ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Edmund Husserl Edmund Husserl - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Edmund Husserl Edmund Husserl - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Edmund Husserl Edmund Husserl - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258171
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Edmund Husserl Edmund Husserl - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri I231076_gsli

Edmund Husserl Edmund Husserl - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri Empty
MesajKonu: Edmund Husserl Edmund Husserl - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri   Edmund Husserl Edmund Husserl - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri EmptySalı Haz. 08, 2010 11:50 pm

(1859-1938)
Kesin bir bilim olma savıyla kurup temellendirdiği görüngübilim
felsefesiyle çağdaş kıta felsefesindeki hemen her akım üstünde etkili
olmuş, görüngübilimsel betimleme ve çözümlemeleriyle başta zihin
felsefesi ile varlık felsefesi olmak üzere felsefenin bütün alanlarında
derin kırılmaLara yol açmış XX. yüzyılin en önemli düşünürleri arasında
gösterilen Alman fılozof.

Düşünsel serüvenine klasik düşünürlerden Locke, Berkeley ve Hume 'un
başını çektiği İngiliz Deneyciliği'ni incelemekle başlamış olmakla
birlikte, Husserl daha sonra Descartes, Leibniz ve Kant 'ın
felsefelerine yönelerek döneminin egemen felsefe anlayışı "Yeni
Kantçılik" ile sıcak bir düşünsel ilişki içine girmiştir. Husserl 'in
birtakım felsefecilerden anlaması son derece güç yazılarının olduğu,
düşünürken ipin ucunu kaçırdığı, kendi söylediklerinin izini bir süre
sonra kendisinin dahi süremediği yönünde aldığı eleştiriler, kavraması
ve izlemesi son derece güç bir felsefe yordamı geliştirmiş olmasına
dikkat çekmesi bakımından önemlidir.

Husserl hemen bütün düşünsel yaşamı boyunca felsefeye yeni bir yön
çizme, yeni bir başlangıç noktası belirleme arayışı içinde olmuştur.
Görüngübilim adını verdiği bu arayışın çıkış noktasını, düşüncelerine
büyük değer verdiği hocası Franz Brentano'nun felsefesinde gözlemlediği
birtakım boşluklar oluşturmaktadır.

Nitekim Husserl 'in temellerini attığı görüngübilimin ana konusunu
"yönelmişlik" sorunu oluşturmaktadır. Bu anlamda Husserl'in hemen bütün
görüngübilim çabalan yönelmişlik düşüncesinin açıklığa kavuşturulması
olarak değerlendirilebilir. Husserl'in yönelmişlik konusu üzerine
ilgisinin temelinde çok büyük ölçüde hocası Franz Brentano 'nun
düşüncelerinin yatmakta olduğu bir gerçekse de sorunu ele alış
bakımından Brentano ile Husserl arasında son derece derin farklılıklar
söz konusudar.

Husserl'in bu bağlamda bütünüyle odaklandığı, Brentano 'nun
"Yönelmişliği bir şeyin bilinci olarak deneyimlenen yaşantıların kendine
özgülüğü yoluyla anlarız" tümcesidir. Bu tümceden de görüleceği üzere,
Brentano "bilincin yönelmişliği"ni belli bir nesneye yönelmişliği olarak
tanımlamaktaydı. Oysa bu tanım Husserl'e göre özellikle halüsinasyon
(varsam) ve derin yanlış algılamalar sorunu karşısında büyük güçlükler
çıkarmaktaydı. Bunun yanında, söz konusu tanım bilincin yönelmişliğinin
tam olarak neden oluştuğu sorusunu yanıtsız bırakmaktaydı.

Husserl bu eksikliklere ya da boşluklara bağlı olarak bilinci bir
nesneye yönelmiş kılan bilinç özelliklerinin neler olduğu üzerine
ayrıntılı bir çözümleme sunma yoluna koyulmuştur. Bilincin bütün
özelliklerinin hepsini birden *noema diye tanımlayan Husserl, "noema"nın
belli bir zamanda bilinci görünüşte bir nesneye yönelmiş olarak
kendisini gösteren edim ile birleştirdiği saptamasında bulunmuştur. Bu
anlamda "noema" bilinç ediminin yöneldiği nesne olmaktan çok
bilincimizin nesneyle ilişkiye geçmesini olanakli kılan yapıdır.
Bilincin yönelmişliğini oluşturan yapı olarak "noema"nın Husserl 'e göre
iki temel bileşeni vardır. İlki deneyimin çeşitli bileşenleri ile
nesnenin çeşitli özelliklerini birleştiren "nesne anlamı"yken, ikincisi
çeşitli türden edimleri birbirinden ayırt eden (sözgelimi, bir nesneyi
algılama edimini, o nesneyi anımsama ya da o nesne üzerine düşünme
edimlerinden) thetik bileşendir. "Thetik" bileşen bu noktada bir nesneye
gerçeklik niteliği kazandırmak açısından son derece önemlidir. Bu
noktada dikkat edilmesi gereken önemli nokta, bir kişiyi algıladığımızda
sanıldığının tersine Fıziksel bir nesne ya da cisim algılamamıza bağlı
olarak orada bir kişi olduğu çıkanmını yapmadığımızdır; çünkü burada
algıladığımız kişi kendi bakış açısından dünyayı yapılandıran ve
deneyimleyen bir kişidir. Bu anlamda "noema" her zaman için bir kişinin
"noemâ'sıdır. Bu durum salt fıziksel nesneler için de aynıdır; yani
kişileri algılamak fiziksel nesneleri algılamaktan daha gizemli bir şey
olmadığı gibi, anlamak için daha başka süreçlere başvurmayı gerektiren
bir şey de değildir Husserl'e göte. Dolayısıyla bir fıziksel nesne
görüldüğü vakit burada görülen duyu verileri değildir; yani görülenden
elde edilen duyu verilerinden hareketle orada bir fıziksel nesne
bulunduğu çıkarımında bulunüyor değilizdir. Nesneyi görmemizi olanakli
kılan bütünüyle o anki "noema"mızın fiziksel nesnenin "noema"sı
olmasıdır. Bu durum Husserl'in gözünde bütün eylemler için de aynen
geçerlidir. Bir eylem ile karşılaştığımızda, gördüğümüz bedensel
harekete dayali olarak ortada bir eylem olduğunu çıkarıyor değilizdir.
Nirekim Husserl nesnenin "verili" olarak deneyimlendiği her türden edim
için "görü" (*Anrıhaun) terimini kullanmaktadır.

"Noemata" (görüngü) daha ilk bakışta Frege 'nin "üçüncü dünya"nın
nesnelerini, daha açık söylenirse dilsel anlamların anlamlarını
andırmaktadır. Nitekim Husserl'e göre, "noema anlam kavramının bütün
edim alanlarına genellenmesinden başka bir şey değildir. Nasıl ki bir
ifadenin anlamı ile o ifadenin gönderimi arasında bir ayrım yapmak,
gönderimi olmayan ifadelerin anlamlı kullanmalarına açıklık
kazandırıyorsa, Husserl'e göre bir edimin "noema"sı ile nesnesi arasında
ayrım yapmak da aynı biçimde Brentano felsefesindeki nesnesi olmayan
edimler sorununun ortadan kalkmasına yardım etmektedir.

Bilincin yönelmişliğini yalnızca belli bir nesneye yönelmişlik olarak
temellendirmek Husserl 'e göre yönelmişliği anlamamanın başlica
nedenidir. Dolayısıyla söz konusu soruna karşı Husserl'in getirdiği
çözüm en iyi anlatımını "bilincin her zaman belli bir şeyin bilinci
olduğu" ifadesinde bulmaktadır. Daha açık söylemek gerekirse, bilincin
kendisi her zaman için kendi yönelmişliği için "bir nesne görevi"
görmektedir. Bu nedenle bilincin yönelmişliğini açıklamak amacıyla
ortada muhakkak belli bir nesnenin olması gerekmez. `Bilincin kendisinin
kendisi için nesne görevi görmesi" deyişi tam anlamıyla Husserl'in
yönelmişlik anlayışının can damarını oluşturmaktadır. Nitekim tam bu
noktada Husserl 'in yönelmişlik sorunu bağlamında Brentano'dan
ayrılışının ikinci remel nedeni ile karşılaşılmaktadır.

Husserl ancak bilincin yönelmişliğinin neden oluştuğu sorusunun
yanıtlanmasıyla yönelmişliğin tam olarak kavranabileceği saptamasında
bulunmaktadır. Bu sorunun yamanı verecek olan da yeni bir disiplin ya da
1911'de L.ogos dergisinde yayımlanan yazısının başlığı olan kendi
albenili deyişiyle "Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe" ye karşılik gelen
"görüngübilim"dir.

Husserl'e göre algılama ediminde sahip olduğumuz "noema" duyumsal
düzeylerimizde olan bitenler nedeniyle sınırlanmasına karşın, bu
sınırlanışın olanaklarımızı sınırlandırması gibi istenmeyen bir durum
söz konusu değildir. Bu nedenle verili bir durumda bir adamı
algılayabiliyor olmamız, ama aradan çok geçmeden onun yalnızca cansız
bir manken olduğunu görmemiz doğrudan doğruya bir "noema" kaymasına
karşılık gelmektedir. Bu türden bir "noema" kaymasının her zaman için
olanakli olması bütünüyle algının her zaman için yanılabilir olmaya açık
olmasının doğal bir sonucudur. Husserl , sahip olduğumuz "noema"yı
sınırlandıran bu sınır durumları *hyle diye adlandırmaktadır. "Hyle"
bizim tarafımızdan deneyimlenen nesnelere karşılık gelmekten çok, duyu
organlarımız etkilendiğinde belirgin bir biçimde edindiğimiz özel türden
deneyimlerle özdeştir. Bu anlamda doğal davranış düzeneğimizde çoğunluk
fıziksel nesne ve olaylarca, onların renk, dış görünüş gibi
özelliklerince emilmekte ya da özümlenmekteyizdir. Çeşidi nesnelerce
paylaşılan bu genel özelliklere Husserl, özler ya da "*eidos" (Wesen)
demektedir. Özler her zaman için Husserl 'in anlayışında en gelişkin, en
yetkin örneği matematik olan "eidetik" (*özeyönelik) bilimlerin (olgu
bilimlerinin karşısında yer alan, öz görüngüsünde verilmiş olanı
inceleyen bilimlerin; özbilimin) inceleme konusudur. "Eidetik"
bilimlerde bütün dikkatimizi somut bireylerden ya da tikellerden
kopararak onlar arasında ortak olanın ne olduğuna yöneltiriz. Husserl bu
dikkatin yönünü değiştirme işlemini, bizi doğrudan doğroya "eidos"a
götürdüğü için "eidetik indirgeme" diye adlandırmıştır.

Husserl buna karşı doğal davranışı bütünüyle bir kenara bırakarak,
nesneleri ayraç içine alarak, yalnızca kendi bilincimiz ile onun
yapıları üstüne yoğunlaşmaya ise "aşkınsal indirgeme" ya da *epoklıe
adını vermektedir. İlkece birbirinden ayrı bu iki indirgeme biçimine ek
olarak Husserl bu ikisinin bileşiminden oluşan "görüngübilimsel
indirgeme" diye bir üçüncü indirgeme biçimi daha temellendirme gereği
duymuştur. Bu son indirgeme bizi doğrudan doğruya görüngübilimin temel
araştırma konusu görüngüye, yani "noemata"ya götürmektedir. Husserl'e
göre "noemata" içeriğini tam olarak tüketmenin olanaksız olduğu son
derece zengin nesnelerden oluşmak- tadır. Dolayısıyla Husserl 'in
görüngübilim adım verdiği kesin bilim, yaşantılarımızdaki, çeşitli
deneyimlerimizdeki aşkınsal öğelerin, yani "noema", "*noesis" ve
"hyle"nin görüngübilimsel indirgeme yoluyla açığa çıkarılmasına çalışan
bilimdir. Husserl için görüngübilim son çözümlemede öznel bir bakış
açısı araştırmasıdır. Bilimde nesnellik ve nesnel bilgilese ulaşma
amaçlanır. Bu amaç doğrultusunda farklı gözlemciler arasındaki
Farklılıklar deneyler ile gözlemlerin düzenlenimi yoluyla en aza
indirgenmeye çalışılir. Buna karşı görüngübilim bütünüyle her öznenin
dünyayı farklı bir biçimde yapılandırıp kurma biçimleri üzerine
odaklanır. Ancak burada geleneksel felsefelerin tersine "öznelerarası"
etkileşim ve iletişim temelinde öznel olana yönelik bir arayış söz
konusudur: "Öznelerarasıcılik Görüngübilimi".

Husserl'in başlıca yapıtları arasında

Philosoplıie derArithmetik Psychologische und logische Untersuchungen
(Aritmetik Felsefesi: Ruhbilimsel ve Mantıksal Soruşturma, 1891)

Logische Untersuchungen (Mantık Araştırmaları, 2 cilt, 1900-1901)

Ideen zur einer reinen Phânomenologie und phanomenolagischen Philasophie
(Arı Bir Görüngübilim ile Görüngübilimsel Felsefe Üstüne Düşünceler,
1913)

Erste Philosophie (İlk Felsefe, 1923-1924);

Formale uırd transzendentale Logik: Veıruch'einer Kıitik der logdrıhen
Vernuııft (Biçimsel ve Aşkınsal Mantık Mantıksal Usun Eleştirisi
Denemesi, 1929)

İlkin Fransızca yayımlanan Cartesianische Meditationen/Meditatioıır
cartesiennes (Descartesçı Derindüşünmeler, 1931)

Die Krisiz der europaischen Wissenchaften uınd die transzendeııtale
Phenomenologie: Eine Einleituııg in die phanomeııologirche Philosophie
(Avrupa Bilimlerinin Bunalimı ve Aşkınsal Görüngübilim: Görüngübilimsel
Felsefeye Giriş, 1936) sayılabilir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Edmund Husserl Edmund Husserl - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Platon - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
» Empedokles - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
» Parmanides - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
» Thales - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
» Epiktetos - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Felsefe - İnsan İlişkileri-
Buraya geçin: