ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Sultan Sencer Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Sultan Sencer Uyeol

Sitemizi REKLAMSIZ şekilde gezebilmek için, bütün bölümlere erişebilmek için ve tam anlamıyla faydalanabilmek için lütfen ÜYE OLUNUZ, eğer üye iseniz lütfen GİRİŞ YAPINIZ
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sultan Sencer

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rebellious
No-Post !
Rebellious


Favori Oyuncu : Metin Oktay
Mesaj Sayısı : 14623
Puan : 258167
Rep : 2564
Yer : Ali Samiyen
Cinsiyet : Erkek
Kayıt tarihi : 19/08/09
Sultan Sencer I231076_gsli

Sultan Sencer Empty
MesajKonu: Sultan Sencer   Sultan Sencer EmptyPaz Haz. 06, 2010 5:07 am

Büyük Selçuklu Sultânı. Melikşah’ın oğludur. Babasının bir seferi
sırasında, 1086 yılında Sincar’da doğdu. Küçük yaşından îtibâren ilim
öğrenmiş, devlet idâresinde tecrübe kazanmış ve ağabeyi Sultan
Berkyaruk’a devlet işlerinde yardımcı olmuştur.

Sencer, gerek ağabeyi Berkyaruk’un, gerekse diğer ağabeyi Muhammed
Tapar’ın saltanatları zamânında, devlet hizmetinde bulunarak millî
birliğin temini için elinden gelen yardımı yaptı. Doğuda ortaya çıkan
isyânları bastırdı. Bu esnâda gösterdiği başarılar sebebiyle Horasan
melikliğine tâyin edilen Sencer, taht mücâdeleleri dolayısıyla Selçuklu
Devletinin içinde bulunduğu durumdan istifâde ederek, Selçuklu
topraklarına saldıran Şarkî Karahanlı Hükümdârı Kadir Hanın
saldırılarını bertaraf etti (Haziran 1102). Gazneliler Devletini tâbi
duruma soktu. Gazne’de hutbe, sıra ile; halîfe, sultan, sonra Melik
Sencer ve nihâyet Gazne sultânı Behramşah adına okundu (1118).

Sencer, ağabeyi Berkyaruk’un vefâtından sonra sultan olan diğer ağabeyi
Muhammed Tapar ile de samîmî ve gösterişsiz münâsebetlerini devam
ettirdi. O, doğu bölgelerinde siyâsetini icrâ ederken, Sultan Muhammed
batı ile ilgileniyordu. Yâni Sultanla müstakbel sultan birbirini
tamamlıyorlardı.

Babası Melikşâh’ın siyâsetini tâkip eden Sencer, Horasan’dan îtibâren,
devletin doğusunda Selçuklu düzenini yeniden kurdu. Böylece Selçuklu
Devleti, doğudan emin olarak batıda mücâdelelerine devâm etti.

Muhammed Tapar’ın ölümü üzerine (18 Nisan 1118), henüz küçük yaşta
bulunan oğlu Mahmud, devlet erkânı tarafından, Büyük Selçuklu Devleti
tahtına çıkarıldı. Diğer taraftan Sencer de Horasan’da kendisini sultan
îlân etti (14 Haziran 1118) ve sultanlığını halîfeye tasdik ettirdi.
Sencer’in tek başına Büyük Selçuklu Sultânı olabilmesi için, tahta
çıkarılan Mahmud’un bertaraf edilmesi lâzımdı. 14 Ağustos 1119’da
Save’de amca-yeğen arasında yapılan savaş, Sencer’in gâlibiyetiyle
netîcelenince Sencer, Büyük Selçuklu sultânı oldu. Devletin merkezi,
Irak-ı Acem’den Horasan’a nakledildi.

Mahmud’la yapılan anlaşmaya göre, Rey, Sencer’de kalmak üzere,
imparatorluğun batı tarafları Mahmud’a verilecekti. Ancak Mahmud, hem
sultan unvânını koruyacak, hem de Sencer’e tâbi olacaktı. Böylece Irak
Selçukluları Devleti kurulmuş oldu. (Bkz. Irak Selçukluları)

Sencer, 1113’te Semerkant’a, 1114’te Gazne ve Gurlular üzerine sefer
yaparak, bölgede hâkimiyetini kurdu. Ayrıca Irak, Âzerbaycan,
Taberistan, İran, Sistan, Kirman, Harezm, Afganistan, Kaşgar ve
Mâverâünnehir’de hakimiyet kurdu. Uzun zaman saltanat mücâdeleleri
geçiren devleti, yeniden tanzim etti. Âdeta, devleti yeniden kuran
Sencer, idâreci kadroyu da yeniden tâyin etti. Irak-ı Acem’in yarısı ile
Gilân bölgesini Şehzâde Tuğrul’a; Fars eyâletiyle, İsfehan ve
Huzistan’ın yarısını ise Selçuk Şâha verdi. Kendisi de Sultan-ül-a’zam
unvânını aldı. Diğerleri ona tâbi oldular.

Bu birlik bir müddet böyle devâm etti. Fakat Halife Müsterşît ile bir
ittifak kuran Mahmud, amcasına isyân hazırlıklarına başladı. Bunu haber
alan Sencer, Mahmud’un üzerine yürüdü. 26 Mayıs 1132’de yapılan Dînever
Savaşı, Sencer’in gâlibiyetiyle netîcelendi. Sencer, yanında getirdiği
diğer yeğeni (Mahmud’un küçük kardeşi) Tuğrul’u, Irak Selçukluları
tahtına çıkardı ve ona bâzı tenbihlerde bulunarak geri döndü.

Daha sonra Karahanlıların isyânını bastıran Sencer, 1136’da Gazneliler
ve 1141’de Harezm’in isyânını bastırdı. 1141’de gayrimüslim
Karahitayların, Karahanlılara hücûmuna mâni olmak isterken, Semerkant
yakınlarındaki Katavan sahrasında Karahitaylara mağlup olması, uzun
süren saltanatının dönüm noktası oldu ve onu son derece telâşa düşürdü.
Belh’i kaybetti.

Sencer’in bu mağlûbiyeti, gerek Müslüman, gerekse Hıristiyan dünyâsında
büyük akisler yaptı. Mağlûbiyeti fırsat bilen Harezmşâh Atsız, Horasan
ve Sencer’in pâyitahtı Merv’i istilâ etti ve hazîneleri alıp götürdü.
Sencer’in, Harezm’e sefer yapacağını öğrenen Atsız, ona karşı meydan
muhârebesi vermeyi göze alamadı, tekrar itâatini arz edince affedilerek
hazîneleri iâde etti. Bu uzlaşma, hiçbir şeyi halletmedi ve Sencer,
Atsız’ı iknâ etmek üzere meşhûr şâir Edib Sâbir’i elçi gönderdi. Atsız,
tertip ettiği bir suikastla Edib Sâbir’i öldürtünce, Sencer, üçüncü defâ
Harezm’e sefer yapmaya mecbur oldu (1147). Sencer, pâyitaht kapılarına
dayanınca, Atsız af dilemek üzere elçi gönderdi. Sultan yine affetti.

Bu esnâda, Sencer’in kumandanlarından Kumac, bağımsızlık îlân eden Gur
Sultânı Alâeddîn Hüseyin Cihansuz’a yenilmişti. Sultan Sencer, Gurlulara
karşı sefer hazırlıkları yaparken, Gurlular, Gaznelilerle savaşa
tutuştu. Netîcede Gazneliler, kesin yenilgiye uğradı ve Behramşâh
Hindistan’a kaçtı. Gaznelilerin başkenti, Gur hükümdârı Alâeddîn Hüseyin
Cihansuz tarafından yerle bir edildiği sırada, Sultan Sencer de,
Gurlulara haddini bildirmek için yola çıkmıştı. Haziran 1152’de yapılan
savaşta Gurlular mağlup ve hükümdârları da esir edildi. Gur idâresi,
tekrar Alâeddîn Cihansuz’a verildi. Sencer, Katavan sahrasındaki
yenilgiden beri, ilk defâ büyük bir zafer kazanmış ve tekrar îtibârını
yükseltmişti.

Fakat, bu defa Oğuzlarla, Selçuklu emirleri arasındaki ayrılık büyüdü ve
bir kısım emîrlerin ısrârı üzerine, Oğuzlarla Belh vilâyeti içinde
savaşa mecbur oldu (Mart ve Nisan 1153). Savaş, Selçuklu ordusunun
mağlup olmasıyla sonuçlandı. Sultan esir düştü. Tâbi bulundukları
Selçuklu Devletinin büyük sultânını esir alan Oğuzlar, beklemedikleri bu
netîceden sonra, birden bire kendilerini devletin başında buldular.
Esir Sultan’ı Tahta oturtuyor, gereken saygıyı gösteriyor; fakat gece de
demir bir kafese koyuyorlardı. Her ne kadar Sencer, aralarında esir
sıfatıyla bulunmuşsa da, kendilerinden birini sultan yapmayarak, esir
hükümdârı tahta oturtup saygı göstermeleri; Oğuzların, Büyük Selçuklu
Devletini devam ettirmek istediklerini gösteriyordu. Fakat Büyük Sultan,
Oğuzların elinde esâret altında hükümdâr olmaktansa, tahtı terk etmeyi
tercih etti. Merv hânkâhına kapandı. Yine esâret devâm ediyordu. Üç yıl
süren esirlik hayâtında çok sıkıntılar çekti. Kumandanlarından Kumac’ın
torunu Mueyyed Ayaba tarafından, Oğuz muhâfızları kandırılarak, Nisan
1156’da kurtarıldı.

Ancak kurtuluşundan bir yıl sonra, 29 Nisan 1157 senesinde vefât ederek,
Merv’de kendi yaptırdığı türbesine defnedildi. Vefâtında, 91
yaşındaydı.

Kırk yıl süren saltanatı boyunca Sencer, doğu ve batı olmak üzere iki
cepheli bir siyâset tâkip etmiştir. Fakat siyâsetinin ağırlık noktasını
hep doğu teşkil etmiştir. Önce batıyı tanzime uğraşan Sencer, burada bir
türlü istediğini yapamamıştır. Çünkü hâdiseler onu doğuya çekerken,
batı tamâmen ihmâl edilmiştir. En ufak bir bahâneyle hep doğuya hareket
eden Sultan’ın, bunda ne kadar haklı olduğunu, Katavan Savaşı ve Oğuz
isyânının doğuda patlak vermesi göstermiştir.

Sencer zamânında halk refah içindeydi. Mevcut nizamı bozmak için ortaya
çıkan Bâtınîlik ve İsmâilîlik cereyânı, devlet tarafından alınan bütün
tedbirlere rağmen, câhiller arasında yayılmaya devâm etmiş, kaleden
kaleye sıçrayarak, bir taraftan Sûriye’ye, diğer taraftan devletin
belkemiği olan Horasan’a doğru yayılmıştı. Her tarafta bir tedhiş
hareketi almış başını gidiyordu. Fakat Sultan, saltanat mücâdeleleri, iç
karışıklıklar ve doğudan gelen saldırılar sebebiyle, onlarla yeteri
kadar ilgilenemedi.

Sencer devrinin en büyük âlimi, İmâm-ı Gazâlî hazretleridir.

Babası Melikşâh devrinde de bulunmuş olan İmam-ı Gazâlî hazretleriyle
Sencer’in münâsebetleri meşhurdur. Ahmed Nâmık-i Câmî ile de münâsebeti
olan Sencer, âlim ve şâirleri sarayından eksik etmezdi. Bunun netîcesi
olarak, uzun süren saltanatı zamânında Sultanın teveccühüne mazhar olan
pek çok âlim, sanatkâr, tabip yetişmiştir. Allah adamlarının yanında
bulunmaktan hoşlanan Sultan Sencer, onların nasîhatlerini can kulağıyla
dinler, hatâ yaptığında îkâz etmelerini ricâ ederdi. Kim olursa olsun
kendisine yapılan şikâyeti sabırla dinler, adâleti yerine getirirdi.

Sultan Sencer’in teşvikleriyle Horasan, bütün İslâm dünyâsına ve bu
arada Anadolu’ya devamlı şekilde din ve ilim adamı sevk eden bir merkez
olmuştu. Sencer zamânında Selçuklu devlet teşkilâtı da en sağlam hâlini
almıştı.

Sencer, daha sağlığında, babası Melikşâh kadar büyük bir hükümdâr
sayılmıştır. Ölümünden sonra da kaynaklarda yine Melikşâh ile birlikte,
örnek hükümdâr olarak gösterilmiştir.

Hadîs-i şerîf rivâyet edebilecek kadar ileri derecede ilim sâhibi olup,
hadis âlimleri arasında sayılmıştır. Farsça şiirler yazdığı da
bilinmektedir.

Daha hayattayken Merv’de yaptırdığı türbesi, büyük bir sanat eseri olup,
devrinin medeniyeti hakkında fikir vermeye yeter.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.arenafutbol.org
 
Sultan Sencer
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Raziye Begüm Sultan
» Sultan Abdülhamid'in Petrol Kuyuları
» Fatih Sultan Mehmed
» Kanunî Sultan Süleyman
» Yavuz Sultan Selim

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ArenaFutbol | Futbol'a Dair Her Şey :: AF Cafe :: Eğlence :: Hazır Ödev ve Tezler :: Tarih-
Buraya geçin: