ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Nükleer Enerji ve Kullanılmış Yakıtlar Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Nükleer Enerji ve Kullanılmış Yakıtlar Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Nükleer Enerji ve Kullanılmış Yakıtlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258222
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Nükleer Enerji ve Kullanılmış Yakıtlar I231076_gsli

Nükleer Enerji ve Kullanılmış Yakıtlar Empty
MesajKonu: Nükleer Enerji ve Kullanılmış Yakıtlar   Nükleer Enerji ve Kullanılmış Yakıtlar EmptyPerş. Haz. 10, 2010 12:47 am

Ulusal kalkınma çabalarının ve sanayileşmenin en büyük gereksiniminin
enerji olduğu; ülkelerin ulusal plan ve programlarında geleneksel ve
yerli enerji kaynaklarının yanısıra, yeni enerji kaynaklarına
yöneldikleri, yeni enerji kaynakları arasında ise "Nükleer Enerji"nin
yoğun bir yer tuttuğu bilinmektedir.Bugün nükleer enerji üretimi ve buna
ilişkin konular, özellikle petrol bunalımından sonra, politik ve
ekonomik açıdan yararlanılması, gerek ulusal gerekse uluslararası ve
yüksek düzeyde girişimlerin işbirliği çok önem kazanmış bulunmaktadır.
Enerji planlaması uzun yıllar için yapılır. Ülkemizde bilinen tüm enerji
kaynaklarından yararlanılması gerçekleştirilse dahi, gelecek yıllarda
önemli bir elektrik enerjisi açığımız olacağı hesaplanmaktadır. Bu
açığın kapanması için ise şimdiden geleceğe dönük enerji politikamızın
ve özellikle elektrik enerjisi üretim planının sağlıklı bir biçimde
saptanarak, nükleer enerjiye gereken yerin, bu plan içinde
belirlenmesinin gereği açıktır.

Ayrıca, devletimizin güvenliği ve politik açılardan da konu bugün
stratejik önem göstermektedir. Şöyle ki; Türkiye'nin sınır komşuları ile
yakın çevre ülkelerinin tümü nükleer teknolojide bir hayli gelişmiş
bulunmaktadırlar. Doğumuzda İran, zengin petrol yataklarına rağmen hızla
nükleer enerji programlarını gerçekleştirmek yolundadır.

Güneyimizde en stratejik komşumuz İsrail'in, büyük bir araştırma
reaktörü ile her alanda olduğu gibi nükleer teknoloji alanında da ileri
atılımlar yaptığı, nükleer teknolojiye tam sahip olduğu bilinmektedir.

Batı'da stratejik önemdeki komşumuz Yunanistan yoğun uranyum
rezervlerine sahiptir, ve yeni uranyum kaynaklarının araştırması da
yoğun bir biçimde sürdürülmektedir. Eleman potansiyeli güçlü araştırma
reaktörüne sahiptir ve Batılı ülkelerin bu alanda büyük desteğini
görmektedir.

Komşumuz Bulgaristan da, 6 adet Rus reaktörü, uzun yıllardır çalışmakta
olup, Romanya CANDU tipi 707 MWe gücünde reaktörünü yakın zamanda
işletmeye açmış, aynı tip 2 reaktörü de planlamaya almıştır.
Ermenistan'da zelzele bölgesinde güvenirliği olmayan iki adet Rus tipi
reaktör senelerdir çalışmaktadır. Dünyanın en zengin enerji kaynaklarına
sahip Rusya, nükleer reaktörlerini kurmaya, başka ülkelere yardım
etmeğe devam etmektedir.

Görüldüğü gibi, sınır ve yakın komşularımızın, hemen tümü, petrol ve
ekonomik zenginliklerine karşın, genel olarak enerji, özel olarak
nükleer enerji alanında, politik, stratejik, ekonomik olarak ve bilimsel
ve teknik açıdan bizden ileri durumdadırlar. Nükleer konu, bugün artık
ülkeler için stratejik bir önem göstermektedir.

Ülkemizde ise durum her yönü ile komşu ülkelerden bir hayli geri
kalmışlık göstermektedir. Komşularımızın ulaşmış oldukları ve
ulaşabilecekleri gelişme düzeyinin gerisinde kalmamak gerekmektedir.

Nükleer enerji çalışmalarının en önemli unsuru olan örgütlenmeyi, TAEK,
MTA, TÜBA, TÜBİTAK ve ilgili kuruluşlarla birlikte tamamlamak
gerekmektedir. Ancak bu örgütlenmenin verimli işleyebilmesi, birikmiş
potansiyelin gereğince kullanılabilmesi, gerekli atılımların
yapılabilmesi, ancak ve ancak hükümet politikasının nükleer enerjiyi
kapsaması, nükleer plan ve programın gerçekleştirilmesi, siyasi alanda
yüksek düzeyde girişimlerin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, TÜBA ve
TÜBİTAK ile yapılacak gerçekçi bir eşgüdümle sağlanabilir.

Nükleer enerji ve ona bağlı teknolojinin ülkemizde benimsetilmesi, dünya
kamuoyunda bu enerji türüne karşı yoğunlaşan ve ülkemize de yansıyan
tepkilerin karşılanabilmesi, nükleer enerji santrallerinin planlanması
ve kurulmasına bir an önce başlanılması, uygulama ile ilgili gerekli
güvenlik önlemlerinin saptanarak yasal dayanaklarının çıkarılması
konuları ivedilikle ele alınması gereken ve kesinlikle kuruluşlararası
eşgüdüm ve yardımlaşma isteyen en önemli konulardır. Bu alanda eşgüdüm,
en üst düzeyde olduğu kadar, kuruluşların uzman kadrolarında da yoğun
bir biçimde gerçekleştirilmelidir.

Nükleer Güvenlik Kurumu: Reaktörler için yer seçiminden başlayarak inşa
ve işletme lisanslarını verecek olan bu kuruluş, Başbakanlığa bağlı,
bağımsız bir kuruluş olmalı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve AB
ülkelerinde uygulanan lisans kriterleri ile çalışan özel bir kanunla
kurulmalıdır; diğer bir deyişle ABD'deki Nükleer Güvenlik Komisyonu
(NRC) gibi çalışmalıdır. Böyle bir kuruluş olmadan, kamuya güven vermek
mümkün değildir.

Kullanılmış Nükleer Yakıt: Dünyada 30 ülke nükleer santrallere sahiptir
ve ekserisi yüz ölçümü bakımından ufak ülkelerdir. Dünyada çalışan 440
civarında nükleer santral olup, kullanılmış yakıtların depolanması için
teknik bir sorun yoktur. Tipik bir nükleer santral, senede 20 ton
civarında kullanılmış yakıt çıkarır. ABD'de 30 yıldır çalışan bütün
nükleer santrallerden çıkan kullanılmış yakıt, 4 m derinliğinde bir
futbol sahasını kaplayacak hacimdedir. Rusya'da da 50 civarında nükleer
santralin 30 yıllık kullanılmış yakıtın kapladığı hacim de bu kadardır.

Halihazırda, reaktörden çıkan kullanılmış yakıt, nükleer santral
yanında, çelik ve beton duvarlarla kaplanmış su dolu havuzlarda muhafaza
edilir. ABD'de Nükleer Güvenlik Komisyonu (NRC) araştırmaları ile bu
havuzlarda kullanılmış yakıtın 100 sene, hiç bir zararı olmadan
kalabileceğini onaylanmaktadır. Fakat yine de bu depolama ara bir
depolamadır. Jeolojik etüdleri tam yapılmış olan eski maden ocakları ve
bilimsel yoldan seçilecek, dağlık bölgelerde jeolojik depolama alanının
tespiti gerekir. Buralara, uluslararası standartlara göre hazırlanmış
çelik kaplar içerisinde yerleştirilmektedir.

Ülkemizde radio-izotoplar, hastanelerde, araştırma laboratuvarlarında,
üniversitelerde ve endüstride kullanılmaktadır ve bunlar radiaktif
elementlerdir ve hacim bakımından da bazı ülkelerde reaktör yakıt,
atıklardan gelen düşük aktiviteli radioaktif elementlerden daha
fazladır.

Kullanılmış yakıt çok değerlidir ve U-285 ve PU-239 karışımı olup,
değerli, yeni, karışık bir yakıttır. Tanınmış Rus bilim adamı ve şahsi
dostum Prof. Robert I. Nigmatulin, Rus meclisi üyesi (DUMA) iken,
arkadaşları ile yapmış olduğu bir kanun teklifi ile Rusya'nın
kullanılmış yakıt ithal etmesini kabul ettirmiştir.

Bu kanuna göre, Rusya kullanılmış yakıtın teknolojik depolaması için iki
nükleer tesis kuracak, bu tesislerde yüksek aktiviteli yakıtları ithal
ederek 30-40 sene depolayacak ve sonra bunlardan karışık yakıt (U235 -
PU 239) imal edecektir.

Fransa (COGEMA) ve İngiltere'de (BNF) halen bu tip karışık yakıt imal
etmektedirler. Fransa ve İngiltere bunu ticaret için yapmakta, Rusya
planını daha geniş tutmuş olup, dünya çapında bir ticareti
hedeflemektedir. Amerika Birleşik Devletleri dünyada kullanılmış nükleer
yakıtlarının %80'nini toplamış ve kayalık maden ocaklarında depolamış
durumdadır.

Küresel ısınma, elektrik enerjisi ihtiyacının artması, fosil yakıt
fiyatlarının hızla yükselmesi sonucu, ABD de aşırı yesilciler olarak
tanınan Whole Earth Catalog kurucusu Stewart Brand, Greenpeace
kurucularından Patrick Moore ve bilim adamı James Lovelock bir zamanlar
onlar için tabu olan nükleer enerjiyi temiz ve güvenilir bir enerji
kaynağı olarak onaylamaktadırlar (Time, June 20, 2005)

Sonuç: Problemler getirmeyen hiçbir enerji kaynağı, özellikle elektrik
enerjisi kaynağı yoktur. Ülkemizde elektrik üretiminin çeşitli
kaynaklardan (fosil yakıtlar, hidrolik santraller, yenilenebilir enerji
kaynakları ve nükleer enerji) sağlanması, ülkemizin geleceği ve emniyeti
bakımından şarttır. Kullanılmış nükleer yakıtlar için bilimsel
çalışmalarla, Enrico Fermi ve arkadaşlarının Chicago'da, 2 Aralık 1942
tarihinde, fisyonu kontrol altına aldıklarından beri nükleer
santrallerin yayılması ile çözümler getirilmiştir. Chicago'da fisyonun
kontrol altına alınması ile başlayan bu muazzam teknolojik gelişmenin
2042 yılında 100. yılını genç kuşakların dünya barışı içerisinde
kutlamalarını diliyorum.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Nükleer Enerji ve Kullanılmış Yakıtlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Nükleer Enerji
» Enerji Çeşitleri ve Enerji Kaynaklari Nelerdir?
» Nükleer reaksiyon
» Enerji ve Hayat
» Türkiye'den nükleer için dev adım

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Fizik-
Buraya geçin: