ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Walter Benjamin - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Walter Benjamin - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Walter Benjamin - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258171
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Walter Benjamin - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri I231076_gsli

Walter Benjamin - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri Empty
MesajKonu: Walter Benjamin - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri   Walter Benjamin - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri EmptySalı Haz. 08, 2010 11:59 pm

(1892-1940) XX. yüzyıl kültür Felsefesinin en önde gelen düşünürlerinden
Alman estetik ve yazın kuramcısı. "Der Begriff der Kunstkritik in der
deustchen Romantik" (Alman Romantizminde Sanat Eleştirisi Kavramı ) adlı
çalışmasıyla doktora derecesini alan Benjamin Frankfurt Üniversitesi'ne
girmek için 1925'te, artık bir klasik sayılan Unsprung des Deustchen
Trauerspiels (Alman Tragedyasının Kökeni ) bitirdi. Bu başvurusunun
başarısız olması üzerine Benjamin zaten pek de sıcak bakmadığı akademik
kariyer yapma düşüncesinden vazgeçti.

Bir süre gazetecilik yaptığı Berlin' de Bertolt Brecht, Ernst Bloch,
Theodor Adorno gibi sol kanat aydınlarla tanışır. Bu adlarla yakınlık
kurması, Benjamin'in -yakın arkadaşı, Yahudi gizemciliğinin önde gelen
adı Gershom Scholem'in de etkisiyle- gençlik yıllarından beri ilgi
duyduğu Yahudi gizemciliği ile Kabala'dan gitgide uzaklaşarak Marxçılığa
yönelmesinde oldukça etkili olmuştur. Benjamin 1933 yılında yaklaşan
felaketin farkında olarak Paris'e göç etti. Burada bir yandan dönemin
gözde edebiyat dergileri için eleştiri ve denemeler kaleme alırken, bir
yandan da Adorno ile Horkheimer 'in çabalarıyla Amerika'da yayımlanmaya
devam eden "eleştirel kuram'ın sesi" Toplumsal Araştırmalar Dergisi nı
yazılarıyla destekledi. Benjamin , sanatın biçimci çözümlemelerini,
tarihsel bir yaklaşım oluşturmak üzere toplumsal kuramlarla birleştirir.
Bilindiği üzere, dönemin estetik kuramlarının gündemini, doğa
bilimlerinin erişebileceğinden çok daha köklü ve yapıcı bir evreni ancak
sanatın ifade edebileceğine inanan Nietzsche belirlemektedir. Nietzsche
'nin pek çok izleyicisi aynı görüşü insan bilimleri için de
savunmaktadır. Bu yaklaşımlara, sanata tarih içinde bir yeri uygun gören
Marxçılar karşı çıkmıştır. Onlara göre bu tarih, siyasaldı ve sanatın
doğası, siyasal mücadelesi için seçtiği tarafı belirlerken
tüketilmiştir. Bir başka deyişle, sanat kendi doğasını bile kurmaktan
uzaktır; sanat yalnızca siyasal altyapının üstyapıdaki yansımasıdır.
İşte çağcıl (modem) estetik kurama egemen bu iki kamp arasındaki
Benjamin hem kişisel yapısı hem de ilişkilerinin sonucu daha çok
Marxçılara yakındır.

Benjamin in tasarısı, birtakım "gelişmeci" basit ölçütlere saplanıp
kalmadan, özerk biçimde ekonomi politik ilkelere uygun olarak
betimlenebilecek çerçevelerle sanatın uğraşma biçemini açığa çıkarma
olarak görülebilir. Marxçıların sanatı yalnızca bir üstyapı görüngüsü
olarak ele alişını böylelikle bir kenara koyan Benjamin, bir anlamda
Nietszche 'nin metafızik görüşlerine de yakınlaşmış olur.

Benjamin in görüşleri iki evrede ele alinabilir. "Goethes
Walılverwandtschaf ten" ("Goethe'nin Seçmeci Yakınlıkları ", 1922) adli
yazısıyla başlayan ve Alman Tragedyasının Kökeni (1928) adli yapıtıyla
doruğa ulaşan ilk evrede Benjamin , sanatın pragmatik duruşları
benimsediği tarzların açığa çıkarılmasıyla uğraşır. Kendisinin sanata
"simgeci" yaklaşım adını verdiği bu noktada, ister eleştirmenlerce
isterse sanat yapıtlarının kendilerince savunulmuş olsun, sanat
gerçekliğin zorunlu yapılarıyla doğaüstü bir ilişki içindedir. Sanat,
(Goethe'de olduğu gibi) boş inançlarla dolu yazgıcılık içinde ya da
(XVII. yüzyıl dramalarının kimilerinde oldugu gibi) Tanrı'nın yaratma
yetisinin anlaşılması için sanatın sığasına (kapasitesine) duyulan saf
güvenle piyasaya ya da görücüye çıkar.

Bu görüşle taban tabana karşıtlık içindeki görüş, Benjamin 'in
"melankoli"diye adlandırdığı, bilim savlarına ve deneysel bilgiye karşı
kuşku duyan duruştur. Melankoli sanatçı Tanrı'nın gerçekliğine erişmenin
umutsuz bir çaba olduğunu göstermek için alegoriler (yerineler) ve
nükteler tasarlar. Barok trajik dramaları bu tavrın tipik birörneğidir.
Ne var ki bu, öykünmeci gerçekliğin ya da simgeciliğin sorunlarına karşı
aceleyle verilmiş bir tepkidir. Zira, sanatçıların müdahaleci
pragmacılık denebilecek üçüncü bir seçenekleri daha vardır. Bu,
sanatçıların, kendi etkinliklerini daha geniş siyasal bir çerçeve
içerisinde algılama yetilerine bağlıdır. Benjamin'e göre sanatçılar bunu
yapabilirlerse, "tarihin açık gökyüzü alanda uyanacaklardır; ancak
müdahaleci sanatın bu kesin doğası, ilk dönem yapıtlarında bulanık
kalmıştır.

1920'lerin sonlarından başlayarak Benjamin 'in yapıtlarının, sanatın
nasıl bir siyasal kimlik varsaydığını ortaya koymakla ilgili olduğu
görülür. Bu evrede önemli olan, sanatın toplumun önüne nasıl gk- ağı ve
söz konusu toplumun çalışanlarınca, gönüllü ya da gönülsüz, nasıl
özümsendiği konularıdır. Böylelikle de Benjamin'in gözünde teknoloji
kuramı ve tarih kuramı anlayışları daha bir ön plana çıkar. Benjamin 'in
sanat ve teknoloji üzerine en önemli denemesi, "Das Kunstwerk im
Zeitalter seiner technischen Reproduzierbatkeit"dıt ("Tekniğin
Olanaklarıyla Çoğaltılabildiği/Yeniden üretilebildiği Çağda Sanat
Yapıtı, 1935). İlkel toplumsal koşullar alanda sanat, kutsallığın
simgeselleştirilmesi gibi, temelde törensel bir işleve sahiptir; yüksek
bir "kült" (tapınç; tapılası şey) olarak değerlendirilir. Ancak, halkın
bunlara erişme olanağı oldukça sınırlıdır. Oysa çağcıl dönemde yüksek
kültür, sanat yapıtlarını müzelerde, konser salonlarında ve operalarda
seçkinlere sunar. Kitle iletişim araçlarının katkısıyla, özünü
yitirmeden çoğalabilen ama ereksiz kalan sanat artık müdahaleye açık
hale gelmiştir. Böylece sanat, siyaset gibi geniş toplumsal dinamiklerle
kaynaşmıştır.

Tarih kuramı, Benjamin'in son ürünü olan "Über den Begriff der
Geschiclıte" nin ("Tarih Kavramı Üzerine" , 1940 aynı yazı daha sonra
ufak değişiklikler yapılarak "Geschiclıtsphilosophisclıe Thesen"/"Tarih
Felsefesi Üzerine Savlar" adıyla da yayınlanmıştır} konusudur. Tıpkı
estetik anlayışının ortodoks Marxçılıktan kopuşundan türemesine benzer
biçimde, tarih görüşleri de "gelişme" düşüncesine beslediği inançtan yüz
çevirmesine dayanır. Tarihin gidişi kökten biçimde bozulur: Kimliklerin
ancak yalıtılmış ve olumsal mücadele edimleri sonucunda ortaya çıktığı
inişlı sürekli bir "olma durumu" (o/nf) diye görülür. Tarihin "anlamı"
kuramsal olarak kavranmaktan uzaktır bu anlam yalnızca kurtarıcı
anımsamalar doğurur. Bu açıdan, tarihçinin görevi, günümüz çalışmalarına
ışık tutacak özgürlük mücadelelerini anlatmak olacaktır.

Nazilerin iktidara geleceğinin iyiden iyiye anlaşılmasıyla 1933'te
gittiği Paris'ten, yaklaşık yedi yıl sonra yine Nazilerin baskısı sonucu
Ispanya'ya kaçarken gerekli izni alamayışının verdiği umutsuzlukla
canına kıyan Walter Benjamin günümüzde de önemini geniş ölçüde
korumaktadır. Ölümünün ardından denemelerinin çoğıı kitaplaştırılan
Benjamin ' in diğer önemli yapıtları arasında Einbahnstrasse (Tek Yönlü
Yol , 1928), Berliner KindGeiJrım Neırhnhundert (1900'lerde Berlin
Çocukluğu , 1950) ve Illimunationen (Aydınlamalar , 1961) sayılabilir

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Walter Benjamin - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Platon - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
» Empedokles - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
» Parmanides - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
» Thales - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri
» Epiktetos - Yaşamı Ve Savunduğu Düşünceleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Felsefe - İnsan İlişkileri-
Buraya geçin: