Türkiye hemen her bölgesinde çeşitli madenlerin bulunduğu, bazı madenlerce de zengin olduğu bir ülkedir. Zengin ve işletmeye elverişli madenlerimiz de çeşitlidir. Ancak, bugün bütün madenlerimiz henüz yeterince işletmeye konulmamıştır. İşletilen madenlerimiz hem iç piyasaya verilmekte, hem de ham madde olarak ihraç edilmektedir. Madenler, Türkiye'nin yeraltı zenginlikleridir. Madenlerimizin bir kısmı çok eski çağlarda işletilmiş, madenciliğin bazı bilgileri memleketimizden başka ülkelere yayılmıştır. Pek eskiden kurşun, altın, gümüş, demir, bakır, kalay madenleri biliniyordu.
Türkler, eskiden beri madencilikle ilgilenmişlerdir. Ergenekon Destanı Türklerin madene vermiş olduğu büyük değeri destanlaştırmıştır. Madenler, yerden "filiz" adı verilen bileşimler halinde, "maden cevheri" olarak çıkarılır, sonradan ergitilerek asıl maden dediğimiz duruma gelir ki, bundan da istenilen eşya, alet ve makine yapılır. Madenler, tabiatta nadir olarak saf halde bulunur. çoğu, başka elemanlarla bileşikler halindedir ve minerallerle karışıktır. içinde maden bulunan bu bileşikler maden filizleridir. Yer altı veya yerüstü ocaklarda taş, toprak ve başka maddelerle karışık olarak elde edilen ve herhangi bir işleme henüz bir tutulmamış bulunan maden cevherlerine "tuvönan cevher" denilmektedir. Filizlerdeki maden oranı bazen az olabilir. Böyle durumlarda az bir miktar maden elde edebilmek için çok miktarda filizi işlemek gerekir. Maden filizinden sadece maden değil, başka maddeler de çıkarılır. Madenle başka maddelerin filizlerden ayrılması işleri bir bilim haline gelmiştir ki, bu' metalürjinin bir bölümüdür. Madenler, yer kabuğunun ana malzemesi olan taşlar arasında "maden damarları" ve " maden yatakları" olarak bulunur, çoğunca başka elemanlarca da bileşikler halinde ve minerallerle karışık olurlar. Maden damar ve yatakları, ya yerin içinde yatay veya buna yakın duruşta olur, ya da eğimli ve hatta dik olarak uzanırlar. Bu duruş ve uzanışın, madenlerin çıkarılmasında önemli yeri vardır. Bir yerdeki madenlerin tahmin olunan miktarları ve yedek durumu da "maden rezervi" şeklinde ifade olunur. Maden işletmeleriyle bu kavram arasında yakın bağlantı vardır.
Başlıca Maden Çeşitleri
Madenlerin oluşumu, çeşidi ve rezervleri arazinin jeolojik yapısına ve oluştuğu jeolojik zamana bağlıdır. Türkiye’de 1. zamandan, 4. zamana kadar oluşmuş araziler vardır.Volkanik faaliyetlerin sık olduğu 3. zamanda oluşan arazi geniştir. Bu nedenle krom, demir, bakır, kurşun, pirit gibi volkanik oluşumlu madenler çoktur.
Demir : Demir – çelik endüstrisinin en önemli hammaddesidir. Türkiye demir cevheri rezervleri bakımından oldukça zengindir. Hemen her bölgemizde demir cevherine rastlanmıştır. Ancak bu yataklardan 60 kadarı işletilebilmektedir.
Sanayide ve insanın günlük yaşantısında önemli yeri olmuş bulunan demir, Türkiye'nin türlü yerlerinde zengin damarlar ve yataklar halinde bulunmaktadır. Türkler, çok eskiden beri ve bu arada Osmanlılar devrinde demirden faydalanmış, demircilik alanında zamanlarında üstün seviyeye ulaşmışlardır. Demir cevherinin çeşitleri vardır. Yerine göre türlü sanayide bunlar aranır. Bugün bütün metallerin en önemlisi demirdir. Demir olmadan makineyi düşünmeye imkanı yoktur. Demir, kolaylıkla oksitleşebilir veya kimyasal bileşikler yapabilir. Bu nedenle, demir çoğunca saf olarak değil, bileşimler içinde çıkar. 19. yüzyılın sonlarından itibaren gittikçe gelişen "çelik" yapımı demirin değerini geniş ölçüde artırmıştır.
Çelik, mekanik, fizikoşimik ve ısı etkileri altında çok değişik özellikler kazanabilen bir demir karbon alaşımıdır. Bu alaşımdaki karbon oranı % 1,7 ye kadardır. Çeliği fontdan (dikme demirden) ayıran özellik, içinde fontdakinden daha az karbon bulunması ve böylece uygun şartlar içinde haddelenmeye (çubuk, levha ve başka biçimlere sokulmaya) elverişli olmasıdır. Çelik, bütün işlem boyunca eriyik halinde kalan ham demirin, fazla karbondan ve başka yabancı maddelerden arıtılarak inceltilmesi yolu ile elde edilmektedir. İhtiyaca göre çok çeşitli çelikler üretilmektedir. Yine bu arada alaşım yapmak üzere demir ile az oranda da olsa, birleştirilen ve yüksek kaliteli özel ve soy çelikler yapımına yarayan madenler vardır. Bunlardan krom ve nikel ile manganez, volfram, molibden, titan, vanadium önemli yer tutmuşlardır. Sözgelişi Widia adı verilen wolfam karbit çeliği elmas gibi sert bir maden alaşımı olmaktadır.
İşte, demir çelik endüstrisinin ana maddesi olan demir, memleketimizin gelişmesinde önemli katkıda bulunacak değerde ve çok olarak türlü bölgelerimizde vardır. Bunlar arasında Divriği Demir İşletmeleri ile Balıkesir bölgesinden Eğmir ve Çarmık, Doğu Marmara bölgesinde Çamdağ, Ege bölgesinde Ayazmand, Torbalı, Akdeniz bölgesinden Büyükköy, Payas. Kayseri ile K. Maraş arasında Faraşa, Karamadazı, Sivas - Hekimhan bölgesinde Hasançelebi, Doğu Karadeniz bölgesinde Fundacık vardır. Memleketimizin daha. başka yerlerinde de türlü kalitelerden demir cevherlerine raslanmaktadır. Bunlardan Divriği manyetit oluşumu ve iyi cins demir cevheri rezervinin 40 milyon ton olduğu tahmin olunmuştur. Öteki demir cevherlerimiz de zengindir. (BK. MT A, Türkiye Maden Envanteri, 1980).
Cumhuriyet devrinde demir maden1erimizden faydalanmak ve bu madene dayalı endüstriyi kurmak çabaları olmuştur. 1932 de ilk olarak Kırıkkale Çelik Fabrikası işletmeye açı1arak günümüze kadar gelişmiştir. Bu fabrikanın külçe çelik yapımı 30 bin tonu geçmiştir. 1937 de Sümerbank tarafından Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri kurulmuştur. Gelişme gösteren bu tesisler, 1955 te bir kanunla bir genel müdürlük durumuna getirilmiştir. "Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri'" adını alan bu kuruluşa Divriği Demir Madenleri İşletmesi de bağlanmıştır. Karabük işletmelerinin i 957 de başlayan daha çok genişletilmeleriyle üretim değeri üç katına Çıkarılmış, yeni yüksek fınn1ar eklenmiştir. Bu işletmelere gerekli denir çevberi Divriği'den, maden kömürü Zonguldak'tan getirti1mektedir. Genişleyen işletmenin demir ihtiyacını karşılamak için Divriği demir üretimi yılda 1.200.000 tona yükselmiştir. Demir ham maddesine dayanan büyük tesislerimizden biri de "Ereğli Danir ve Çelik Fabrikaları"dır. Kurulmasına 1961 de başlanan bu tarihteki ek bir kanunla "Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş." halinde teşekkül eden bu büyük tesisler, özel bir anonim ortaklık durumundadır ki, kurucu ve ortakları arasında yabancı kurullar da vardır. Yıllık ihtiyacı 850 bin ton kadar olan demir fılizi Hekimhan Otlukkilise, Çetinkaya, Akdağ (Sivas), Kesikköprü (Ankara), Karamadazı (Kayseri) ve Eğmir (Balıkesir) maden ocak1anndan. kömürün Zonguldak bölgesinden sağlanması .düşünülmüştür. Bütün bu işletmeler dışında İzmir'deki metalürji fabrikası (Metaş) önemli yer tutmuştur.