ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Osman Han II (Genç Osman) Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Osman Han II (Genç Osman) Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Osman Han II (Genç Osman)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258096
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Osman Han II (Genç Osman) I231076_gsli

Osman Han II (Genç Osman) Empty
MesajKonu: Osman Han II (Genç Osman)   Osman Han II (Genç Osman) EmptyPaz Haz. 06, 2010 5:10 am

Osmanlı sultanlarının on altıncısı ve İslâm halîfelerinin seksen
birincisi. Babası Sultan Birinci Ahmed Han, annesi Mahfiruz Hadîce
Sultandır. 1604 senesinde İstanbul’da doğdu. İyi bir eğitimle
yetiştirildi. Arapça, Farsça, Latince, Yunanca, İtalyanca gibi doğu ve
batı dillerini öğrendi. Kuvvetli bir edebiyât, târih, coğrafya ve
matematik tahsili gördü. 26 Şubat 1618 günü babasının yerine tahta geçen
amcası birinci Mustafa’nın rahatsızlığı yüzünden tahtı bırakmaya mecbur
olması üzerine, Osmanlı sultânı oldu.
İkinci Osman’ın tahta çıkışının ilk aylarında İran ile barış antlaşması
imzâlanarak harbe son verildi. 1620 yazında Halil Paşa kumandasındaki
Osmanlı donanması İyonya Denizini kuzeye doğru geçerek Otranto Boğazında
Adriyatik’e geldi. Dıraz üssünde iki İtalya gemisini ele geçirdi. Daha
sonra batıdan doğuya doğru Adriyatik Denizine geçerek Manfredonia
Körfezine girdi ve İtalya’ya asker çıkardı. Kısa sürede Manfredonia
liman ve şehrini fethetti. Halil Paşa, bu zaferini Pâdişâha ve husûsî
bir mektupla da şeyhi Üsküdarlı Azîz Mahmûd Hüdâi hazretlerine bildirdi
ve çok hayır duâ aldı.

Bu sırada Boğdan Voyvodası Gratiani Osmanlıya karşı cephe almıştı.
İhâneti üzerine azledilen Gratiani Lehistan’a sığındı ve büyük destek
gördü. Bu devletten aldığı 50-60 bin kişilik bir kuvvetle Osmanlı
topraklarına saldırdı. Ancak Özi Beylerbeyi İskender Paşa, süratle
harekete geçip bu kuvvetleri Turla Nehrini geçerken imhâ etti. Düşman
ordusundan 120 top ile arabalar dolusu zahîre ganîmet olarak alındı.

Diğer taraftan Sultan Osman, Lehistan’ı ele geçirip, Baltık Denizine
çıkmak, orada bir donanma kurarak, Atlas Okyanusuna geçip Avrupa
Hıristiyanlığını, hem Akdeniz hem okyanus donanmalarıyla çember içine
almak gâyesiyle 21 Mayıs 1621’de Cumâ namazını kıldıktan sonra sefere
çıktı. 1 Eylül 1621’de Hotin önüne varıldı ve kale derhâl kuşatma altına
alındı. 35 gün devâm eden muhârebelerde kale birkaç defâ düşmek
durumuna geldiyse de yeniçerilerin itâatsizliği ve devlet adamlarının
arasındaki geçimsizlikler, kesin netîcenin elde edilmesine mâni oldu.
Ancak Nogay tatarlarının beyi Kantemir Mirzâ ile Kırım Hânının oğlu
Nûreddîn, Lehistan içlerine kadar akınlarda bulunarak pek çok ganîmetle
döndüler. Netîcede kış mevsiminin gelmesi üzerine Lehistan’la barış
yapılarak geri dönüldü.

Lehistan Seferinde tam muvaffakiyet elde edemeyen Sultan, bunun
sebebinin askerlerin gayretsizliği olduğuna inanıyor ve bâzı ıslâhâtlar
yapmak istiyordu. Kapıkulu ocaklarını kaldırarak, yerine Anadolu, Sûriye
ve Mısır Türklerinden müteşekkil, sâdece askerlikle uğraşan, pâdişâhın
emirlerine itâat eden bir ordu kurmak istiyordu. Aynı zamanda saray,
harem ve ilmiye teşkilâtlarında da esaslı değişiklikler düşünüyordu.
Ancak onun bu ıslâhât fikirlerine kapıkulu ocakları açıkça karşı
çıkıyor, ilmiye sınıfı da çok çekimser davranıyordu. Nitekim, Osman
Hanın hacca gitme arzusunu bahâne eden yeniçerilerle sipâhiler
ayaklandılar. Öncelikle Osman Hanın hacca gitmekten vazgeçmesi isteğiyle
başlatılan isyân, daha sonra bâzı devlet adamlarının kellesinin
istenmesiyle büyüdü. Netîcede, isyan, Sultan Osman Hanın hal’i ve Sultan
Mustafa’nın ikinci defâ tahta geçirilmesiyle son buldu.

İsyan sırasında Sultan Osman’ı ele geçiren câniler, revâ gördükleri ağır
ve kötü sözlerle Orta Câmiye götürerek orada hapsettiler. Genç
pâdişâhın mâruz kaldığı hakâretin haddi hesâbı yoktu. Yaptıkları ezâ ve
cefâ onu boynu bükük ve perişan bir hâle koymuştu. İkinci Osman Han,
kendisine eziyet eden ocak ağalarına karşı; “Dün sabah pâdişâh-ı cihân
idim, şimdi uryân kaldım; merhamet edip hâlimden ibret alın; dünyâ size
dahi kalmaz; hangi pâdişâhın kulları pâdişâhlarına bu ihâneti ettiler”
diyerek yalvardı ise de, bu sözlerin câniler üzerinde hiçbir tesiri
olmadı.

Orta Câmide Genç Osman’ın muhâfazasına Haseki Sarı Mehmed Ağa tâyin
edildi. Yeniçeriler, Sultan İkinci Osman’ın hayâtına dokunulmayarak
kafes hayâtı yaşamasını istiyorlardı. Nitekim, çok hâin bir kimse olan
yeni Sadrâzam Dâvûd Paşa onu öldürtmek için cebeci başına emir verince,
yeniçeri ağaları mâni oldular. Osman Han, hayâtına kasteden Dâvûd
Paşaya; “Behey zâlim, ben sana neyledim? İki defâ mûcib-i katl cürmünü
affedip öldürmedim, mansıp verdim, bana gadrin nedir?” diye bağırdı.

Buna rağmen, Dâvûd Paşa, cumâdan sonra en güvendiği adamları olan
cebecibaşı ile kalender uğrusu denen zâbite, Sultan Osman’ı Yedikule’ye
götürerek boğmalarını emretti. Eski sultanın Yedikule’ye götürülüşünü
seyretmek üzere yollara biriken halk, o târihe kadar görülmemiş
kalabalığı teşkil ediyordu.

Yedikule’ye gelindiği zaman, vakit akşama yaklaşıyordu. Dâvûd Paşanın
emriyle oraya kadar gelen binlerce asker dağıldı. Daha sonra Dâvûd Paşa,
cebecibaşına ve kalender uğrusuna dönerek; “Yanınıza sekiz cellâd alıp,
Osman’ın işini bitirin. Yarına kalmasın.” dedi.

Sultan Osman, günlerden beri perişân vaziyette, aç ve uykusuz olduğu
hâlde, kendisini son nefesine kadar müdâfaa etmeye karar vermişti. On
cellâdın ilk hücûmu netîce vermedi. Bire on nispet olmasına rağmen,
cellâtlar, silâhsız pâdişâhla mücâdele edemeyeceklerini anladılar.
Kementten başka silâh da kullanmak istemiyorlardı. Çünkü hânedândan
olanın kanı akıtılamazdı. Buna rağmen, dışarıdan balta alan cellatlara
genç sultan, büyük bir ustalıkla karşı koydu. Fakat arkasından gelen bir
cellat, baltası ile omzuna vurarak fenâ şekilde yaraladı. Bu durumu
fırsat bilen cebecibaşı kemendi Osman Hanın boynuna geçirdi ve yere
düşürdü. Diğer câniler de üzerine yüklenerek genç pâdişâhı şehit ettiler
(20 Mayıs 1622). Şehit Sultanın cenâzesi, o gece Topkapı Sarayına
götürüldü. Ertesi gün yapılacak cenâze törenine hazırlandı. Öğle
namazından sonra kılınan cenâze namazını müteâkip, Sultanahmed Camiinde
babasının türbesine defnedildi.

Genç Osman’ın şehit edilmesi, târihimizin en acıklı olaylarındandır.
Genç Osman’ın öldürülmesi, Anadolu’da bâzı isyânların çıkmasına sebep
oldu. Millet, pâdişâhın öldürülmesini hiçbir zaman hazmedemedi ve onun
kâtillerini nefretle andı.

Sultan İkinci Osman Han, güneş yüzlü, heybetli, yüksek himmet sâhibi,
bahadır bir pâdişâhtı. Fevkalâde iyi bir binici, silâh ve harp
âletlerini kullanmakta pek mâhirdi. Şecâat ve binicilikte akranı pek az
olup, şirin çehreli ve güzel tavırlıydı. Gençliğinin en parlak
günlerinde tahta çıkıp, tecrübeli, akıllı ve sâdık bir yardımcıya mâlik
olmayışı, kendisine bu hazin sonu hazırlamıştı. Yazmış olduğu şu beyt,
onun ıslâhat ve düşünceleri ile muhâliflerinin durumunu çok güzel ifâde
etmektedir.

Niyyetim hidmet idi saltanat ü devletime
Çalışır hâsid ü bedhâh ecel nekbetime

Sultan Genç Osman dînî ve fennî ilimlerde âlimdi. Fârisi mahlasıyla
yazdığı şiirlerinin toplandığı Dîvân’ı vardır.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Osman Han II (Genç Osman)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Osman Han III
» Osman Gazi
» Hz. OSMAN B. AFFÂN (r.a)
» Padişah torunu Osman Musul payını istiyor
» Osman Kavala, tarihi binaları yaşama katacak

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Tarih-
Buraya geçin: