ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Canlıların Besin Zinciri Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Canlıların Besin Zinciri Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Canlıların Besin Zinciri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258171
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Canlıların Besin Zinciri I231076_gsli

Canlıların Besin Zinciri Empty
MesajKonu: Canlıların Besin Zinciri   Canlıların Besin Zinciri EmptyÇarş. Haz. 09, 2010 8:36 pm

Beslenme basamağı; bir ekosistemdeki beslenme zincirinin aşamalarından
her davranışlarına göre değişik basamaklarda sıfırlandırılır. İlk ve en
alt basamakta fotosentezyoluyla kendi besinini kendisi üretebilen yeşil
bitkiler ( üreticiler) bulunur. Bitkiler ya da bitkisel ürünler, ikinci
basamaktaki otçul hayvanlar tarafından yenir. Üçüncü basamakta,
otçulları yiyen birincil etçiler, dördüncü basamakta da birincil
etçileri yiyen ikincil etçiler yer alır. Canlıların çoğu birkaç beslenme
basamağında birden beslendiği için , leşle yada bitkisel ürünler de
beslenir. Bazı otçullar da zaman zaman hayvansal ürünleri yer.
Baktariler ve mantar gibi çürükçül canlıların, ölmüş, ilk basamaktaki
bitkilerin yararlanabileceği besinler haline getirilmesi ise ayrı bir
beslenme basamağını oluşturur.

Beslenme zinciri ekolojide, madde ve enerjinin bir canlıdan öbürüne
yiyecek biçimde aktarılma dizisi. Canlıların çoğu yalnızca bir tek
hayvan ya da bitki türüyle beslenmedikleri için, beslenme zinciri ilk
halkasıdır. Etçil beslenme zincirinde bitkilerle beslenen (otçul) bir
hayvanı daha büyük bir hayvan yer ve ielk besin kaynağından gelen madde
ve enerji bu etçil hayvana aktarılmış olur. Asalak beslenme zincirinde,
küçük bir canlı, kendisinden daha büyük olan konağın bir bölümüyle
beslenirken kendisi de daha küçük asalakların konağı olabilir. Çürükçül
beslenme zincirinde ise mikroorganizmalar ölü organik maddelerle
beslenerek yaşamlarını sürdürür.

Beslenme zincirinin halkalarını oluşturan her beslenme basamağında ısı
biçiminde bir enerji kaybı olacağından bir beslenme zincirinde en çok
dört ya da beş basamak bulunabilir. Nüfus yoğunlugun çok yüksek olduğu
bölgelerde yaşayan insanlar, tahıl yiyen hayvanlar yerine doğrudan
tahıllar beslenerek beslenme zincirinin bir halkasını azalttıklarından,
toplam yiyecek arzını arttırmış olurlar. Beslenme zincirine kadar
kısalırsa son tüketiciye ulaşan toplam enerji miktarı da o kadar artar.

Bitkiler gibi kendi besinini üretme yeteneği olmayan hayvanlar,
yaşamlarını sürdürebilmek için başka canlıları yemek zorundadır. Bu
yüzden doğadaki yabani hayvanların yaşamı genellikle başka bir
hayvanların yaşamı genellikle başka bir hayvana yem olarak son
bulunur.Örneğin ot yiyerek beslenen bir tavşan günün birinde bir tilkiye
yem olur, tilki ölünce de onun leşini bu kez sinek kurtçuları ile
leşböcekleri yiyip bitirir. Bitkilerden başlayıp çeşitli hayvanların
birbirini yemesiyle sürüp giden bu ilişkiyi çevirebilir (ekoloji)
uzmanları beslenmezinciri olarak adlandırılır.

Doğada tek tür yiyecekle beslenen hayvan pek azdır. Tavşan yalnız otları
değil yabani meyveleri ağaçların yaprak ve filizlerini de yiyebilir.
Tilki ise tavşandan başka fareleri, şıçanları, kümes hayvanlarını ve
böcekleri yiyerek beslenir. Bu nedenle, çok karmaşık olan bu ilişkiler
ağını anlayabilmek için, pek çok besin zincirin arasındaki bağlantıyı
kurmak gerekir. Çevre Bilim Uzmanları bu bağlantıyı göstermek için,
canlıların adlarını ya da resimlerini oklarla birleştirerek ayrıntılı
şemalar çizerler. Genellikle bir örümcek ağı kadar karmaşık olan bu
şemalar ağı denir.
Aslında dağa son derece karmaşık olduğu için ğerçeğe birebir uyan bir
beslenme ağı çizmek çok güçtür. Bu ağa katılacak her yeni hayvan başka
bir canlıyı yediğinden ya da başka bir canlıya yem olduğundan, ağa
eklenecek okların sonu gelmeyecektir. Çevrebilimciler bu güçlüğü yenmek
için genellikle bir hayvanın yalnızca temel yiyeceklerini ya da belli
bir bitki türünü yiyen bellibaşlı hayvanları göstermekle yetinirler.

Beslenme ağının çizilmesiyle, doğadaki bu karmaşık ilişkinin bazı
notları açıklığa kavuşur. Enerjisini güneş ışığından hammaddelerini
topraktan ve sudan alarak kendi besinini kendisi üretebilirler yeşil
bitkiler genellikle en alt basamağa yerleştirilir. Temel olarak bitkiyle
beslenen tavşan ve sıçan gibi hayvanlar bir üst basamakta toplanabilir.
Bunlar otçul hayvanlardır. Daha çok öbür hayvanları yiyerek beslenen
gelincik ve baykuş gibi hayvanlar ise daha yukarıdaki basamakta yer
alır. Bunlar etçilerdir. Otçullar ile etçiller arasındaki basamağa da
hem bitki hem hayvan yiyen porsuk, tilki gibi hayvanlar yerleştirilir.
Bunlarda hepçiler’dir.
Beslenme basamağı denen bu aşamaların belirlenmesinden sonra beslenme
ağı karmakarışık bir çizgiler yumağı olmaktan çıkarak düzenli bir şemaya
dönüşür. Bu şemaya bakıldığında, bitkilerden otçulara ve etçilere doğru
gidildikçe her basamakta daha az sayada canlı olduğu açıkça
görülebilir. Bu nedenle, tabanı geniş tepesi dar olan bu şekil bir
piramidi andırır. Bu beslenme piramidinin tabanında yaprak, ot, çiçek ve
ağaçlarıyla kalabalık bir bitki topluluğu, tepesinde ise yalnızca bir
iki gelincik yada baykuş vardır.

Yukarıda sözü edilen hayvanların çoğu ormanda yaşadığı için, çizilen bu
piramit bir orman bölgesi beslenme ağıdır. Ama çöllerde tropik ormanlara
varıncaya kadar, her yaşam ortamı için beslenme ağı çizilebilir.
Örneğin denizlerdeki beslenme ağının en alt basamağında bitkisel
plankton ya da fitoplankton denen çok küçük bitkiler yer alır. Küçük
balıklar ve öbür deniz ara basamaklardır. En tepede ise köpekbalıkları,
katil balinalar gibi iri ve yırtıcı hayvanlar bulunur.

Beslenme ağlarının incelenmesi bilim adamlarına birçok açıdan yardımcı
olur. Söz gelimi bir ormandaki aynı türden bütün ağaçlar kesildiğinde ne
olacağını önceden görebilmek için o ormanın beslenme ağı çizilir. Eğer
az bulunun bir hayvan türü bu ağaçlardan beslenen hayvanları yiyerek
yaşıyorsa, böyle bir kesim bu türün yaşamını tehlikeye atacaktır. Çevre
korumacılar bir türü ya da bölgeyi en iyi nasıl koruyabileceklerine
karar verirken, beslenme ağlarından ve benzeri yöntemlerden çok
yararlanırlar.
Bütün canlılar hayatlarını sürdürebilmek için besin maddelerini tüketmek
zorundadır. Bazi canlılar bu besinlerinin çoğunu kendi vücutlarında
üretirler. Böyle canlılara ototrof denir. Bir çok canlı ise gerekli
besinleri dış ortamdan hazır olmak zorundadır. Böyle canlılara ise
hetteraf denir. Üç çeşit besin vardır.

Bütün hücrelerin en önemli enerji kaynaklarıdır. Genel formülleri cn (H2
O) ile gösterilir. Bu formülde glikoz için “n” yerine b yazarsak C6 H12
I6 solunum ürünleri H2 O ve CO2 dir. Karbonhitradlar, bitkilerde hücre
çeperinin yapısını oluşturarak bütün canlı hücrelerde zarın yapısına
katılarak ONA ve RNA da bulunarak yapısal fonksiyon da görülür.
Yapısındaki şeker molekülünün sayısına göre üç çeşit şeker vardır.

a) Monosakkoritler (Tek Şekerler): Basit şekerlerde denir. İçerdikleri
karbon atom sayısına göre 6 karbonlu olanlar (eksozlar); Glikoz,
Fruktoz, Monosakkoritler, Disakkorit ve polisakkarıtlerin yapı taşı
(monomeri) dirler.
Glikoz: Serbest olarak bol, üzüm ve incirde bol bulunur. Bütün
polisakkaritlerin yapısını oluşturur.

Fruktoz: Bol ve olgun meyvelerde bol bulunur. Süt Şekeri denir. Bunun
için hayvansal bir besin maddesidir.
Riboz: RNA nın ATP nin ve bazı enzimlerin yapısında bulunur. Deoksiriboz
ise DNA nın yapısında bulunur.

b) Disokkaritler (çif şeker) İki monosakkaritin birleşerek meydana
getirdiği şekerlerdir.

Maltoz (molt şekeri) = Glikoz+Glikoz
Laktoz (süt şekeri) = Glikoz+Galaktoz
Sükroz (sokkaroz = Çaş şakari) Glikoz+Fruktoz
Maltoz ve sükroz bitkilerinden, Loktoz da insan ve memeli hayvanlardan
sağlanır.
Palisakkaritler = Çok sayıda glikozun bağlanmasıyla oluşurlar. Yeni
glikozun dehidrosyon oluşmuş polimarlerdir.
Glikoz+Glikoz+ .............. + Glikoz _______ Polisakkorit + (n-1) H2 O


Hepsi aynı yapı maddesinden oluştuğu halde fiziksel ve kimyasal
özellikleri farklıdır. Çünkü, glikoz molüküllerinin herbirine bağlanma
biçimleri farklıdır.

Nişasta: Bitki hücrelerinde bulunur, hayvan hücrelerinde bulunmaz. Suda
erimez. Bağırsık epitelinden doğrudan doğruya kanageçmezler. Bitkilerin
depo ettiği besin maddesidir. Hayvanların çoğu sindirerek enerji
hammaddesi olarak kullanır.

Selüloz: Bitki hücrelerinde bulunur. Suda erimez. Bağırsak epitelinden
doğrudan kana geçmez. Geviş getiren memelilerde, bazı kuşlarda ve
termitlerde (beyaz karıncalar) sindirilerek kullanılır. Ağaçların
yapısının yaklaşık %50 si selulozdur.

Glikojen: Hayvan hücrelerinde bulunur ve hayvansal nişasta da denir. En
fazla karaciğer ve kaslarda bulunur. Hayvanların en hızlı kullanıldığı
yedek enerji deposudur. Suda çözünür.

2) Yağlar (Lipidler): Lipidler C, H, O atomundan meydana gelir.
Bazılarında fosfor ve azot gibi elementler de yer alır. Yapısındaki
oksijen oranı şekerden azdır. Yapılarında yağ asitleri gliserol ve başka
bazı maddeler bulunur.

3 yağ asidi+1 Gliserol _______ yağ+3 H2O

Yağ asitleri gliserol ile ester bağlarıyla bağlanır ve su açığa
çıkarıllar (dehidrosyon) Bir gliserol bağlanan yağ asitleri aynı
olabileceği gibi farklı da olabilir. Bundan dolayı yağların birçok
türevi meydana gelmiştir.

Yağlar suda hiç çözünmez ya da çok aç çözünürler. Aseton, eter,
kloroform, benzen ve alkol gibi organik çözücülerde çözünürler.
Hücrede enerji ve yapı maddesi olarak (hücre zarı) kullanılır. Ayrıca
deri altında ısı kaybının önlenmesinde ve hayvanlarda çeşitli organların
dış kısmının korunmasında görevlidir. Solunumla yakılmaları
(oksidosyonların) sonucunda fazla miktarda mitebolik su açığa
çıkarırlar. Bunun için özellikle kış uykusuna yatan uzun süre göç eden
ve suyun az olduğu ortamlardayaşayan iyi bir depo ve enerji
hammaddesidirler. Aynı zamanda hafif olduğundan uçmada hayvana avantaj
sağlarlar.

Yağların yıkımı ve kullanımı uzun sürdüğünden hücreler enerji kaynağı
olarak karbonhitratlardan sonra tercih edilirler.

En önemli lipidler yağ asitleri, yağlar (nötr yağları) fosfolipidler,
steroidlerdir. Yağ asitleri en basit lipidled olup, uzun karbon
zincirlerinde oluşurlar. Karbonlar arasındaki bütün bağlar tekli ise
doymuş, çift bağ varsa doymamış yağ asitleri diye adlandırılırlar.
Genellikle sıvı yağlar bitkisel kaynaklı olup, doymamış yağ asitleri
içerirler. Katı yağlar ise genellikle hayvansal kaynaklı olup, doymuş
yağlar asitleri içerirler. Doymamış yağların yüksek sıcaklık ve basınçta
hidrojenle doğrulmasında margarinler elde edilir.Oleik asit, zeytinyağı
başta olmak üzere birçok yağın yapısında bulunan, 18 karbonlu doymamış
bir yağ asitidir. Linoleik asit ise ençok tohumlarda bulunan dolmamış
yağ asitidir.

Butirik asit tereyağında, palmatik asit ise hem bitkisel hem hayvansal
yağlarda bulunabilen doymuş yağ asitleridir.
Steroidler zorların yapısına katıldığı gibi vitamin ve hormon olarak da
görev alırlar. Fosfolipidler hücre zarının önemli yeapı elemanlarıdır.

Yapılarda C, H, O ve N bulunur. Bazılharında 5 de yer alır. Yapı taşları
20 çeşit amino asittir. Basit bir protein yüzlerce amino asitin
birleşmesi sonucu meydana gelir. Hücrelerin mokromeleküllerinde olup,
temel yapı maddesidirler. Solunumla ancak zor durumlarda yakılırlar.
Solunum ürünü olarak H2 O üre ürik asit H2S, CO2 ve NH3 gibi artıklar
oluştururlar.

Amino asitlerin genel formülleri
Formüldeki “R” (radikal= kök) grubu 20 çeşit amino asitin hepsinde
farklıdır.

Bütün amino asitlerde karboksit ve amino grubu bulunduğu için proteinler
ve amino asitler hem baz özelliği gösterirler. Proteinle n sayıda
(50-3.000 arasında) amino asitin bağları ile birleşmesinden oluşurlar.

A+...........................+A. Asit.......................Protein
(Polipeptit)+(n-
1) HO2

Proteindeki amino asitler birbirine bağlayan bağa peptid bağı denir.
Peptit bağı 1. Amino asitin karboksil grubu ile 2. Amino asitin amin
grubu arasında meydana gelir ve bu sırada bir su açığa çıkar. Peptit
bağlarının tümü aynıdır. Ama miktarına bağlı olarak değişir.

Proteinler yapıcı ve onarıcı moleküllerdir. Az miktarda da enerji verici
olarak kullanırlar. Organizmalar ancak uzun süren bir açlıkta
proteinleri solunumda fazlaca yıkmaya başlarlar. Bu durumda hücrelerin
protein sentezi protein yıkımından azdır. Her canlı hücre kendi
proteinini sentezlemek zorunda çünkü proteinlerdeki amino asit sırasını
DNA belirler.

Hücrede oluşan proteinlerin bir kısmı enzim bir kısmı hormon kısmı
antıkar, bir kısmı ise yapısal görevler üzere özelleşmemişlerdir.
Yapısal proteinler hücrenin çeşitli organellerinin yapısıda da bulunur.

Hücre zarının yapısında lipoprotein, glikoprotein gibi farklı protein
bileşikleri vardır.

Vücutta düzenleştirici fonksiyon görürler. Bazıları enzimlerinin
yapısına katılır. Sindirim sisteminde direk kana emilirler. Yeşil
bitkiler ihtiyaç duyuldukları vitaminleri kendileri sentezler. İnsanlar
ve hayvanlar vitamin sentezi çok azdır. Sadece bazı provitaminleri
gerçek vitaminlere çevirebilinler. Çoğu vitamini dışarıdan hazır
almaları gerekir.

Vitaminler çok az miktarda bile etkili olurlar. Eksikliklerinde çeşitli
aksaklık ve hastalıklar ortaya çıkar. Çoğu zaman vitamin alınca ilgil
aksaklık geçer. Ancak gelişme dönemindeki aksamlar kalıcı sonuçlar
doğrulabilir.
Vitamin Adı | Önlediği Aksaklık
A vitamini Gece körlüğü
D vitamini Reşitizm (Kemiklerde bozukluk)
E vitamini Kısırlık ve üreme bozukluğu
K vitamini Kanın pıhtılaşması
B vitamini Beri beri kansızlık
C vitamini Skorbüt (diş etinde kanama)
PP vitamini Pellegra deri hastalığı

Vitaminler suda ve yağda eriyen olarak ikiye ayrılır. A D E ve K
vitaminleri yağda çözünürler. Biraz daha uzun süre bozulmadan
kalabilirler. Bunun için karaciğerde depolanır.

Bu grubu vitaminleri ve C vitamini suda çözünür. Uzun süre kalamaz.
Özellikle C vitamini taze alınmalıdır. Isıtmakla, bekletmekle, metollere
temasla değerlerinden kaybederler. Depolanmazlar, fazlası atılır.

Et, karaciğer, süt, yeşil sebzeler, bütün taze meyveler, tahıl ürünleri,
peynir, tereyağı, balık yağı vb. Yeşil salatalar an zenğin vitamin
kaynakları kabul edilirler.

Su ve madensel tuzlardır. Hem canlı vucudunda hem de cansız ortamda
bulunur. Küçük moleküllü olup devamlı ve yeterince bulunurlar.

İnorganik maddelerdir. Sindirilmeden direk olarak kana alınırlar.
Enzimlerin yapısına katılırlar. Vitaminler birlikte düzenleştirici
olarak görev yaparlar. Vücudumuzda CI, P, S ve N elementlerinin asit
bileşikleriyle Na, K, Ca, Mg, Fe, Mn ve Cu metollerinin baz
özelliğindeki bileşiklerine rastlanmaktadır.

Organizmada az da olsa 15 kadar mineral maddeye ihtiyaç duyulur. Mineral
maddelerin vücut içindeki görevini üç başlık altında toplayabiliriz.

1) Vücut içindeki bir çok enzimin ve hemoglobin gibi moleküllerin
yapısını oluştururlar. Bunlar demir (Fe) ve fosfor (P) gibi
elementlerdir.

2) Kemiklerin ve dişlerin normal olarak gelişmesini sağlar. Bunlar için
gerekli olan madensel maddeler, kalsiyum (Ca), fosfor (P) ve mağnezyum
(Mg)

3) Vücut ve hücre sıvısının osmatik basıncını düzenler. Bunlardan hücre
içi sıvıda Sodyum (Na), klor (Cı), hücre dışı sıvıda potosyum (K),
magnezyum (Mg) ve fosfor (P)

Vücudumuzun en önemli maddelerden biri sudur. Yaşa göre vücutlarının %40
- %75 sudur. Bu su dışarıdan alındığı gibi, vucutta ara ürün olarak
oluşur, Bütün hücreler bir sulu çözeltide bulunur. Her tür madde değişim
“doku sıvısı” denilen bu çözeltiyle sağlar.

Canlılar İçin Suyun Önemi
a) Çok iyi bir çözücüdür.
b) Besin maddelerini taşın
c) Metebolizma olaylarını hızlandırır
d) Vücut ısısının fazlası dışarıya suyla atılır.
e) Besinlerin sindirimi suyla yapılır.
f) Birçok kimyasal reaksiyon için gereklidir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Canlıların Besin Zinciri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Besin Enfeksiyonları, Bulaşma Kaynakları, Besin Zehirlenmelerine Neden Olan Enfeksiyon
» Canlıların Sınıflandırılması
» Canlıların Ortak Özellikleri
» Besin Piramiti Resimli Anlatım
» Vitaminler ve Bulunduğu Besin Maddeleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Biyoloji-
Buraya geçin: