolü oynayan Oğuzlar ve diğer Oğuz
boyları, 11. yüzyılın ikinci yarısından itibaren akın akın İran, Irak,
Anadolu ve Suriye’ye doğru yayıldılar. Selçuklu Devletinin sınırlarını
Ceyhun Nehrinden Akdeniz’e kadar genişlettiler. İslâmiyet'i kabul
etmeden önce dünyevî maksatlar ve kuru cihangirlik için çalışan, harp
eden ve soylarının temizliğiyle tanınan Oğuzlar, İslâm dînini kabul
ettikten sonra, Allahü teâlânın yüce dîni olan İslâmiyet'i yaymaya
gayret ettiler. Gittikleri yerlerde doğruluğun, adaletin, ilmin ve
medeniyetin savunuculuğunu yaptılar. İnsanlara hizmet etmek, ilmin ve
medeniyetin yayılmasını sağlamak için pekçok cami, medrese, kervansaray,
hamam ve köprü yaptırdılar. Büyük Selçuklu, Türkiye Selçukluları,
Akkoyunlular, Salgurlular, Artukoğulları, Karamanoğulları,
Ramazanoğulları, Dulkadiroğulları ve Osmanlı devletlerini kurarak İslâm
dîninin yayılmasına hizmet ettiler. İslâmiyet'in ve Müslümanların yok
edilmesi için çalışan Haçlılara karşı parlak zaferler kazandılar.
İslâmiyet'e, ilme ve adalete karşı olan ortaçağ Avrupa’sına pekçok
yenilikleri götürdüler. Dokuz yüz sene boyunca, kurdukları devletlerin
sınırları içinde yaşayan bütün unsurlara karşı İslâm dîninin emirleri
doğrultusunda hareket ederek, hizmet ettiler. Bugün Türkiye, Âzerbaycan,
İran, Türkmenistan, Afganistan, Irak ve Suriye’de yaşayan Türkler,
Oğuzların neslindendir.

Oğuz teşkilâtı, yirmi dört boyun çıkardığı sülâleler ve meşhûr
şahsiyetleri:

Boz-Oklar: Dış Oğuzlar da denip, Sağ kolu teşkil ederler. (Bkz. Oğuz
Kağan Destanı)

1. Gün-Alp/Gün-Han: Sembolü şâhin. Oğulları: a) Kayıg/Kayı-Han: “Sağlam,
berk” mânâsındadır. Üç kıta ve yedi denize altı yüz yıldan fazla hâkim
olan Osmanlı sülâlesi bu boydandır. Kayı Boyundan Ertuğrul Gâzi ve her
biri birer müstesnâ şahsiyete sâhip, çoğu dâhî, cihangir, kumandan, şâir
ve sanatkâr olan Osmanlı sultanları, Kayı Han neslinin kıymetini
göstermeye kâfidir. b) Bayat: “Devletli, nîmeti bol” mânâsındadır. Maraş
ve çevresine hâkim olan Dulkadiroğulları, İran’da Kaçarlar, Horasan’da
Kara Bayatlar, Maku ve Doğubeyazıt hanları, Kerkük Türkmenlerinin çoğu,
bu boydandır. Dede Korkut kitabını 1480’de Hicaz’da yazan Tebrizli Hasan
ve meşhûr şâir Fuzûlî bu boydandır. c) Alka-Bölük/Alka-Evli: “Nereye
varsa başarı gösterir” mânâsındadır. Türkiye ve Âzerbaycan’daki Alaca,
Alacalılar adı taşıyan yerler bu boyun hatırasıdır. d)
Kara-Bölük/Kara-Evli: “Kara otağlı (çadırlı)” mânâsındadır. Karalar ve
karalı gibi coğrafî yer adları bunlardan kalmadır.

2. Ay-Alp/Ay-Han: Sembolü kartal. Oğulları: a) Yazgur/Yazır: “Çok ülkeye
hâkim” mânâsındadır. Ab-Yabgu devrindeki Yenibent Yabguları, Batı
Türkistan’daki Cend Emirleri, Kara-Daş denilen Horasan Yazırları,
Ahıska’dan aşağı Kür boyundaki Azgur-Et (Azgur Yurdu) Kalesi, Kürmanç
Kürtlerinin Azan Boyu, Toroslardaki Gündüzoğulları Hanedanı bu
boydandır. b) Tokar/Töker/Döğer: “Dürüp toplar” mânâsındadır. Yenikentli
Vezir Ayıdur, Harput-Diyarbakır-Mardin hâkimleri, Artuklular,
Sincar-Siverek, Suruç arasında hâkim eski Caber Beyleri, Memluklar
devrinde Halep Döğeriyle Hama Döğerleri, bugünkü Mardin-Urfa arasında
yirmi dört oymaklı Kürt Döğerleri, Hazar Denizi doğusundaki Saka Boyu
Takharlar; Şavşat’taki Ören kale, To-Kharis ve Malatya’nın Tokharis
bucağı, Dağıstan’daki Digor ve Kars ve Arpaçay sağındaki Digor kazası bu
boydan hatıradır. c) Totırka/Dodurga/Dödürge: “Ülke almak ve hanlık
yapmak” mânâsındadır. Sivas doğusundaki Tödürgeler bu boydandır. d)
Yaparlı: “Misk kokulu” mânâsındadır. Zaza Çarekliler ve misk ticareti
yapan Yaparı Oymağı bu boydandır. Yaparı Oymağının Akkoyunlu ve Giraylı
camilerinin mihrap duvar harcına bu güzel ıtriyattan kattıklarından hâlâ
hoş kokmaktadır. Diyarbakır ve Kırım’da hatıraları vardır.

3. Yıldız-Alp/Yıldız Han: Sembolü tavşancıl. Oğulları: a) Avşar/Afşar:
“Çevik ve vahşî hayvan avına hevesli” mânâsındadır. Hazistan Beyleri,
Konya’daki Karamanoğulları, İran’daki Avşarlı Nâdir Şah ve hanedanı,
Ürmiye ve Horasan Afşarları bu boydandır. b) Kızık: “Yasakta pek ciddi
ve kuvvetli” mânâsındadır. Gaziantep, Halep ve Ankara çevresindeki
Kızıklar, Doğu Gürcistan’da ve Şirvan batısındaki ovaya Kızık adını
verenler bu boydandır. c) Beğdili: “Ulular gibi aziz” mânâsındadır.
Harezmşahlar, Bozok/Yozgat-Raka/Halep çevresindeki Beğdililer, Kürmanç
Badılları bu boydandır. d) Karkın/Kargın, “Taşkın ve doyurucu”
mânâsındadır. Akkoyunlu-Dulkadiroğlu ve Halep-Hatay bölgesindeki
Kargunlar, Doğu Anadolu ve Âzerbaycan’daki ilkbaharda eriyen karların
suları ile kopan sel ve su kabarmasına da Kargın/Korkhun denilmesi bu
boyun adındandır.

Üç-Oklar: İç Oğuzlar da denilip, sol kolu teşkil ederler.

1. Gök-Alp/Gök Han: Sembolü sungur. Oğulları: a) Bayundur/Bayındır: “Her
zaman nîmetle dolu yer” mânâsındadır. Akkoyunlular sülâlesi, İzmir’den
Âzerbaycan’daki Gence’ye kadar Bayındır adlı yerler bu boydan gelir. b)
Beçene/Beçenek/Peçenek: “İyi çalışkan, gayretli” mânâsındadır. Karadeniz
kuzeyi ile Balkan Yarımadasına göçen ve 1071 Malazgirt ile 1176
Miryokefalon Meydan Muhârebelerinde Bizanslılardan ayrılarak Selçuklular
safına geçen Peçenekler, Dicle Kürmançlarının iki ana kolundan
güneydeki Beçene Kolu, Ankara-Çukurova Halep bölgelerindeki Türkmen
oymaklarından Peçenekler bu boydandır. c) Çavuldur/Çavındır: “Ünlü,
şerefli, cavlı” mânâsındadır. Türkmenistan’da Mangışlak Çavuldurları,
Çorum çevresindeki Çavuldur ve Anadolu’daki Çavdar Türkmen oymakları,
Erzurum ve çevresindeki Çoğundur adlı köyler bu boyun adından
gelmektedir. d) Çepni: “Düşmanı nerede görse savaşıp hemen çarpan, vuran
ve hızlı savaşan” mânâsındadır. Rize-Sinop arasındaki çok usta demirci
Çepniler ve Çebiler, Kırşehir, Manisa-Balıkesir çevresindeki ve Kars ile
Van bölgelerinde Türkmen Oymağı Çepniler bulunmaktadır.

2. Dağ-Alp/Dağ Han: Sembolü uçkuş. Oğulları: a) Salgur/Salur: “Vardığı
yerde kılıç ve çomağı ile iş görür” mânâsındadır. Kars ve Erzurum hâkimi
Salur Kazan Han Sülâlesi, Sivas-Kayseri hükümdarı âlim ve şair Kadı
Burhâneddin Ahmed ve Devleti, Fars Atabegleri, Salgurlular, Horasan’daki
Teke-Yomurt ve Sarık adlı Türkmenlerin çoğu bu boydandır. b)
Eymür/Imır/İmir: “Pek iyi ve zengin” mânâsındadır. Akkoyunlu, Dulkadirli
ve Halep Türkmenleri içindeki Eymürlü/İmirlü oymakları, Çıldır ve
Tiflis’teki iyi halıcı ve keçeci Terekeme Oymağı bu boydandır. c)
Ala-Yontlup/Ala-Yundlu: “Alaca atlı, hayvanları iyi” mânâsındadır. Yonca
kelimesi bu boyun hatırasıdır. d) Yüregir/Üregir: “Daima iyi iş ve
düzen kurucu” mânâsındadır. Orta Toros ve Çukurova Üç-Oklu
Türkmenlerinin çoğu, Adana’daki Ramazanoğulları bu boydandır.

3. Deniz Alp/Deniz Han: Sembolü çakır. Oğulları: a) Iğdır/Yiğdir/İğdir:
“Yiğitlik, büyüklük” mânâsındadır. İçel’in Bozdoğanlı Oymağı, Anadolu’da
yüzlerce yer adı bırakan İğdirler, İran’da büyük Kaşkay-Eli içindeki
İğdirler ve Iğdır adı, bu boyun hâtırasıdır. b) Beğduz/Bügdüz/Böğdüz:
“Herkese tevâzu gösterir ve hizmet eder mânâsındadır. Dicle Kürtleri
ilbeği olup, Hazret-i Peygamber’e elçi giden (622-623 yılları arasında
Medîne’ye varan), Bogduz-Aman Hanedanı temsilcisi ve Kürmanç’ın iki ana
kolundan Bokhlular/Botanlar, Yenikent-Yabgularından onuncu yüzyıldaki
Şahmelik’in Atabegi Kuzulu, Halep Türkmenlerinden Büğdüzler bu
boydandır. c) Yıva/Iva: “Derecesi hepsinden üstün” mânâsındadır. Büyük
Selçuklu Sultanı Melikşâh (1072-1092) devrinde Suriye ve Filistin’i feth
eden Atsız Beğ, 12. yüzyılda Hemedân batısında Cebel bölgesi hâkimleri
Berçemeoğulları, Haçlıları Halep çevresinde yenen Yaruk Beg,
Güney-Âzerbaycan’daki Kaçarlu-Yıva Oymağı bu boydandır. Ankara’da çok
makbul yuva kavunu bu boyun yerleştiği ve adları ile anılan köylerde
yetişir. d) Kınık: “Her yerde aziz, muhterem” mânâsındadır. Büyük ve
Anadolu Selçuklu devletleri, Orta Toroslardaki Üçoklu Türkmenler,
Halep-Ankara ve Aydın’daki Kınık Oymakları bu boydandır.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Oğuzlar, Oğuz Boyu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Varsak Boyu (Varsaklar)
» Kınık Boyu (Kınıklar)
» Kayı Boyu (Kayılar)
» Çavuldur Boyu (Çavuldurlar)
» Bayat Boyu (Bayatlar)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Tarih-
Buraya geçin: